Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1896 E. 2023/103 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1896 Esas
KARAR NO: 2023/103
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2021
NUMARASI: 2021/98 2021/296
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 24/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 2014/02016 başvuru numaralı … evrak numaralı “çoklu priz düzeneğinde yenilik” isimli buluşun/faydalı model belgesinin TPMK nezdinde tescilli sahibi olduğunu, müvekkilinin bu faydalı modelinin tüm fonksiyonlarının birebir taklit edilen ürünlerin Bakırköy … İcra Müdürlüğü nezdinde keşif yapıldığını, keşif yapılan adreste seri üretim ve satışının yapıldığının tespit edildiğini, Mahkememizin 2021/47 Değişik İş sayılı dosyasında mahallinde yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda da davalının müvekkilinin ürünlerini taklit ettiğinin tespit edildiğini, davalının müvekkilinin koruma altına alınan faydalı modelin fonksiyonlarını birebir taklit ettiğini, davalının tüm bu eylemlerinin müvekkilinin tescilli faydalı modelden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek, müvekkilinin faydalı modelden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men ve ref’ini ve kullanılan materyallere el konularak imhasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının taraf sıfatı olmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davanın öncelikle taraf sıfatı yokluğundan reddi gerektiğini, davacının faydalı model olarak sunmaya çalıştığı dava konusu ürünün kendisinden daha öncede faydalı model olarak tescili bulunduğunu, davacının dava konusu faydalı model üzerinde hak sahibi olmadığını, bu nedenle bu dava konusu ürün üzerinden müvekkilinin herhangi bir tecavüz ve haksız rekabet eyleminde bulunduğu iddiasını yöneltemeyeceğini savunarak, öncelikle davacının taraf sıfatı olmadığından husumet yokluğu nedeniyle usulden reddini, aksi halde davanın esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: “….Dava, faydalı model belgesine tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve kullanılan materyallere el konularak imhası taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, dava konusu … tescil numaralı faydalı model belgesinin, 20/02/2014 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle dava dışı … Ticaret Limited Şirketi adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili başlangıçta dava dilekçesinde lisans sözleşmesine dayanmamıştır. Böyle bir lisans belgesinin varlığından bahsetmemiştir. Bu faydalı modele dayalı olarak verilen ihtiyati tedbir kararının mahkememizin 25/05/2021 tarihli kararı ile kaldırılması üzerine, bu kez bu karara yönelik istinaf başvurusu sırasında adi yazılı lisans sözleşmesine dayanmıştır. Davalı vekili bu şekilde iddianın genişletilmese muvafakatları olmadığını bildirmiştir. Ayrıca, mahkememizin 2019/167 Esas – 2019/198 Karar sayılı dosyasında da aynı davacı tarafından aynı faydalı modele dayalı olarak dava dışı şirkete yönelik dava açılmış olup, o dosyada davacı vekilince verilen 28/05/2019 tarihli dilekçede faydalı modelin kardeş firma olan … Limited Şirketi’ne tescilli olduğunu vc davanın dahalı taraf ile açıldığını beyanla, davacı … Limited Şirketi adına açtıkları davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Bu durumda başlangıçta mevcut olmayan ve adi yazılı olarak her zaman geriye tarihi taşır şekilde belge düzenlenmesi mümkün olup, bu şekildeki bir işlem TMK 2 maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması kapsamında olup, bu belgeye değer verilmesi mümkün değildir. Başlangıçta olmayan taraf sıfatı dava şartının sonradan oluşturulan belgeyle kazanılması mümkün değildir. Bu husus aynı dosyada verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair kararın istinafı nedeniyle İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi 22/09/2021 Tarih ve 2021/1334 Esas – 2021/1551 Karar sayılı ilamı ile de hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla faydalı modelden doğan haklara ilişkin dava ve talep hakkı faydalı model sahibi veya geçerli bir lisans sözleşmesine dayalı lisans alana ait olduğundan ve davacı lisans sahibi olmadığı gibi, dava tarihi itibariyle geçerli bir lisans sözleşmesi de bulunmadığından davacının davasının aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Lİsans sözleşmesini dava dilekçelerinde değil cevaba cevap dilekçe eklerinde sunduklarını, böyle olmasa bile HMK 114/2 maddesinin dikkate alınması gerektiğini, davanın esasına girilmeden fark edilmemişse de hükümden önce noksanlık giderilecek inhisari lisans sözleşmesi sunulmuş dolayısıyla başlangıçtaki dava şartı noksanlığı giderilmişken mahkemenin HMK 115. Maddesinin son cümlesine aykırı karar verdiğini, davalının sunulan inhisari lisans sözleşmesine muvafakat edip etmemesinin bir önemi bulunmadığını, zira bu yeni; davanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında sunulan vakıalara delil teşkil eden bir “delil” olmadığnıı, böyle olsa bile cevaba cevap dilekçesinde sunulduğunu, dolayısıyla davalının muvafakatine de ihtiyaç duyulmayacağını, davanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında davalının muvafakatine bağlı olduğunu düşünülse dahi dava da ıslah haklarının olduğunu; sunulan inhisari lisans sözleşmesi ıslah kapsamında değerlendirilmesi ya da süre verilmesi gerekli olduğunu, mahkemenin hem usülden red hükmü, hemde davalının muvafakati aranması çelişki arz ettiğini, İnhisari lisans sözleşmesi 21.03.2015 tarihinde düzenlendiğini, aksinin iddia eden tarafından kanıtlanması gerektiğini, lisans sözleşmelerinin geçerli olarak kurulabilmesi için kanunda özel bir resmi şekil öngörülmediğinden adi yazılı şekilde yapılması yeterli olduğunu, kararda sözleşmenin “davadan sonra her zaman düzenlenmesi mümkündür” dendiğini, mahkeme davadan sonra her zaman düzenlenebilir dese de bu tamamen bir faraziye dayanmakta hiç bir delile dayanmadan sadece “yorum” olarak kaldığını, Dava dilekçesinde, delil tespiti dosyası olan 2020/495 D.iş saylı dosyasıda müvekkil şirketin söz konusu faydalı modeli yıllardır kullandığına ilişkin yüzlerce delil olduğunu, hayatın olağan akışı içerisinde bu kadar senedir bu fikri ve sinai hakkı kullanması elbette hak sahibi ile arasında olan bir hukuki ilişkiye delalet ettiğini, arada lisans sözleşmesi olmadan bu kadar senedir yoğun bir şekilde kullanmasının bu sözleşmenin varlığına da delalet ettiğini, SMK 106/2 maddesi ile somut dava arasında herhangi bir bağ olmadığını, bu düzenlemenin kanunda da belirtildiği üzere “iyiniyetli üçüncü kişilere karşı” hüküm ifade edilmek üzere tescil yapılması hükmü olduğunu, huzurdaki davada davalı ” iyiniyetli üçüncü kişi” değil ihlal başkası adına tescilli olan faydalı modeli ihlal eden kişi olduğunu, sicile kayıt ettirmek için, sözleşmenin noter onaylı olması gerektiğini, fakat tarafların sicile kayıt ettirmek istemezlerse adi yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğunu, nitekim lisans sözleşmesinin kanuni geçerlilik şekil şartının adi yazılı olduğunu, gerek sözleşmenin yapıldığı dönemde yürürlükte olan ilgili düzenlemeler gereği gerekse SMK m.148/4 hükmü gereği hukuki işlemlerin, yazılı şekle tabi olacağı belirtilmiş olup kanun koyucu yazılı şekli geçerlilik şekli olarak düzenlediğini, lisans sözleşmesinin sicile kaydedilip yayınlaması üçüncü kişilere yönelik bildirici etkiye sahip olduğunu, dolayısıyla lisansın sicile kaydedilmesi bu hakkın şahsi niteliğinde değişiklik yapmayacağı ancak ileri sürüleceği çevre bakımından etkili olacağını, dolayısıyla bu hakkına ilişkin lisans sözleşmesi taraflar arasında yazılı şekilde yapıldığı anda hüküm ve sonuç doğuracağını, tüm bu açıklamalar kapsamında yerel mahkeme kararının usul ve esaslara aykırı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiş, İstanbul 44.Hukuk Dairesi’nin 2021/1327 esas, 2021/1299 karar sayılı karar örneğini sunmuştur.
