Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1731 E. 2022/1960 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1731 Esas
KARAR NO: 2022/1960
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2022
NUMARASI: 2018/255E, 2022/468K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın medya organizasyon ve kozmetik ürünleri satımı yapan bir firma olduğunu, yine davacı müvekkili …’in, iş bu firmanın yetkilisi ve sahibi olup aynı zamanda müzik sanatçısı olduğunu, müvekkili …’in davalı firma yetkilisinden ilk önce 2016 senesinde 10.000TL tutarında faizli para aldığını, iş bu borç para toplamda 12.800 TL olarak iade edilmesi konusunda tarafların anlaştıklarını, müvekkilinin almış olduğu faizli paraya karşılık sahibi olduğu firma adına kayıtlı … plakalı aracı Beyoğlu … Noterliğinin 04.10.2016 tarih ve … yevmiye numaralı rehin sözleşmesi ile rehin verdiğini ve borcunu kararlaştırıldığı gibi ödediğini, akabilinde müvekkilinin yine nakit paraya ihtiyacı olması sebebiyle kendi firmasını da kefil göstermek sureti ile yine 10.000 TL faizli para istediğini, davalı firma yetkilisinin ise bu sefer daha uzun vade olması sebebi ile 6.000 TL faiz istediğini ve tarafların yine bu şekilde faizli para alışverişi yaptıklarını, müvekkili ve şirket yetkilisi sıfatı ile bu sefer davalı firmaya şubat, mart, nisan, mayıs 2017 ödeme tarihli aylık 4.000TL taksit ile toplamda 16.000TL ödenecek şekilde senet keşide ettiğini, yeniden faizli para istenmesi nedeni ile davalı firmanın teminat istediğini, konuşma üzerine araç üzerindeki rehnin borç bitinceye kadar kalmasının kararlaştırıldığını, müvekkilleri ile davalı firma arasında başkaca herhangi bir alış veriş olmadığını, müvekkilinin anılan ödemeleri süresinde ödediğini ancak icra takibine konu 12.05.2017 vade tarihli son 4.000 TL bedelindeki senedin 1.000TL sini 23.05.2017 tarihinde kalan 3.000TL sini 01.08.2017 tarihinde senet ödemesi açıklamasıyla davalı şirket yetkilisinin hesabına ödediğini, müvekkili …’ın, davalı yan ile yapmış olduğu görüşmede ilgili senedi kendisine iade etmesini ve araç üzerindeki rehnin kaldırılmasını istediğinde son senedin süresinde ödenmemesi gerekçe gösterilerek 4.000 TL daha vade farkı oluştuğunu bu sebeple 4.000TL daha ödemesi halinde senedin iade edileceği cevabını davalı firma yetkilisi … dan aldığını, müvekkili ödemelerin bir kısmının davalı firmaya, bir kısmını da davalı firma yetkilisi … a ödendiği, müvekkili davalı yana yönelik tüm ödemeleri … bankası Ferahevler Şubesine ait hesabından ve … bank bankasının ….com isimli internet bankası hesabından yaptığını, alınan borcun paranın faizli borç para olduğu konusunda tanıklarının mevcut olup tanıklarının dinlenmesi halinde tarafların arasındaki ilişkinin faizli para konusuna ait olduğu anlaşılacağını, müvekkilinin, davacı firma yetkilisinin şartlarına uymasına rağmen davalı firma yetkilisinin geç ödeme nedeni ile yeniden faiz istemesi ve müvekkil ile firmasını zor durumda bırakmak için son kalan ilgili senedi icra takibine konu etmesi kötüniyetli bir hareket olduğunu, bu sebeple davalı yanı Cumhuriyet Savcılığına tefecilik suçu yönünden şikayet edeceklerini şimdiden bildirdiklerini beyan ile müvekkillerin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, müvekkilin ve müvekkil firmanın mağdur edilmemesi için dava sonuna kadar tedbiren haczin durdurulmasına,üvekkilin faizli parayı senet ve rehin sözleşmesi karşılığında almış olması ve sonradan oluşacak haciz baskısı ihtimali ile fazladan ödemiş olduğu şimdilik 1.000TL nin yasal faizi ile birlikte iadesine, müvekkili firma adına kayıtlı … plakalı araç üzerindeki rehin kaydının ödeme yapılmış olması nedeni ile fekkine, davalının icra takibi konusunda kötü niyetli olmasından dolayı icra takip çıkışının %20 ‘sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın faizli borç para verdiği iddiasını kesinlikle kabul etmediklerini, zira, müvekkili firma ile davacı taraf arasındaki ilişkinin ileri sürüldüğü şekilde “faizli borç para” verilmesi şeklinde olmadığını, müvekkil şirketin, davacı tarafa 12.01.2017 tarihinde 