Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1517 E. 2022/1892 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1517 Esas
KARAR NO: 2022/1892
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/108Esas, 15.06.2022 tarihli ara karar
DAVANIN KONUSU: Markaya Tecavüz, Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle, “…” markasının arı sembolü ile birlikte TPMK nezdinde tescilli olduğunu, İTÜ kelimesinin müvekkili ile özdeşleştiğini, davalılar tarafından ” …” ismiyle işletilen eğitim kurumunda İTÜ kelimesini ve arı sembolünü kullandığını, markanın eğitim alanında da tescilli olduğunu, 5072 sayılı Dernekler ve VAkıfların Kamu kuruluşları ile İlişkileine dair Kanun’un temel ilkeler başlıklı 2-1 md gereğince “Dernek ve vakıfların kamu kurum ve kuruluşların ismini alamayacağını, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan dernek ve vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili aldıkları isimler ile tüzük ve senetlerindeki kamu görevlilerinin unvanlarını kullanma haklarının saklı olduğunun düzenlendiğini,davalı vakfın işetmelerinin müvekkilinin ismini kullanamayacağını, böyle birkullanımın kamuoyunda bu kursun sevk ve idaresinin Üniversite tarafından yapıldığı v ekursun Üniversiteye bağlı olduğu izlenimi uyandıracağını, vakfın 1989 yılında Elektrik ELektronik Fakültesinde yürütülen mikroelektronik ve diğer ileri teknoloji alanındaki faaliyetler ile ilgili ARGE çalışmalarını desteklemek için kurulmuş olsa da geçen zaman içinde amacından saptığı, YKS sınavına yönelik üniversiteye hazırlık amaçlı kurslar açmanın bu amaçla kitap bastırmanın Üniversite isminin kullanılmasının ileri teknoloji alanında eğitim araştırma faaliyetlerin enasıl destek olacağının anlaşılamadığını, kullanımın kötüniyetli olduğunu, vakıf il eüniversite arasnda herhangi bi rbağlantı olmadığınu,bu durumun inversit eiçin çekilmez hal aldığını, Kanun’en sağlanan vergi muafiyeti, teşvik ve ayrıcalıklardan yararlanıldığını, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı’na da başvuru yapıldığını, davalı vakfın markasının SMK 5,6, 25 md gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, hhhp://…com sitesinde üniversiteye bağlı izlenimi uyandırıldığını, … Dergisinin mayıs 2022 sayısında; İstanbul Teknik Üniversitesi ile bağlantısı varmış gibi hareket edildiğini, belirterek neticeten davalıların marka hakkına tecavüz teşkil eden her türlü fiilinin tespitine, durdurulmasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini ve tecavüz fiillerinin dava sonuna kadar engellenmesi suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; İtü markasının rektörlüğe ait olmaıdğını, İStanbul Teknik Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Birimi’ne ait olduğunu, … markasının da müvekkiline ait olmadığından pasif husmeti olmadığını, …’NIN 20.10.1989 Tarihli vakıf senedinin tasdiki ile kurulduğunu, kurucular arasında İTÜ Rektörlüğü’nün de yer aldığını, Vakfın kuruluş amacının uygulamaya dönük her türlü eğitim programları ile meslek veya hizmet içi eğitim ve geliştirme programları düzenlemek, yürütmek, bu hususlarda yardımcı olmak, bilimsel ve teknolojik araştırma, geliştirme, uygulama ve· eğitim merkezleri açmak ve işletmek, Bilimsel araştırma, geliştirme, uygulama, eğitim ve öğretim çalışmalarını kısmen veya tamamen finanse etmek, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesinin ihtiyacı olan her türlü yayınları, eğitim, öğretim, araştırma ve uygulama levazımını, donanımını, araç ve gereçlerini temin etmek, bunları edinilme1erine yardımcı olmak, Eğitim kurumu kurmak veya kurulmuş eğitim kurumlarına ortak olmak ve sair hususlara yer verildiğini,… tescil nolu … markasına başvuru tarihi 03.09.2021, tescil tarihi ise 11.01.2022 olup, bu tarihler arasında davalı …’nın yönetim kurulu başkanlığını davacı … Rektörlüğün yürüttüğünü, 2004 tarihli Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair 5072 Sayılı Kanunun Geçici 2. Maddesinde “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan dernek ve vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili almış oldukları isimler ile tüzük ve senetlerindeki kamu görevlilerinin unvanlarını kullanma hakları saklıdır.” hükmüne rağmen, davalı vakfın kuruluşunda yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörülüğü’nün işbu davayı açması haksız ve kötü niyetli olduğunu, Vakıfın kuruluş amacına uygun olarak eğitim ve öğretim faaliyetlerine katkıda bulunmak için … adlı markayı aldığını ve aktif şekilde kullanmakta olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir. Davalı … TİC AŞ vekili davaya cevabında özetle; Davanın arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeni ile usulden reddi gerektiğini, … markasının diğer davalı adına tescilli olduğunu, 02.02.2021 Taaihli lisans sözleşmesi gereğince münhasır yetki tanındığını, müvekkilinin … isimli marka için tescil başvurusunda