Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1605 E. 2022/1918 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1605 Esas
KARAR NO: 2022/1918 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2016/1054 E. – 2018/269 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkili ile davalılar arasında, 22.06.2012 tarihli protokol imzalandığını, amacın müvekkiline ait çeklerin iade edilip yerine yeni çekler alınmak suretiyle toplam 350.000,00 TL’nin davalılardan iade alınması olduğunu, sözleşme gereği davalıların elinde bulunan 12 adet 1.055.000,00 TL meblağlı çeklerin müvekkiline iade edileceğini, yerine müvekkilince 10 adet toplam meblağlı 705.000,00 TL olan çeklerin verileceğini, bu sayede müvekkilinden 350.000,00 TL daha az para tahsil edileceğini, ancak davalılardan …’un, çeklerin hiç birini iade etmeyip vadesinde tahsil etmeye başladığını, anlaşma gereği müvekkilince sırasıyla protokole konu vadesi gelen 31.08.2012 tarihinden başlamak üzere tüm çeklerin ödendiğini, ancak sıra iade edilmesi gerekli 30.09.2012 tarihli 50.000,00 TL çeke gelince davalı …’nin iade etmek yerine çeki tahsil ettiğini, daha sonra yanlışlık olduğunu beyan ederek çek meblağını müvekkiline iade ettiğini, iade edilmesi gerekli 31.10.2012 tarihli 50.000,00 TL bedelli çekin davalı … tarafından tahsil edildiğini, geri ödemeye de yanaşmadığını, oysa davalının sözleşme gereğince müvekkilinden tahsil edeceği toplam rakamın 705.000,00 TL olduğunu, bugüne kadar toplam 365.000,00 TL’nin ödendiğini, mevcut borçtan 340.000,00 TL kaldığını, davalıların elinde halen ödenmemiş toplam tutarı 640.000,00 TL olan çeklerin bulunduğunu, müvekkilinin 150.000,00 TL bedelli çekten dolayı herhangi bir borcu olmadığı ve 200.000,00 TL’lik çekin ise sadece 50.000,00 TL’sinden sorumlu olduğunu, çeklerin halen taraflarına iade edilmediğini, yine sözleşme konusu bir diğer çek olan … numaralı 50.000,00 TL meblağlı çekinde davalı … tarafından bankaya ibraz edildiğini ve tahsil edildiğini, beyanla mahkemenin 2012/2761 D. İş sayılı dosyası ile 150.000,00 TL bedelli çek için verilen ihtiyati tedbir kararının dava sonuna kadar devam etmesine, netice olarak dava konusu … numaralı 150.000,00 TL bedelli çekin tamamı ile … numaralı 31.01.2013 tarihli 200.000,00 TL’lik çekin 150.000,00 TL’lik kısmından borçlu olmadıklarının ve sadece 50.000,00 TL’lik kısım için muteber olduğunun tespiti ile sözleşme gereği toplam 300.000,00 TL ‘den dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İSTİRDAT TALEBİ; Davacı vekili 01.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile … numaralı, 31.01.2013 tarih ve 200.000,00 TL bedelli çek ile … numaralı 30.11.2012 tarih ve 150.000,00 TL bedelli çeklerin, dava devam ederken üçüncü kişi bankalar tarafından icra takibine konu edildiğinden taraflarınca ödenmek zorunda kaldıklarını, bu nedenle İİK 72/6 gereği davalarına istirdat davası olarak devam edilmesini, dava konusu ettikleri 300.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA; Davalılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı firmanın keşide ettiği çekleri dava dışı … firmasına verdiğini, … firmasının da bu çekleri … firmasına vererek mal aldığını, …’da bu çekleri müvekkili şirketten almış bulunduğu mallara karşı verdiğini, müvekkilinin … firmasına mal sattığını ve karşılığında davacı tarafından … firmasının çeklerini ciro yoluyla aldığını müvekkili şirketin kendisinden önceki ilişkileri bilmeyen ve çeke güvenerek mal veren kişi olduğunu, çeklerin keşide tarihleri geldiği zaman davacı firmanın müvekkili şirkete gelerek bu çekleri ödeyemeyeceğini ve bu nedenle borcun yapılandırılmasını istediklerini, o tarihlerde ekonomik olarak bu çeklerin tamamının ödenmemesini kaldıramayacak olan müvekkili firmanın baskı altında ve davacı tarafın aşırı yararlanmasına rağmen 22.06.2012 tarihli protokol ile borcu yapılandırdığını, protokol ile davacı tarafından verilen çeklerin yeni çeklerle değiştirilmesinin kararlaştırıldığını, ancak davacının protokole rağmen yeni vermesi gereken çekleri vermediğini ve böylece protokolün fiilen uygulanmadığını, bu sözleşmenin davacının aşırı yararlanmasını sağlayan bir sözleşme olduğunu, ayrıca aynı protokolde …’in bu ilişkiden dolayı … ve …’a karşı malların teslim alınmadığı iddiasının olmadığını, menfi tespit, istirdat, borçtan kurtulma, çeklerin