Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1832 E. 2022/2060 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1832 Esas
KARAR NO: 2022/2060
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2022
NUMARASI: 2021/387 E. – 2022/159 K.
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı … aleyhine İstanbul 16.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/31 esas sayılı dosyasından ecrimisil talepli olarak dava açtığını, mahkemece davacının davasının kabulüne karar verildiğini, davalının işbu karar istinaden davacı … aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, icra takibinin kesinleşmesinin akabinde davacı …’a ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklara haciz koydurduğunu, anılan kararın istinaf istemi üzerine bozulduğu, bunun üzerine davalının bu alacak ve taraflar arasındaki başkaca uyuşmazlıklarla ilgili olarak anlaşma teklif ettiğini, davacı … ile davalı arasında 20/09/2019 tarihli protokolün düzenlenmiş olup, işbu protokol gereğince … ve …’un davalıya 8.823er USD bedelli toplam 34 adet evrak verdiğini, taraflar arasında akdolunan işbu protokol ve protokol gereği davalıya teslim edilen evrakların kambiyo vasfına haiz olmayıp, davalının davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yaptırması ve icra müdürlüğü tarafından davacılar aleyhine ödeme emri gönderilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacının davalıya ihtarname keşide ettiğini, ancak davalının ihtarnamenin tebliğine rağmen görüşmeye gelmediğini, davalının davacılar aleyhine İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/367 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz talep ederek İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, TL Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ gereğince takip konusu senetlerin kambiyo vasfına haiz olmadığından ve 2018-32/52 nolu Tebliğe aykırı olduğundan davacıların davalıya takip konusu senetler bedeli kadar borcu bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, takip konusu evrakların kayıtsız şartsız belirli bir borç ikrarını içermediğini, takip konusu evrakların kambiyo vasfına haiz olmamakla ve kabul anlamına gelmemekle birlikte itiraza konu evrakların bir an için kambiyo senedi olduğu kabul edilse bile işbu evrakların teminat senedi olmakla kayıtsız şartsız bir borç ikrarını da içermediğini; icra takibinin durdurulması ve icra takibinin iptaline, protokol gereğince davalıya verilen 34 adet senedin Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ve Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar ilişkin tebliğ gereğince davacıların icra takibine konu edilen miktar kadar borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına konu edilen alacağın talepleri doğrultusunda uyarlanmasına, davacılar tarafından fazla ödenen miktarın davalıdan istirdadına, haksız ve kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere haksız takip tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki Tebliğ ile ilgili hukuki nitelendirmelerinin yanlış olup, bonoların USD cinsinden tanzim edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, icra takibine konu bonolar hakkında davalı tarafından takipten önce ihtiyati haciz kararı alınmış olup, davacıların ihtiyati haciz kararına itirazın reddini istinaf etmeleri sonucu İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesinin de söz konusu bonoların Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğe aykırı olmadığı tespitinde bulunduğunu, davacıların söz konusu tebliğe göre bono bedelinin belirli olmadığı ve bu sebeple icra takibine konu bonoların kambiyo vasfına haiz olmadığı yönündeki iddialarının hukuka aykırı olduğunu, icra takibine konu edilen bonoların teminat olarak verildiği yönündeki iddiaların gerçeğe aykırı olup, zaten davacılar tarafından bu yönde bir delil de sunulamadığını, davacıların aynı gerekçeler ile icra takibinin iptali talebinin İstanbul 12.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/373 Esas 2020/709 karar sayılı kararı ile reddedildiğini, davacıların mevcut borcu yapılandırmak amacıyla sıralı senetler vermesinin, davalının iyi niyetle alacağını takside bağlaması sonrasında davacı borçluların borcunu ödemeyerek menfi tespit ve uyarlama davaları ikame etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacıların uyarlama talebinin de hukuki temelden yoksun olup, zaten mal varlıkları ve gelirleri de nazara alındığında uyarlama talebinin de reddi gerektiğini, bonoların TTK madde 776’da belirtildiği üzere alt ilişkiden bağımsız olan ve kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren bir senetler olup, herhangi bir sözleşme ile aynı hukuki statüde değerlendirilemeyeceğini, istirdat davasının da şartları oluşmamış olup, istirdat talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davacıların takibin durdurulması, takibin iptali ve tazminat taleplerinin de reddi gerektiğini, dava dilekçesinin HMK 119 ve 194.maddesine aykırı düzenlendiğinden davanın esastan reddini, tazminat talebi için arabuluculuk şartı gerçekleşmediğinden tazminat talebinin de usulden reddini, davacının istirdat talebine yönelik eksik harcın ikmaline, harcın ikmalinden sonra hukuki yarar olmaması nedeniyle usulden reddini, menfi tespit, uyarlama ve takibin iptali taleplerinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.03.2022 tarih ve 2021/387 Esas – 2022/159 Karar sayılı kararıyla; “Davacılardan …’a usulune uygun duruşma gün ve saatinin tebliğ edilmiş olmasına rağmen, mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmediği ve davalı tarafça bu davacı tarafından açılan davanın da takip edilmediği anlaşıldığından, 24/11/2021 tarihli oturumda bu davacı tarafından açılan davanın HMK 150.mad uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve bu tarihten itibaren 3 aylık yasal süresi içinde davanın yenilenmediği anlaşılmakla HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca davacı … tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Davacı … tarafından açılan davada ise; Dava konusu uyuşmazlık dikkate alındığında, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, yine davanın niteliği itibariyle TTK 4.maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan da bulunmadığı, davacı talebinin daha önce taraflar arasında İstanbul 16.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ecrimisil davasında verilen kararın infazına yönelik taraflar arasında akdedilen sulh protokolü uyarınca davalıya verilen USD cinsinden düzenlenen senetlerin Türk Lirasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara ilişkin tebliğ hükümlerine aykırı olduğundan bahisle yeniden uyarlanmasına ilişkindir. Uyarlama davalarına bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Bu nedenle davaya bakmakla mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmakla, davacının davasının görev yönünden reddine, görevli mahkemelerin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine dair karar verilerek, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava kambiyo senetlerinden kaynaklanan “menfi tespit, istirdat ve uyarlama davası olup ticari dava niteliğinde olan iş bu uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Kambiyo senetleri Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olup, dava konusunun bonodan kaynaklandığı ve bonolara ilişkin hükümlerin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlendiği nazara alındığında TTK madde 4 gereği iş bu dava mutlak ticari dava olup mahkemenin görevsizlik kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit, istirdat ve uyarlama istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı …’un açtığı dava yönünden davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerine ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan aynı Kanunun 776 ve devamı maddelerinde “bono ve emre yazılı senetler” hususunda düzenleme sevk etmiş olup, 30.06.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı Kanun gereğince açıkça bu tür işlerde ticaret mahkemesi görevli kılınmıştır Buna göre mahkemece somut uyuşmazlıkta görevli olduğu gözetilerek, davacı … yönünden davaya devamla işin esası hakkında değerlendirme yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi usule aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2022 tarih, 2021/387 E. – 2022/159 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 77,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 297,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/12/2022