Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1545 E. 2022/2053 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1545 Esas
KARAR NO: 2022/2053
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2022
NUMARASI: 2021/1022 E. – 2022/295 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine 11/11/2014 tarihli 57.000,00 TL miktarlı çekin ödenmemesinden dolayı Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, davalının itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin Osmangazi/Bursa olduğunu beyan ettiğini, davalılardan birinin yerleşim yerinde icra takibi yapılabileceğini, diğer borçlunun adresinin Başakşehir olduğunu, yetki itirazının yasal dayanağının olmadığını, davalı borçlunun keşidecisi olduğu çekin ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, müvekkil ile davalı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, davalının çek bedelini ödemeyerek sebepsiz zenginleştiğini, davalının çek bedelini ödediğini ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, müvekkil firma tarafından keşide edilen çekin … Konut Yapı’ya verildiğini, ciro yoluyla davacı uhdesine geçtiğini, dava konusu çekin aracılık hizmetleri karşılığında komisyon ücreti olarak verildiğini, vadesinde ödenemeyeceği ilgilisine belirtilerek vade uzatımı talebinde bulunulduğunu, müvekkil firma tarafından … Organize Sanayi Şubesi … no’lu 15/01/2015 tarihli 61000,00 TL bedelli çek verildiğini, dava konusu çekin firmaya iade edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (… Esas): Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.02.2020 tarih ve 2019/323 Esas – 2020/61 Karar sayılı kararıyla; “İtirazın iptali davasında öncelikle geçerli bir takibin olması gerekir.Takip yapılan Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün yetkisine davalının itirazı nedeni ile icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı öncelikle incelendiğinde takip tarihindeki davacı ve davalı ile dava dışı takip borçlusunun adresleri ile itibari ile yetkili olmadığı, buna bağlı olarak da geçerli bir takip olmadığı kanaati ile davanın reddine” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 17/11/2021 tarih ve 2021/99 Esas – 2021/1933 Karar sayılı ilamı ile; “Her ne kadar huzurdaki istinafa konu ilk derece mahkemesi kararında davaya konu Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün yetkisine davalının yaptığı itirazın öncelikle incelenmesi gerektiği, buna göre bu yer icra dairesinin yetkili olmadığı, dolayısıyla da geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı Dairemizin ilk olarak yaptığı istinaf incelemesinde değerlendirilmiş ve icra dairesinin yetkisine yönelik davalı itirazının yerinde olmadığı belirtilmiştir. Buna göre icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu Dairemizin 03/05/2019 tarihli 2017/4757 E. – 2019/965 K.sayılı ilamıyla çözüme kavuşturulduğundan ve Dairemizin bu kararı dava şartına ilişkin olması nedeniyle kesin nitelikte bulunduğundan dosya kendisine yetkisizlikle gelen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bu hususun yeniden değerlendirilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararına yönelen temlik alan davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile temlik eden davacı vekilinin istinaf talebinin ise davada taraf sıfatı kalmadığından usulden reddine.” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2021/1022 Esas): Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.03.2022 tarih ve 2021/1022 Esas – 2022/295 Karar sayılı kararıyla; “Dava, çeke istinaden ciranta tarafından keşideciye karşı başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşıldı. Çek sebebiyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilse de taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın her türlü delille kanıtlanması mümkün hale gelir. Taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde ise hamilin dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nun 730. maddesi yollaması ile 644 maddesi uyarınca keşideci aleyhine sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak talebinde bulunması mümkündür. Böyle bir durumda ise keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davalı keşideci olup, çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerekmektedir. İspat yükü kendisine düşen davalı tarafça bu hususta delil bildirilmediği, sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği anlaşılmakla çek bedelini ödemekle yükümlü olduğu kabul edilmiştir. Hamil TTK’nın 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayanarak talepte bulunabileceğinden faizin ibraz tarihinden değil, keşidecinin takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından takip tarihinden faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekmektedir. Bu sebeple davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının 57.000 TL’lik asıl alacak kısmına itirazın iptaline, takibin 57.000 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 11.400 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava konusu çekin müvekkil tarafından keşide edilerek dava dışı … Konut San. Tic. Ltd. Şti. isimli firmaya aracılık hizmetleri karşılığında komisyon ücreti olarak verildiğini, ancak vadesinde ödenemeyeceği ilgilisine belirtilerek vade uzatımı talebi sunulduğunu, dava dışı firma yeni çek gönderilmesi karşılığında dava konusu çeki iade edeceklerini beyan etmesi üzerine müvekkil tarafından … San. Şub. … nolu 15.01.2015 tarihli 61.000-TL bedelli çekin yollandığını, Dava dışı firma çeki iade etmek yerine keşide tarihinin geçirilmiş olduğu hususunu da dikkate alarak, TTK’nun 644. madde hükmünden faydalanmak amacıyla dava konusu çeki ciro etmek suretiyle 3. şahıs konumunda olan davacıya devir ettiğini, davanın sadece müvekkile karşı açılmış olması işin aslının karşılıklı anlaşmaya dayalı olduğunun en açık göstergesi olduğunu, Taraflar arasındaki ticari defter ve kayıtların incelenmemesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasındaki gerçek borç-alacak ilişkisinin ancak tacir olan tarafların defterlerinin incelenmesi ile açıklığa kavuşturulabileceğini, mahkemenin eksik inceleme ile hatalı karar verdiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyanda; davacı tarafından … Sanayi ve davalı … İnşaat aleyhine 11/11/2014 tarihli 57.000,00 TL bedelli çeke istinaden, 57.000,00 TL asıl alacak, 5238,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.238,06 TL’nin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin yetki ve borca itiraz üzerine durduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, süresinde bankaya ibraz etmediği çeke dayalı olarak başlattığı icra takibine davalıların itirazı üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı taraf, davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, icra takibine yönelik itirazın haklı olduğunu beyanla davanın reddini istemişlerdir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…davalı keşideci olup, çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerektiği, davalı tarafça bu hususta delil bildirilmediği, sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği anlaşılmakla çek bedelini ödemekle yükümlü olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile icra dosyasında davalının 57.000 TL’lik asıl alacak kısmına itirazın iptaline, takibin 57.000 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı bankaya ibraz edilmediği için kambiyo senedi vasfını yitirmiş olan 11/11/2014 keşide tarihli ve 57.000,00 TL tutarlı çeke dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış, davalı keşidecinin itiraz etmesi üzerine işbu itirazın iptali davasını açmıştır. Mahkemece yapılan yargılamanın bu kapsamda olduğu, takipte gösterilen alacak sebebiyle bağlı kalınarak inceleme yapılarak sonuca gidildiği, mahkemenin hukuki nitelemesinde ve taleple bağlılık kuralı kapsamında usule aykırılığın bulunmadığı görülmüştür. İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. HMK.190/2.maddesinde, “Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup; somut olayda olduğu gibi “Süresinde muhataba ibraz edilmeyen çek nedeniyle hamilin, temel ilişkiye dayalı olarak ‘sebepsiz zenginleşme’ hükümlerine göre düzenleyene müracaat etmesi halinde, ispat yükü davalı keşidecidedir. Buna göre davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini veya borcu ödediğini ispatlaması gerekmektedir. Davalı keşideci tarafından sebepsiz zenginleşmediği veya borcun ödendiği hususunu ispatlamaya elverişli bir delilin sunulmadığı anlaşıldığından, mahkemece ispat yükünün davalıda olduğunun tespitiyle mevcut delil durumu itibariyle davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 3.893,67 TL harçtan, peşin alınan 973,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.920,26 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/12/2022