iptali veya başka talepli bir dava açmayacağını taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin bu çekleri üçüncü kişilere verdiğini ve bozulan ekonomik durumu sebebi ile geri alamadığını, zaten davacının da protokole göre vermesi gereken yeni çekleri vermediğini ve böylece bu protokolün fiilen hiç uygulanmadığını, davacı tarafın kendi edimini yerine getirmeden sadece protokolün işine gelen kısmının uygulanmasını istemesinin ve işine gelmeyen kısmın uygulamaması kabul edilemez olduğunu, müvekkili şirket hakkında verilmiş bulunan bir iflas erteleme tedbiri bulunduğunu, bu çekleri bu nedenle geri almasının mümkün olmadığından bahisle, davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile 22.06.2012 tarihli protokolün davacının aşırı yararlanması sebebi ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2018 tarihli 2016/1054 Esas-2018/269 Karar sayılı kararıyla; “ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Davanın Kabulüne, kabul edilen 300.000,00 TL’den 150.000,00 TL’sinin 25.02.2014 tarihinden, 150.000,00 TL’sinin ise 05.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen istirdatı ile davacıya ödenmesine, – … San. Tic. Ltd.Şti tarafından açılan karşı dava yönünden;Karşı davacı … San. Tic. Ltd.Şti tarafından açılan davanın Açılmamış Sayılmasına, – … San. ve Tic. A.Ş. tarafından açılan karşı dava yönünden;Karşı davacı … San. ve Tic. A.Ş. tarafından açılan davanın Açılmamış Sayılmasına, ” karar verilmiştir. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dairemizin 18/12/2020 tarihli 2018/3054 E-2020/2214 K sayılı kararıyla; Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl dava yönünden davalı … A.Ş. hakkında açılan davanın reddine, davalı … Ltd. Şti. hakkında açılan davanın kabulüne, kabul edilen 300.000,00 TL’den 150.000,00 TL’sinin 25.02.2014 tarihinden, 150.000,00 TL’sinin ise 05.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davacıya ödenmesine, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı, davacı karşı davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/06/2022 tarihli 2021/1154 Esas-2022/4980 Karar sayılı kararıyla; “… istinaf yoluna başvuran davalı şirket vekili 01.02.2019 havale tarihli dilekçe ile istinaf hakkından feragat ettiğini beyan etmiştir. O halde istinaf mahkemesince feragat dilekçesi gözden kaçırılarak davalı vekilinin feragat yetkisinin bulunup bulunmadığı, feragat dilekçesinin usulüne uygun olup olmadığı hususları değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde gerekçe ile, temyiz isteminin kabulü ile Dairemizin kararının bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamı ve duruşma günü, taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı … Şirketi vekili duruşmaya katılmış, bozma ilamına uyulmasını talep ettiklerini, taraflar arasında protokol yapıldığını, protokol gereğince tüm ödemelerin tamamlandığını, en son ödemenin 30 Ocak 2021 tarihinde yapıldığını, davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir. Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Menfi tespit ve istirdat talepli davada, mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davalı karşı davacı … Vekili 04/07/2018 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. Av…. tarafından, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ibraz edilen 01/02/2019 tarihli dilekçe ile, istinaf başvurusundan feragat edildiği, davalı vekilinin dosyaya ibraz ettiği vekaletnamesinde, istinaf başvurusundan feragat yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtay bozma kararından sonra duruşmaya katılan davalı vekili, davanın konusuz kaldığını beyan etmişse de, davalı vekilinin istinaf başvurusunun feragatı nedeniyle, 6100 Sayılı HMK 349/2 maddesi gereğince başvurunun başvurunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun vaki feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harcın, peşin alınan 5.123,25 TL harçtan mahsubu ile artan 5.042,55 TL harcın talebi halinde davalı …ye iadesine, 3-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı tarafından istinaf ve temyiz aşamasında yapılan yargılama gideri olan 267,80 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 107,20 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 375,00 TL’nin davalı …den alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/11/2022