Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1628 E. 2023/1580 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1628 Esas
KARAR NO: 2023/1580 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
NUMARASI: 2015/117 E. – 2021/391 K.
ASIL DAVA: Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli)
KARŞI DAVA: Endüstriyel Tasarım Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
ASIL DAVA: Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin 1940 yılı öncesinde aydınlatma sektöründe kurulduğunu, ürünlerinin 1990’dan beri Türkiye’deki müşterilere sunduğunu, müvekkilinin tasarımlarının başta ABD ve Çin olmak üzere tescilli olarak korunduğunu, müvekkilinin davaya konu edilen tasarımlarının … tescil numarası ile koruma altında olduğunu ve ülkemizde 8-10 aydır satıldığını, tescilli olmayan koleksiyonlarının ise güzel sanat eseri olarak korunduğunu, karşı tarafın taklit ettiği …, …, …, …, … isimli tasarımların 2008 yılından beri ülkemizde ilgi gören ve satılan modeller olduğunu, davalının müvekkilinin iş mahsulü olan ürünleri ve kendisinin tanıttığı tasarımları birkaç küçük farkla şekilsel olarak birebir aynı şekilde ürettiğini ve sattığını, daha önce müvekkili tarafından ikame edilmiş 2015/6 ve 2012/302 D.İş sayılı delil tespiti davalarında tespit edildiği üzere davalının tasarımlarının müvekkilinin tasarımlarına iltibas teşkil ettiğini, davalının fiillerinin tecavüz ve haksız rekabet teşkil ederek müvekkilinin kredisini, mesleki itibarını, ticari işletmesini, iktisadi menfaatlerini olumsuz etkilediğini, davalının, müvekkiline ait tescilli olmayan tasarımlarında hiçbir teknik zorunluluk yokken tasarımların yandan görünümünden diğer parçalarına kadar ve müvekkilinin ürün serisi olarak algılanmaya sebep olacak şekilde ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini ürettiğini ve satışını yaptığını, davalının müvekkiline aitmiş gibi göstermeye çalıştığı “…com/…” ibareli uzantının …, …,… isimli firmaya ait olduğunu, müvekkiline ait ürünlerin gösterildiği internet sitesi uzantısında “… ibaresinin geçtiğini ancak ürünlerin lansmanının müvekkili tarafından 2015 yılında yapıldığını, 2012 ibaresinin anlamının başka olabileceğini ancak piyasaya sürülme yılına işaret etmediğini, müvekkiline ait… numaralı endüstriyel tasarımlardan 8, 9, 13, 15. sıralarda yer alan tasarımlara yönelik davalı yanca gerçekleştirilen tecavüzün tespiti, taklitlerin toplatılması, imhasını, tescilsiz tasarımlara yönelik olarak gerçekleşen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesini, davalının kötü niyetli olduğunun da tespit edilmesini, haksız kullanımların ilk tespit edildiği dava gününden itibaren işletilecek avans faizi ile her bir tasarım için 8.000 TL manevi ve haksız rekabet sebebi ile her bir tasarım için 8000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı – karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: davaya konu tasarımların nitelikleri gereği belli şekillerde yapılmasının gerekli olduğunu, tasarımcıların bu teknik zorunluluklar gereğince tasarım yapma özgürlüğünün sınırlı olduğunu, bu sebeple tasarımlardaki ufak değişikliklerin farklılık yarattığını, tarafların avize tasarımlarının yaprak sayısı ve duruşu bakımından birbirinden farklı olduğunu, davacı tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığını, yeni ve ayırt edici tasarımların tescil edilerek korunabildiklerini buna karşılık davacının söz konusu tasarımlarının yüzlerce yıldır kullanılan figürler olduğunu ve bu yolla dünyanın her yerine farklı üreticilerce pazarlandıklarını, davacı – karşı davalı adına tescilli … tasarımlardan 8, 9, 13 ve 15 numaralı endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, … markasının davacı – karşı davalı markası olduğunu, bu markayı içeren internet sitesinde yer alan 2012 tarihli katalogda davaya konu 9, 13, 15 numaralı tasarımların yer aldığını ve bu sebeple tescilden önce kamuya sunulduklarını, internet sitesinin davacının beyan ettiği üzere kendilerine ait değilse de tescil tarihinden önce tasarımların piyasada var olduğunu ve hükümsüz kılınması gerektiğini, asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile … tescil numaralı tasarımlardan 8, 9,13 ve 15 numaralı endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarih ve 2015/117 Esas – 2021/391 Karar sayılı kararıyla; “554 Sayılı KHK hükümleri, TPE kayıtları, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamından:
ASIL DAVADA: Davacı adına TPE nezdinde tescilli … numaralı tasarım ile davalıya ait ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, benzer olarak algılandıkları anlaşılmakla davalının eyleminin, davacının tescilli tasarımlarından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine ve ref’ine, tasarım hakkına yapılan tecavüzün niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet gereği takdiren 8.000 TL manevi tazminatın uygun olacağı, karar kesinleştiğinde mütecaviz ürünlerin bulundukları yerden toplatılarak masrafı davalıdan alınmak sureti ile imhasına, davalının eyleminin davacının tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiği, dava sonucunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar verilmiştir.
