Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/161 E. 2023/1720 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/161 Esas
KARAR NO: 2023/1720
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2021
NUMARASI: 2021/280E, 2021/196K.
DAVANIN KONUSU: Markaya tecavüz, Tazminat istemli
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin oyuncak sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini, sürekli kendini geliştiren vizyonu, dinamik yapısı ile bu alanda birçok tasarım gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin şikayete konu, scooter oyuncak ürününün ön adı olarak kullanmak üzere “…” ibaresini özel olarak tasarladığını ve TPMK nezdinde 17/11/2016 tarihinde … tescil numarası ile tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin bu marka ile halen üretim ve hem de pazarlama faaliyetlerine devam ettiğini, kendisine iyi bir pazar payı oluşturduğunu, davalı şirketin müvekkili şirket gibi oyuncak sektöründe faaliyet gösterdiğini, “…” ibaresini aynen müvekkili gibi satışa sunduğu scooter ürünlerinin ismi olarak kullandığını, bu durumun davacı markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, bu suretle de haksız rekabete yol açtığını, davalı şirketin kullandığı “…” ibaresinin müvekkili şirketin tescilli markasına aynen benzerliğinden ve aynı sektör içerisinde ve de aynı mal için kullanım sağladığından davacının satışlarına etkisi olduğunu, açıklanan nedenlerle, tecvüzün tespitine, menine ve ilgili ürünlerin toplatılmasına, şimdilik müvekkilinin uğramış olduğu zarara karşılık 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın ihtarname tarihi olan 21/11/2019’dan itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 17/02/2021 tarihli duruşmadaki beyanında; tazminat hesaplama yöntemi olarak SMK 151/2-b maddesine göre seçimlik haklarını kullandıklarını ve 05/11/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında ise faizin dava tarihinden itibaren başlamasını talep ettiği ve faize ilişkin taleplerini bu şekilde değiştirdiklerini bildirdiği görülmüştür. Davacı vekili 16/09/2021 tarihli dilekçesi ile, 1.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerini 89.057,60 TL’ye çıkardıklarını beyan etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının tazminat talepleri yönünden dosyanın arabuluculuk şartına tabi olduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuk sürecinin tamamlanmadığından davanın tazminat talepleri yönünden usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafça, hangi gerekçe ve somut veriler ışığında hangi taleplerde bulunulduğunun izah edilmediğini, manevi tazminat talebinin kısmi alacağı konu edilemeyeceğini, davacı tarafın “…” kelimesini marka olarak tescil ettirmediğini, … (Türkçe karşılığı güzel, serin, karizmatik) kelimesine verilen şeklin marka olarak tescil ettirildiğinin görüldüğünü, müvekkili tarafından herhangi bir tescil ihlalinin söz konusu olmadığını, kullanılan … kelimesinin şekli ile davacı taraf marka şeklinin arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, sıfat içerikli kelimelerin tescil edilemeyeceğini, dava konusunun “…” kelimesinin kullanılmasına ilişkin olmaması gerektiğini, sadece davacı tarafça şekli markalaştırılmış görselin taklit edilip edilmediğine ilişkin araştırma ile sınırlı olması gerektiğini, davanın haksız olarak ikame edildiğini ve reddinin gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”1-Davacının davasının KABULÜ ile;-Davalının davacıya ait … tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün tespitine, men’ine, tecavüz oluşturan davalı yana ait “…” ibaresine havi ürünlere el konulmasına,-89.057,60 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden itibaren, bakiye 88.057,60 TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 16/09/2021 tarihinden itibaren; 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili 28.12.