Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/158 E. 2023/1507 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/158 Esas
KARAR NO: 2023/1507
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2021
NUMARASI: 2014/80 2021/382
DAVA: Marka Hakkına Tecavüzün Önlenmesi, Durdurulması, Ünvan Terkini, Tazminat
DAVA TARİHİ: 26/03/2014
BİRLEŞEN İSTANBUL 1.FSHHM 2015/198 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Marka Hakkına Tecavüzün Önlenmesi , Durdurulması, Ünvan Terkini, Tazminat
DAVA TARİHİ: 22/09/2015
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili asıl davadaki dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…”, “…”, “…” “… LTD.ŞTİ” tescilli markalarının bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin şirket ortaklarının iş sağlığı ve iş güvenliği alanında kurulduğu günden beri faaliyet gösteren adına tescilli markaları bulunduğunu, şirket yetkililerinin 03/10/2012 tarihinde www…com, www…com, www…com gibi pekçok alan adının tescilini alarak web sitesi açtığını, iş güvenliği konusunda eğitim ve danışmanlık hizmeti verdiğini, 6331 sayılı yasa kapsamında kalan hizmetlerin bu alanda hizmet veren şirket tarafından verilmesi zorunlu olduğundan davacı şirketin kurulduğunu, davalının ise müvekkilinin bilinirliğinden yararlanmak amacı ile “…” unvanı ile kurulduğunu, aynı sektörde aynı marka ile faaliyet gösteren firmaların marka ve ticaret unvanındaki benzerlik yüzünden birbiri ile karıştırılacağını, bu durumun müvekkilinin markasına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının müvekkilinin ticaret unvanına ve markasına tecavüzünün durdurulmasına, ticaret unvanındaki “…” ibaresinin terkinine, … ibaresinin marka, unvan, alan adı, sosyal ağ adı ve benzeri tüm şekillerde kullanımının men’ine, 5.000-TL manevi tazminatın ve 1.000-TL maddi tazminat olarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen davada, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ortaklarından … adına tescili yapılan, …, …, … nolu markaların müvekkili şirket ortaklarının kurucusu olduğu … Limited Şirketi’ne devredildiğini, davalının müvekkilinin 2008 yılında oluşturulan markasından ve 2012 yılında başlayan ticari faaliyetlerinden ve ayrıca www…com, …com/…, twitter.com/…, …com/… ve …com/…, sosyal ağlarındaki bilinirliğinden yararlanmak için müvekkilinin ticaret ünvanının asıl unsurunu ve adına tescilli markaların asıl unsurunu taşıyan … ünvanı ile kurulduğunu iddia ederek markaya ve ticaret ünvanına tecavüzün tespit ve durdurulmasını, davalının … ibaresini marka, ticaret ünvanı olarak kullanmasının önlenmesine, davalının ticaret ünvanındaki “…” ibaresinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl davada, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçede belirtilen 4 adet markadan 2008 ve 2012 koruma tarihli markaların, mal ve hizmet sınıflarının müvekkili şirketin mal ve hizmet sınıfından farklı olduğunu, diğer 2013 yılı taleplerinin ise müvekkili şirkettin kurulmasından sonra olduğunu, davacı tarafın 41/42 iş kolu ile ilgili tek talebinin de müvekkili şirketten sonra olduğunu, savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı vekili birleşen davada, cevap dilekçesinde özetle; “… Ltd. Şti” ile neticeye varamayacağını anlayınca bu defa “… Ltd Şti” ünvanı ile aynı davayı açtığını, davacının sağlık hizmetleri iş kolu için müracaatını birleşen davadan sonra yaptığını, aynı iş kolunda davacı tarafın marka tescil ettirmesi yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın aynı iş kolu ile ilgili tek talebinin müvekkil şirketten sonra olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının içinde “…” ibaresi geçen ticaret ünvanını asıl davada davacıdan önce tescil ettirdiği, davacının ilk başvurusunun danışmanlık hizmetleri olduğu, iş güvenliği alanında bir faaliyeti olmadığı, iş sağlığı ve güveliği konularında da faaliyetinin 13/08/2013 tarihli tadille eklendiği, birleşen davacının … LTD ŞTİ şeklindeki, ticari unvanındaki patent ibaresi yapılan işi nitelendirmekle birlikte ticari unvanına ayırt edicilik kattığı, davalı ile iş sahası yönünden bir iltibas oluşturmadığı, davalıdan önce … ibaresini ticari unvan olarak seçerek sicile kayıt ettiren birçok firma bulunduğu, davalının unvanında … ibaresinin başlı başına bulunmasının tek başına davacıların markasına ve ticaret unvanına tecavüz oluşturmayacağı, davacı tarafın emsal gösterdiği ilamların aleyhine sonuçlandığı, birleşen dava davacısının iş güvenliği alanında hizmet vermediği, davalının alan adı oluşturduğu tarihte davacının iş güvenliği ve sağlığı alanında tescilli bir markası bulunmadığı, 45. sınıf için patent danışmanlık hizmetinin dahi bu şirkete ait olmayıp, markanın devir suretiyle bu şirkete inkital ettiği, 45.sınıfın danışmanlık hizmetlerine ilişkin olduğu, davalının oluşturduğu alan adının davacı ile iltibas yaratmadığı, davalının “com.tr” uzantılı ve davalının ticari unvanının kısaltması suretiyle oluşturduğu alan adının ticari unvanı ile uyumlu olduğu, davacı tarafça dosyaya sunulu fatura