Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1887 E. 2023/1583 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1887 Esas
KARAR NO: 2023/1583
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2017/288 2020/9
DAVANIN KONUSU: Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında 26/08/2011 tarihinde imzalanmış Arge Faaliyeti Suretiyle Farmasötik Ürün Geliştirme Sözleşmesi mevcut olduğunu, davalının sözleşme gereği önce …’i bilahare bu üründeki hatayı düzeltmek ve daha mükemmelleştirmek için …’i müvekkili için geliştirdiğini ve ruhsat dosyalarını hazırlayıp müvekkiline teslim ettiğini, bu arada davalının müvekkili için ürettiği söz konusu ürünün kendi adına tescili için TPE’ye … sayılı patent başvurusunu yaptığını, davalının gizli tutması gereken ve müvekkili için oluşturduğu formülleri, geliştirdiği ilaç bilgilerini rakip firmalarla da paylaşmış olduğunun öğrenildiğini, ayrıca davanın ihbarı talep edilen … isimli ilaç firmasının müvekkiline ait … formülünü kullanıp geliştirdiğini, … isimli kendi ürünüyle ruhsat aldığını ileri sürerek, müvekkilinin … ve … üzerinde borçlar hukuku kapsamında eser sözleşmesine bağlı hakları ile know-how doğan hakları ile FSEK 18/2 uyarınca hak sahipliğinin tespitini, … sayılı patent başvurusunun müvekkilinin başvurusu olarak kabul edilmesi ve işlem görmesini, böylece başvuru işlemlerine müvekkili adına devam edilmesini, eğer davalı adına tescil gerçekleşirse ihtilafa konu buluştan doğan diğer hak ve talepler saklı kalmak kaydıyla patentin müvekkiline devir edilmesini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile imzalanan sözleşmeye müvekkili tarafından harfiyen uyulduğunu, sözleşme incelendiğinde de görüleceği üzere, sözleşme konusu çalışmalar sırasında ortaya çıkan buluşun, faydalı model veya sözleşme konusuürünler ve üretim metodlarına dair fikri ve sınai hakların tamamının müvekkiline ait olduğunu, dava konusu ürünün işçi buluşu olmadığını, müvekkili tarafından patent müracaatı yapılan ürünün, davacı ile imzalanan sözleşme kapsamında davacı için yapılan çalışmalarla ortaya çıkarılan ürün olmadığını ve davacı taleplerinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalıya çözümü amaçlanan problemi bildirmiş olmasının, tek başına, buluşun ortaya çıkmasında katkısının olduğunu söylemek için yeterli olmadığı, davalının yaptığı araştırma faaliyeti sonucunda, … no’lu patent başvurusuna konu buluşu ortaya çıkardığı, yapılan araştırma geliştirme faaliyetine, davacı firmanın çalışanlarının katkısının bulunmadığı, 551 sayılı Patent KHK m.11 uyarınca patent isteme hakkının, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olduğu, patent isteme hakkının sözleşmeyle de üçüncü kişiye bırakılabileceği, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin ortaya çıkan fikri ve sınai haklarla ilgili açık bir hüküm içermediği, ortak araştırma geliştirme faaliyeti neticesinde ortaya çıkan buluşun davalı tarafın geliştirdiği teknik çözümden ibaret olduğu ve dava konusu patent başvurusunun bu buluş için yapıldığı, dava konusu patent üzerindeki hak sahipliğinin teknik çözümü geliştiren davalı tarafa ait olduğu sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yargılama sırasında ileri sürdüğü vakıa ve iddialarını tekrar ederek; yerel mahkeme kararında sözleşme maddelerinin bir bütün olarak değerlendirilmediğini, bizzat sözleşmenin diğer maddeleri ve amacı ile çeliştiğini, mahkeme kararının son paragrafı son kısmında buluşun “ortak buluş” olduğu açıklanmasına rağmen, davalıya ait olduğu sonuç hükmünün, kararı yasal yönden sakatlayan çelişki olduğunu, müvekkilin mannitol ve maltoz’lu tıgecıd üzerinde sözleşmesel hakların yanında pat. KHK uyarınca buluşa, FSEK 18/2 uyarınca esere, sözleşme gereği BK anlamında esere, yine BK ve TTK uyarınca know-how’a bağlı yarışan kümülatif hakları mevcut olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı tarafından yapılan davaya konu patent başvurusunun davacı adına devam edilmesi, tescil edilmesi halinde davacı adına tescili istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede, sözleşmenin ifası sırasında ortaya çıkan fikri ve sınai haklarla ilgili açık bir hüküm bulunmadığı, ortaya çıkan buluşun davalı tarafından geliştirildiği, dava konusu patent üzerindeki hak sahipliğinin teknik çözümü geliştiren davalı tarafa ait olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 220,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,15 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2023