Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/17 E. 2023/1461 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/17 Esas
KARAR NO: 2023/1461
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2021
NUMARASI: 2020/324 2021/359
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Türkiye’deki faaliyetlerini … A.Ş. aracılığı ile gerçekleştirdiklerini, kendilerine ait tanınmış markalardan birinin de … markası olduğunu, müvekkili şirket adına tescil edilmiş markanın, kendi adlarına tescil edilmiş marka ile ilişkilendirme/karıştırılma/çağrıştırılma yaratacak kadar benzer olduğunu, davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … sayılı “…” Markasının, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 ve 5/5. Maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, dava sonuçlanıncaya kadar hükümsüzlüğü talep edilen markanın devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, kendi adına marka tescilinde bulunurken, iltibas kastıyla hareket etmediğini, müvekkili adına kayıtlı marka ile davacı adına kayıtlı marka arasında görsel ve işitsel bir benzerlik olmadığını, zamanaşımı itirazlarının gözetilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/09/2021 tarih ve 2020/324 Esas – 2021/359 Karar sayılı kararıyla; “… tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle; davalının … ve davacının … ibareli markalarının 29.sınıf yönünden tescilli olmaları, markaların gerek biçim, gerek harf dizilimi gerek markanın düzenlenmesi ve görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, markaları/işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, 29. . sınıftaki mallar yönünden ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının markasını gördüğünde davacıya ait “… ibareli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki markanın aynı işletmenin markası ve idari-ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği, öte yandan davacı markasının tanımış marka olması nedeniyle davalı markasının hükümsüz kılınmaması halende davacı markasının sulanmasına neden olacağı gözetilerek 6769 sayılı SMK’nun 25.maddesi gözetilerek hükümsüzlüğüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkil adına tescil edilmiş … adlı marka görsel, anlam, telafuz olarak davacının markasından farklı olduğu gibi, müvekkil şirket kendi adına marka tescilinde bulunurken, iltibas kastıyla hareket etmediğini, Mahkemesi herhangi bir bilirkişi incelmesi yapmadan dava konusu markaların görsel, anlam, şekil benzerliği üzerinde bütüncül herhangi bir yorum yapmaksızın sırf, ilk üç harfin benzer olması ve davacının markasının tanınmış marka olması bahsi ile hükümsüzlük kararı verdiğini,Müvekkilim şirket yetkilisi Suriye uyrukludur. Yaşadığı coğrafyada … kelimesi birşeyin kovası, bardağı anlamında kullanıldığını, markasını oluştururken markanın, tavuk kovası anlamına gelmesi amacıyla hareket ettiğini, yine … kelimesi İngilizce büyücü anlamında olduğundan … anlamını çağrıştırdığı için müvekkil markasını oluşturuken … kelimesini seçtiğini,Müvekkilin … Markası ile davacının … markasının karıştırılma ihtimali bulunmadığını, müvekkil markasının davacının markasından şekil olarak ve kelime anlamı olarak tamamen farklı olduğunu, müvekkil adına kayıtlı marka ile davacı adına kayıtlı marka arasında görsel ve işitsel bir benzerlik bulunmadığını, kelimelerin anlamı ve telaffuzunun farklı olduğunu, görsellik olarak markaların birbirlerini çağrıştırma ihtimali olmadığını,Sadece ilk üç harfin aynı olması sebebiyle markaların benzeştiği iddiası ile markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki müvekkilin markası iki kelimeden davacının ise tek kelimeden oluştuğunu, bu hususun da irdelenmediğini, Müvekkil adına tescilli markanın ayırt edicilik vasfı bulunduğunu, karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkması markaların aynı-benzer olması ve mallar/hizmetlerin aynı-benzer olması şartlarının bir arada gerçekleşmesinin halk tarafından karıştırılmaya neden olması unsurlarına bağlı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE:Dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “Davalı adına … nolu … Şekil ibareli markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkini için TPMK’na gönderilmesine, karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacının “…” ticaret markasının 1, 5, 29, 30, 31, 32. sınıflar için 28/12/1989 tarihinden itibaren, … sayılı “…” ibareli ticaret markasının 29, 30, 31. sınıflar için 15/07/1997 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle TPMK nezdinde tescilli olduğu, ayrıca … NO ile davacı markasının tanınmış marka olduğu; davalıya ait … şekil ibareli markasının ise … no ile 29. sınıf için 12.2.2019 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Taraf markalarının esas unsurları … ve … ibereleri olup, karıştırma incelemesinde bu ibarelerin incelenmesi gerektiği, davalıya ait markanın esaslı unsurunu oluşturan “…” ibaresi ile davacının tanınmış … markaları incelemeye tabi tutulduğunda iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğu, … nolu davacı markasında yer alan kalp şeklinin dahi davalı markasında kullanılmak suretiyle şekil unsuru ile birlikte bağlantı ihtimalini kuvvetlendirildiği, davalıya ait “…” esaslı unsurlu markanın davacıya ait Türkiye’de tescilli ve tanınmış “…” Markaları ile çok benzer olması, kapsamındaki malların davacının markasının tescil edildiği, tanındığı ve kullanılmakta olduğu mallarla aynı, aynı tür, benzer ve doğrudan bağlantılı mallar olduğu, “…” markalarının ayırt edici gücünün ve tanınmışlığının çok yüksek olduğu, ortalama tüketici kitlesinin düşük dikkat seviyesine sahip olduğu gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda tüketiciler nezdinde karıştırma ihtimalinin bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmakla, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 55-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2023