Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1607 E. 2022/1712 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1607 Esas
KARAR NO: 2022/1712
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2022
NUMARASI: 2021/190 2022/519
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı yanca icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı bonoda müvekkilinin kefil olarak görüldüğünü, davalı tarafın takibin kesinleşmesi akabinde kötü niyetli olarak müvekkilinin tapusuna haciz koydurduğunu, bunun üzerine müvekkilinin takip borcuna karşılık 33.000,00 TL yi haricen ödediğini, ödeme karşılığı verilen ödeme makbuzlarını icra dairesine göndererek dosyanın kapatıldığını ve senedi teslim aldıklarını, hiçbir borç olmamasına rağmen haciz tehdidi altında yapılan bu ödemenin istirdatı için huzurdaki davanın açıldığını, taraflar arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını senet üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, buna rağmen ödeme yapıldığını, yapılan ödemenini tahsili amacı ile Arabuluculuk Bürosuna başvuru yaptıklarını, ancak uzlaşma sağlanamadığını, bunun üzerine huzurdaki davanın açıldığını, davalı şirketin takip konusu bonoda lehdar olduğunu bononun kim tarafından imzalandığını bilmesinin gerekeceğini, takibin kötü niyetle açıldığını, davacı aleyhine ödenen bedelin %20 si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya ödediğini 15.000,00 TL yi ödeme tarihi olan 25/12/2019 tarihinden, 18.000,00 TL yi ödeme tarihi olan 27/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, davalı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın süresinde açılmadığını, davanın hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddinin gerekeceğini, davacının belirttiği makbuzlarda ödeme tarihinin 25/12/2019 ve 27/01/2020 tarihleri olduğunu, davanın 17/03/2021 tarihinde 1 yıllık zaman aşımı sonrasında açıldığını, davacının imzaların kendisine ait olmadığı iddiasının ise çıplak göz ile bile belli olacak kadar imzaların benzediğini, ayrıca bilirkişi incelemesi yapılması halinde bu durumun ortaya çıkabileceğini, süresinde açılmayan davanın usulden reddini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddini, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 18/05/2022 tarih, 2021/190E.-2022/519K. Sayılı kararı ile; “…Dava açılış tarihinin 17/03/2021 olması dikkate alındığında tahsil harcının yatırıldığı tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra işbu istirdat davasının açıldığı anlaşılmakla davanın hak düşürücü süreden reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının hatalı olduğunu, Covid 19 salgınınındaki durma sürelerinin dikkate alınmadığını, RGB yayınlarının Cumhurbaşkanı kararı ile dava açma, takip başlatma, başvuru, şikayet, itiraz vs gibi tüm hak düşürücü sürelerin 2020 yılı 13 Mart-15 Haziran arasında durduğunu, ancak bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, davalının 28/01/0020 tarihinde dosyaya haricen tahsilat bildirimi yaptığını ve harcını yatırdığını, huzurdaki davayı 17/03/2021’de açmışlar ise de söz konusu tarihlerde sürenin durduğu gözetildiğinde davanın yasal süresinde açıldığının kabulü gerektiğini, ayrıca huzurdaki davanın HMK’nın 110. Maddesi uyarınca açıldığını, dolayısıyla sadece istirdat talebinin değil aynı zamanda dosya borcundan fazla ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalıdan tahsilini talep ettiklerini, buna göre TBK’nın 82. Maddesi gereğince 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerin bulunduğunu, mahkemenin senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olup olmadığını tespit ile dosya borcunun hesaplanarak sundukları tahsilat makbuzları dikkate alınarak fazladan ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti konusunda araştırma yapması gerekirken bu konuda inceleme yapmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: Davalı tarafından davacı ve dava dışı … aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 15.854,48 TL’lik takip başlatıldığı, alacaklı vekilinin 28/01/2020 tarihinde dosya borcunun haricen tahsil edildiğinden dosyanın kapatılmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünün de talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği, icra müdürünün karara ilişkin tarihinde 28/01/2019 yazıyor ise de alacaklı vekili Av. … tarafından verilen Uyap’tan verildiği ve dilekçenin alt kısmında 28/01/2020 09:34’de avukat portaldan gönderildiğinin belirtildiği görülmüştür. Davacının aynı davalıya karşı İstanbul 20. AST’nin 2021/38 E. Sayılı dosyasında 20/02/2020 tarihinde borçlu olmadıkları halde davalıya ödediği 15.000-TL ile 18.000-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren istirdadını istediği, dayanak olarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığı, mahkemenin de 22/01/2021 tarihinde davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın usulden reddine karar verdiği, kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. Huzurdaki davanın 17/03/2021 tarihinde açıldığı görülmüştür. Dava dilekçesi ekinde sunulan tahsilat makbuzlu başlıklı belgelerde 25/12/2019 tarihinde davacıdan 15.000-TL, 27/01/2020 tarihinde …’den 18.000-TL tahsil edildiği alacaklı davalı vekili Av. … tarafından beyan edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan istirdat davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu bonodaki imzasını inkar etmiş ayrıca borcu olmamasına rağmen haciz tehditi altında ödeme yaptıklarını ileri sürerek ödenen tutarların davalıdan istirdadını istemiş, davalı taraf ise bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf incelemesi, istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenil ile ilgili haller gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf istirdadını talep ettiği ödemelerin 25/12/2019 ve 21/01/2020 tarihlerinde yapmıştır. Huzurdaki dava ise 17/03/2021 tarihinde açılmıştır. 2004 sayılı İİK’nın 72/7 maddesi gereğince borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalan şahsın ödediği tarihten itibaren 1 sene içinde paranın istirdadını isteyebilir. Her ne kadar son ödeme tarihinden dava tarihine kadar 1 yılı aşkın süre geçmiş ise de 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1. Maddesi ile Covid-19 salgın hastalığınının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dahil olmak üzere birhakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler 13/03/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar durdurulmuş, bu sürelerin durma süresinin başladığı tarih itibariyle bitimine 15 gün ve daha az kalmış olan sürelerin durma süresinin sona erdiği günü takip eden 15 gün uzamış sayılacağı düzenlenemisin yapıldığı, yine 30/04/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 29/04/2020 tarihli Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Sürelerinin Uzatılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı ile 7226 Sayılı Kanunun Geçici 1. Madesinin 1. Fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun’da öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilikşin süreler hariç 01/05/2020 (bu tarih dahil) tarihinden, 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmıştır. Somut olayda 7226 sayılı kanunun geçici 1. Maddesinin 2. Fıkrasında sayılan kapsam dışı bir hal de bulunmamaktadır. Söz konusu süreler dikkate alındığında bir başka ifadeyle duran bu süreler 1 yıllık hak düşürücü süreye eklendiğinde huzurdaki istirdat davasının süresinde açıldığının kabulü gerekir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2022 tarih, 2021/190 E. – 2022/519 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 52 TL posta masrafı olmak üzere toplam 272,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 19/10/2022