Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1580 E. 2022/1649 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1580 Esas
KARAR NO: 2022/1649 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2018
NUMARASI: 2015/1050 E. – 2018/122 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; alacaklısının davalı … A.Ş, borçlusunun dava dışı … org. Ltd. Şti. Olduğu icra takibinden ötürü müvekkili şirketin yukarıda yazılı adresine gelinerek tamamı müvekkili şirket adına olan menkul mallar hakkında haciz tatbik edildiğini, işbu menkullerın muhafaza altına almak istenirken dosya borcunun tamamını karşılayacak miktarda, İstanbul 23. İcra hukuk Mahkemesinin 2014/709 Sayılı dosyasında tedbir talepli olarak açılan istihkak davasının teminatını teşkil etmek ve alacaklıya ödenmemek üzere icra veznesine depo edildiğini, anılan mahkemece tedbir kararı verilmediğinden istihkak davasının teminatı olarak yatırılan paranın, İcra müdürlüğünce borçludan tahsilat yapılmış gibi davalı yana ödendiğini, başka mahalde mallar haciz ve muhafaza altına alman gerçek takip borçlusu … tarafından da bu ödemeden sonra malların şirkete teslimi talep edildiğini, icra müdürlüğünce mallar şirket yetkilisine teslim edildiğini, tüm bu aşamalardan sonra da İstanbul 23 İcra Mahkemesince “konusu kalmayan davada, karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiğini, tüm yönleriyle hatalı olan kararın temyiz edildiğini, henüz sonuçlanmadığını beyanla; davanın kabulü ve istirdat olarak ödenen 43.236,00 TL. nin ödeme tarihi olan 04/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi de birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin davasının kabulü mümkün olmadığını, davacı şirket İstanbul 23. İcra hukuk Mahkemesinde 2014/709 e sayılı dosya ile istihkak davası açtığını beyan etmişse de, istihkak davası soncunda verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm oluşturan kararlar olduğundan davacı şirketin huzurdaki istirdat davasını açmakta hukuki yararın olmadığını, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu ve icra prosedürünün gerektirdiği ölçüde hareket edildiği için iade yükümlülüğü bulunmadığını, yapılan ödemenin borç ödemesi olduğundan ve haklı bir sebebe dayandığından geri istenemeyeceğini, sebepsiz zenginleşme söz konusu olmadığını, haciz adresinin borçlu ile alakalı olduğunu, şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, muvazaalı hisse devir işlemlerinin yapıldığı ve mahcuzların borçlu şirkete ait sayıldığının, değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/02/2018 tarihli 2015/1050 E.- 2018/122 K.sayılı kararıyla;”…Her ne kadar davacı ödeme yapmış ise de İİK md. 72 uyarınca davanın niteliğine göre; 3.kişi olan davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği, bu tür davada, davacı sıfatının takip borçlusuna ait olduğu, takip konusu borun, 3.kişi tarafından, yani davacılar tarafından ödenmiş olsa bile; davacı sıfatının asıl borçluya ait olduğu, burada borçtan kurtulanın takip borçlusu olduğu, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı” gerekçesiyle; Davanın husumet yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin adresinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, müvekkili şirketin kurucu ortağı …’ nın borçlu şirketten borcun doğumundan çok önceki bir tarihte ayrıldığını, haczedilen menkullerin muhafaza baskısı nedeniyle, dosya borcunun müvekkili tarafından alacaklıya ödenmemek kaydı ile dosyaya depo edilerek, davalı alacaklı ve dava dışı borçlu şirkete karşı istihkak davası açıldığını. -Haciz baskısı altında teminaten dosyaya depo edilen ve İcra Hakimliğince iş bu depo edilen paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı tesis edilmediğinden söz konusu para davalı alacaklı tarafından tahsil edildiğini, İstanbul 23. icra Hukuk Mahkemesinde açılan davada dosyaya teminaten ve tedbiren depo edilen paranın, müvekkiline iadesine ilişkin mahkeme kararının, Yargıtay tarafından düzeltilerek onandığını, dilekçe ekinde kararın sunulduğunu. Davalı alacaklı tarafından tahsil edilen bu