Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1570 E. 2022/1648 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1570 Esas
KARAR NO: 2022/1648 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2022
NUMARASI: 2022/148 E. – 2022/425 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile … San. Tic. Ltd. Şti. arasında 27.10.2016 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını ve faturalar ile tevsik edilmiş alacağın temlik alındığını ve ödeme aracı olarak borçluları davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … olan 27.10.2016 düzenleme tarihli 03.02.2017 ödeme tarihli 150.000,00 TL bedelli bono , … BANK A.Ş … Erenköy Şubesine ait, keşidecisi … Tic. Ltd Şti lehdarı … San. Tic. Ltd. Şti ve cirantası müvekkili şirket … A.Ş. olan, 15.03.2017 keşide tarihli,… çek seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çekin müvekkili şirkete ciro edildiğini, Kredi sözleşmesi uyarınca müvekkiline tevdi edilen 2 adet kıymetli evrak mevcut olduğunu, müvekkili şirketin 08.02.2017 tarihinde bononun muhatapları olan … ve … Şirketine Beyoğlu … Noterliği’nden Hesap Kat İhtarı çektiğini, ancak borç ödenmediği için müvekkili şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosya ile yukarı bilgileri yer alan bonoya istinaden borçlular adına takip başlattığını, diğer kıymetli evrak olan çekin vadesi gelmediği için çekle ilgili bir işlem yapılmadığını, davalı şirket ve …’in 22.02.2017 tarihinde İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/173 Esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açtığını, yukarıda bilgileri yer alan 50.000,00 TL bedelin çekin, keşide günü olan 15.03.2017 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, çekin arkasına karşılıksız şerhi düşüldüğünü, davalı borçlu … Şirketi tarafından 14.02.2017 tarihinde banka hesaba 10.000,00 TL havale yapıldığını, söz konusu çekin keşide tarihi olan 15.03.2017 tarihinde ise davalı borçlu … Şirketi tarafından “… (ÇEK N: …) 50.000,00 TL ÇEKE İSTİNADEN GÖNDERİLEN” açıklaması ile banka hesaplarına 40.000,00 TL havale yapıldığını, davalı borçlu şirket tarafından yapılan ödemelerin 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden yapıldığının aşikar olduğunu, davalılar tarafından açılan ve 10.04.2019 tarihinde İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/173 esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini, davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1642 Esas, 2022/99 Karar sayılı dosyasında İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/173 esas 2019/328 sayılı kararın kaldırılmasına, davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların dosya kapsamında yapmış oldukları toplam 50.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine şeklinde kesin karar kurduğunu, davalılar tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile işbu ilamın takibe konulduğunu ve taraflarına 21.02.2022 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiğini, yapılan ödemelerin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında değil 15.03.2017 keşide tarihli, … çek seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden yapılmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından faktoring sözleşmesine istinaden davalılara finansman sağlamış olduğunu ve bu nedenle davalıların müvekkili şirkete borçlu konumunda olduğunu, davalılar aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip nedeniyle açılan menfi tespit davasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından takibe konu bononun teminat senedi olduğu hukuki gerekçesiyle davalıların borçlu olmadığı yönünde karar verildiğini, ancak kararın devamında “davacı tarafça yapılan ödemelerin davalıdan tahsili ile davacılara iadesine karar verilmesi gerekir” şeklideki karar ve devamında hüküm başlığının 3. Fıkrasında “Davanın kabulü ile; davacıların İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların dosya kapsamında yapmış oldukları toplam 50.000 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” şeklindeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan ödemenin söz konusu icra dosyasına istinaden olmadığını, yukarıda bilgileri yer alan çeke istinaden olduğu için İstanbul bölge Adliye Mahkemesinin ilamının hukuka aykırı olduğunu, karar miktar itibariyle kesin olması nedeniyle taraflarınca temyiz kanun yoluna başvurulamamış olduğunu ve hüküm fıkrasının tavzihi veya yargılamanın iadesini talep etme yoluna gidildiğini, Tavzih veya Yargılamanın iadesi dilekçeleri 24.02.2022 tarihinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine 9968371333 İş emri numarası ile gönderildiğini, ekte mahkemeye sunulduğunu, davalılar tarafından verilen istinaf ilamının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile takibe konulduğunu, davaya konu istinaf ilamı için taraflarınca hüküm fıkrasının tavzihi veya yargılamanın iadesinin talep edilmiş olduğunu ve işbu talep için karar verilene kadar müvekkili şirket aleyhine başlatılan takip nedeniyle icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararının verilmesini talep etme zorunluluklarının doğduğunu, davalı … Metal San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan ödemenin 15.03.2017 keşide tarihli, … çek seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden yapıldığı için müvekkili şirket tarafından çeke ilişkin