örneklerindeki açıklamalarda da, iş sağlığı ve güvenliği alanında … ibaresine ilişkin tescilsiz kullanıma ilişkin gerçek hak sahipliği hususunun ispat edilemediği, davacı şirketlerin bir bölünme kararı almadıkları, … ortaklarının yasa gereği … Sağlığı şirketini kurdukları, … nolu … şekil ibareli marka dava dışı … adına tescilli iken … ye devredildiği, söz konusu markanın iş güvenliği ve sağlığı kapsamında tescilinin bulunmadığı, asıl dava ve birleşen davacının sunduğu dava dilekçesi ve deliller ekinde davaların açıldığı tarihten önceye ait davalının marka tevavüzünü kanıtlayan bir kullanım, görsel yada delil sunulmadığı, internet sitelerinin davalının kendi oluşturduğu görseli ve ayrıca ticari unvanı da görünecek şekilde kullandığı, dolayısıyla bu kullanımın markasal olmadığı davalının dava tarihinden önceki kullanımları gerek ticaret unvan kullanımı gerek alan adı kullanımı tacirin iş kolu ile bağlantılı ve taciri tanıtacak şekilde dürüst ticari kullanım şeklinde oluştuğu gerekçesiyle, asıl davada; ticaret unvanının terkini isteminin reddine, ticaret unvanına tecavüz isteminin reddine, davalının ticaret unvanını tescilli olduğu halden başka surette kullandığı hususu dava açıldıktan yargılama sırasında bilirkişilerce alan adı içindeki kullanımlar ile tespit edilmiş olmakla (23/06/2015 tarihli kullanım) davacının da davasını marka hakkına tecavüzün durdurulması/önleme istemli açtığı ve yargılama sırasında da davacı adına … nolu markanın iş güvenliği ve sağlığı emtia sınıfında asıl davacı adına tescil edilmiş olması gözetilerek davalının … ibaresini iş güvenliği ve sağlığı alanında markasal olarak tek başına kullanılmasının önlenmesine, dava tarihinden öncesine ait davalının markasal kullanımı ispat edilmediğinden dava tarihinden öncesine ait maddi ve manevi tazminat ve tecavüzün tespiti istemlerinin ayrı ayrı reddine; birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; -Davalı adına tescilli … ibareli marka olmadığını, -Müvekkilim …’in 02/12/2012 tarihinde kurul duğunu, 6331 sayılı yasa gereği İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği hizmetleri için kurulan veya kurulacak şirketlerin sadece bu alanda faaliyette bulunmasına dair getirlen zorunluluk gereği 19/06/2013 tarihinde … ortaklarınn … şirketini kurduklarını, -Ticaret unvanı üzerindeki üstün ve öncelikli hak sahipliği de davacılarda olduğunu, … markasının tescil sahibi kim ise ve … markası üzerinde üstün ve öncelikli hak sahibi kim ise onun talebinin kabul edilmesi gerektiğini, -Bilirkişi raporlarında; davalı tarafından kullanılan “…” ibaresinin, davacıların markalarına tecavüz teşkil ettiği, sosyal medya hesapları, internet sitelerinde … ibaresini kullanılmasının engellenmesini talep hakkının doğduğu, KHK 66/2-b maddesi gereğince maddi tazminata hak kazandıkları davalı yanın ticaret unvanının davacılar … ve …’nin ticaret unvanlarına tecavüz teşkil ettiği ve ticaret sicilinden terkin talep hakkının doğduğu yönündeki tespitlere rağmen mahkemenin ise hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verdiğini, -Reddi hakim talebinde bulunmaları nedeniyle yerel mahkeme hakiminin dosyayı şahsileştirdiğini, -Mahkemenin davanın red gerekçesine İstanbul 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/395 E, 2019/296 K sayılı dosyasını da gerekçe yaptığını, söz konusu davadaki kararın dayanağının yapılan atiye bırakma olduğunu, işbu davada ise birleşen dava yönünden atiye bırakma durumu olmadığını, Yargıtay kararında şirket bölünmesinden bahsedilmesi hatalı şekilde davanın reddine gerekçe olduğunu, açıkladıkları üzere bölünmenin söz konusu olmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; -Mahkemenin davalının … ibaresini iş güvenliği ve sağlığı alanında markasal olarak tek başına kullanılmasının önlenmesine yönelik kararının kabulünün olanaklı olmadığını, davacı tarafın müvekkilden önce yetki belgesi müracaatında bulunmasına rağmen müvekkilden sonra yetki belgesi almış olmasında müvekkillin kusuru olmadığını, -Birleşen dosya davacısının iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet gösterip göstermediği hususunda delil olmadığı, davanın devamı esnasında meydana gelen olayların varlığının devam eden bir davaya konu yapılamayacağı, bu yönüyle … ibaresini iş güvenliği ve sağlığı alanında markasal olarak tek başına kullanılmasının önlenmesine yönelik kararın hatalı bir tespitin sonuç meydana geldiğini, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava; marka hakkına ve ticaret unvanına vaki tecavüzün tespiti, men’i, ref’’i davalının ticaret unvanından … ibaresinin terkinini, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. 