KARŞI DAVADA: TPE nezdinde davalı adına tescilli … numaralı endüstriyel tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı – karşı davalı vekili (katılma yoluyla) istinaf dilekçesinde; “Her ne kadar HMK 305-A bendi kapsamında hükmün tamamlanması yönünde talepte bulunulmuş olsa da hak kaybı olmaması için ayrıca katılma yolu ile istinaf yoluna da başvurduklarını, kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında haksız rekabetin var olduğu kabul edilirken gerekçeli kararda bu hususta bir gerekçe yazılmamış olması nedeni ile kısa karar, hüküm fıkrası ile gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğunu, bu yönü ile mahkeme kararının kaldırılarak tescilsiz tasarımlar yönünden de gerekçe yazılmasını talep ettiklerini, Mahkeme tarafından haksız rekabete ilişkin olarak verilen kararda haksız rekabet yönünden davanın kabulü ile ilgili ayrıca bir vekalet ücretine hükmedilmediğini, somut uyuşmazlıkta mahkemenin resen hüküm vermesi gereken karşı yan vekalet ücretleri yönünden de kararın eksik kaldığı ve tamamlanması gerektiğini, Mahkeme tarafından tescilsiz tasarımlar yönünden 8.000.TL, tescilli tasarımlar yönünden 8.000.TL olmak üzere toplam 16.000.TL lik manevi tazminat istemimizi kısmen kabul ederek sadece 8.000.TL manevi tazminat hükmedildiğini, bu miktarın ne kadarının tescilsiz tasarımlarının kullanımı için ne kadarının da tescilli tasarımlar yönünden hükmedildiğinin anlaşılamadığını, Manevi tazminatın tespitine yönelik davalının ekonomik durumunun araştırılması gerektiğini, ancak mahkemece böyle bir araştırma yapmadan fazlaya ilişkin taleplerimizin reddedildiğini, davalı-karşı davacının vergi dairesinden davadan önceki 5 yıllık kârı sorularak ekonomik durum araştırması yapılıp yeniden karar verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Dava tarihi itibariyle işbu davada uygulanması gereken 554 Sayılı KHK’nın 5., 6 ve 43.maddelerine göre kabul edilmesi gereken karşı davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkeme gerekçeli kararında davacı-karşı davalı tarafın dava dilekçesindeki bu beyanlarını özetlemişken karşı davamızı reddetmiş ve bu hususta “hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından” cümlesi haricinde bir gerekçe yazılmadığını, Karşı dava yönünden bazı bilirkişi raporlarında karşı davaya konu tasarımların www…com internet sitesinde 2012 yılına ait katalog içinde olmasının fotoğrafların 2012 de siteye yüklendiği anlamı gelmeyebileceğinin belirtildiğini, bunun çok zorlama bir yorum olup ispatı da olmadığını, davacı-karşı davalı vekili beyanları ile de tasarımların 2014 yılından önce tasarlanıp piyasaya sürüldüğünün sabit olduğunu, Davacı-karşı davalı taraf dava dilekçesinde davaya konu tasarımların 8-10 yıldır üretilip pazarlandığını, Türkiye’ye 2008 yılından beri satıldığını beyan etmişken; karşı dava dilekçemizden sonra 15.09.2015 tarihli dilekçesinde davaya konu tasarımların 2014 yılında kamuya sunulduğunu beyan ettiğini, davacının talep ve savunmalarını değiştirme ve genişletmesine muvafakat etmediğimize göre dava dilekçesindeki ilk beyanlarının dikkate alınması gerektiğini, Karşı dava yönünden bazı bilirkişi raporlarında müvekkilimize ait 2011 kataloğunun basım tarihinin 2011 değil, tasarımların tescil yılı olan 2014 sonraki herhangi bir tarih olabileceği iddia edilmiş ise de, ispat edilemeyen salt bu iddia da karşı davanın reddine karar verilemeyeceğini, Davacı-karşı davalının davaya konu tescilli tasarımları ile benzer olan ürünlerin müvekkilimce satışının yapıldığına dair 2012 yılı mayıs ve haziran ayına ait 3 adet fatura da tarafımızca dosyaya sunulduğunu, bu faturalar kataloğumuzun gerçek olduğunu ve davaya konu tasarımların tescil tariri itibariyle yeni ve ayırt edici olmadığını kanıtladığını, 22.08.2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davaya