Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1918 E. 2023/1465 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1918 Esas
KARAR NO: 2023/1465
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2019
NUMARASI: 2018/110 2019/674
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ve dava dışı …’un birlikte … Tic. Ltd. Şti’ni 10/05/2010 tarihinde kurduklarını, şirkete kuruluşundan önce davalı …’dan 160.000 EURO bedelle … marka 5070 4 renk 98 model baskı makinesi satın aldıklarını, taraflar arasında işbu makinenin alım satımına dair yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davalı …’ın makine bedelini müvekkillerine fatura etmediğini, makinenin müvekkili şirkete teslimi ve montajının … tarafından yapıldığını, müvekkili … ve ortağı … davalıdan almış oldukları makineye karşılık davalıya 40.000 EURO bedelli (toplamda 160.000 EURO tutarlı) 31/12/2010 vade tarihli 30/06/2011 vade tarihli 31/12/2011 vade tarihli 30/06/2012 vade tarihli 4 adet şahsi senetlerini … namına düzenlemek kaydıyla teminat amaçlı verdikleri, söz konusu senetlerde tanzim tarihi bulunmadığını, 30/12/2010 vade tarihli 40.000 EURO tutarlı senet sebebi ile borçlu olmadıklarının ve senet sebebi ile yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından borçlu olmadıklarının tespitini, takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını ve yargılama sonunda takibin iptalini, davalı …’ın takipte haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile alacağın %40’ından az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … şirketi yönünden davanın husumet yokluğundan reddini, davalı …’ın alacaklı olduğu diğer davalı …’dan alacağına karşılık 30.06.2011 vadeli 40.000 EURO bedelli senedi temlik cirosuyla teslim aldığını, senedin vadesinde ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, davacının …’a 160.000 EURO borcu olduğunu, bunun kargılığında 154.353,00 TL ödeme yaptığını ikrar ettiğini, ancak borcun bakiyesinin ödendiği veya temlik edildiğine dair bir sözleşme veya ödeme belgesi sunulmadığını, davacının takip konusu senetle ilgili borcun ödendiğine ve ortadan kalktığına ilişkin bir belgeyi dava dosyasına sunmadığını, takibe yasal süre içerisinde itiraz etmediğini, açılan davanın takibi engellemek amaçlı kötü niyetli olarak açıldığını, davacılar ile dava konusu makinenin 210.000 EUR. + KDV bedelle satışı yapıldığı konusunda anlaşma yapıldığını, ayrıca davacının diğer davacı …’a gönderdiği 30.05.2011 tarihli ihtarnamede makinenin bedelinin makinenin vadeli satıldığı için satışın 210.000 EURO + KDV üzerinden yapıldığının anlaşıldığının, anlaşma gereği 50.000 EURO peşin, bakiye 160.000 EUR. 4 eşit taksitte ödeneceğini, peşinatın 30.000 EURO kısmının banka havalesiyle, 20.000 bedelini elden teslim aklığını, davacılara yapılan iş karşılığı borçlarından mahsup edilmek üzere 155.000,00 TL tahsil edildiğin), davacıların ödeme zorluğuna düşmesi nedeniyle … Matbaacılığı kapattıklarını, dava konusu makinenin faturasını …’un eşinin kurduğu … firmasına kesildiğini, makinenin bedelinin büyük kısmının davacı … tarafından ödendiğini, bu ödemelerden dolayı 80.000 TL. bedelli 2 senedinin …’a iade edildiğini, ancak diğer davacı …’in makine bedelini ödemediği için 2 adet senedi iade etmediğini, bu nedenle haksız ve kötü niyetli davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu makinenin satışı konusunda 210.000 EURO + KDV olarak anlaştıklarını, davacının 160.000 EURO iddiasının gerçek olmadığını, davacı ve ortağı tarafından gönderilen 30/05/2011 tarihli ihtarnamede ve 13/05/2011 tarihli müşteki ifade tutağında makinenin 200.000 EURO olduğunun ikrar ettiğini, makinenin vadeli satıldığı için 210.000 EURO + KDV üzerinden anlaşıldığını, satış bedeli KDV hariç 50.000 EURO peşin kalan 160.000 EURO OLARAK 4 eşit taksitte ödeneceğini, peşinatın 30.000 EURO’luk kısmının banka havalesi ile hesabına ödendiğini, 20.000 EURO’yu ise TL olarak elden aldığını, bu ödeme ve sonrasında yapılan ödemeler ile davacılara yaptırdığı iş karşılığında borçlulardan mahsup edilen rakam tutarının toplamının 155.000 TL olduğunu, bakiye kalan 160.000 EURO’yu davacıların yarı yarıya ödeyeceklerini, davacı şirketin borcunun büyük bölümünü ödediğini ancak davacılardan …’in borcunu ödemediğini ve kötüniyetli davrandığını bu nedenlerle kötü niyetle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarih ve 2018/110 Esas – 2019/674 Karar sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi kök ve ek raporları dikkate alındığında; davacı …’in davalı …’dan makine satın aldığı ve taraflar arasında satım sözleşmesi olduğu sabittir. … Tic.Ltd.