Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/156 E. 2022/422 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/156 Esas
KARAR NO: 2022/422
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/379
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin Antalya İli, Kemer İlçesi, … Beldesinde … Otel’in 2004 yılı Nisan ayında faaliyetine başladığını, faaliyete başladığı günden itibaren kaliteli hizmet anlayışı ile yurtiçi/yurtdışında turizm sektöründe aranılan ve akla ilk gelen firmalardan biri olduğunu, bunun doğal sonucu olarak da “…” marka adına ve işletmekte olduğu otele yaptığı yatırımların ve reklam harcamalarının gün geçtikçe arttığını, müvekkili şirketin yıllarca verdiği emek ve titiz çalışması ile “…” markası altında sektörün aranan otellerinden biri hale gelmesinin sonucunda “…” ibaresini 43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri.”nde tescil ettirmek için TÜRKPATENT nezdinde … Başvuru numaralı “…” marka başvurusunda bulunduğunu, başvurusunun davalının itirazı üzerine reddedildiğini ve bu red kararı üzerine Müvekkil Şirket tarafından Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2008/136 E. 2009/31 K. Sayılı dosyası ile Marka YİDK Kararının iptali ve markanın tescili talepli olarak dava açılmış ise de; davalı adına … ve … tescil no ile tescilli markalar ile Müvekkil Şirket’e ait başvurunun benzer nitelikte olduğu gerekçesiyle söz konusu davanın reddine karar verildiğini ve müvekkili şirketin … Başvuru numaralı “…” marka başvurusunun tescil edilemediğini, başvurularının reddine neden gösterilen davalı adına … ve … tescil no ile tescilli markaların 43. Sınıfta yer alan hizmetlerde kullanılmadığının tespit edilmesi üzerine iş bu markaların “kullanılmama sebebiyle hükümsüzlüğü” talebiyle İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/145 E. 2013/183 K Sayılı dosyası ile dava açılmış ise de açılan davanın “tescilden itibaren 5 yıl geçmeden açılmış olduğu” gerekçesiyle 5 yıllık sürenin henüz dolmamış olduğu gözetilerek reddedildiğini, bu aşamalardan sonra gelinen noktada davalının …, … ve … Tescil No ile tescilli markalarını tescillerinden bu yana SMK m. 9 uyarınca ciddi biçimde kullanmadığını, müvekkili şirketin 2004 yılından beri “…” isimli oteli işlettiğini, 2006 yılında gerçekleştirdiği marka başvurusunun davalı tarafından gerçekleştirilen itiraz üzerine reddedildiği, Davalı Karşı Tarafın haksız davalar açarak müvekkilden sözde markaya tecavüz iddiası ile tazminat talep ettiğini, müvekkili şirketin söz konusu markaların kullanılmaması nedeniyle SMK m. 9 ve 26 uyarınca iptalinde hukuki yararının bulunduğundan bahisle, öncelikle …, … ve … Tescil Numaralı Marka Tescil Belgelerinin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine, …, … ve … Tescil Numaralı Marka Tescil Belgelerinin 43. Sınıfta yer alan “… yiyecek içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri….” emtialarında 2004’ten bu yana, yani 5 yılı aşkın süredir ve kullanılmadığının tespiti’ne, davalının …, … ve … Tescil Numaralı Marka Tescil Belgelerinin 43. Sınıfta yer alan “… yiyecek içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri….” emtialarında 5 yılı aşkın süredir kullanılmadığından hükümsüzlüğü’ne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, zira davacının Ankara 1.FSHHM’nin 2008/136 E sayılı dosyasında müvekkilinin … markasının hükümsüzlüğü için açtığı davanın reddedildiğini, yine davacının Beyoğlu FSHHM’nin 2009/95 E sayılı dosyasında müvekkilinin … ve… numaralı … markalarının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğü için açtığı davanın da reddedildiğini, dolayısıyla aynı davanın yeniden açılamayacağını, davacının Yargıtay tarafından müvekkili lehine onaylanan tazminat ödemesine ilişkin kararını sekteye uğratmak için bu davayı açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; 