Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1539 E. 2022/1985 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1539 Esas
KARAR NO: 2022/1985 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2022
NUMARASI: 2020/249 E. – 2022/389 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; … İnş. … San. ve Tic. A.Ş. firmasının müvekkili firma ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borcu için … Bank İstoç Şubesi’nin … seri numaralı, keşide yeri İstanbul, 30/09/2014 tarihli, 10.000,00-TL bedelli olan çeki keşide ettiğini ve bu çeki müvekkili firmaya teslim ettiğini, daha sonra müvekkili firmanın bu çeki “… San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ne “emrine Ödeyiniz” şeklinde ciro ettiğini ve çeki firmaya kargo yolu ile gönderdiğini, ancak bu firma tarafından 02/07/2014 tarihinde müvekkili firmaya, iş bu davaya konu edilen çekin ellerine ulaşmadığı bilgisi verildiğini, hemen akabinde 03/07/2014 tarihinde ilgili çekin iptali amacıyla Düzce 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/287 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası ikame edildiğini ve ilgili çek bakımından “ödemeden men talimatı”nın ilgili bankaya gönderildiğini, çekte cirosu bulunan ilgililer bakımından Düzce C.Başsavcılığı ‘na şikayette bulunulduğunu, … esasına kaydedilen dosya ile tahkikata başlandığını, daha sonra Düzce 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2014/287 esas sayılı çek iptali davasına davalı … firması tarafından müdahillik talebinde bulunulduğunu ve çekin davalının elinde olduğu bilgisinin öğrenildiğini, çekte son olarak “… San. ve Tic. Ltd. Şti.” nin cirosu olması gerekirken bu şekilde bir ciro olmadan çekin davalı eline geçtiğini, davalının ağır kusurlu olduğunu, davalı tarafından ciro silsilesinin incelenmediğini, incelenseydi ciro silsilesinin kopuk olduğunun davalı tarafından da anlaşılacağını, beyanla davalıdan … bank İstoç Şubesi’nin … seri numaralı, keşide yeri İstanbul, 30/09/2014 tarihli 10.000,00 TL bedelli çekin istirdadına, yargılama aşamasında davaya konu çekin davalı tarafından tahsil edilmesi durumunda çek bedelinin keşide tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Haksız ve mesnetsiz davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın esasına girilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2017 tarihli 2016/331 Esas-2017/979 Karar sayılı kararıyla; “…dava tarihinden sonra çek aslının dava dışı varlık yönetim şirketine devredilmiş olması karşısında davanın davalı yönünden takip ve devamı mümkün olmadığı, davacının temlikin geçersiz olduğuna ilişkin iddiasının yerinde olmadığı, ayrıca davacı vekilinin duruşmadaki beyanında çek aslının ilgili varlık yönetim şirketinden celbini talep ettiği, çek aslının mahkemece incelenmesi gerektiği bildirilmiş ise de davacının talep sonucu çek istirdadına ilişkin olup, talebin niteliği itibariyle davaya, davalı Faktoring şirketi yönünden devamının mümkün olmadığı, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği” gerekçesiyle ; davacının davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dairemizin 06/04/2020 tarihli 2020/689 E. – 2020/796 K. sayılı ilamıyla;”…Somut olayda dava konusu çek dava tarihinden sonra temlik edildiğinden, ilk derece mahkemesince, davacı vekiline HMK 125/1 maddesince davayı temlik alan üçüncü kişiye yöneltmek isteyip istemediği sorulduktan sonra, davacının seçimine göre usuli işlemlere devam etmesi gerekirken, talebin niteliği itibarıyla davalı Faktoring şirketine karşı davanın devamının mümkün olmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın davacıya HMK 125/1 maddesi gereğince seçimlik hakkı açıklattırıldıktan sonra usuli işlemlere devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, istinaf kaldırma ilamı doğrultusunda, davacı vekiline HMK 125. Madde gereğince seçimlik hakkını kullanmasının ihtar edildiği, davacı vekilinin 17/06/2020 tarihli dilekçe ile dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen … A.Ş yerine HMK m.125 gereğince … A.Ş’ nin davalı olarak gösterildiği , … A.Ş’ nin de … A.Ş ile birleştiği, devamında … A.Ş çatısı altında birleşmeye ilişkin bilgisinin 23/11/2020 tarihli beyan dilekçesinden anlaşıldığı, gerekçeli karar başlığında temlik alan şirketin son unvanına davalı sıfatıyla yer verildiği anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2022 tarihli 2020/249 E. -2022/389 K. sayılı kararıyla; “…Somut olayda; davacı, dava dışı …. A.