İNCELEME: -Davaya konu … numaralı faydalı model belgesinin 22/02/2014’ten itibaren 10 yıl süreyle verildiği ve halen geçerli olup dava dışı … Ltd.Şti adına tescilli olduğu görülmüştür. -Bakırköy 1.FSHHM’nin 2021/47 D.İş sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine tespit talebinde bulunulduğu, mahkemece davalı adresinde tespit işlemi yapılarak elektrik yüksek mühendisi bilirkişiden bilirkişi raporu alındığı ve bilirkişi raporu gerekçe yapılarak 15/02/2021 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, buna göre 20.000 TL teminat karşılığında davalının faydalı modelin koruma kapsamında olan ürün üretmesinin ve satışının tedbiren durdurulmasına, ürünlere el konularak yediemine teslimine karar verildiği, esas davanın açılması üzerine mahkemenin 06/04/2021 tarihli tensiple birlikte değişik iş dosyasına verilen ihtiyati tedbirin devamına dair karar verildiği görülmüştür. -Bakırköy 1.FSHHM’nin 2021/47 D.İş sayılı dosyasına sunulan elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 17/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; faydalı model tarifnamesi, davacıya ait bir adet çoklu priz örneği ve davalıya ait bir adet çoklu priz örneğinin görsel olarak karşılaştırılması neticesinde davalının incelenen çoklu priz üzerinde dava konusu faydalı modelin tüm istemlerinde yer alan tüm unsurların mevcut olduğu, davalı kullanımının dava konusu faydalı modelin koruma kapsamı içinde kaldığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından dosyaya sunulan Bakırköy 1.FSHHM’nin 2019/236 esas, 2021/34 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacının işbu davanın davacısı ile aynı olduğu, davalının ise dava dışı … Ltd. Şti olup davanın işbu davaya konu faydalı modele tecavüzün tespiti, önlenmesi ve durdurulması talebiyle açıldığı, yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu da gerekçe yapılarak davacının dayandığı faydalı modelin koruma kapsamında olmadığı gerekçeleriyle 09/02/2021 tarihinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Mahkemece davalı vekilinin itirazı üzerine duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda 25/05/2021 tarihli ara karar ile faydalı modelin dava dışı … Ltd.Şti adına tescilli olduğu, ihtiyati tedbir talep eden davacının ise … Ltd. Şti olduğu, faydalı modelden doğan haklara ilişkin dava ve talep hakkının faydalı model sahibi veya lisans alana ait olduğu, buna göre davacının dava dilekçesinde lisans sözleşmesinden de bahsetmediği gerekçeleriyle ihtiyati tedbire itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı tarafından istinaf dilekçesi ekinde sunulan adi yazılı lisans sözleşmesi başlıklı sözleşmenin fotokopisinin incelenmesinde; lisans verenin dava dışı … Ltd.Şti olduğu, lisans alanın davacı olduğu, lisans konusunun huzurdaki davaya konu faydalı model olup sözleşmenin üçüncü maddesinde lisans sözleşmesinin inhisari olduğunun belirtildiği ve sözleşmenin 21/03/2015 tarihli olduğu, lisans verenin başka kişilere söz konusu faydalı modelin lisans veremeyeceğinin sözleşmenin 5.maddesinde belirtildiği görülmüştür. İhtiyati tedbir kararına itirazın kabulü nedeni ile davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Dairemizin 2021/1334 Esas – 2021/1551 Karar Sayılı Kararında; “….Dava, faydalı modele tecavüzün tespiti, men’i , ref’i ile haksız rekabetin tespiti, men’i ve ortadan kaldırılması davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbire itirazın kabulü kararına yöneliktir. Davacı taraf, dava konusu 2014/02016Y numaralı faydalı modelin sahibi olduğunu ileri sürmüş ise de, dosya içeriğinden dava konusu faydalı modelin dava dışı …Ltd.