Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1716 E. 2022/2078 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1716 Esas
KARAR NO: 2022/2078
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2022
NUMARASI: 2021/214 E. – 2022/150 K.
DAVA: Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 17/05/2017
KARŞI DAVA: Markaya Tecavüzün Önlenmesi
KARŞI DAVA TARİHİ: 21/06/2017
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 29/04/2013 tarihinden itibaren eğitim sektöründe hizmet gösteren, alanının güvenilir ve başarılı eğitim ve öğretim kurumlarından olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda ticaret unvanını oluşturan “…” ibareli markanın 41. sınıfta tescili için TPMK’ya başvuruda bulunduğunu, ancak bu başvurunun davalıya ait … tescil numaralı marka gerekçe gösterilerek reddedildiğini, ancak ilgili ibarenin ilk kez müvekkilince oluşturulduğunu, aynı zamanda “…” ibaresinin müvekkilinin ticari unvanı olduğunu, müvekkilinin işbu ibare ile bilindiğini ve tanındığını, davalının da müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve müvekkilinin ticari faaliyetlerinden de haberdar olduğunu, davalının hiçbir geçerli sebebi yok iken müvekkiline ait markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerini tescil ettirmesinin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı adına … sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP ve KARŞI DAVA: Davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, davanın davaya konu mevcut TPMK nezdinde tescilli markalarının 6769 Sayılı SMK’nun 5/2 maddesine dayandırdığını, ancak davacının iddia ettiği hususların yasanın bu maddesine uymadığını, iddialarının tamamen bir hak oluşturmaya dayalı savunmalar olduğunu, taraflarınca davacının tescilli markalarına yönelik tecavüzü sebebiyle Mahkememizin 2017/61 D.İş sayılı dosyasında ikame edilen delil tespiti ile de bu hususun sabit olduğunu iddia ederek, asıl davanın reddini ve müvekkilinin markasına yönelik tecavüzün önlenmesine yönelik karşı davalarının kabulünü talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2017/83 Esas): Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/83 Esas – 2018/265 Karar sayılı kararıyla; “Somut olayda davalı taraf tarafından tescil ettirilen … ibareli markanın davalı tarafından tescil tarihinden önce 06.03.2016 tarihinde kullanılmaya başlandığı davalı tarafın daha önceki … ibareli markalarının farklı olduğu bu nedenle … logosu ile tescil ettirilen markada üstün hak sahibinin davacı olup üstün hak sahipliği nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne, kayıtlardan terkinine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür. Karşı dava yönünden dava konusu markanın üstün hak sahipliği nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmiş olup davalı tarafın tecavüzün tespiti men’i yönünden talepleri davacı kullanımının marka taklitçiliğinden daha önceki tarihe dayandığından yerinde olmayan tüm talepler yönünden karşı davanın reddine” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 17/06/2021 tarih, 2018/3519 E. – 2021/1265 K. sayılı ilamı ile; “… davalı-karşı davacıya ait … tescil numaralı “… + şekil” markasının 41.sınıfta 13/02/2002 tarihinde tescil edildiği ve halen geçerli bulunduğu, yine hükümsüzlüğü istenen davalıya ait … tescil numaralı … şekil markasının 41.sınıfta 07/04/2016 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında bilirkişi raporu alınmış ve söz konusu raporda davacı-karşı davalının 05/03/2016 tarihinde www…com alan adını almış ve kullanmaya devam ettiği ve davacının 11/03/2016 tarihinde çelenk içinde … harfi logo şeklinde kullanımının bulunduğu, ayrıca davalı- karşı davacının 2002 tarihli markasının davacının kullandığı logo ile iltibas oluşturmadığı yönünde görüş belirtilmiş ve bu rapor hükme esas alınmış ise de, mahkemece davalı-karşı davacıya ait 2002 tarihli markanın kullanımının davalı-karşı davacı yönünden müktesep hak oluşturup oluşturmayacağı üzerinde durulmamıştır. Davalı – karşı davacı cevap dilekçesinde ayrıca www….tr adlı internet sitesi bulunduğunu ve faaliyetlerini bu internet sitesi üzerinden yürüttüğünü beyan etmiştir. Bu durumda davalı – karşı davacının ayrıca internet sitesi arşiv kayıtlarının da incelenerek tescilli … tescil numarasını kullanıp kullanmadığı, kullanıyorsa ne şekilde kullandığının incelenerek bu markanın asıl davada hükümsüzlüğü istenen … sayılı marka yönünden de müktesep hak teşkil edip etmeyeceğinin de incelenerek karşı davadaki talepler yönünden de değerlendirme