11 adet 22 ayar toplam 114 gr. altın bilezik sattığını, bu hususta, taraflar arasında söz konusu bileziklerin teslim edildiğine dair teslim tutanağı düzenlendiğini, söz konusu tutanakta davacı taraf “Toplamı 11 adet 114 gr. bileziklerimi elden eksiksiz teslim aldım” şeklinde kendi el yazısı ile yazarak bilezikleri teslim aldığını kabul ettiğini, ancak, davacı taraf bilezik bedellerini peşin ödeyemediğini beyan ettiğinden karşılığında taraflar arasında “Taksit Protokolü” düzenlendiğini ve protokolde de yazılı olduğu üzere 16.000 TL bedelli 4 adet senet alındığını, davacı tarafın senet bedellerinin tamamını ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça senet bedeli halen ödenmediğinden icra dosyası da derdest olduğunu, bu haliyle, davacı tarafça borcun tamamı ödenmediğinden dava haksız olduğunu, bu davanın konusunun icra takibine konu edilen senede yönelik borçlu olmadığının tespiti talepli olduğunu, davacı tarafın, ayrıca taraflar arasında rehin sözleşmesi düzenlendiğini de belirtilmiş ise de söz konusu sözleşmenin bu davanın konusunu oluşturmadığı için davacı tarafın bu husustaki iddialarını ve taleplerini kabul etmediklerini, davacı tarafın, davanın konusu icra takibine konu edilen kambiyo senedi olduğunu, bu itibarla, karşı tarafın tanık dinletmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, ayrıca, davacı taraf her ne kadar dilekçe ekinde belgeler ibraz ettiğini belirtmiş ise söz konusu belgelerin taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle, belgelere yönelik beyanda bulunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik itiraz ettiklerini beyan ile davacının taleplerinin ve davanın esastan reddinin gerektiğini savunmuş, davacı tarafın haczin durdurulması talebi yasaya uygun olmadığından reddine karar verilmesini, davacının rehnin kaldırılması talebi işbu davanın konusunu oluşturmadığından reddine karar verilmesini, davacı tarafın haksız kötüniyet tazminatı talebinin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “… Davacının davasının kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe konu 12/05/2017 vade tarihli, 12/01/2017 düzenleme tarihli 4.000 TL bedelli bonodan dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, 5.450,00 TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, Beyoğlu … Noterliğinin … Yevmiye numaralı rehin sözleşmesi ile … plaka sayılı araç üzerine konulan rehin şerhinin kaldırılmasına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin dosyada bulunan yazılı delillere aykırı olarak zorlama yorumlarla aleyhe karar verdiğini, taraflar arasında önceye dayalı tanışıklık bulunduğunu, davacının da belirttiği gibi taraflar arasında birden fazla kez ticari ilişki gerçekleştiğini, bu nedenle müvekkilinin davacıdan alacağı bulunduğunu, davacının tacir sıfatına sahip bir kişi olup, haklarını kullanırken ve borçlarını eda ederken basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olduğunu, tacir olan davacının ayrı bir tüzel kişiliği bulunan müvekkil şirkete olan borcu nedeniyle, borç ilişkisi açısından 3. Kişi durumunda olan müvekkil şirket yöneticisine ödemede bulunması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, tacir sıfatına sahip olan ve basiretli bir tacirden beklenen özeni göstermesi gereken davacıdan beklenebilecek bir durum olmadığını, davacının … hesabına ödediği bedelin takibe konu bono karşılığı yapılmadığını, takibe konu olan 12.05.2017 ödeme tarihli senede ilişkin ödeme yapıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığını, müvekkil Şirket tarafından 12.05.2017 ödeme tarihli bono bedelinin ödenmemesi nedeniyle icra takibi yapıldığını, davacı tarafın takibe konu senet karşılığında 23.05.2017 tarihinde 1.000 TL , 01.08.2017 tarihinde 3.000 TL ödediğini iddia ettiğini, müvekkil şirkete ait banka hesap kayıtları incelendiğinde belirtilen miktarda ödeme yapılmadığının görüldüğünü, davacıya altın satılarak teslim edildiği yazılı delil ile ispat edildiğini, taraflar altın satışı hususunda anlaştıklarını, müvekkilin toplam 114 gr ağırlığındaki 11 adet bileziği davacıya teslim