Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1817 E. 2023/77 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1817 Esas
KARAR NO: 2023/77
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/258 Esas, 13.10.2022 tarihli ara karar
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesi ve beyanları ile, müvekkili şirketin 06/10/2010 tarihinde kurulduğunu ve bu tarihten itibaren marka başvurusu yaptıkları … esas unsurlu markalar ve bu markaların içerdiği ürünler için yurt genelinde, çok geniş kitlelere ulaşılan görsel ve işitsel medyada reklam ve tanıtım programları hazırladığını, müvekkili şirketin yoğun ve yüksek bütçeli reklam çalışmaları neticesinde markalarının yaygın bilinirlik düzeyine ulaştırıldığını, müvekkili şirketle özdeşleştiğini, bunun yanı sıra Türk Patent nezdinde 12/04/2013 tarihinden itibaren 05, 16 ve 21.sınıfta yer alan emtialar için … tescil numaralı “…+şekil” markasının davacı adına tescilli olduğunu, … markasının mahkeme kararları ve Yargıtay kararları ile tanınmış marka olduğunu, yapılan araştırmalara göre davalının “…+şekil” markasını 14/11/2017 tarihinden itibaren … no ile 03/16 ve 21.sınıftaki emtialarda tescil ettirdiğini, markaların tescil ettirildiği şekilde kullanılma zorunluluğunun olduğunu, davalının kendisine ait web sitesinde, online satış platformlarında ve marketlerde … markasını taşıyan ve fakat müvekkili şirket adına tescilli … no ile tescilli markası ile yine müvekkilinin tanınmış markası … ve … esas unsurlu markaları ile özdeşleşen mor rengi ürün ve ambalajlarında, web sitesi içeriğinde baskın olarak kullanıldığının tespit edildiğini, davalının söz konusu markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığını, özellikle müvekkilinin tescilli ve tanınmış markaları ile aynı sınıflarda yer alan mallarda ve ambalajları ile bunların tanıtımında müvekkili şirket ve markası açısından ayırt edilemeyecek kadar benzer/aynı olan renk ve kompozisyonları kullanarak müvekkili şirketin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden haksız eylemlerde bulunduğunu, davalının eylemleri tüketiciler nezdinde iltibasa sebebiyet verdiğini, bu şekilde hem müvekkili şirketin kazanç kaybına uğradığını, hem de davalı tarafın kalitesi düşük ürünleri nedeniyle marka ve ticari itibarının zarar gördüğünü, davalı… AŞ’nin müvekkilinin 2016-2020 yılları arasında bayisi ve müşterisi olduğunu, daha önce müvekkili şirkette bölge müdürü pazarlama müdürü, müşteri yöneticisi, discount yöneticisi olarak çalışan kişilerin davalı şirkette ortak yahut benzer pozisyonda çalıştığının tespit edildiğini, davalının müvekkili tarafından kendilerine imalat yapıldığı, … markalı ürün sunumundan haberdar olunduğu iddia edilmiş ise de, davalıya talebi üzerine “herhangi bir marka basılmaksızın ham ürün” teslimi yapıldığını, buna ilişkin fatura sunduklarını, savunmanın yerinde olmadığını belirterek bu nedenlerle davalı yana ait internet sitesi ve sosyal medya hesaplarına erişimin tedbiren engellenmesini ve davalı yana ait ürünler ile tanıtım evraklarına el konulmasına tedbiren karar verilmesini istemiştir. Birleşen Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/598 Esas sayılı dosyasında davacı vekili özetle; müvekkili şirketin 06/10/2010 tarihinde kurulduğunu ve bu tarihten itibaren marka başvurusu yaptıkları … esas unsurlu markalar ve bu markaların içerdiği ürünler için yurt genelinde, çok geniş kitlelere ulaşılan görsel ve işitsel medyada reklam ve tanıtım programları hazırladığını, müvekkili şirketin yoğun ve yüksek bütçeli reklam çalışmaları neticesinde markalarının yaygın bilinirlik düzeyine ulaştırıldığını, müvekkili şirketle özdeşleştiğini, bunun yanı sıra Türk Patent nezdinde 12/04/2013 tarihinden itibaren 05, 16 ve 21.sınıfta yer alan emtialar için … tescil numaralı “…+şekil” markasının davacı adına tescilli olduğunu, … markasının mahkeme kararları ve Yargıtay kararları ile tanınmış marka olduğunu, yapılan araştırmalara göre davalının “…+şekil” markasını 14/11/2017 tarihinden itibaren … no ile 03/16 ve 21.sınıftaki emtialarda