konu … tescil numaralı endüstriyel tasarımlar haricindeki tasarımların Türkiye’de tescilli olmadığı, bu tasarımların davacının 2005 yılından beri kullandığı … isimli web sitesinde yer aldığı, … -… tescil numaralı endüstriyel tasarımlardan cabline isimli davacı tasarımının 2007 yılında ABD’de tescil edildiği tespit edildiğini, Davacının davaya konu cabline isimli tescilli tasarımının birebir aynısının müvekkilim tarafından … tescil numarası ile tescil ettirildiği tespit edildiğini, bu durumda 2014 yılında yapılan davacı-karşı davalı tescilinin yeni ve ayırt edici olmadığı gerekçesi ile hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, 06.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda da davacı-karşı davalının …- …tescil numaralı endüstriyel tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığı sonucuna varıldığını, 01.11.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davacı karşı davalının … -… tescil numaralı endüstriyel tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığı sonucuna varıldığını, ayrıca bilirkişi heyeti davacının davaya konu tasarımların eser olduğuna dair iddiasını destekleyecek bir verinin dosyada olmadığını, davacının manevi tazminat istemine dayanak oluşturacak bir vakıanın da dosya içeriğinde bulunmadığını beyan ettiklerini, yani davaya konu tasarımların 554 sayılı KHK’nın 5 ve 6. Maddesine göre yeni olmadığı sabit olup 43. Maddesine göre hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, Görev itirazımızın kabul edilmemesinin usul yasaya aykırı olduğunu; davacının TPE nezdinde endüstriyel tasarım olarak tescilli olmayan ürünleri için de mahkemeden talepte bulunduğunu, mahkemenin 554 Sayılı KHK kapsamındaki yani tescilli endüstriyel tasarımlara ilişkin davalarda görevli olduğunu, tescilsiz tasarımların Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet hükümlerine göre korunabileceğini, bu davalara da ticaret mahkemesinde bakılabileceğini, Asıl davanın dayanağı İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/6 D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda belli belirsiz fotoğraflarla yapılan yorumlarla sonuca varıldığını, raporun denetime elverişsiz olduğunu,Davacının davaya konu tasarımları avize, lamba, aplik tarzı ürünlerin nitelikleri gereği belli şekillerde yapılmak zorunda da olup tasarımcının teknik zorunluluk gereği tasarım yapma özgürlüğünün de sınırlı olduğunu, Bilirkişi tarafından sunulan raporda benzer olduğu iddia edilen tasarımlar yaprak figüründen oluşmakta olup yaprak figürü avize sektöründe çok uzun zamandan beri kullanılmakta olup, tasarım olarak bir yenilik içermediğini, ayrıca aynı olduğu iddiası ile rapora konu edilen bu tasarımların yapraklarının sayısı ve duruşu itibariyle de farklı olduğunu, Davacının tasarımları ile müvekkilimin tasarımlarının farklı tasarımlar olduğunu, ayrıca karşı davamıza konu ettiğimiz üzere davacının tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik özelliği olmadığını, harcıalem tasarımlar olduğunu, nitekim 06.04.2018 ve 01.11.2019 tarihli bilirkişi raporlarında davacı karşı davalının … -… tescil numaralı endüstriyel tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığı sonucuna varıldığını, Tasarımların benzerlikleri yönünden yapılan bilirkişi incelemeleri hüküm kurmak için yetersiz olup, tasarımların usulüne uygun şekilde kıyaslanmadığını ve benzerlik ve farklılıkları üzerinde durulmadığını,Bilirkişilerin raporlarında tescilli ve tescilsiz tasarımları dahi ayrıştırmadığını, bilirkişilerin birbirine benzemeyen tescilli ve tescilsiz tasarımları yan yana koyarak birbirine benzediğini iddia ettiklerini, 2011 tarihli katalog gereğince, davacı- karşı davalının … numaralı tasarımı müvekkilimin 2011 yılı kataloğundaki … ve … isimli tasarımlarının ayırt edilemeyecek kadar aynısı olduğundan karşı