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;Prof Dr … aldıkları mütaalayı dilekçe ekinde sunduklarını,Davacının … kelimesinin kullanım hakkını almadığını, sadece şeklin marka hakkını tescil ettirdiğini, müvekkilinin ürünlerinde kullanılan … kelimesinde davacı tarafça belirlenmiş ayrıntılı herhangi bir şeklin kullanılmadığını, Lüleburgaz CBS dosyasındaki bilirkişi raporunda tecavü zolmadığının tespit eidlidğini, soruşturma dosyasındaki kararın bağlayıcı olduğunu, aksi kanaat halinde ise taban tabana zıt iki rapor nedeni ile yeni rapor alınmasını talep ettiklerini, Davacının … numaralı … marka başvurusunun TPMK nezdinde reddedildiğini, Müvekkilinin … numaralı Markası gereğince müvekkilinin “… “markasına dayalı kullanımın hukuka uygun olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiğini, Anonim olan kelimelerin marka tesciline konu olamayacağını, yabancı dildeki anonim kelimelerin de korunamayacağını, mutlak red sebebi olduğunu, Mütalaanın dikkate alınması gerektiğini, mütalaada raporların da incelendiğinde tecavüz oluşmadığının açıkça tespit edildiğini, Maddi tazminat yönünden ise; mahkemenin esasa ilişkin istinaf istemlerinin reddi halinde maddi tazminatın 13.358,64TL den yüksek olmasına itirazları olduğunu, Haksız rekabet iddiasını kabul etmediklerini, Faizi kabul etmediklerini, Aynı eylem nedeni ile iki ayrı tazminata hükmedilemeyeceğini, Hüküm ile ürünlere el koyulmasına karar verilmesine ve diğer karar bentlerine itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiş ve mütalaa örneğini sunmuştur.Davalı vekili 11.11.2021 Tarihli istinaf dilekçesinde; 05.11.2021 Tarihli duruşmada verilen tedbir kararının kaldırılmasını, aksi halde karşı teminat hakkı verilerek tedbirin kaldırılmasını talep etmiş, davacı vekili iş bu istinaf istemi yönünden cevabında; gerekli teminatın yatırılmasından ve tedbir kararının infazından şimdilik vazgeçildiği ve ilk derece mahkeme kararının üst mahkemece dahil esastan incelenmesinin beklenmesi kararı alındığını, teminat yatırılmamış olması nedeniyle zaten tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalktığını beyan etmiştir.
İNCELEME Türk Patent ve Marka Kurumu yazı cevabına göre davacı adına kayıtlı … tescil numaralı … şekil ibareli marka 12.sınıfta 26.01.2016 başvuru tarihi ile 17.11.2016 da davalı adına tescil edilmiştir.Davalının … numaralı … ibareli markası 12 ve 28 sınıflarda 15.09.2021 Tarihli başvuruya istinaden 23.04.2021’de davalı adına tescil edilmiştir. Bilirkişiler marka vekili …, bilişim uzmanı …, mali müşavir … 26/07/2021 tarihli raporlarında; “davacı markası ile davalı kullanımı arasında, anlamsal, görsel ve sescil benzerlik bulunduğu, birbirleriyle ilişkilendirilmelerinin söz konusu olabileceği, davacı markasının tescilli olduğu 12. Sınıfta ‘bisikletler’in yer aldığı bu ürünün hitap ettiği tüketici kitlesi ile dava konusu … ürünün hitap ettiği tüketici kitlesinin kesiştiği bu nedenle, sunulan karar doğrultusunda iltibas tehlikesinin oluşabileceği bu durumun ise davacının tescilli markasından kaynaklı hakkını ihlal eder nitelikte olduğu, aynı eylemle haksız rekabetin oluşmayacağı, 17.11.2020 tarihli davacı Talep/Delil dilekçesinde “Ayrıca dilekçe ekimizde Google’a … yazıldığında çıkan ürünlerin sıralamasını da sunmaktayız. Bu ürünler müvekkile ait ürünler olup, … ibaresi müvekkilim ürünleri için bütünleşmiş ve bu ibareyle bir ürün aratıldığında İLK SIRALARDA MÜVEKKİLİM ÜRÜNÜ LİSTELENMEKTEDİR.” şeklinde belirtildiğini, … arama motorunda “…” ibaresi ile arama yapılmış olup, arama sonucunun ilk 10 sayfası içerisinde 10. Sayfada … ibareli ürün/ürünlere ilişkin ekran görüntülerinin sunulduğu, davalının işyerinde yapılan mali incelemede, davacının SMK 151/2-b maddesi uyarınca talep edebileceği maddi tazminat miktarının takdiri mahkemeye ait olmak üzere, sadece satışların maliyetinin (Hammadde ve İşçilik Giderleri) dikkate alınması ile 172.030,43 TL olduğu, şayet faalite giderleri (Genel Yönetim Giderleri, Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri) de dikkate alınacak olursa 89.057,60 TL olduğu, ancak markanın dava konusu ürün satışlarına olan etkisi ve taraf marka kullanımlarının birebir mal ve hizmet sınıflarında olmaması hususları dikkate alındığında, takdiri mahkemeye ait olmak üzere dava konusu ürüne ait marka kullanımının kara katkısının %15 oranında olacağı varsıyımına dayalı olarak yapılan hesaplamada; davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının; sadece hammadde ve işçilik giderlerinin dikkate alınması ile 25.804,56 TL olduğu, şayet faaliyet giderleri de dikkate alınacak olursa 13.358,64 TL olduğu, ayrıca hesaplamanın zorunlu olarak tüm ürün çeşitlerinin maliyeti ve faaliyet giderleri üzerinden yapılmış olması nedeniyle, hesap edilen kazançların BK. 51.52 maddesi kapsamında hakkaniyet indirimi yapılmasının mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
