Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1742 E. 2022/1840 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1742 Esas
KARAR NO: 2022/1840
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/465
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; İhtiyati Tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilinin araç muayenesi için boş kağıda attığı imzanın üzeri davalı tarafından doldurularak müvekkili hakkında ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu, eldeki dava her ne kadar İİK.nun 72/3 maddesine istinaden icra takibinden sonra böyle bir senedin düzenlenmemiş olması, takibe konu senetten ihtiyati haciz ve takiple birlikte haberdar olunması,açığa atılan imzanın kötüye kullanılarak senet haline getirilmiş olması sebepleriyle takibin tedbiren teminatsız olarak durdurulması gerektiğini, davada iddiamızın ispatı yönünde yazılı delil şartının aranması hukuka aykırı olup, dosyada yer alan hukuk genel kurulu kararı gereğince,müvekkil iddiasını her türlü delil ile ispat edebilecektir.Kaldı ki,eldeki olayda ispat külfetinin davalıda olduğunu,HMK’daki senetle ispat kuralının bir istisnası da,ileri sürülen maddi vakıanın hayatın olağan akışına aykırı olmasıdır.Eldeki davaya bütünüyle bakıldığında davalının müvekkili aleyhine sahte bono düzenlemek suretiyle elde ettiği alacak hakkı tamamen hayatın olağan akışına aykırı olduğundan takibin tedbiren durdurulması gerekmektedir.Dosyada mevcut adli belge ve sahtecilik uzmanı Prof.Dr bilirkişiden alınan bilirkişi raporu ile de bononun düzenleniş biçiminin hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususu tespit edilmiştir.Bu yönüyle de alacağın varlığından bahsedilecemeyeceğinden tedbir kararı verilmelidir.Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme alınamaz yönündeki HMK ‘nın 209.maddesindeki düzenlemenin kıyasen uygulanarak takibin tedbiren durdurulması gerekmektedir.Davalı tarafından kambiyo senedi ile elde edilen hakka dayalı temel borç ilişkisinin varlığı ispat edilememiş olduğundan takibin tedbiren durdurulması gerekmektedir. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden 2018/1448 D.İş 2018/1433 K. Sayılı dosyası ile bu sahte senede dayanarak ihtiyati haciz kararı alındığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, 07/03/2017 tanzim tarihli, 12/09/2017 vade tarihli ve 770.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığını belirterek müvekkili aleyhine telafisi imkansız zararlar oluşmaması için takibin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/465 Esas ve 16.09.2022 tarihli ara kararıyla; “Davacı tarafça ‘imzalı boş kağıdın senet haline getirildiği’ gerekçesine dayalı olarak HMK’nun 209.ve İİK.72.maddeler uyarınca icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de; bononun sahteliğinin iddia edilmesi HMK’nun 209.maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Somut olay ve dosya kapsamına göre, HMK.209 maddesi gereğince tedbir kararı verilmesini gerektirecek nitelikte ispata elverişli bir grafolojik bilirkişi raporu bulunmadığı gibi, kanaat verebilecek düzeyde ceza soruşturması ya da bir ceza davasının da bulunmadığı dikkate alınarak İİK.72.maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından,söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan yaklaşık ispata yeterli koşulların bulunmaması nedeniyle tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İstinaf incelemesine konu eldeki dava, her ne kadar İİK.72/3. maddesine istinaden icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davası ise de, müvekkil tarafından böyle bir senedin düzenlenmemiş olması, takibe konu senetten ihtiyati haciz ve takiple birlikte haberdar olunması, açığa atılan imzanın kötüye kullanılarak senet haline getirilmiş olması sebepleriyle takibin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasının gerektiğini, Yerel mahkemece davamızın her türlü delil ile ispat edilebileceği hususu dikkate alınmaksızın hukuka aykırı olarak yazılı delille ispata zorlanmamız nedeniyle diğer hukuki delillerimize başvurulmaksızın tedbir talebimizin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, müvekkilin iddiasını her türlü delil ile ispat edebileceğini, eldeki olayda ispat külfetinin davalıda olduğunu, HMK’daki senetle ispat kuralının bir istisnasının, ileri sürülen maddi vakıanın hayatın olağan akışına aykırı olması olduğunu, eldeki davaya bütünüyle bakıldığında davalının müvekkil aleyhine sahte bono düzenlemek suretiyle elde ettiği alacak hakkı tamamen hayatın olağan akışına aykırı olduğundan takibin tedbiren durdurulması gerektiğini, Mahkeme dosyasında mevcut adli belge ve sahtecilik uzmanı Prof. Dr. bilirkişiden alınan bilirkişi raporu ile de, bononun düzenleniş biçiminin hayatın olağan akışına aykırı olduğunun tespit edildiğini, Mahkeme dosyasında tam olarak ispata elverişli olmasa da yaklaşık ispata elverişli bir grafolojik inceleme içeren raporun bulunduğunu, mahkemenin ispata elverişli bir grafolojik bilirkişi raporu bulunmadığı yönündeki red gerekçesinin bu yönüyle de hatalı olduğunu, Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme alınamaz yönündeki HMK.209.maddesindeki düzenlemenin kıyasen uygulanarak takibin tedbiren durdurulmasının gerektiğini, Davalı tarafından kambiyo senedi ile elde edilen hakka dayalı temel borç ilişkisinin varlığı ispat edilememiş olduğundan takibin tedbiren durdurulmasının gerektiğini, HMK. 293 madde kapsamında konu hakkında uzman görüşüne başvurulmuş olup, adli belge incelemeleri uzmanı …’dan alınan uzman görüşü ile müvekkilin açığa attığı imzanın kötüye kullanıldığı ve sahte senet üretildiği hususunun tespit edildiğini, uzman görüşü dikkate alınarak tedbir talebimizin kabulünün gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının istinafına yöneliktir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından; “…bononun sahteliğinin iddia edilmesi HMK 209.maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Somut olay ve dosya kapsamına göre, HMK.209 maddesi gereğince tedbir kararı verilmesini gerektirecek nitelikte ispata elverişli bir grafolojik bilirkişi raporu bulunmadığı gibi, kanaat verebilecek düzeyde ceza soruşturması ya da bir ceza davasının da bulunmadığı dikkate alınarak İİK.72.maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından, söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan yaklaşık ispata yeterli koşulların bulunmaması nedeniyle tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı tarafça somut olayda HMK’nun 209.maddesi uyarınca karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; bononun sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Somut olay ve dosya kapsamına göre, HMK.209 maddesi gereğince tedbir kararı verilmesini gerektirecek herhangi bir imza incelemesi içeren bilirkişi raporu bulunmadığı gibi ceza soruşturması ya da bir ceza davasının da bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan uzman görüşünün bu kapsamda yeterli kabul edilemeyeceği, mevcut delil durumu gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararı yerinde olduğundan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden alınması gereken 80,70 TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.02/11/2022