tescil ettirdiğini, markaların tescil ettirildiği şekilde kullanılma zorunluluğunun olduğunu, davalının kendisine ait web sitesinde, online satış platformlarında ve marketlerde … markasını taşıyan ve fakat müvekkili şirket adına tescilli … no ile tescilli markası ile yine müvekkilinin tanınmış markası … ve … esas unsurlu markaları ile özdeşleşen mor rengi ürün ve ambalajlarında, web sitesi içeriğinde baskın olarak kullanıldığının tespit edildiğini, davalının söz konusu markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığını, özellikle müvekkilinin tescilli ve tanınmış markaları ile aynı sınıflarda yer alan mallarda ve ambalajları ile bunların tanıtımında müvekkili şirket ve markası açısından ayırt edilemeyecek kadar benzer/aynı olan renk ve kompozisyonları kullanarak müvekkili şirketin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden haksız eylemlerde bulunduğunu, davalı, davacının 2016-2020 yılları arasında bayisi ve müşterisi olduğunu, aralarında uzun yıllara dayalı ticari ilişkisi olduğunu, davalının eylemleri nedeniyle tüketicilerin, aslında tanımadıkları bir firmanın ürününü müvekkili şirketin ürettiği mal zannederek satın aldığını, bu şekilde hem müvekkili şirketin kazanç kaybına uğradığını, hem de davalı tarafın kalitesi düşük ürünleri nedeniyle marka ve ticari itibarının zarar gördüğünü, daha önce Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde 2021/258 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine sadece … ve … esas unsurlu markalardan doğan haklara tecavüzün ve haksız rekabet eylemlerinin tespiti, önlenmesi ve durdurulması talepli dava açtıklarını, işbu dava ile ayrıca müvekkili şirket adına … no ile tescilli markasından doğan haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması taleplerinin yanısıra maddi ve manevi tazminat talepli işbu davanın açılmış olduğunu beyanla aynı şekilde ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının tedbir talebinin haksız olduğunu, istenen tedbir taleplerinin uygulanması halinde müvekkili firmanın ticari faaliyetlerinin tamamen durma noktasına geleceğini, ticari hayattaki itibarının sona ereceğini, davacı tarafından istenen tedbirlerin ölçüsüz ve orantısız olduğunu, davacıya ait “…” ve “…” ibareli markalarının müvekkiline ait “…” markasının tescili ve kullanımından sonra nasıl zarara uğradığı, “…” markası öncesi ve sonrası satış rakamlarının ve cirolarının ne şekilde olduğu, haksız fiile ya da hangi haksız rekabetle ne kadar müşterinin davacı markalarından müvekkilinin markasına kaydığı hususlarında hiçbir veri hiçbir somut delil ortaya konulmadan tedbir istenmesinin hukuka aykırılık teşkil edeceğini, bu nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME: Dosyada mevcut kayıtlar ve UYAP’tan yapılan incelemeye göre davacının … esas unsurlu birden fazla markası mevcut olup … numaralı … markası 05, 07, 08, 09, 11, 21, 43 nolu sınıflarda tescillidir. Davacının dayandığı …+ Şekil markası ise 12/04/2013 tarihinden itibaren 05, 16 ve 21.sınıfta yer alan emtialar için … tescil numarası ile tescillidir. Mahkemece marka vekili bilirkişiden alınan raporda neticeten; Her ne kadar davalı yan adına … kod numaralı … görselini ihtiva eden ve … kod numaralı … görselini ihtiva eden marka tescilleri mevcut ise de; SMK 155. Madde kapsamında ilgili markaların davacı yana karşı savunma argümanı olarak ileri sürülemeyecek olduğu ve ; davacı yanın “… ” ve “… ” şeklindeki markaları ve yoğun olarak kullanımlarını gerçekleştirdiği “mor” rengin davalı yanın kullanımlarında birebir olarak kullandığı, davacı yana ait “…” ibareli markanın ilk 4 harfinin ( W yerine V harfi kullanılmak sureti ile ) “…” ibareli markanın son 2 harfinin kullanılması ile oluşturulmuş olan “…” ibaresinin davacı yanın yoğun kullanım konusu ettiği mor renk ile, davacı yana ait ürünlerin bulunduğu raflarda tüketiciye arz edilmesinin nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vereceğini bildirmiştir. Mahkemenin 20.01.2022 Tarihli ara kararı ile; “…davaya dayanak haksız rekabet ve markalar arasındaki iltibasın