Şti adına tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, 21/03/2015 tarihli inhisari lisans sözleşmesiyle faydalı modelin sahibi olduğunu ileri sürmüş ise de, bu husustan gerek dava dilekçesinde, gerekse delil listesinde bahsetmemiştir. Öte yandan davalı taraf savunmasında bu hususu ileri sürmesine rağmen ihtiyati tedbire itiraz duruşmasında davacı tarafça inhisari lisans sözleşmesi hususunda bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür. Ayrıca davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesi ekinde sunduğu Bakırköy 1.FSHHM’nin 2019/167 Esas, 2019/198 Karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacının işbu davanın davacısıyla aynı olduğu, davalının ise dava dışı bir şirket olup davacının bahse konu davada aynı faydalı modele dayandığı, ancak davacı vekilinin bahse konu dosyada göndermiş olduğu 28/05/2019 tarihli dilekçede faydalı modelin kardeş firma olan … Ltd.Şti’ne tescilli olduğu ve işbu davanın hatalı taraf ile açıldığı gerekçesiyle … Ltd.Şti adına açtıkları davadan feragat ettikleri ve mahkemenin de bu feragat nedeniyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir…” şeklindeki gerekçe ile davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faydalı modele tecavüz iddiası ile tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti meni, refi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik olarak Dairemizin 2021/1334 Esas – 2021/1551 Karar Sayılı Kararında; “….Davacı taraf, 21/03/2015 tarihli inhisari lisans sözleşmesiyle faydalı modelin sahibi olduğunu ileri sürmüş ise de, bu husustan gerek dava dilekçesinde, gerekse delil listesinde bahsetmemiştir. Öte yandan davalı taraf savunmasında bu hususu ileri sürmesine rağmen ihtiyati tedbire itiraz duruşmasında davacı tarafça inhisari lisans sözleşmesi hususunda bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür. Ayrıca davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesi ekinde sunduğu Bakırköy 1.FSHHM’nin 2019/167 Esas, 2019/198 Karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacının işbu davanın davacısıyla aynı olduğu, davalının ise dava dışı bir şirket olup davacının bahse konu davada aynı faydalı modele dayandığı, ancak davacı vekilinin bahse konu dosyada göndermiş olduğu 28/05/2019 tarihli dilekçede faydalı modelin kardeş firma olan … Ltd.Şti’ne tescilli olduğu ve işbu davanın hatalı taraf ile açıldığı gerekçesiyle … Ltd.Şti adına açtıkları davadan feragat ettikleri ve mahkemenin de bu feragat nedeniyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir…” şeklindeki gerekçe ile belirtildiği üzere davacının davada faydalı model sahibi olduğunu ileri sürdüğü, Bakırköy 1.FSHHM’nin 2019/167 Esas, 2019/198 Karar sayılı dosyasında 28.05.2019 Tarihli feragat dilekçesinde; “faydalı modelin kardeş firma … LD Şti adına olduğu, davanın hatalı taraf ile açıldığının” açıkça beyan edildiği de dikkate alındığında tedbirin kaldırılması kararından sonra sunulan 21.03.2015 tarihli adi yazılı belgenin iş bu dava yönünden kabul edilmeyerek davanın husumetten reddinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/01/2023