Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1696 E. 2022/1926 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1696 Esas
KARAR NO: 2022/1926
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2018
NUMARASI: 2016/861 E. – 2018/1036 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alacaklı görüntüsü ile müvekkilinin aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden kombiyo senetlerine mahsus icra takibi konusu edildiğini 220.000,00 TL miktarlı keşidecisinin … lehtar alacaklısının …’in bulunduğunu, lehdarın cirolaması suretiyle davalı …’ün yetkili hamil konumunda alacaklı olarak icraki takibata konu edildiğini, bono borçlularından sadece müvekkilinin aleyhine bono alacağının 75.000,00TL lik kısmın istenilmesi suretiyle icra takibi ne konu edildiğini, bonodaki imzanın ve diğer tüm yazıların müvekkilinin eli ürünü olmayıp bononun sahte olarak oluşturulmuş olması nedeniyle icra takip konusu bono ile ilgili sahtelik iddilarının kabulünü ve bonodan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini sahte olarak düzenlenen bonoların iptalini müvekkiline açılan icra dosyasının iptalini, alacaklının %20 icra tazminatı ile yükümlü tutulmasını, icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasını, icra dosyasına yatırılan ücretlerinde alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmektedir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıyı hiçbir şekilde tanımadığını, müvekkilinin elindeki evrakın hukuki başvuru yolları ile tahsili için teslim ettiğinde evrak incelendiği süresi içinde ödenmediğinin görüldüğünü, bu eksiklikten dolayı söz konusu bonoda lehtar olan …’e karşı kambiyo takibinden kaynaklı başvuru haklarını yitirdiğini, müvekkilinin elinde 220.000,00TL lik senet olmasına rağmen 75.000,00TL lik başvuru yapması müvekkilinin kötü niyetli değil iyi niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, … müvekkiline bu seneti verirken o zaman kadar olan bakiyeyi takibe koymasını gelecek aylarda olan bakiyeleri ise …’den alarak ödeyeceğini sözlü olarak beyan ettiğini, sonuç olarak davanın kötü niyetli olmadığını, uğranılacak bir zararda dava açma haklarının saklı olduğunu, aleyhine para cezasına hükmedilmemesini ve yargılama giderlerlerinin üzerine bırakılmamasını, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini cevaben beyan etmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/861 Esas – 2018/1036 Karar sayılı kararıyla; “… davaya konu bono üzerinde keşideci olarak davacı adına atılmış olan imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edilmiş olması, sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilme imkanı bulunması nedenleriyle davanın kabulüne; şartları oluşmadığından ve davalının kötü niyeti bu suretle ispat olunamadığından tazminata dair talebin ise reddine.” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 2019/898 Esas – 2019/975 Karar sayılı ilamıyla; “Kararı istinaf eden davalı vekiline kararın 18.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, HMK’nun 345.maddesinde öngörülen iki haftalık istinaf başvuru süresi 01/02/2019 tarihinde sona ermesine rağmen davalı vekilinin istinaf dilekçesini ve harçlarını 04.02.2019 tarihinde yatırarak kararı süresinden sonra istinaf ettiği anlaşıldığından, HMK 352. maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine” karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA KARARI VE DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 2019/898 Esas – 2019/975 Karar sayılı ilamının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.HD nin temyiz incelemesi sonucunda 20/01/2022 tarihinde 2021/6007 Esas – 2022/456 Karar sayılı ilamıyla; HMK 346.maddesi uyarınca süresinden sonra yapılan istinaf talepleri konusunda ilk derece mahkemesince bir karar verilmesi, bu karara karşı istinaf talebinde bulunulması halinde dosyanın Bölge Adliye Mahkemesince incelenebileceği, ilk derece mahkemesince süre yönünden red kararı verilmeksizin dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesinin süre yönünden red kararı verebileceğine dair bir kanun hükmü bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesinin bu tür dosyalar bakımından dosyayı ilk derece mahkemesine geri çevirmesi ve HMK 346.maddesi çerçevesinde işlem yapılmasının talep edilmesi gerektiği gerekçeleriyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek Yargıtay bozma ilamında işaret edildiği üzere HMK 346 ve 360.maddeleri gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN EK KARAR: Dairemiz geri çevirme kararından sonra İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/861 Esas – 2018/1036 Karar sayılı dosyasında