GEREKÇE Davacı vekili … ibaresinin özel olarak tasarlanarak … numarası ile sicile tescil edildiğini, davalının … ibareli kullanımlarının markanın tescil sınıfları içinde olduğunu ileri sürerek tecavüzün tespiti, meni, refi ile manevi tazminat ve SMK 151/2-b maddesi gereğince maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davalının iddiasının aksine, davacının … numaralı “…” ibareli markasının sadece bir şekil markası olduğu ve şekli koruduğu kabul edilemeyeceği gibi, markanın anonim ibare içerdiğine ilişkin davalı itirazının yerinde olmadığı, davalının … ibareli kullanımlarının markasal kullanım olup ortalama tüketici nezdinde davacının … ibareli markası ile karıştırılmaya neden olacak nitelikte olduğu, davacı markasından sonraki tarihli … numaralı davalı markasının SMK 155 md gereğince savunma argümanı olarak ileri sürülemeyeceği, davalının markasal kullanımının davacının markasının tescil sınıfında olduğunun kabulü gerektiği, her ne kadar dava konusu eyleme yönelik şikayet yönünden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de; kararın içeriği incelendiğinde markasal kullanımın tescilli markaya dayandığı, ürünün orjinal olduğu gerekçesine dayandığı bu durumda iş bu hukuk davasındaki somut delil durumuna göre ilgili kararın esasa etkili olmadığı, raporlar arasında çelişkinden söz edilemeyeceği gibi hukuki konuların mahkemece değerlendirilmesinin yerinde olduğu, TPMK nezdinde davacının başvurusunun reddine karar verilen … numaralı markanın benzer görülen markanın sınıfları itibarı ile iş bu dosyaya etkili olmadığı görülmekle davacının markaya tecavüze dayalı istemlerin kabulü yerinde görülmüş, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Mahkemenin gerekçesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yönünden hüküm kurulmadığından bu yöndeki davalı istinafı yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf istemine gelince; davacının talebini SMK 151.2.b maddesi gereğince davalının elde ettiği net kazanca dayandırdığı, mali bilirkişi raporunda Davacının markasının 26.01.2016’da tescil edildiği, davalının … ibareli ürüne ait satışlarının 02.08.2019’da başladığı, 02.08.2019 lie dava tarihi olan 29.06.2020 arasında 8802 adet satış ve KDV hariç 711.673,55TL olduğu, karlılık oranına ögre 172.030,43TL brüt kazanç olduğu, brüt satış karından faaliyet giderlerini düşülmesi sonucu faaliyet karının 89.057,60 TL olduğunun tespit edildiği, davalının kullanımı davacı marka sınıfında olduğundan mahkemece davalı deflerine göre tespit edilen net kazanca göre davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olduğundan davalının istinaf isteminin reddi gerekmiştir.Mahkemece karar duruşması olan 05.11.2021’te ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de davacı vekili 29.11.2021 tarihli dilekçesinde teminatın kendilerince yatırılmadığını, tedbirin kendiliğinden ortadan kalktığını, itirazın konusuz kaldığını beyan etmiş olmakla bu durumda teminat yatırılmadığından ihtiyati tedbir kendiliğinden kalkmış sayılacağından davalı yanın ihtiyati tedbir kararına yönelik istemi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, – Davalı vekilinin 05.11.2021 Tarihli ihtiyati tedbir kararına ilişkin istinaf istemi konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına,2-Davalının esas karara yönelik istinaf istemi reddedildiğinden alınması gereken 6.151,83-TL harçtan, peşin alınan 1.538,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.613,53-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,- Davalının ihtiyati tedbire ilişkin istinaf istemi yönünden inceleme yapılmadığından 162,10TL ve 59,30TL istinaf harcının talebi halinde davalıya iadesine, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 45-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023