paraya ilişkin istirdat davasının yasal süre içerisinde açıldığını, ancak İlk derece Mahkemesinin, İstanbul 23. İcra Mahkemesince verilen kararın neticesini beklemesi gerekirken, dosyada mübrez bilirkişi raporuna itibar etmeden hatalı olarak husumet yokluğu nedeni ile davanın reddedildiğini. – Mahkemenin vekalet ücreti taktirinde de hatalı karar verdiğini, husumet nedeni ile red kararlarında nisbi değil maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davacının huzurdaki istirdat davası açısından İİK 72/7 maddesi gereğince husumet ehliyetinin bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 12/01/2022 tarihli 2021/7291 Esas-2022/203 Karar sayılı kararını ibraz ettiği, davacı 3. Kişi … Tic. Ltd. Şti. Tarafından, alacaklı … Org. Ltd. Şti. Aleyhine açılan aleyhine açılan istihkak davasında, mahkemece ilk olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarihli kararıyla “haciz baskısı altında ödenen miktar bakımından istihkak iddiasının mevcut olduğunun kabulü ile, davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece borçtan üçüncü kişi şirketin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı tarafından depo edilen paranın alacaklıdan alınarak davacıya iadesine karar verildiği, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince; “Davacı üçüncü kişi davasında haklı olmakla birlikte, mahcuz mallar üzerinde hacizler kaldırıldığından ve bu nedenle dava konusuz kaldığından, haczedilen mallara yönelik istihkak talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına. Davacı üçüncü kişinin ödenen paraya ilişkin olarak istirdat davası açmakta muhtariyetine. İİK’nın 97/15. Maddesinde aranan yasal şartlar oluşmadığından, davacı 3. Kişinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İstirdat talepli davada, ilk derece mahkemesince, menfi tespit ve istirdat davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacılık sıfatının takip borçlusuna ait olduğu, borcu ödeyen 3.kişi davacının, takip alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Üçüncü kişi davacı vekilinin dava dilekçesinde, icra dosyasından adresine hacze gelinerek, haciz yapıldığını, istihkak davası açtıklarını, muhafaza tehdidi altında icra dosyasına dosya borcunu teminat olarak yatırarak, İcra Mahkemesinden paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir talep ettiklerini, İcra Mahkemesince tedbir kararı verilmeyerek paranın alacaklıya ödendiğini ileri sürerek, ödediği paranın davalı alacaklıdan istirdadını talep ettiği anlaşılmakla, dava İİK’nun 72.maddesine dayalı olarak açılmış istirdat davası niteliğinde olmayıp, üçüncü şahıs tarafından açılan istirdat davası olup, mahkemece davanın davacı sıfatı bulunmadığından bahisle reddine karar verilmesi yerinde değildir. (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10/02/2022 tarihli 2022/3-80 Esas-2022/107 Karar sayılı kararı) İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından ihtiyati haciz kararı alınarak davacının adresinde menkul haczi yapıldığı, davacının istihkak iddiasında bulunduğu, davacı tarafça istihkak davası açıldığı ve istihkak davasında verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek düzeltilerek onandığı anlaşılmakla, mahkemece İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/408 E-2021/310 K sayılı dosyasının akıbetinin beklenerek karar verilmesi gerekirken, davacının husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın toplanan deliller, istihkak dosyası ve Yargıtay ilamı incelenerek, ödemenin haciz ve muhafaza tehdidi altında üçüncü şahsın ödemesi mi, yoksa borçlunun borcunun ödenmesi mi olduğu değerlendirilerek, karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine, davacı istinaf başvurusu kabul edilerek, mahkeme kararı kaldırıldığından, vekalet ücretine yönelik istinaf sebebinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/02/2018 tarihli 2015/1050 E. – 2018/122 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 107,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/10/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.