davalılar aleyhine takip başlatmamış olduğunu, ödemelerin İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına istinaden yapılmadığı için müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığını, menfi tespit davalarının kabulüne ve ilerde telafisi imkansız zararların önüne geçilmesi için, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyaya yatırılan bedelin alacaklı davalılara ödenmemesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haklı davalarının kabulü ile davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve …’e borçlu olmadıklarının tespitine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın tüm taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, verilen ihtiyat-i tedbir kararının da hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin daha önce huzurdaki davanın davacısına karşı menfi tespit davası açtığını, daha önce davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine istinaden icra tehdidi altında ödeme yapmış olduklarını, ödeme sonrası müvekkilleri tarafından açılan menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olduğunu ve yargılamaya istirdat davası olarak devam edildiğini, yapılan yargılama sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2019/1642 E. 2022/99 K. Sayılı kesin kararı ile müvekkillerin dosya kapsamında yapmış oldukları ödemenin huzurdaki davanın davacısından alınarak müvekkillere ödenmesine kesin olarak karar verildiğini, müvekkillerin huzurdaki davanın davacısına icra tehdidi altında ödemiş oldukları paranın iadesi için mezkur ilam taraflarınca ilamlı icra takibine konu edildiğini, mezkur icra dosyasının dayanağı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2019/1642 E. 2022/99 K. Sayılı ilamı olduğunu, ilgili kararın kesin olarak verildiğini, kesinleşmiş ilama dayalı olan ilamlı icra takiplerine karşı da menfi tespit davası açılamayacağını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/6848 E. 2014/4247 K. Sayılı kararında; ”Yukarıda davacı yanca açıklandığı üzere davacı aleyhindeki icra takibi kesinleşmiş ilama dayalı olup, kesinleşen ilama karşı menfi tespit davası açılamaz. Bu durumdaki davacının ilamlı icra takibine karşı menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken…” şeklinde hüküm kurarak konuya açıklık getirdiğini, kesinleşmiş ilam uyarınca müvekkillerine borçlu olan davacı yanın huzurdaki dava yönünden bir hukuki yararının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ihtiyat-i tedbir kararı verilmesi talebinin reddedilmesi gerektiğini, öncelikle dosya kapsamında haksız ve hukuka aykırı olarak verilen ihtiyati tedbir kararına karşı itirazlarının duruşmalı olarak incelenmesine, yapılacak inceleme sonrası itirazlarının kabulü ile verilen ihtiyat-i tedbir kararının kaldırılmasına, yapılacak yargılama neticesinde davanın reddine, davacı yanın borçlu olduğu sabit olmasına rağmen haksız olarak ikame ettiği dava nedeniyle dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/06/2022 tarihli 2022/148E.- 2022/425 K.sayılı kararıyla;”…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı … Ltd.Şti. arasında faktoring sözleşmesi akdedildiği, diğer davalının da sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/173 Esas sayılı dosyası ile verilen davanın reddi kararının istinaf incelemesi ile çekin keşide tarihi gelmeden ve karşılıksız olduğu tespit edilmeden, faktoring sözleşmesinin teminatı olarak alınan bononun takibe konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine ve yapılan ödemelerin davacılara iadesine karar verildiği ve istinaf mahkemesinin 27/03/2022 tarihli ek kararla tavzih talebini reddettiği, eldeki dava yönünden davacı tarafın davalılar tarafından yapılan ödemelerin icra dosyası için değil çeke istinaden yapıldığı belirtilerek menfi tespit talebinde bulunulduğu, davacının menfi tespit talebinin kesinleşmiş ilama dayalı olup, kesinleşmiş ilama dayalı olarak menfi tespit davası açılamayacağı ve davacının ilamlı icra takibine karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, bu gerekçe ile İİK m.72’deki tazminata hükmolunması için gerekli şartlar gerçekleşmediği için davalıların tazminat talebinin reddine karar verilmiş, davalıların ihtiyati tedbire ilişkin itirazlarının haklı olduğu kanaati ile verilen ihtiyati tedbir kararının da kaldırılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı … Tic. Ltd. Şti. Arasında 27.10.2016 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalanarak faturalar ile tevsik edilmiş alacağın temlik alındığını, ödeme aracı olarak, borçluları … şirketi ve … olan 27.10.2016 düzenleme tarihli 03.02.2017 ödeme tarihli 150.000,00 TL bedelli bono ile… bank A.