Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1591 E. 2022/2049 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1591 Esas
KARAR NO: 2022/2049
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2021/563 E. – 2022/507 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecinin müvekkili şirket lehtarının ise … San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, … Bankası Mustafa Kemalpaşa Şubesi 19.10.2012 tarih ve … nolu 49.000,00 ₺ bedelli çekin keşidecsi müvekkili ile dava dışı lehtar şirket arasında akdedilen sözleşmeye istinaden verildiğini, ancak dava dışı lehtar … San. Tic. Ltd. Şti’nin sözleşmede kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini ve bu sebeple sözleşmenin karşılıklı olarak fesih edildiğini, sözleşmenin fesih edilmiş olması sebebiyle bahsi geçen çek yönünden müvekkili şirketin borçlu olmadığı hususunun Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/537 esas sayılı dosyasında karara bağlanmış olduğunu ve kararın kesinleştiğini, dava konusu çekin temliken değil tahsil amaçlı olarak bankanın uhdesine verildiğini, somut olayda borçlu olmadığı halde borçlu olduğu düşüncesiyle bankaya ödemeler yapan müvekkiline söz konusu bedelin iadesi gerektiğini, çeki tahsil cirosu ile iktisap eden alacaklıya karşı borçlu keşideci, lehtar ile arasındaki ilişkiden kaynaklanan defilerin ileri sürülebileceğini, haklı davalarının kabulünü, fazlaya ilişkin alacak ve faiz haklarının saklı kalmak kaydıyla ve eksik harcı ikmal etmek üzere şimdilik 49.000,00 TL’nin bankaya yapılan ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalı bankadan tahsili ile davacı müvekkili şirkete ödenmesini, dava, harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın sebepsiz zenginleşme değil, menfi tespit ve istirdat davası olduğunu, zira dava konusu çekin karşılıksız çıktığını, icra takibine konu edilmiş ve 02.07.2013 tarihinde yani 8,5 yıl önce ödendiğini ve dosyanın infazen kapandığını, işbu dava ile ödenen bu tutarın talep edildiğini, bu olaya uygulanacak hükmün İİK’nun Menfi tespit ve istirdat davaları konu başlıklı İİK 72.maddesinde düzenlendiğini, çekin keşidecisi borçlu davacının iddiasına göre borcu olmayan parayı icra dosyasına ödedikten sonraki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde istirdat/alacak davasına konu etmesi gerekirken 1 yıllık hak düşürücü süre geçirdikten sonra açılan alacak/istirdat talepli davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili bankanın alacaklısı olduğu icra dosyasına ödeme yaptığında mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni öğrendiği tarih olan 02.07.2013’den itibaren TBK md. 82’de düzenlenen 2 yıllık zaman aşımı süresi bitmeden ikame etmesi gerektiğini, kanunda düzenlenen 2 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten çok sonraki bir tarih olan 01.10.2021 tarihinde açılan huzurdaki davanın alacak talep hakkının zaman aşımı uğramış olması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirket vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde dava konusu çekin müvekkili bankaya temlik cirosuyla değil tahsil cirosuyla verildiğini beyan ettiğini, müvekkili banka ile dava dışı kredi borçlusu … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 21.05.2012 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalanarak 750.000,00 TL limitli kredi açıldığını ve adı geçen şirkete muhtelif krediler kullandırıldığını, dava konusu çekin şirket lehine açılmış kredilerden herhangi birine teminat olarak alındığını, temlik cirosuyla alınıp doğrudan doğruya çek ya da bonoya özel iskonto kredisi olarak bedeli kredi müşterisi şirketin mevduat hesabına geçirildiğini, bankacılık sisteminde iskonto kredisi, vadeli bir çek veya senedin hamiline doğrudan doğruya belli bir çek ya da bononun temlik cirosuyla alınıp kullandırılan kredi olduğunu, bu kredinin de çek temlik cirosuyla alındığını, davacının zaman aşımına uğrayan hak düşürücü süreden sonra açılan haksız ve hukuki yararı olmayan alacak davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30.06.2022 tarih ve 2021/563 Esas – 2022/507 Karar sayılı kararıyla; “İİK72/7 maddesi uyarınca icra dosya borcunu haciz baskısı altında ödeyen borçlu 1 yıllık süre içinde istirdat davasını açmak zorundadır. Buna göre davacı 27/02/2013 tarihinde Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleştiğini bilmesine rağmen dosyaya haricen tahsil bildiriminde bulunulduğu 03/07/2013 tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davasını açmamıştır. Davacı her ne kadar dava dilekçesinde TBK 82. uyarınca 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerine dayanmış ise de davanın istirdat davası olduğu