varlığının ancak tüm deliller toplanıp yapılacak yargılamayla tespiti mümkün olduğundan bu aşamada asıl ve birleşen dosya yönünden davacının ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE…” karar verilmiştir. Mahkemece alınan 2.raporda bilirkişiler marka vekili, Fikri sınai haklar haksız rekabet uzmanı, sektör bilirkişilerinden oluşan bilirkişi heyeti raporunda neticeten; “asıl ve birleşen dosyalarda; davacı markaları ve davalı markasının tescil edildikleri haliyle aralarında bir iltibasın söz konusu olmadığı, lakin davalının, davacı markalarındaki ve ürünlerin fiili sunumundaki mor renge benzer şekildeki ticari sunumunun benzerlik arz etmesi nedeniyle, davacı markalarına yanaşma iradesi gösterdiği, “…”, “…”, “…” ibareleri, markalar arasında ayırtedicilik sağlasa da, renkle bağlantılı olarak ambalajlardaki benzerliğin ve bu şekildeki ticari sunumun görsel ve bütünsel açıdan ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya yol açma ihtimalinin mevcut olduğu, zira ürünlerin ortalama tüketiciye hitap eden ürünler olması ve aynı satış kanallarından geçmesi nedeniyle bu riskin söz konusu olacağı ve ürünün belirtilen şekilde piyasaya sunumun ortalama tüketiciyi yanıltabileceği, Davalının, markanın kapsadığı emtiaya yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali doğurabileceği, Dolayısıyla davalı tarafın yukarıda belirtilen şekildeki eyleminin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının “…” ve “…” esas unsurlu marka haklarına tecavüz ve bağlantılı olarak TTK m.55/1a-4 kapsamında haksız rekabet teşkil edeceği tespit edilmekle birlikte, işbu tespitlere dair nihai hukuki değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğu” belirtilmiştir. Mahkemenin 13.10.2022 Tarihli duruşmasında; “….Davacının ihtiyati tedbir talebinin mevcut delil durumu ve son bilirkişi raporuna göre SMK 159 ile HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca takdiren 300.000,00 TL nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat karşılığı kabulüne karar vermek gerekmiştir. …” Şeklindeki gerekçe ile; 1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin mevcut delil durumu ve son bilirkişi raporuna göre SMK 159 ile HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca takdiren 300.000,00 TL nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat karşılığı KABULÜ ile, 2-Davalının adına tescilli “…” markasını davacı marka tescil kapsamı içinde yer alan “temizlik kovaları, temizlik setleri, yedek her türlü moplar, temizlik bezleri, temizlik süngerleri, paspaslar, paspas başlıkları, çöp torbaları, her çeşit buzdolabı poşetleri, alüminyum folyolar, streç folyolar” emtialarında mor renkte ve mora yaklaşık tonlardaki pembe renkleri karşılayan ürün ve ürün ambalajlarında kullanmasının tedbiren durdurulmasına, bu şekildeki ürün ve ambalajların toplatılmasına, yine davalı tarafa ait bu şekildeki yazılı ve basılı evrakların, katalog broşürlerin, stand , reklam, tabela vasıtalarının toplatılmasına, yed-i emine teslimine, yine davalı tarafa ait www…com.tr web sitesinde ve https://www…com.tr alan adında ve https://www.instagram.com/… instagram hesaplarında bu şekildeki kullanımın durdurulmasına, içeriklerin çıkarılmasına, iki hafta süre içeresinde çıkarılmadığı takdirde erişimin engellenmesine, …” karar verilmiştir. Davalı vekilinin 17.10.2022 Tarihli talep dilekçesine istinaden mahkemece ” 13.10.2022 Tarihli tedbir kararının düzeltilmesi gerektiği belirtilerek 17.10.2022 Tarihli ek karar ile; “13.10.2022 Tarihli ihtiyati tedbir kararının ikinci bendinin “2-Davalının adına tescilli “…” markasını davacı marka tescil kapsamı içinde yer alan “temizlik kovaları, temizlik setleri, yedek her türlü moplar, temizlik bezleri, temizlik süngerleri, paspaslar, paspas başlıkları, çöp torbaları, her çeşit buzdolabı poşetleri, alüminyum folyolar, streç folyolar” emtialarında davacı adına tescilli …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve devamı markaların hakim renk olan mor renk ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer rengi taşıyan ürün ve ürün ambalajlarında kullanmasının tedbiren durdurulmasına, bu şekildeki ürün ve ambalajların toplatılmasına, yine davalı tarafa ait bu şekildeki yazılı ve basılı evrakların, katalog broşürlerin, stand , reklam, tabela vasıtalarının toplatılmasına, yed-i emine teslimine, yine davalı tarafa ait www…com.tr web sitesinde ve https://www…com.tr alan adında ve https://www.instagram.com/… hesaplarında bu şekildeki kullanımın durdurulmasına, içeriklerin çıkarılmasına, iki hafta süre içeresinde çıkarılmadığı takdirde erişimin engellenmesine, ” şeklinde düzeltilmesine, mahkememizin 13/10/2022 tarihli tedbir kararındaki sair bendlerin aynen muhafazasına, ” şeklinde dosya üzerinden karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tedbir kararının müvekkilinin mahvına neden olacak nitelikte olduğunu, hukuka hakkaniyete aykırı olduğunu, orantılı olmadığını, Müvekkilinin ürünlerin sadece %3-4’lük kısmında pembe renk kullanıldığını, bunların kullanımının da davacının ürünlerinde kullanıldığı mor renkte olmayıp tamamen farklı tonda olduğunu, ancak tedbir kararı ile toplatma kararı verildiğinden zincir marketlerle iş yapan müvekkilinin itibar kaybına uğrayacağını, fotoğraflardaki lenslerin pembeyi mor göstermesi sebebi ile ürün gamında pembe renk kullanılmayan %97 oranındaki diğer ürünlerin cezalandırılmasına sebebiyet vereceğini, tedbir kararının orantılılık ilkesine aykırı olup müvekkilinin iflasına sebebiyet verebileceğini, davacının amacının kendisine en büyük rakip gördüğü müvekkili şirketi saf dışı bırakmak olduğunu, şu an üretimde 40.000.000TL’lik sipariş olduğunu, sipariş tablolarının sunulduğunu, buna rağmen 300.000TL teminat alınarak tedbire hükmedilmesinin yerinde olmadığını, Tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini, kabul edilmez ise tedbirin uygun teminat karşılığında kaldırılmasını, Tedbirin mahiyetinin değiştirilerek toplanmasına karar verilen ürünler için tıpkı internet sitesindeki kullanımların kaldırılması için verilen 2 haftalık süre gibi kendilerine 2,3 haftalık makul bir süre verilerek pembe mor ürünlerin kaldırılması için süre verilerek bu tür ürünlerin zincir marketler ile görüşülerek değiştirilmesi için süre verilmesine karar verilmesini, aksi halde orantılılık ilkesine aykırılık oluşacağını, Y.11HD, 2012/17883, 2013/16k sayılı ilamında belirtildiği üzere teminat karşılığı tedbirin reddine karar verilebileceğini, Yukarıda yer alan beyanların kabul anlamına gelmediğini, marka hakkına tecavüz iddiasını kabul etmediklerini, Marka patent ihlal davalarına ilişkin tedbir koşullarının oluşmadığını, raporlarda davacının … ve … markaları ile müvekkilinin … markaları arasında görsel, işitsel, anlamsal açıdan benzerlik olmadığı, iltibasa neden olmadığının belirlendiğini, raporda bilirkişilerin mor rengin herhangi bir hukuki koruması olmamasına rağmen ticari sunum ve yanaşma iradesi olarak değerlendirilmesini kabul etmediklerini, Davacının dava tarihinden sonra 06.07.2022 koruma başlangıç tarihli renk ve şekil kombinasyonlarını müvekkilinin hiç kullanmadığını, korumanın da sadece 248/C tonundaki mor renge, reflexblue tonundaki lacivert renge, processcyan c11-0601 tonundaki turkuaz renge ve tpbrightwhite tonundaki beyaz renge ilişkin bir koruma olup, bu renkleri de markadaki şekli ile kullanması gerektiğini, yani korunan rengin sadece 248/c tonundaki mor renk olduğunu,, müvekkilinin ürününün farklı şekil işaret ve görseller içermesi nedeni ile davacının ticari sunum tarzıyla alakası olmadığını, rengin bir firmanın tekeline verilemeyeceğini, Tedbir kararı ile nihai kararda ulaşılabilecek sonucun davacıya sağlandığını, Davacının “mora yaklaşık tonlardaki pembe rengi yönünden tedbir talebinin bulunmadığını, Dava dilekçesinde yer aldığı üzere dava dışı … SAN TİC LTD ŞTİ arasında 2016-2020 yılları arsında ticari ilişki olduğunu, müvekkili firmanın dava dışı firmaya tedarikçilik yaptığı gibi 2017-2020 yıllarında … marka ürünler üreterek dava dışı firmaya bu ürünlerin tedariğini gerçekleştirdiğini, Davacı ile davalı firmanın