04/10/2021 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, markaların tescilli olduğu, sahibine kullanım hakkı verdiği, üçüncü kişilere devir engelinin de mülkiyet hakkını kısıtlayacağı ve talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara davacı vekilince itiraz edilmiş ve mahkemece bu itiraz duruşmalı olarak incelenmiş, duruşmalı yapılan inceleme sonunda; 24/11/2021 tarihinde davada ispat külfetinin davalıya ait olduğu, davalının kullanımlarının yargılamayı gerektireceği gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İhtiyati tedbir talebinin sağlaması gereken özelliklerden birinin de uyuşmazlık hakkında açılan veya açılacak olan davanın etkinliğini temin edecek niteliğe sahip olması gerektiğini, davanın etkinliğini temin etmek ifadesiyle anlatılmak istenenin, esasen dava sonunda verilecek hükmün etkinliğinin temin edilmesi gerektiğini, yani verilecek olan karar, dava sonunda verilen kararın icrasını temin edeceğini, davalı karşı tarafın …, … ve … Tescil No ile tescilli ve taraflarınca iptali talep edilen markalarını kötüniyetli olarak devir ve temlik etmesi durumunda sicilde kayıtlı sahibi değişeceği ve ona karşı yeni bir dava ikame etmek zorunda kalacaklarının aşikar olduğunu, bu ise usul ekonomisine aykırı olduğu gibi müvekkil şirketin hem zaman hem de maddi kaybına sebep olacağını, davalı adına tescilli …, … ve … tescil nolu markaların devir ve temlikini önleyici mahiyette takdiren teminatsız olarak tedbir taleplerinin mahkeme tarafından reddi yönündeki karar, dava sonunda müvekkil şirket lehine alınacak kararın icrasını güçleştireceği için menfaatlerine haksız olarak aykırılık teşkil ettiğini, öte yandan üçüncü kişiler bakımından da tedbir kararının verilmesinin önem taşıdığını, davaya konu markaların iptal talebine konu olduğunu bilmeyen üçüncü kişilerin söz konusu markayı devralması halinde bu kişiler de iptal davası ile karşılaşabileceğini, zira üçüncü kişilerin iyiniyetinin korunmadığını, dolayısıyla hukuki güvencenin sağlanması açısından da davaya konu markanın devrine ilişkin tedbir konulması gerektiğini, son olarak belirtilmelidir ki gelinen aşamada davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmuş olmakla beraber davaya konu markaların kullanımına ilişkin herhangi bir delilin ortaya konulamadığını, dolayısıyla bu durumun da sayın Dairece markanın kullanılmadığına ilişkin yaklaşık ispatın mevcut olduğu yönünde değerlendirilmesini talep ettiklerini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. TPMK’dan celbedilen marka tescil belgelerine göre davalı adına tescilli … numaralı … + şekil markasının 03/06/2002 tarihinde 39,41 ve 43.sınıflarda, … numaralı … + şekil markasının 03/06/2002 tarihinde 39,41 ve 43.sınıflarda, … numaralı …- … – … + şekil markasının 03/10/2013 tarihinde 39,43 ve 44.sınıflarda tescilli olduğu, markaların halen sahibi adına geçerliliğini koruduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, kullanmama sebebine dayalı marka hükümsüzlüğü davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi dava konusu markaların üçüncü kişilere devir ve temlikinin teminatsız olarak önlenmesine ilişkindir. Mahkemece bu konudaki ihtiyati tedbir talebi reddedilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Dava konusu markanın devrinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı davada taraf değişikliğinin önüne geçilmesini amaçlayan bir tedbir türüdür. Bu haliyle usul ekonomisine uygun bir uygulamadır. Dolayısıyla mahkemece söz konusu markaların teminat karşılığı üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 4.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/379 Esas sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 192,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 354,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/03/2022