verilen 29/07/2022 tarihli ek karar ile; “Kararı istinaf eden davalı vekiline kararın 18/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, HMK’ nun 34.maddesinde öngörülen iki haftalık istinaf başvuru süresi 01/02/2019 tarihinde sona ermesine rağmen davalı vekilinin istinaf dilekçesini ve harçlarını 04/02/2019 tarihinde yatırarak kararı süresinden sonra istinaf ettiği anlaşıldığından, HMK 352.maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkil tarafından başlatılan takibin tutarı 75.000 TL olmasına rağmen istinafa konu yargılamada dava değeri 220.000 TL olarak kabul edilmiş olup tüm hesaplamalar bu tutar üzerinden yapıldığını, Müvekkil iş bu davada iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, bononun lehtarı dava dışı … olup müvekkile de lehtar tarafından cirolanarak verildiğini, müvekkilin bonoda yer alan davacıya ait imza konusunda bir bilgisi ve davacı ile herhangi bir ilişiği de bulunmadığını, Müvekkilin iyi niyetli üçüncü kişi olduğu mahkeme tarafından tespit edilmişse de yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Müvekkil üzerine bırakılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, Müvekkil davanın açılmasına sebep olmadığından istinafa konu kararda da yargılama giderlerinin ve karşı vekaletin davalı müvekkil üzerine bırakılmasının usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine dair ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesidir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/861 Esas – 2018/1036 Karar sayılı kararıyla; “… davaya konu bono üzerinde keşideci olarak davacı adına atılmış olan imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edilmiş olması nedeniyle davanın kabulüne; şartları oluşmadığından ve davalının kötü niyeti bu suretle ispat olunamadığından tazminata dair talebin ise reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dairemizin 2019/898 Esas – 2019/975 Karar sayılı ilamıyla; “Kararı istinaf eden davalı vekiline kararın 18.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, HMK’nun 345.maddesinde öngörülen iki haftalık istinaf başvuru süresi 01/02/2019 tarihinde sona ermesine rağmen davalı vekilinin istinaf dilekçesini ve harçlarını 04.02.2019 tarihinde yatırarak kararı süresinden sonra istinaf ettiği anlaşıldığından, HMK 352. maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine” karar verilmiştir. Hükmün temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/6007 Esas – 2022/456 Karar sayılı ilamıyla; “… Bölge Adliye Mahkemesinin süre yönünden red kararı verebileceğine dair bir kanun hükmü bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesinin bu tür dosyalar bakımından dosyayı ilk derece mahkemesine geri çevirmesi ve HMK 346.maddesi çerçevesinde işlem yapılmasının talep edilmesi gerektiği” gerekçeleriyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, HMK 346 ve 360.maddeleri gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 29/07/2022 tarihli ek karar ile; “… kararın süresinden sonra istinaf edildiği anlaşıldığından, HMK 352.maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesinin 05.11.2018 tarih ve 2016/861 Esas – 2018/1036 Karar sayılı davanın kabulüne dair kararının davalı vekili tarafından istinaf edildiği ve dosyanın Dairemize geldiği, Dairemizin 03.05.2019 tarih ve 2019/898 Esas – 2019/975 Karar sayılı ilamıyla “Kararın süresinden sonra istinaf edilmiş olması nedeniyle istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine” karar verildiği, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/6007 Esas – 2022/456 Karar sayılı ilamıyla; “… Bölge Adliye Mahkemesinin bu tür dosyalar bakımından dosyayı ilk derece mahkemesine geri çevirmesi ve HMK 346.maddesi çerçevesinde işlem yapılmasının talep edilmesi gerektiği” gerekçeleriyle Dairemiz kararının bozulduğu, Dairemizin geri çevirme kararı verdiği ve akabinde ilk derece mahkemesinin 29/07/2022 tarihli ek karar ile; “… kararın süresinden sonra istinaf edildiği anlaşıldığından, HMK 352.maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine” karar verildiği; tüm bu hususlar gözetildiğinde davalı vekiline kararın 18.01.2019 tarihinde tebliğ edilmesine ve iki haftalık yasal sürenin 01/02/2019 tarihinde sona ermesine rağmen davalı vekilinin istinaf dilekçesini 04.02.2019 tarihinde vermiş olması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı sabit olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı isabetli olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 15.028,20 TL harçtan mahsubu ile artan 14.947,50 TL harcın talebi halinde davalıya iadesine, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi23/11/2022