davamızın kabulünün gerektiğini, Davacı- karşı davalının … ve … numaralı tasarımı müvekkilimin 2011 yılı kataloğundaki … kodlu yaprak desenli tasarıma benzetilmekte olup eğer tasarımlar aynı ise davacı-karşı davalı tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığının ortaya çıkacağını, Davacı-karşı davalı taraf davaya konu ettiği tescilsiz tasarımlar yönünden 5846 Sayılı Yasanın esere ve TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümlerine dayalı talepte bulunduğunu, mahkemenin gerekçeli kararında … tescil numaralı tasarımlar yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, tescilsiz tasarımlar yönünden talep edilen manevi tazminatı reddettiğine göre 5846 sayılı yasa ve TTK’ya dayalı talepleri reddettiğini, Manevi tazminatın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu; davacı-karşı davalının yeni ve ayırt edici olmayan endüstriyel tasarımları tescil ettirerek 554 Sayılı KHK ile talepte bulunduğunu, ancak müvekkilim harcılalem olan tasarımları kullanmış olup ticari faaliyetleri sırasında davacı-karşı davalı şirket ve ürünlerinin itibarını zedeleyecek söz veya eylemde bulunmadığını, Yargıtay’ın sunulan emsal kararında ‘Tescilsiz tasarımların harcıalem olduğunu ve ticari alanda herkes tarafından kullanılmasının serbest piyasa ekonomisi gereğince serbest olduğunu, bu ürünleri sonradan üretmeye başlayan kişilerin sadece ve sadece ilk üretici ile aralarında bağ olduğuna dair eylemlerden kaçınmaları gerektiğinin.’ bildirildiğini, dolayısıyla müvekkilim hiçbir faaliyetinde ürünlerinin davacı şirket veya markaları ile bağlantısı olduğuna dair bir eylemde bulunmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
G E R E K Ç E: Dava; asıl davada davacının tasarım sahipliği haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref”i; karşı davada ise tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Davanın KISMEN KABULÜNE, -Davalının eyleminin, davacıya ait tasarımlara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, men’ine, ref’ine, -Tasarıma tecavüz ve haksız rekabet nedeni ile 8.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 04/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, -Karar kesinleştiğinde mütecaviz ürünlerin bulundukları yerden toplatılarak masrafı davalıdan alınmak sureti ile imhasına, -Sair taleplerin reddine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Davanın REDDİNE.” karar verilmiştir. Hüküm her iki taraf vekilince istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek ve asıl dava yönünden istinaf istemi bulunmadığından, inceleme karşı dava ile sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece alınan raporlar arasında farklı tespit ve değerlendirmelere yer verildiği, mahkemece bu raporlardan hangisine ve hangi hukuki gerekçeyle üstünlük tanındığı izah edilmeden soyut ifadelerle karar verilmesi usule aykırı olduğundan; bu aşamada denetlenebilir bir karar bulunmadığından sair yönlerden inceleme yapılmaksızın taraf vekillerinin istinaf istemlerinin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Taraf vekillerinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 21/10/2021 tarihli 2015/117 E. – 2021/391 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Tarafların istinaf talepleri kısmen kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının talebi halinde taraflara iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine, a)Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 143,00 TL tebligat-teb.müz. masrafının 1/2 oranında 71,50 TL’sinin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, b)Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 36,00 TL tebligat-teb.müz. masrafının 1/2 oranında 18,00 TL’sinin davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 01/11/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.