Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1803 E. 2022/2000 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1803 Esas
KARAR NO: 2022/2000 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2022
NUMARASI: 2022/553 E. – 2022/536 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekilinin İstanbul 12. Tüketici Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; Müvekkilleri ile davalı şirket arasında 03.06.2011 tarihli 3061 USD’lik ve yine aynı tarihli 5696 USD’lik alacağın temliki, sulh,ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığı, söz konusu sözleşme kapsamında 28.07.2011 tarihinden itibaren her ay 100 USD’lik ödeme planlaması yapıldığı ve müvekkillerine ödeneceği kararlaştırıldığı, çok az bir ödeme yapıldıktan sonra sözleşmede yer alan ödeme tablosuna uyulmadığı ve ödemeler müvekkillerine yapılmadığı, müvekkilinin sözleşme kapsamında … A.Ş.’de ki … ve … numaralı katılım sözleşmesinden doğan bütün haklarını temlik etmiş, sorumluluklarını yerine getirdiği, temlik alan bu temlik kapsamında müvekkillerine yapması gereken ödemeleri ise yapmadığı, söz konusu ödemelerin yapılmaması üzerine icra takibine başvurulduğu, İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibine, borca faize ve ferilerine itiraz edilerek icra takibi durduğu, yapılan bu itirazın iptali ile icra takibin devamını talep ve dava etmiştir. İstanbul 12. Tüketici Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarihli 2022/39 E-2022/406 K sayılı kararıyla; mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın talep halinde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki ilişkide davacı taraf tüketici konumunda olmadığı gibi müvekkili şirkete satıcı yada sağlayıcı konumunda olmadığı, herhangi ürün yada hizmet verilmediğinden dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiği, dava konusu iddia edilen alacak, zaman aşımına uğradığı, dava konusu alacak hukuken henüz talep edilebilir olmadığı, borcu nakleden … A.Ş tasfiye sürecinde olduğu, işlemiş faizin yasal dayanağının olmadığı, öncelikle davanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2022 tarihli 2022/553 Esas-2022/536 Karar sayılı kararıyla; “.. davacılar ile davalı şirket arasında 03/06/2011 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davalı şirketin davacılara her ay ödeme yapmayı taahhüt ettiği, davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi üzerine davacılar tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacılar ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacılar anılan sözleşmeye dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı … İç ve Dış Tic. A.Ş aleyhine icra takibinde bulunmuş ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açmıştır. Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadığı da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili olmayıp uyuşmazlığın çözümünde 6098 Sayılı TBK’nun 183 v.d maddeleri hükümleri uygulanacağından davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğu” gerekçesiyle; HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevsiz olması nedeniyle, dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine, HMK 20/1 maddesi gereğince talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu konuda Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının bulunduğunu, Dairemizin 2020/1100 E-2020/1219 K sayılı kararıyla Asliye Ticaret mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlendiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olduğunu ve uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali taleplidir. 6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde “bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu” belirtilmiş, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, dava konusu uyuşmazlığın TTK 4/1-f bendi gereğince ticari nitelikte olduğu ileri sürülmüşse de, … bu davada taraf değildir ve uyuşmazlık taraflar arasındaki temlik sözleşmesinde, davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği iddiasından kaynaklanmıştır. Benzer uyuşmazlıklara konu davalarda verilen (Bakınız Yargıtay 11.HD’sinin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) kararlar ile, benzer bir uyuşmazlığa konu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli kararında da; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına ” karar verildiği anlaşılmakla, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde, Dairemizin 07/07/2020 tarihli 2020/1100 Esas-2020/1219 Karar sayılı karar örneğini ibraz ile emsal olarak dayanmışsa da, Dairemizin kararı incelendiğinde, Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin o davada davalı sıfatıyla yer alması nedeniyle, TTK 4-f maddesi nedeniyle davanın ticari dava olduğu ve Ticaret Mahkemesinde görülmesine karar verildiği, işbu davada ise …’nun taraf olmadığı, temlik eden davacılar tarafından sadece alacağı temlik alan … A.Ş. aleyhine dava açıldığı anlaşılmakla, ibraz edilen kararın bu davada emsal olmayacağı kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken harç peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 9,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/11/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.