Ş. lehine keşide ettiği çekin dava dışı …A.Ş.’ye ciroladığı kendisi tarafından cirolanması sonucunda kargo ile gönderildiği, çekteki ciranta …A.Ş.’nin cirosunun sahte olması nedeniyle ciranta silsilesinin bozulduğunu, bu nedenle çekin istirdatını talep ettiği, davacının kendi imzasının geçersizliğine dayanmadığı, dava dışı lehine ciro yaptığı cirantanın imzasının geçersizliğini iddia ettiği, davacı tarafça dava dilekçesinde, çekin hamili olan temlik eden davalı konumundaki faktoring şirketinin 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki sorumluluklarına aykırı hareket ettiği iddiasına ise ayrıca dayanılmadığı, dava sebebi olarak yalnızca kendisinden sonra gelen cirantanın imzasının geçersizliğinin dava konusu edildiği, Lehtar davacının çekteki imzasını inkar etmediği, TTK’nın 687. maddesi uyarınca davacının, ara cirantalar ve hamilin, dava konusu çeki, lehtarın ciro imzasının sahih olmadığını bilerek devraldıklarını ispat etmesi gerektiği, bu hususun bilinmesi gereken anın, çekin devralındığı an olduğu, ispat yükü davacı tarafta olup, dosya kapsamı ile lehtar davacının, hamilin dava konusu çeki, lehtar imzasının geçersiz olduğunu bilerek devraldıkları ve davacıyı zarara uğratmak maksadıyla hareket ettiklerini ispatlayamadığı, ayrıca imzaların istiklali prensibi uyarınca ciranta imzasının geçersiz olmasının sadece sahibi yönünden sonuç doğuracağı, davacının ciranta imzasının geçersiz olduğunu ileri süremeyeceği, … TTK’nın 792. maddesi uyarınca davalı şirketin kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğuna ilişkin davacı tarafça sunulan bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davaya konu çeki “…San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ne “emrine Ödeyiniz” şeklinde ciro ettiğini ve çeki firmaya kargo yolu ile gönderdiğini, ancak bu firma tarafından çekin ellerine ulaşmadığı bilgisi verilmesi üzerine, çekin iptali amacıyla Düzce 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/287 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası ikame edildiğini ve savcılığa şikayette bulunduklarını, çek bakımından “ödemeden men talimatı”nın ilgili bankaya gönderildiğini, çek iptali davasında çekin … firması tarafından müdahillik talebinde bulunulması üzerine bu davanın açıldığını, davada TTK 677 hükmünün uygulanmasının mümkün bulunmadığını, TTK 792 hükmü gereğince çekin müvekkiline verilmesi gerektiğini, çekin emrine ciro edildiği “…San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin çekte cirosunun bulunmadığını, TTK 778. Maddesi yoluyla emre muharrer senetlere uygulanan 684. Madde hükmünden anlaşılacağı üzere, emre muharrer senetlerdeki hakların, ancak usulüne uygun ciro ve teslim ile iktisap edilebileceğini, davalı firmanın tacir olduğu düşünüldüğünde, davalı tarafından ciro silsilesi incelenmediğinden ağır kusurlu olduğunun sabit olduğunu, mahkeme kararının aksine dava dilekçesinin 3. Paragrafında, “Davalının çeki teslim aldığı kişi ile arasındaki ilişkiyi (mal veya hizmetin satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belge ile alacağını tevsik etse dahi) kanıtlasa dahi ağır kusurlu olduğu gerçeği değişmeyecektir. Çünkü çek metninden kolaylıkla anlaşılabileceği gibi ciro silsilesi incelenmemiştir. Bu nedenle ağır kusurludur.” şeklinde açıklamalarının bulunduğunu, 6361 Sayılı yasanın 9/2. Maddesi gereği davalı faktoringe, temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğü yüklendiğini, TEK 790 maddesi kapsamında da faktoring şirketinin, ciro silsilesinde dış görünüşte kopukluk olup olmadığını incelemekle mükellef olduğu tartışılamayacak bir yükümlülük olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davaya konu çek fotokopisinin dosya içerisinde bulunduğu, … Bank İstoç Şubesi’nin … seri numaralı, keşide yeri İstanbul, 30/09/2014 tarihli, 10.000,00-TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı … San. ve Tic. A.Ş., lehtarın davacı şirket olduğu çekin lehtar davacı tarafından “…San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ne “emrine Ödeyiniz” şeklinde ciro edildiği, çekin arkasında … Şirketinin cirosunun bulunmadığı, sırasıyla; … Tic. Ltd. Şti., … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.,…. San. Tic. A.Ş., … San. Tic. Firmasının ve … A.