Şti. sözleşmenin tarafı olmayıp, herşeyden önce icra takibine ve menfi tespit davasına konu senetlerde borçlu sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı … San.Tic.Ltd.Şti.’nin açtığı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekli olmuştur. Diğer davacı … ve asli müdahil … yönünden ise; menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı taraftadır, fakat davalının elinde kambiyo senedi bulunması nedeniyle bunun aksini davacı taraf ancak yazılı bir belge ile ispatlayabilir. Kaldı ki; kambiyo senedi sebepten mücerret olup, senetlerin makine satışına karşılık teminat olarak verildiğine dair dosyaya yazılı bir delil de sunulmamıştır. Bir an için davaya konu bonoların makine satışı karşılığı verilmiş olduğu kabul edilmiş olsa dahi; hayatın olağan akışına göre senet karşılığı ödeme yapıldığında senedin iade alınması gerekir. Aksi halde yapılan ödemelerin menfi tespit davasına konu bonolara karşılık yapıldığına dair makbuz/belge ile bunun kanıtlanması gereklidir. Her ne kadar defter kayıtlarında davalı tarafa yapılan ödemeler olsa da o ödemenin o senede karşılık yapıldığı tespit edilememiştir. Açıklanan gerekçe ile davanın tüm davacılar ve asli müdahil yönünden reddine, davalılar lehine kötüniyet tazminatı takdir edilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Asli Müdahil … vekili istinaf dilekçesinde; “Asli müdahil … davaya konu senetleri kefil olarak imzalamış, sonrasında kefillik imzası alacaklı davalı … tarafından iptal edildiğini, daha sonra senet alacaklısı … davaya konu senet üzerindeki kefillik iptal yazısının üstünü karalayarak asıl borçlu ile birlikte asli müdahil olan müvekkilim aleyhine takip başlattığını, Nitekim …’ın davaya verdiği cevapta benzer şekilde beyanda bulunduğunu, ikrar içeren bu beyana göre müvekkilimin kefaletinin iptal edildiğini, bu iptalle müvekkilimin kefaletinin sona erdiğini, bono tahrif edilerek, üzerinde silinti ve kazıntı yapılarak iptal edilmiş olan kefaletin canlandırılmasının mümkün olmadığını, Mahkeme kararında, iptal edilen kefaletin, bono tahrif edilerek hukuka aykırı bir şekilde nasıl canlandırıldığı hususu irdelenmeden ve bu konuda hiçbir gerekçe belirtilmeden taleplerimizin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bononun, yapılan açık tahrifat nedeniyle müvekkilim açısından kambiyo senedi vasfını kaybettiğini, bu nedenle, müvekkilim aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla icra takibi yapılamayacağını, Dosyada düzenlenmiş birden fazla bilirkişi raporu bulunmakta olup raporlar arasında ciddi çelişkiler vardır. Raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden ve gerekçe açıklanmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemenin tek vekalet ücretine karar vermesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak her iki davalı lehine ayrı ayrı 17.6450.00’şer TL vekalet ücretine hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkeme İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin mahkemenin kararını kaldırması üzerine önceki gerekçesinin dışına çıkarak karar verdiğini, mahkemenin ilk kararı kaldırma sebebi dışında yeni gerekçe ile hüküm tesisinin usule aykırı olduğunu, Kararda tarafların iddia ve savunmalarının doğru özetlenmediği, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespitinin yapılmadığı, dosyada 3 tane ( iki de ek rapor olmak üzer, toplamda 5 tane) bilirkişi raporu varken, neden üstünlük tanındığı açıklanmaksızın ve diğer deliler tartışılmaksızın 10.04.2014 tarihli bilirkişi raporunun esas alınmasının usule aykırı olduğunu, Takibe konu edilen senet … tarafından protesto edilmesine karşılık, vadesinden sonra davalı …’a temlik cirosu ile ciro edilmek sureti ile icra takibi başlatıldığını, bu bağlamda müvekkil tarafından …’a karşı ileri sürülecek iddia ve savunmaların davalı …’a karşı da ileri sürülebileceğini, Müvekkil … San Tic. Ltd. Şti. nin aktif husumet ehliyeti