1-Birleşen dava yönünden; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı adına iş güvenliği alanında tescilli bir marka bulunmadığı gibi tescilsiz kullanıma dayalı öncelik hakkına dayalı bir kullanımın ispat edilemediği, davalı şirketin tescilinden önce ve davalı şirketin alan adı aldığı tarihlerde davacının iş güvenliği yönünden faaliyetinin bulunmadığı, davalı şirketin tescil tarihinden sonra ana sözleşme değişikliğine gidildiği, dolayısıyla markaya tecavüzden bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Asıl dava yönünden; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde aşağıdaki bendin dışında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı şirketin 09/04/2013 tarihinde, davacı şirketin ise 19/06/2013 tarihinde tescil edildiği, dolayısıyla davalı … ana unsurlu ticaret unvanını davacıdan daha önce tescil ettirdiğinden öncelik hakkına sahip olduğu, davacının iş güvenliği sınıfını içeren … sayılı “…” markasının başvuru tarihinin de davalı şirketin tescilinden sonraki tarih olan 10/12/2013 tarihi olduğu, davacı şirketin devraldığı … no’lu “…” ve … nolu “…” markalarının iş güvenliği sınıfında tescillerinin bulunmadığı gibi, devralınan bu 2 markanın yargılama sırasında geçersiz hale geldiği, davalının davadan önce ticaret unvan kullanımı dışında markasal kullanımına rastlanmadığı, bu nedenlerle markaya ve ticaret unvanına tecavüzün söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Asıl dava yönünden; mahkemece dava tarihinden öncesine ait davalı tarafın markasal kullanımının bulunmadığının belirtilmesine rağmen, dava açıldıktan yargılama sırasında bilirkişilerce alan adı içindeki kullanımların tespit edildiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalının … ibaresini iş güvenliği ve sağlığı alanında markasal olarak tek başına kullanılmasının önlenmesine karar verilmiştir. Ancak her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar. Bu nedenle ilk derece mahkemesince dava tarihinden öncesine ait davalı tarafın markasal kullanımının bulunmaması nedeniyle, asıl davanın tamamen reddine karar vermesi gerekirken, davadan sonra meydana gelen kullanımlar nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle asıl dava yönünden davalı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm kurularak, asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl dava yönünden; HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Birleşen dava yönünden; HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 3-Asıl dava yönünden; davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 1.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/80 Esas, 2021/382 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4- Asıl davanın REDDİNE, 5-ASIL DAVADA YARGILAMA GİDERİ: a-Alınması gereken 269,85 TL ilam harcının 102,50 TL peşin + 1.311,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.413,50 TL harçtan mahsubu ile artan 143,65TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine, b-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca red edilen unvana tecavüz ve markaya tecavüzün tespiti isteminin reddi nedeniyle 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, c- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca red edilen unvana terkini isteminin reddi nedeniyle 5.900,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ç- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca red edilen maddi tazminat istemi nedeniyle 11.033.10 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine d- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca red edilen manevi tazminat istemi nedeniyle 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, e-Davacılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, g-Davalının avansından kullanılan 586,35 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, II- BİRLEŞEN DAVADA a- Birleşen davada tüm istemlerin ayrı ayrı REDDİNE, b-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca red edilen unvana tecavüz ve markaya tecavüzün tespiti,önlenmesi , durdurulması isteminin reddi nedeniyle 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca red edilen unvana terkini isteminin reddi nedeniyle 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ç- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca red edilen maddi tazminat istemi nedeniyle 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine d- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca red edilen manevi tazminat istemi nedeniyle 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e-269,85 TL ilam harcının peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 242,15 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, f-Birleşen davada davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İSTİNAF YARGILAMA GİDERİ: a-Asıl davada davalı tarafın istinafı kabul olunmakla, istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, b- Asıl ve birleşen dava yönünden davacılardan alınması gereken (269,85 TL x2) 539,70TL harçtan, peşin alınan (59,30 TL x 2) 118,60TL harcın mahsubu ile bakiye 421,10 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, c-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 16,50 TL posta- müzekkere masrafı toplamı 237,2‬0 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, ç-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Gerek ilk derece olsun gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.