bulunduğunu, Dernek ve vakıfların elde ettikleri kazancın vergisini ödemek kaydı ile ticaret yapabileceğini, müvekkilinin kullanımının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince 15.06.2022 Tarihli ara kararı ile ; “…Tüm dosya kapsamı, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluşmadığına kanaat getirilmekle davacının tedbir talebinin reddi…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; – Davalıların eğitim öğretim alanında İTÜ markasını kullanmasının; eğitim faaliyetlerinde Üniversite ile bir bağı varmış gibi izlenim yaratarak tüketicileri ve kamuoyunu yanıltmakta olduğunu, Eğitim hizmeti verilen yerde müvekkilinim markasının taklit edilmekte olduğunu, Davalı Vakıf’ın 1989 yılında Elektrik Elektronik Fakültesi’nde yürütülen mikroelektronik ve diğer ileri teknoloji alanındaki faaliyetlerle ilgili ARGGE çalışmalarını desteklemek için kurulmuş olsa da, geçen zaman içinde amacından saptığını, YKS sınavına yönelik Üniversiteye hazırlık amaçlı kurslar açmanın, üniversiteye hazırlık kitapları bastırmanın ve başka şirketlere bu amaçla Üniversitenin ismini kullandırmanın ileri teknoloji alanında eğitim araştırma faaliyetlerine nasıl destek olacağının anlaşılamadığını, Kullanımın kötü niyetli olduğunu, Vakfın eğitim öğretim alanında tanınırlığı ve bilinirliği bulunmadığını, İTÜ”nün dünya çapında eğitim öğretim alanında herkesçe tanındığını, Ancak davalı vakfin İTÜ’nün markasını bu şekilde kendi adının kullanımıymış gibi göstererek kullanmasının ayrıca Üniversitenin adını içeren tanınırlığı olan markayı kendi adına tescil ettirmiş olması SMK’nun 5, 6 ve 25, maddeleri kapsamında olduğunu, Davalı vakfın; vakıf mefhumundan uzaklaşılarak, adeta Türk Ticaret Kanuna göre kurulmuş kazanç amacı güden bir şirket şeklinde hareket ettiğini, dilmektedir. Bu durumun Üniversite açısından çekilmez hale geldiğini, Url adresi verilen internet sitesinde; adı geçen vakfın yetkilileri tarafından üniversite zararına olarak, bilişim sistemleri aracılığıyla İTÜ ETA Vakfi Kursu, Yayınları adıyla müvekkili üniversite ile ilişkili olduklarını iddia ederek kamuyu aldatıp, fayda sağlaması sebebiyle müvekkili üniversitenin izin ve onayı alınmadan maddi ve manevi açıdan zarara uğratılmakta olduğunu, Davalılar arasında 02.02.2021 tarihli sözleşme ile; İTÜ ETA Vakfiı adıyla kurs merkezleri, dershaneler açılması, dergi broşür, kitap yayınlama, dijital ortamda ve sosyal medyada yayın ve reklam yapma faaliyetlerinde bulunmak üzere …nın isim ve logosunun eğitim öğrelim ve yayın sektöründe faaliyetlerine izin verildiğini, davalı şirket tarafından reklam, tanıtım ve yayınlarda Üniversitenin isim, logo ve köklü geçmişine atıf yapılarak marka değeri ve eğitim, öğretim sektöründeki tanınırlığının kötü niyetle kullanılmaya çalışıldığını, Belirtilen ihlaller halen devam etmekte kursun franchise verdiği bilgisi sitede yer aldığını, ihtiyati tedbir için yaklaşık bir kanaatin yeterli olduğunu, Davalıların marka hakkına tecavüz niteliğindeki her türlü fiillerinin (internet sitesi, sosyal medya hesapları, yazılı ve görsel her türlü içerik) durdurulması, ihtiyati tedbire hükmedilerek tecavüz fiillerinin dava sonuna kadar engellenerek davalıların mevcut haliyle üçüncü kişileri yanılımasının, franchise vermek suretiyle ihlalin boyutlarını daha da arttırmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı olarak tecavüzün durdurulması, meni, maddi manevi tazminat istemlerine ilişkin olarak açılmıştır. İlk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, İTÜ tanınmış markasının ve arı sembolünün davalılar tarafından taklit edilerek kötüye kullanıldığını, geçen zaman içinde amacından saptığını, bu durumun çekilmez hale geldiğini ileri sürerek dilekçesi ekinde bir kısım kullanımlara ilişkin görseller sunmuş, internet sitelerindeki kullanımlara da dayanmış; davalı Vakıf ise ihtarnameye cevabında vakıf adına tescilli bir kısım markalar olduğunu iddia etmiştir. 5072 sayılı Kanun’un geçici 2.md ne göre “Bu Kanun’un yürürlüğünden önce kurulan dernek ve vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili almış oldukları isimler tüzük ve senetlerdeki kamu görevlilerin unvanlarını kullanma hakkı saklıdır” şeklindeki hükmü de gözetildiğinde; mahkemece vakıf senedi ve tarafların marka kayıtları getirtilerek internet sitelerindeki marka kullanımlarını da kapsayan bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra ihtiyati tedbir isteminin değerlendirilmesi gerekirken, dosya üzerinden yapılan inceleme ile ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-İlk derece mahkemesinin 15.06.2022 Tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Bilirkişi raporu alındıktan sonra ihtiyati tedbir isteminin mahkemece değerlendirilmesine, 3-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 56,50-TL tebligat ve posta giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.