olmadığına ilişkin kararın usule uygun olmadığını, davalıların davacılar aktif husumetine yönelik itirazlari bulunmadığını, mahkemenin resen bu gerekçe ile karar vermesinin hatalı olduğunu, Taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalıların kabulünde olduğu, davaya konu senetlerin verildiği makinenin davacı müvekkil şirkete yapıldığını kabul ettiklerini, dosyada alınan bilirkişi raporları ile de müvekkil şirket tarafından makine bedeline karşılık davalıya ödemelerin yapıldığının sabit olduğunu, Davalıya senetlerin makine alım satımıma karşılık verildiği (mahkemenin kabulünde olduğu gibi mücerret olmadığı) yapılan ödemeler, verilen senetler makine bedeline karşılık olduğunun davalının kabulünde olduğunu, uyuşmazlığın makine bedeline ilişkin olduğunu, Mahkemenin senetlerin bedelinin ödendiğine ilişkin yazlı delil olmadığı gerekçesinin yerinde olmadığını, mahkemenin somut uyuşmazlığı alacağın temliki borcun nakli kapsamında değerlendirmek sureti ile çözüme kavuşturması gerekirken davayı reddetmesinin usule aykırı olduğunu, Davalının beyanları ve bilirkişi raporları da dikkate alındığında, davaya konu senetler sebepten mücerret olamayıp matbaa makine bedeline karşılık verilmiş senetler olduğunu, davalı bu ilişkiyi ve senetlerin verilme amacını kabul etmesine rağmen mahkemenin bu kabulü yok sayarak karar vermesinin hatalı olduğunu, Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, müvekkiller tarafından davalı …’a verilen senetlerin işbu makine alım-satımı sebebi ile verildiği konusunda uyuşmazlık olmayıp, makine bedelinin ne olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf olduğunu, bu bağlamda müvekkiller bedelin 160.000-EURO, davalı ise 210.000-EURO+KDV olduğunu iddia ettiğini, Dosyaya sunulan bilirkişi raporlarına rağmen mahkeme kararında hangi rapora ne gerekçe ile itibar ettiğini, iş bu raporlar ve diğer deliller arasında bir değerlendirme yapılmadığını, mahkeme kararında açıkça hangi tarihli bilirkişi raporuna itibar ettiğini açıkça belirtmediğini, ancak içeriğinden 22.07.2013 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin esas alındığının anlaşıldığını, Mahkemenin kararda esas aldığı bilirkişi raporunda makine bedeli 236.000-TL olmasına karşılık davalı …’ a 97.453,00-TL fazla ödeme| yapıldığı dosyada sunulan raporlarla sabit olması karşısında bu kez müvekkillerin alacaklı olmasına karşılık davanın reddine karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, Taraflar arasında anlaşmazlık konusu olan makine bedeli ve senetlerden dolayı alacaklı olduğunu ispat külfeti davalılar üzerinde olmasına karşılık, davalı makine bedelini ve alacaklı olduğunu ispat edemediğini, Davalının 11.02.2013 tarihli dilekçesinde makine bedelinin 210.000-EURO+ KDV olduğunu iddia etmesine karşılık bu hususta yazılı bir delil sunamadığı gibi yapılan bilirkişi incelemelerinde makine bedelinin 236.000-TL olduğunun tespit edildiğini, kaldı ki davalı da makine bedeline ilişkin kesmiş olduğu faturada bedelin 236.000-TL olduğunu, davalının bunun aksini gösterir bir kanıt da sunmadığını, faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğunu ve kesinleştiğini, itiraz edilmeyerek kesinleşen faturanın yazılı delil olduğunu ve aksinin ancak yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “-Davacı … Turizm ve Sanayi Ticaret Ltd.Şti. Nin açtığı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, -Davacı …’in davasının REDDİNE, -Asli müdahil …’un davasının REDDİNE, -Kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE.” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili ile asli müdahil … vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacılar, davaya ve takibe konu bono bedelinin davalıya haricen ödenmesi nedeniyle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davacıların davalı taraftan … marka 5070 4 renk 98 model baskı makinesi satın aldıkları, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacılar tarafından davalıya davaya konu bononun da aralarında olduğu bonoların işbu makine alımı sebebi ile verildiği, taraflar arasında başkaca ticari ilişki bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Anlaşmazlığın makine bedeline ilişkin olduğu, davacı tarafın bedelin 160.000-EURO, olduğu ve yaptıkları ödemeler nedeniyle bakiye borçlarının kalmadığını ileri sürdüğü; davalıların ise ödemeleri kabul etmekle birlikte satış bedelinin 210.000-EURO+KDV olması nedeniyle bakiye borcun tahsile konulduğunu savunduğu görülmüştür. Davaya konu bonoda adı geçmeyen, icra takibinde de taraf sıfatı bulunmadığı anlaşılan davacı … Sanayi Ticaret Ltd.