Ş Erenköy Şubesine ait, keşidecisi … Ve Tic. Ltd Şti lehdarı … Tic. Ltd. Şti ve cirantası müvekkili şirket olan, 15.03.2017 keşide tarihli, … çek seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çekin müvekkiline şirkete ciro edildiğini, 08.02.2017 tarihinde bononun muhatapları olan … ve … Şirketine BEYOĞLU … NOTERLİĞİ’NDEN Hesap Kat İhtarı çektiğini, borç ödenmediği için müvekkili şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosya ile yukarı bilgileri yer alan bonoya istinaden borçlular adına takip başlattığını, diğer kıymetli evrak olan çekin henüz vadesi gelmediği için çek ile ilgili bir işlem yapılmadığını. -Davalı şirket ve … 22.02.2017 tarihinde İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/173 Esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açıldığını, 50.000,00 TL bedelin çek’in, keşide günü olan 15.03.2017 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, ancak banka tarafından karşılığı bulunmadığı gerekçesiyle çekin arkasına karşılıksızdır şerhi düşüldüğünü, davalı borçlu … Şirketi tarafından 14.02.2017 tarihinde banka hesaplarına 10.000,00 TL havale yapıldığını, söz konusu çekin keşide tarihi olan 15.03.2017 tarihinde ise davalı borçlu … Şirketi tarafından “Etkin (çek n: …) 50.000,00 TL çeke istinaden gönderilen” açıklaması ile banka hesaplarına 40.000,00 TL havale yapıldığını, ödemelerin 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden yapıldığının aşikar olduğunu, -Davalılar tarafından açılan ve 10.04.2019 tarihinde İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/173 esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini, kararın davalılarca istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1642 Esas, 2022/99 Karar sayılı dosyasında mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların dosya kapsamında yapmış oldukları toplam 50.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine şeklinde kesin karar kurulduğunu, davalılar tarafından ilamın İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile işbu ilam takibe konularak taraflarına 21.02.2022 tarihinde icra emri tebliğ edildiğini. -Müvekkili şirket tarafından faktoring sözleşmesine istinaden davalılara finansman sağlandığını, bu nedenle de davalıların müvekkil şirketine borçlu konumda olduklarını, İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip nedeniyle açılan menfi tespit davasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından takibe konu bononun teminat senedi olduğu hukuki gerekçesiyle “Davanın kabulü ile; davacıların İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların dosya kapsamında yapmış oldukları toplam 50.000 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” şeklindeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan ödemenin icra dosyasına istinaden olmadığını, çeke istinaden olduğu için İstanbul bölge Adliye Mahkemesinin ilamının hukuka aykırı olduğunu, kararın kesin olması nedeniyle temyiz kanun yoluna başvurulamadığını, hüküm fıkrasının tavzihi veya yargılamanın iadesini talep etme yoluna gidildiğini beyanla; mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, Daire aksi kanaatte ise kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne, sayın mahkeme aksi kanaatte ise yerel mahkeme tarafından verilen kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; İstanbul Anadolu 16. Hukuk Dairesi’nin 2019/1642 E-2022/99 K sayılı ilamının kesin olduğunu, müvekkilinin ödediği paranın iadesi için ilama dayalı takip başlattıklarını, kesinleşmiş ilama dayalı icra takiplerine karşı menfi tespit davası açılamayacağını, davacının hukuki yararının bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklılar … ve … tarafından borçlu … Şirketi aleyhine, 50.000 TL Asıl Alacak, işlemiş faiz, yargılama gideri, vekalet ücreti ve faizleri olmak üzere toplam 81.364,06 TL alacağın asıl alacağa %9 oranında kanuni faiz işletilerek, ilamlı icra takibi başlattığı, takibin dayanağının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 21/01/2022 tarihli 2019/1642 Esas, 2022/99 Karar sayılı ilamı olduğu anlaşılmıştır. Dairemizin 21/01/2022 tarihli 2019/1642 Esas, 2022/99 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davalıya temlik edilen çekin keşide tarihi gelmeden ve henüz karşılıksız olduğu tespit edilmeden (çekin 15/03/2017 keşide tarihli olduğu ve dosyada kapsamında bulunan İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilam örneğinden, çekin 21/03/2017 tarihinde … adına … tarafından ibraz edilerek karşılıksız işlemine tabi tutulduğu anlaşılmıştır) faktoring sözleşmesinin teminatı olarak alınan bononun takibe konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, takibe konu bononun teminat olarak verildiği, henüz icra takibine konu edilemeyeceği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne ve mahkeme kararının kaldırılmasına, davacıların dosya kapsamında yapmış olduğu 50.000 TL ödemenin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın miktar itibarıyla kesin olarak verildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, davanın dayanağı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra takibinin, kesin nitelikte ilama dayalı olduğu, ilk derece mahkemesince kesinleşmiş ilama dayalı takibe karşı menfi tespit davası açılamayacağı, davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde takibin dayanağı olan Dairemize ait 21/01/2022 tarihli 2019/1642 Esas, 2022/99 Karar sayılı ilamının hatalı olduğunu, davalı tarafça yapılan ödemenin, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu bono nedeniyle değil, takip dışı 50.000 TL bedelli çeke dayalı olarak yapıldığını, ödenen paranın tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Davacı aleyhindeki icra takibi kesinleşmiş ilama dayalı olduğundan ve kesinleşen ilama karşı menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından, mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken harç peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/10/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.