yapılabilmesi bakımından dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” kararı verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2021/214 Esas): Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/214 Esas – 2022/150 Karar sayılı kararıyla; “Dosya kapsamı deliller, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ve bu karar doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalı-karşı davacının www… alan adlı internet sitesinde 02.07.2002 tarihli arşiv kaydındaki markasal kullanımının, 02.10.2003 tarihli arşiv kaydındaki markasal kullanım şeklinde olduğu, davalı-karşı davacının … nolu “…” markasında, 2002 yılında tescil edilmiş olan markasında ayırt edici olan şekil unsurları (kalem ve dünya şekilleri) ve “2001” ibaresi bulunmamakla, önceki markanın asli unsurlarının sonraki markada muhafaza edilmediği, 2016 tarihli sonraki marka tüketici nezdinde yenilenmiş bir marka imajı olarak değil, farklı bir marka olarak algılanacağı, davalı-karşı davacının 2002 tarihli önceki marka tescilinin, asıl davada hükümsüzlüğü istenen … nolu sonraki markası yönünden müktesep hak teşkil etmeyeceği, esas davada, davacı-karşı davalının “…” şeklindeki markasal kullanımı, bu marka ile benzer olan davalı-karşı davacının … tescil nolu markasının tescil başvuru tarihi olan 07.04.2016 tarihinden daha önceki tarihte başlamış olmakla, SMK m. 6/3’e dayalı hükümsüzlük şartlarının oluştuğu kabul edilerek asıl dava kabul edilmiştir. Karşı davada, davacı-karşı davalının üstün ve gerçek hak sahibi olduğu tespit edilen “…” markasını kullanımın davalı-karşı davacı adına sonradan tescil edilen ve hükümsüzlüğüne karar verilen … nolu “…” markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceğinden karşı davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı-karşı davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Karşı dava dilekçemizde ayrıntısı verildiği üzere, tarafımızdan davacı-karşı davalının tescilli markamıza olan tecavüzü sebebiyle 28.04.2017 tarihinde Bakırköy 1.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine 2017/61 D. İş numarası ile delil tespiti talebinde bulunulmuş ve alınan bir örneği de dava dosyası içerisinde bulunan bilirkişi raporu kapsamında tecavüzün varlığının ortaya konduğunu, bu haliyle tescilli markamıza tecavüz ve diğer taleplerimiz yönüyle delillerin sabit olduğunu, Müvekkilin 1999 yılında işbu şirketleri nezdinde 1999 yılında … Koleji adı altında proje ve planlaması dahi kendileri tarafından yapılan maliki bulundukları okulda anaokulu, ilkokul ve ortaokul olmak üzere İstanbul ili Bakırköy İlçesi … Sok. No…. Yeşilköy/İstanbul adresinde çevresinde itibar ve başarısıyla bugüne kadar eğitim öğretim hizmetini verdiğini, Davacı yanın anlatımları tamamen masumane olmayıp kötü niyete dayandığını, davacı tarafın İnternet ortamında ITO Ticaret Sicil Bilgilerinde şirketin odaya kayıt tarihinin 29.04.2013 olduğu yani müvekkilimin Yeşilköy … Sokakta başlatmış olduğu eğitim öğretim faaliyetlerinden on dört sene sonra bu bölge ve alanda faaliyete başladığının anlaşıldığını, Müvekkil eğitim kurumu 13.02.2002 tarihinde kuruluşundan iki yıl sonra “…” şekil ve ibareleri bir marka olarak TPE nezdinde 41. Sınıfta … Marka numarası ile hizmet markası olarak tescil ettirmiş ve bu güne kadar da kullanıla geldiğini, halen mevcut marka müvekkil adına tescilli olup kullanıldığını, marka kullanımında …’ün öne çıkan ibare olduğunu, “…” şekil ve ibareleri bir marka olarak TPE nezdinde 41. Sınıfta … Marka numarası ile hizmet markası mevcut hükümsüzlüğe ve davaya konu edilen markaya üstün ve müktesep hak tanıdığını, ayrıca,www….tr adlı internet sitesinde faaliyetler bu internet sitesi üzerinden yürütülmekte ve markalar kullanılmakta olduğunu, Davacının dava dilekçesinde dahi kendi içerisinde çelişki içerisinde olduğunu, şayet haklı sebepleri bulunsa idi kendilerinin de belirttiği şekliyle 28.04.2016 tarihinde TPE nezdinde yapmış oldukları başvurunun reddi durumunda hukuki süreç bitmemiş olup bu süreci devam ettirerek gerçek hak arayışını sürdürmeleri gerektiğini, keza mevcut markamızın tescil aşamalarında herhangi bir itirazın da söz konusu olmadığını, Davanın esasına girilerek haksız tecavüzün tüm yönleriyle önlenmesini, haksız rekabet için yeni bir bilirkişi raporu aldırılması suretiyle zarar miktarının belirlenmesi sonrası ıslah ve müddeabihi arttırma haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 100TL maddi tazminat, 100TL yoksun kalınan kazanç olmak üzere belirsiz alacağın ve 5.000TL manevi tazminatın davalı- karşı