Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1619 E. 2022/2050 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1619 Esas
KARAR NO: 2022/2050
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/103
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkillerinin toplum nezdinde “…” olarak bilinen muris …’in yasal mirasçıları olduklarını, davalı taraf adına kayıtlı … sayılı “…” ve … sayılı “…” ibareli markalara ilişkin olarak davacı müvekkillerinin murisi …’in toplum nezdinde bilinen, kitaplarında/eserlerinde yer alan ve yine muris hakkında yazılan makalelerde “…” ismi ile birebir aynı anlama gelen “…” ibaresini içerdiklerini, davalı taraf adına kayıtlı … ve … sayılı markaların 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/103 Esas ve 25/04/2022 tarihli ara karar ile; “İşbu davada davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğü talep edildiği hususu da nazara alınarak, HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile SMK’nın 159. maddesi uyarınca, markanın davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk yaşanması ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması amacıyla ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, takdiren 5.000,00 TL teminat karşılığında, davalı adına kayıtlı olduğu bildirilen … ve … sayılı marka tescil belgeleri davalı adına kayıtlı ise, 3. şahıslara devrinin önlenmesi açısından TPMK sicil kaydına tedbir konulmasına” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ: Davalılar vekili itiraz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen “…” lakaplı şahsın kanaat önderi olduğuna dair iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, internet arama motorlarına “…” isminin aratılması sonucunda şahsın kanaat önderi olduğuna dair hiçbir emarenin bulunmadığını, … isimli şahsın 1998 yılında insanlara şifa dağıttığını söyleyerek bunun üzerine rant elde etmesi nedeniyle 1 yıl hapis cezası aldığını, davalı müvekkilinin markasının isminin annesinin adından geldiğini, müvekkilinin annesinin adının … olduğunu, ancak toplumca kendisine “…” denildiğini, bu adın davacıların dilekçesinde belirttiği … ile hiçbir bağlantısı bulunmadığını, google ara motoruna “…” yazıldığında sadece müvekkile ait web sayfalarının çıktığını, “…” yazılması halinde ise davacıların miras bırakanı ile ilgili haberler ve forum sayfalarının çıktığını, müvekkilinin markasının logosunun incelenmesi halinde etkin unsurun … ibaresinden ziyade “…” ibaresinin olduğunu, müvekkillerinin logosundaki figürlerin farklı olduğunu, davalı müvekkillerinin başvurusunun kabul edildikten hemen sonra davacıların “…” ismi için başvuru yaptıklarını, davalı müvekkilinin markası hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, bu kabul görmediği takdirde miktarının 500.000TL olarak belirlenmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA YAPILAN İTİRAZIN REDDİ KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/103 Esas ve 20/07/2022 tarihli ara karar ile; “… dava, davalı adına kayıtlı … ve … tescil nolu markaların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olup, söz konusu hükümsüzlüğü talep edilen markanın davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiği, somut uyuşmazlık bakımından mahkememizce verilen tedbir kararının davalının markalarının kullanım hakkını kısıtlamadığı, devrin önlenmesine yönelik tedbirin davalının ticari faaliyetlerini engeller mahiyette olmadığı, bu itibarla belirlenen teminatın tedbirin kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşıldığından tedbire ve teminatın miktarına yapılan itirazın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; “Davacıların anneleri olan bu şahsın adını kullanarak çıkar elde etme çabası içinde olduklarını, söz konusu şahsın kanaat önderi olmasının mümkün olmadığını, müvekkilin bu şahıstan hiçbir şekilde haberi olmadığını, Dava dilekçesinde … lakaplı şahsın albümleri ve kitaplarından bahsedildiğini, ancak bu albüm ve kitapların, müvekkilin … markası ile gerekli mercilerden izin alarak piyasaya sürdüğü ürünlerle bir benzerliği bulunmamakla birlikte karıştırılmasının da söz konusu olmadığını, müvekkilin markasının adının annesinin adından geldiğini, 1982 yılından beri bu isimle işler yaptığını iddia eden davacıların müvekkilin başvurusu kabul edildikten hemen sonra “…” ismi için başvuru yapmış olmalarının da açıkça kötüniyetli olduğunu,Mahkemenin somut hiçbir delille desteklenmeyen iddiaya binaen tedbir kararı vermesinin ihtiyati tedbir müessesesini düzenleyen HMK 389 vd madde hükümlerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, Bu dava ve ihityati tedbir sebebiyle haklı çıkmamız halinde uğrayacağı zarar 5.000,00 TL’nin çok üstünde olduğunu, o nedenle teminat miktarına itiraz ettiklerini, teminatın en az 500.000,00 TL olarak belirlenmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkin istemine ilişkindir. Dairemizin önüne gelen uyuşmazlık ise, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair kararın istinaf istemine yöneliktir. Dava dilekçesindeki talep üzerine mahkemece “Markanın davalı adına tescilli olması halinde dava sonuna kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesi” konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalının tedbire itirazı duruşmalı inceleme sonucunda reddedilmiş, bu karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Yargılama sırasında davaya konu markanın üçüncü bir kişiye devredilmesi halinde taraf teşkilinin yeniden sağlanmasının gerekeceği, bunun da yargılamayı uzatacağı ve tarafların hakkını elde etmesini güçleştirebileceği, davalı tarafa ait markanın tescil kaydı üzerinde üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir koyulmasının davalı tarafın marka kullanımını ve ticari hayatını etkilemeyeceği, kaldı ki markanın devri için haklı bir gerekçe sunmaları halinde ihtiyati tedbir kararının yeniden gözden geçirilebileceği, mahkemece takdir edilen teminat miktarında da usule aykırılığın bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.07/12/2022