Şti. yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmaması nedeniyle, makine bedelinin kesin delillerle ispatı gerekmektedir. Kambiyo senedine dayalı işbu menfi tespit davasında ispat yükü davacı tarafta ise de; davalı tarafından makine bedeline ilişkin olarak düzenlenen 200.000,00 TL ve 36.000,00 TL olmak üzere toplam 236.000,00 TL tutarlı fatura dikkate alındığında; makine bedelinin bu miktardan daha fazla olduğunu ispat yükü bunu iddia eden davalı tarafa düşecektir. Ancak dosyaya yansıyan davacı beyanları ile davacıların makine bedelinin 160.000 Euro olduğu yönünde kabulleri olduğu gözetildiğinde, bu miktarın esas alınarak yapılan hesaplamanın dikkate alınması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan; davacılar vekili ile asli müdahil vekilinin istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve satış bedelinin 160.000 Euro olduğunun kabulü ile davacı adına yapılan ve tarafların kabulünde olan (25.587,35 Euro, 78.599,33 Euro, 101.061,35 Euro) tüm ödemelerin mahsubu sonrasında davalının bakiye alacağının 5.926,67 Euro olduğu gözetilerek buna göre yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekili ile asli müdahil vekilinin istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarih, 2018/110 E – 2019/674 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, A-Davacı … San. Tic.Ltd Şirketinin açtığı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, B-davacı …’in açtığı Davanın kısmen kabulü ile; davacı …’in İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası kapsamında takip tarihi itibariyle 87.227,00 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, takibin bu bedel mahsubu sonrasında 15.172,27 TL asıl alacak, 45,51 TL komisyon, 187,23 TL Protesto masrafı, 162,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.567,08 TL üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, C-Şartları oluşmadığı için davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, -Davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin müteselsilen davalılardan alınarak …’e verilmesine, -Davanın reddedilen kısmı yönünden davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olunan 15.567,08-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine, 4-İlk derece yargılaması yönünden; a)Alınması gereken 269,85 TL harcın, peşin alınan 2.895,75-TL harçtan mahsubu ile artan 2.625,90-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacı …’e iadesine, b)Davacı … San. Tic.Ltd Şirketinin tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c)Davacı … tarafından yapılan 18,40-TL başvuru harcı ile 3.270,50-TL posta tebligat gideri ki toplam; 3.288,90-TL yargılama giderinin kabul oranına göre 1.644,45-TL’sinin davalılardan alınarak adı geçen davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, d)Davalılarca yapılan gider bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, e)Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacı … San. Tic.Ltd Şirketinden alınarak adı geçen davalıya verilmesine, f)Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacı … San. Tic.Ltd Şirketinden alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; a)İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılar ile asli müdahile iadesine, b)Davacılardan alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, -Asli müdahilden alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, c)İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 235,60-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 356,90-TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, -İstinaf aşamasında asli müdahil tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 56,95-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 178,25-TL’nin davalılardan alınarak asli müdahile verilmesine, -Davalı tarafça yapılan gider bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, d)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/10/2023