davacıdan tahsili ve hükmün gazetede ilanını talep ettiklerini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:*Bilirkişi heyeti raporunda; “Davalı karşı davacı tarafın 13.02.2002 tarihinde tescil ettirilen ilk logo olan … ibareli marka ile daire … logosu bulunan marka arasında benzerlik olmadığı, markanın ayırt edici unsurunun … harfi olarak vücut bulduğu söz konusu markasal kullanım yönünden … ibareli markanın ilk defa davacı taraf marka tescilinden önce 05.03.2016 tarihinde internet sitesi ve alan adı alındığı tescilden önce markanın eğitim ve öğretim hizmetleri alanında tanıtımının yapıldığı, marka üzerinde üstün ve öncelikli hakkın davacıya ait olduğu, marka hükümsüz sayıldığı takdirde kullanımın yasal hale geleceği öncelikli hakkın ve üstün hakkın davacı tarafta olduğundan kullanımın tecavüz teşkil etmeyeceği.” kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, markanın hükümsüzlüğü; karşı dava ise marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ile maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “-ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Davacının davasının kabulüne, davalı adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; -Davalının karşı davasının reddine.” ” karar verilmiştir. Hüküm davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İlk derece mahkemesinin 2017/83 Esas – 2018/265 Karar sayılı kararıyla; “…davalı tarafın daha önceki … ibareli markalarının farklı olduğu bu nedenle … logosu ile tescil ettirilen markada üstün hak sahibinin davacı olup üstün hak sahipliği nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne; dava konusu markanın üstün hak sahipliği nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmiş olup davalı tarafın tecavüzün tespiti men’i yönünden talepleri davacı kullanımının marka taklitçiliğinden daha önceki tarihe dayandığından yerinde olmayan tüm talepler yönünden karşı davanın reddine” dair verilen kararın Dairemizin 17/06/2021 tarih, 2018/3519 E. – 2021/1265 K. sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 2021/214 Esas – 2022/150 Karar sayılı kararında Dairemizin 17/06/2021 tarih, 2018/3519 E. – 2021/1265 K. sayılı kaldırma kararında işaret edilen hususlarda gerekli araştırma ve değerlendirmelerin yapıldığı, mahkemece yeniden bilirkişi raporu aldırıldığı görülmüştür. Ancak Dairemizin anılan kararında “…mahkemece davalı-karşı davacıya ait 2002 tarihli markanın kullanımının davalı-karşı davacı yönünden müktesep hak oluşturup oluşturmayacağı üzerinde durulmadığı, davalı – karşı davacı cevap dilekçesinde ayrıca www…tr adlı internet sitesi bulunduğunu ve faaliyetlerini bu internet sitesi üzerinden yürüttüğünü beyan etmesi karşısında davalı – karşı davacının ayrıca internet sitesi arşiv kayıtlarının da incelenerek tescilli … tescil numarasını kullanıp kullanmadığı, kullanıyorsa ne şekilde kullandığının incelenerek bu markanın asıl davada hükümsüzlüğü istenen … sayılı marka yönünden de müktesep hak teşkil edip etmeyeceğinin de incelenmesi” gerekçesi uyarınca bilirkişi heyeti tarafından davalı-karşı davacının 2002 ve sonraki tarihli markasal kullanımının tespit edilmesine rağmen, davalı-karşı davacının markasındaki esaslı unsurun “…” ibaresi olduğu gözetilmeyerek, davalı-karşı davacının önceye dayalı üstün hak sahipliğinin bulunmadığı sonucuna ulaşılması hatalıdır. Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalının 2013 yılında kullanmaya başladığı “…” ibaresi yönünden geçmişe dayalı üstün hak sahipliği bulunduğundan asıl davadaki davalı-karşı davacının “…” markasının hükümsüzlüğü şartları bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gereklidir. Kabule göre; davalı-karşı davacının tescilli ve geçerliliğini sürdüren … tescil numaralı … markasına davacı-karşı davalı tarafından tecavüz edildiğinin de kabulü zorunludur. Tüm bu nedenlerle, karşı dava yönünden davalı-karşı davacının marka hakkına tecavüzün tespiti ve tazminat talepleri yönünden denetime elverişli rapor alınarak, oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğundan davalı-karşı davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/06/2022 tarih, 2021/214 E. – 2022/150 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı-karşı davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 441,40 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 266,00 TL Tehir-i icra karar harcı ile istinaf yoluna başvurma harcı ile 140,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 847,40 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/12/2022