Ş.’nin cirosunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça dosyaya … San. Tic. Firması ile yapılan Faktoring Sözleşmesi ile 29/06/2014 tarihli 10.015,90 TL bedelli, … tarafından … Kimya Şirketine düzenlenen fatura örneğinin sunulduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Çek istirdadı talepli davada, ilk derece mahkemesince Dairemizin 06/04/2000 tarihli kaldırma kararından sonra, temlik alan şirkete davanın yöneltildiği ve yapılan yargılama sonunda, davacı tarafça davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, çekte ciro silsilesinin kopuk olduğunu, davalı Faktoring Şirketinin çek metninden ciro silsilesinin kopuk olduğunu görebileceğini, çekin iktisabında ağır kusurlu olduğunu, bu hususun dava dilekçesinde de ileri sürüldüğünü, mahkemece ciro silsilesindeki kopukluğun incelenmediğini ileri sürmüştür.İlk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde, davacı tarafça lehtar imzasının inkar edilmediği, dava dışı lehine ciro edilen … A.Ş.’nin cirosunun sahte olduğunun ve geçersizliğinin ileri sürüldüğünü, davalının 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki sorumluluklarına aykırı hareket ettiğinin ileri sürülmediğini açıklamışsa da, davacı tarafça … A.Ş. ‘nin cirosunun sahte olduğunun değil, cirosunun bulunmadığı, ciro silsilesinde kopukluk olduğunu ve bu şekilde çeki devralan Faktoring Şirketinin ağır kusurlu olduğunun ileri sürüldüğü anlaşılmakla, mahkemenin davanın hukuki temelini tespitte hataya düştüğü kanaatine varılmıştır. Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılmış bulunan çek istirdadı istemine ilişkindir. Davacı lehtar, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, davalı ise çekin yetkili hamili olduğunu ileri sürmüştür. Çekte hak sahibi olabilmek için yetkili hamil olmak gerekir. 6102 sayılı T.T.K.’nun 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Bu maddeden de anlaşıldığı üzere bir çeki elinde bulunduran kişi yetkili hamil olduğunu yani çek üzerindeki hakkın kendisine ait olduğunu çek üzerinde bulunan birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile ispat edebilir. Çek üzerindeki cirolar birbirini takip etmiyor veya ciro zincirinde bulunan cirolardan biri geçersiz veya sahte olması dolayısı ile ciro zincirinde kopukluk olması durumunda çekteki hak, kopukluktan sonraki kişilere geçmeyeceği için ciro zincirinde kopukluk olan çeki elinde bulunduran hamil yetkili hamil sayılamaz. Davalının yetkili hamil olması için 6102 sayılı TTK’nın 686. maddesi hükmüne göre, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterli ise de; dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda kopukluk bulunduğu, davacı lehtar tarafından çekin emrine ciro edildiği … A.Ş.’nin cirosunun bulunmadığı, ciro silsilesindeki kopukluğun senet metninden ilk bakışta anlaşıldığı, davalı hamil Faktoring Şirketinin (temlik alan … A.Ş’nin) çeki iktisabında ağır kusurlu olduğu, dosya kapsamında bulunan çek teslim tutanağından keşideci tarafından çekin davacı lehtar şirkete teslim edildiği anlaşılmakla, davalının 6102 sayılı TTK’nın 792. Maddesi gereğince çeki geri vermekle yükümlü olacağı kanaatiyle davanın kabulüne, davaya konu çekin davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 17/05/2022 tarihli 2020/249 E. – 2022/389 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-DAVANIN KABULÜNE, 4-Davaya konu … Bank İstoç Şubesi’nin … seri numaralı, keşide yeri İstanbul, 30/09/2014 tarihli, 10.000,00-TL bedelli çekin davacıya iadesine,5-İlk derece yargılaması yönünden;a-Alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 512,32 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,b-Davacı tarafından yapılan 248,18 TL harç, 173,20 TL ilk derece posta gideri olmak üzere toplam 421,38 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,c-Davalı … A.Ş tarafından yapılan 68,70 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,ç-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, d-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,4-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacı vekilinin istinaf istemi kabul olunmakla, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,b-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 93,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 313,70 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,ç-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/11/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.