da 2019-2021 yıllarında ticari alışveriş gerçekleştiğini, davacı firmanın müvekkiline … markalı ürünler üreterek, müvekkili firmanın tedarikçiliğini yaptığını, buna ilişkin fatura, tanık delil listesi sunulduğunu, davacı … markasının kullanım alanlarını bildiğinden sessiz kalma yolu ile hakkın zamanaşımına uğradığını, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için acil bir durum da olmadığını, Bilirkişinin sadece sanal ortamda gördüğü fotoğraflarla benzerlik iradesini ortaya koyduğunu, Müvekkilinin kullandığı rengin pembe olduğu ve kullanım şeklinin ise oval hatlar ile olduğunu, yanaşma iradesi olmadığını, Renk, marka kullanımı, logo şekilleri bütün olarak değerlendirildiğinde tecavüz ve haksız rekabet olmadığını, Ürünlerin fiziken incelenmesi gerekirken ilk rapordaki resimlere göre inceleme yapılmasının yerinde olmadığını, Davacının davadan sonra koruma kapsamın alınan renk kodlarını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığını, Mahkemenin rapora itirazlar doğrultusunda dosyayı ek rapora göndermesinin davacının haklılığı konusunda şüphede olduğunu gösterdiğini belirterek tedbirin kaldırılmasını, aksi kanaat halinde teminat karşılığında tedbirin kaldırılmasını, kabul edilmemesi halinde ise tedbir kararından “mora yaklaşan pembe renk” kelimesinin çıkarılmasını, ürünlerin, reklam broşürlerin toplatılması tedbiri yerine 3 haftalık muhik süre verilerek ürünlerin kendilerinde müşterilerden toplanarak değiştirilmesine yönelik tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE Davacı, … markasının tanınmış marka olduğunu, davalının markaları ürün ve ambalajlarda kullanımları ile davacıya ait “…” markası ile “…” markasına kullanımlarını yaklaştırdığını, davalının … ibareli kendi markasını tescilli olduğu şekliyle kullanmayarak, müvekkili ile özdeşleşen mor rengi ön plana çıkararak kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunu, taraflar arasında önceye dayalı ticari ilişki olduğunu, davalının önceki bayisi olduğunu, kendi şirket çalışanlarının bir kısmının da davalı şirkette çalıştığını iddia etmiştir. Asıl ve birleşen dosya yönünden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Davalı vekili 13.10.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması, yahut değiştirilmesi yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur. Somut uyuşmazlıkta; davacının … ve … markalarının davalının … markasından önceki tarihli olduğu, dava tarihinde davacının renk markası mevcut olmadığı dosyadaki belgelere göre anlaşılmaktadır. Dairemizce istinaf incelemesi sırasında bilirkişilerin raporları, Marka kayıtları, dosyadan, UYAP’tan ve TPE sitesinden ayrı ayrı renkli hali ile incelenmiştir. Davalı vekili 17.10.2022 Tarihli ara kararı da istinaf etmiş olmakla Dairemizin 2022/2078 Esas sırasına kayıtlı olan her iki dosya birlikte değerlendirilmiştir. Bilirkişi raporundaki tespitlere göre; davacının tescilli markalarında ve ambalajlarında ağırlıklı olarak mor renk kullandığı, davalının fiili sunumundaki mor renge benzer şekilde ticari sunumunun benzerlik arz ettiği, davacı markasına yanaşma iradesi gösterdiği, markanın kapsadığı emtiaya yönelik kullanımın tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali doğurabileceği yönünde görüş belirtilmiş olmakla mevcut delil durumuna göre bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilmesi SMK 155. ve 159. maddeleri gereğince yerinde olup mahkemenin 17.10.2022 Tarihli ek karar ile 13.10.2022 Tarihli kararın 2 nolu bendini düzelttiği de dikkate alındığında davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.Dosyada mevcut delil durumuna göre mahkemece takdir olunan teminat miktarı yerinde bulunmakla teminata yönelik istinaf isteminin de reddi gerekmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı …l Plastik Anonim Şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin yatırılan 80,70TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 144,00TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/01/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 19/01/2023