ettiğini, satışı yapılan altınların bedelinin 4 eşit parçada toplam 16.074,00 TL olarak ödenmesine karar verildiğini, altın bedelleri karşılığında senetler düzenlendiğini ve müvekkil şirkete teslim edildiğini, dosyaya sundukları 12.01.2017 düzenleme tarihli adi yazılı belgenin bu durumu açıkça gösterdiğini, tacir sıfatını taşıyan davacının bu senedin altını imzaladığını, yazılı delil ile altın satışı ve teslim olgusu ispat edilmesine rağmen Mahkemenin davalı müvekkilin ticari defterlerinde altın satışına dair kayıt bulunmadığını belirterek davanın kabulüne karar verdiğini, bilirkişi raporunda müvekkilin ticari defterlerinde altın satışına dair bazı kayıtların bulunduğu belirtildiğini, ticari defterler takdiri delillerden olup, dosya içinde bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiğini, müvekkilin defterlerinde altın satışına dair bazı kayıtların bulunması, taraflar arasında altın satışına dair sözleşme düzenlenmesi ve altının teslim edildiğine dair yazılı sözleşmenin dosyaya sunulması nedeniyle savunmalarının ispat edilmesine rağmen, savunmalarının aksine bir delil sunulmadan zorlama gerekçelerle davanın kabulü yoluna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davada dayanılan havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiğinin yazılı olmadığını, davacı taraf, üzerinde dava dışı “…” a yapılmış olabilecek bazı havalelere ilişkin dekontlar ibraz ettiğini ancak, söz konusu ödemeler yapılmış ise; davacı taraf ile dava dışı şahıs arasındaki ilişkiye istinaden yapılmış olup aksinin yazılı deliller ile davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, zira, dekontlarda da ödemenin içeriğini açıklayan herhangi bir ifade de kullanılmadığını, söz konusu ödemelerin müvekkil şirket ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, davacı taraf, müvekkil dışında dava dışı kişilere yaptığı ödeme dekontlarını sunarak işbu davada borçlu olmadığını ispat edemeyeceğini, Mahkemece bu durumun dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça sunulan dekontların işbu davanın konusu ile ilgili olmadığını, davacı, başkaca kişilerle yaptığı işlemleri gösterir belgeler sunduğunu, söz konusu belgelerin müvekkil şirket ile bir ilgisi bulunmadığını, müvekkil şirkete yapılan ödemelere istinaden herhangi bir belge sunulmadığı gibi bankalardan gelen yazı cevaplarında da ödeme kaydı bulunmadığına dair cevap verildiğini, dosya içinde bulunan deliller dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitini, davacı şirket adına kayıtlı … plakalı araç üzerindeki rehnin ödeme yapılmış olması nedeni ile fekkini talep etmiştir. Yargılama sırasında menfi tespit istemi, istirdata dönüşmüştür. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı dava ve takip konusu senet ile rehin sözleşmesinin aynı konuya ilişkin olduğunu ileri sürmüş ise de, Beyoğlu … Noterliğinin … Yevmiye numaralı rehin sözleşmesi incelendiğinde; ” Rehin veren kendi Müzik Organizasyon …ŞTİ, … plakalı aracımı, 04.10.2016 Tarihinde aldığım 12.800TL tutarındaki borcuma karşılık olarak rehin alacaklısı … Şti ismli kişiye 12.800TL bedel ile rehin veriyorum… “şeklinde olduğu , senedin ise 4000TL bedelli olduğu görülmüştür. Davacı vekili 16.06.2020 Tarihli duruşmada; dava değerini ıslah ederek 5.450,00TL’ye çıkarmış ve bu tutar üzerinden eksik harcı tamamlamıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince; öncelikle istirdat istemine konu dava değeri olan 5450TL ile rehin sözleşmesi bedeli olan 12.800TLnin toplamı (18250,00TL) üzerinden harcın ikmali için davacı vekiline Harçlar Kanunu 30.maddesi gereğince süre verilmesi, harç tamamlandığı takdirde esasın incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan resen dikkate alınan sebeple ilk derece mahkemesinin kararının HMK 355, 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2022 tarih, 2018/255E, 2022/468 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 66-TL posta masrafı olmak üzere toplam 286,70-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 9-TL istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/11/2022