Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1692 Esas
KARAR NO: 2022/1887
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2022
NUMARASI: 2021/719E, 2022/528 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 04/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı Tasfiye Halinde … A.Ş. nezdinde 29/04/1997 tarihinde katılım hesabı açtığını, ancak … şirketinin tasfiye sürecine girmesi ve alacağın temlik edilmiş olması sebebi ile alacaklı olduğu bedel temlik sözleşmesi ile icra takibi borçlusu dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’ne virman edildiğini, müvekkili tarafından kendisine ait katılım hesabındaki bedelin temlik alan … şirketinden iadesi talep edilmesine rağmen … şirketi tarafından müvekkilinin katılım hesabındaki bedelin iadesinin gerçekleşmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya ile ilamsız icra takip başlatıldığını, ilamsız icra takibi başlatıldıktan sonra icra dosyası borçlusu … Ticaret Limited Şirketi’nin davalı borçlu şirket olan …Ticaret Ltd. Şti. tarafından devralındığı görülmüş olup bu nedenle takibin … Ticaret Ltd. Şti. ‘ne yönlendirildiğini, davalının itiraza haksız ve mesnetsiz itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına vaki tüm itirazlarının reddi ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz işletilmesine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere toplam alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle, dava konusu olayda 6502 sayılı yasadan kaynaklanan bir vakıa olmadığı ve tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, taraflar arasındaki ilişkide davacı taraf tüketici konumunda olmadığı gibi müvekkiilinin de satıcı ya da sağlayıcı konumunda olmadığı yine davacı tarafa herhangi bir ürün ya da hizmet verilmesi de söz konusu olmadığını, dolayısıyla taraflar arasında tüketici kanunu kapsamında bir uyuşmazlık da olmadığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, dava konusu icra takip dayanağı sözleşme tümüyle değerlendirildiğinde; her ne kadar sözleşme başlığında alacağın temliki dense de alacaklının değişmemesi, tam aksine borçlunun değişmesi nedeniyle alacağın temliki değil borcun naklinin söz konusu olduğunun sabit olduğunu, hal böyle olunca dayanak sözleşmenin niteliği gereği borcu devralan müvekkilinin, eski borçlunun alacaklıya karşı haiz olduğu itiraz ve def’ileri alacaklıya karsı ileri sürebileceğini, dava dışı … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini ve kar ve zarara hesabı sahiplerine tasfiye sürecinde alacak isabet edip etmeyeceği ve edecekse bu alacağın miktarının ancak tasfiye sonucunda belli olacağını, kar ve zarara katılma hesabının, özetle açıklanan niteliği ve hükümleri gözetildiğinde mutlak ödenmesi gereken bir alacak olmadığını, davacının ayrıca kar ve zarara katılım sözleşmesine göre vade uzatılmasını istemediğini bir ihtarname ile dava dışı … Kurumu A.Ş. ‘ye bildirmediği gibi bunu gösteren herhangi bir belgeyi de dosyaya ibraz etmediğini, alacağında bu nedenle gerek sözleşme tarihi gerekse takip ve dava tarihi itibariyle muaccel hale gelmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi ve davacıya ödeme yapılması halinde tasfiye sonucunu bekleyen diğer hesap sahiplerinin menfaatlerinin zedeleneceğini tüm bu nedenlerle; dava niteliği itibarıyla ticari dava olduğundan ve Ticaret Mahkemesinin görev alanına dâhil olduğundan iş bu davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle reddine, izah edilen nedenlerle meshetsiz, yasal dayanaktan yoksun ve zamansız ikame olunan davanın reddine, davalı aleyhine %20’den aşağı olamamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Taraflar arasında akdedilen sözleşme incelendiğinde; Tasfiye Halindeki … A.Ş.’deki hakların 4.700,82 Euro karşılığında davalının devraldığı … Reklam ve Paz. Ltd.Şti.’ye temlik edildiği, Davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. Buna göre davanın her iki tarafının tacir olmadığı ve davanın alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklandığı … A.Ş’nin bu davanın tarafı olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, ( Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 30.05.2022 tarihli 2022/5487 E-2022/9639 K., İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/516 E-2022/856 K. ) bu nedenlerle Mahkememizin bu davada görevli olmadığı anlaşıldığından Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görevsizlik kararının yerinde olmadığını, davanın müvekkili şirket ile davacı taraf arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak davası olduğunu, bu sözleşmenin ifasının tacir olan müvekkilin ticari işletmesi ile ilgili olup, ticari iş niteliğinde olduğunu, TTK ’nun 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan bir iş/sözleşme diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, iş bu uyuşmazlığa bakmakla görevli Mahkemenin asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, bu yönde Yargıtay ve istinaf mahkemelerinin kararları olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde “bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu” belirtilmiş, aynı Kanun’un 4.maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır. Davalı vekili dava konusu uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğunu ileri sürmüşse de, … bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık taraflar arasındaki temlik sözleşmesinde davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği iddiasından kaynaklandığından asliye hukuk mahkemesi görevlidir.(Aynı yönde; Yargıtay 11.HD’sinin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181 Karar; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına ” karar verildiği de dikkate alındığında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, – Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 9,00TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/11/2022