açıktır. Davacı icra dosyasına ödeme yapan borçlu olup 3.kişi sıfatı olmadığından sebepsiz zenginleşmeye dayanamaz. Buna göre olayda uygulanması gereken zamanaşımı süreleri değil İİK.72 uyarınca 1 yılık hak düşürücü süredir. Kaldı ki TBK 82. Maddesinde de zamanaşımı süresi hak sahibinin geri isteme hakkını öğrendiği tarihten itibaren başlamakta olup, somut olayda da bu süre 2013 yılında başlamakla dolmuştur. Açıklanan nedenlerle davacının davasının hak düşürücü süre nedeni ile reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Keşidecisinin müvekkili lehtarının ise … San. Tic. Ltd. Şti olduğu dava konusu 49.000,00 TL bedelli çekin, müvekkili tarafından dava dışı lehtar şirkete aralarındaki sözleşme uyarınca verildiğini, dava dışı lehtarın sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, Sözleşmenin fesih edilmiş olması nedeniyle bahsi geçen çek yönünden müvekkilinin borçlu olmadığı hususunun Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/537 esas sayılı dosyasıyla karara bağlandığını ve kararın da kesinleştiğini, Çekin dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti tarafından çek tevdiat bordrosu ile davalı banka da dahil olmak üzere bir kısım bankalara tahsil cirosu ile teslim edildiğinin sonradan anlaşıldığını, bu çeklerin temliken değil, tahsil amaçlı olarak bankanın uhdesine verilmiş olduğunu, ancak kendisine tahsil cirosu ile devredilen dava konusu çekleri uhdesine alan bankadan çekleri temliken devralmış ve yasal hamilmiş gibi davranarak çek bedellerini müvekkili şirketten tahsil ettiğini, Müvekkil şirketin borçluymuş düşüncesi ile bu çek bedeli olan toplam 49.000,00 TL’yi vekalet ücreti ile icra harçları gibi yargısal giderleri ile birlikte davalı bankaya Bursa …İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası ile ödediğini, TBK maddi 78’de borçlanılmamış edimin ifasının düzenlendiğini, TBK madde 82’de ise zamanaşımının düzenlendiğini, somut olayda borçlu olmadığı halde borçlu olduğu düşüncesiyle bankaya ödemeler yapan müvekkilinin mali açıdan zor duruma düştüğünü, müvekkil şirkete ödenen bedellerin iadesinin gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/527 esas sayılı dosyasında mahkeme kararının 27/02/2013 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. *Bursa … İcra Müdürlüğü dosyasında; davalı tarafından davacı hakkında takibin 07/11/2012 tarihinde başlatıldığı, davacı yanca haricen ödeme yapılması üzerine davalı yanca 03/07/2013 tarihinde dosyaya haricen tahsil bildiriminde bulunulduğu ve tahsil harcının dosyaya alındığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, alacak istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesi tarafından,; “İİK72/7 maddesi uyarınca icra dosya borcunu haciz baskısı altında ödeyen borçlu 1 yıllık süre içinde istirdat davasını açmak zorunda olduğu, buna göre davacı 27/02/2013 tarihinde Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleştiğini bilmesine rağmen dosyaya haricen tahsil bildiriminde bulunulduğu 03/07/2013 tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davasını açmadığı, davanın istirdat davası olduğu, davacı icra dosyasına ödeme yapan borçlu olup 3.kişi sıfatı olmadığından sebepsiz zenginleşmeye dayanamayacağı, olayda uygulanması gerekenin zamanaşımı süreleri değil İİK.72 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süresi olduğu, kaldıki TBK 82.’deki zamanaşımı süresinin 2013 yılında başlamakla dolduğu anlaşıldığından, davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının 19.10.2012 tarih ve … nolu 49.000,00 TL bedelli çekin keşidecisi olduğu, çekin davacı tarafından dava dışı lehtar … San. Tic. Ltd. Şti.’ne verildiği, akabinde çekin dava dışı lehtar tarafından davalı bankaya temlik cirosu ile verildiği, bu hususun dosyada mevcut 31.05.2012 tarihli çek teslim bordrosu ile sabit olduğu, çeki ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından Bursa … İcra Müdürlüğü dosyası ile davacı ve dava dışı lehtar aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından haricen ödeme yapılması üzerine davalı yanca 03/07/2013 tarihinde dosyaya haricen tahsil bildiriminde bulunulduğu anlaşılmıştır. İİK 72/7 maddesinde, “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup, bu madde uyarınca icra dosya borcunu haciz baskısı altında ödeyen davacı borçlu ödediği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde istirdat davasını açmak zorundadır. Somut olayda davacının icra dosyasına yaptığı harici ödemenin icra dosyasına bildirildiği 03/07/2013 tarihinden itibaren yasal süre içinde dava açmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararı yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/12/2022