Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1469 E. 2022/2088 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1469 Esas
KARAR NO: 2022/2088
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2022
NUMARASI: 2020/670 2022/324
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile Davalı … ve dava dışı … arasında imzalanan sözleşmenin 3. Maddesine göre; müvekkili tarafından tanzim edilecek bir adet 31.12.2012 vadeli toplam 43.000- dolar bedelli senet imzalanarak davalıya teslim edileceğini, Sözleşme gereğince müvekkili tarafından düzenlenen 31.12.2012 tarih ve 43.000- dolar bedelli senedin, daha sonra davalıya teslim edildiğini, Müvekkili tarafından tanzim edilerek davalıya verilen 31.12.2012 tarih ve 43.000-dolar bedelli senet borcunun; davalının bizzat kendisine ve imza karşılığı olmak üzere belirli tarihlerde yapılan ödemeler neticesinde ödendiğini ve müvekkilinin davalıya yaklaşık 7.000- dolar ( 12.571,30-TL) borcu kaldığını, Bu miktar dışında ki toplam 36.000-dolar (64.652,40-TL) tutarında ki borcun ise daha önce dolar kuru üzerinden ödenmiş olduğundan ödeme tutarı kadar talep edilen borca itiraz edildiğini ve yargılama sonunda bu miktarın iptalini talep ettiğini, Davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibi haksız ve kötü niyetli olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı İcra takip dosyası ile başlatılan İcra takibi nedeniyle; Davalı alacaklıya yapılan 36.000-dolar (64.652,40-TL) miktarında ki borcun ödendiğinin tespiti ile bu miktar borcun iptaline; İcra takibi sonucunda, haksız olarak talep edilen fazla miktar için % 20 den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili aralarında yapmış oldukları sözleşme gereği davacı tarafından müvekkiline 31/12/2013 ödeme tarihli 43.000,00 USD (Amerikan Dolan) meblağlı senet verildiğini, söz konusu senet borcu vadesi gelmesine rağmen ödenmediğinden davacı aleyhine 36. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/213-222 D.İş sayılı kararı ile İhtiyadi Haciz karan alınıp, Söz konusu bu karar gereği İstanbul … icra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip numarasıyla borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, Davacının tüm taleplerinin dayanağını oluşturan belgenin kötü niyetli davacı tarafından üzerinde tahrifat yapılmış olan ve söz konusu 31/12/2012 vade tarihli senet borcuyla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan bir belge olup delil başlangıcı niteliği dahi taşımadığını, Davacının söz konusu belgesinde yer alan sıra no kısmında 23/4 yazan 12.500 $ olarak gösterilen ödeme 2.500 $ olup davacı tarafından ön tarafına 1 rakamı eklenerek 10.000$ bir artış sağlandığını, Yine aynı belgede sıra no kısmında 21/3 yazan 13.000 $ olarak gösterilen ödeme 3.000 $ olup davacı tarafından ön tarafına 1 rakamı eklenerek 10.000 $ bir artış sağlandığını, Davacının yapmış olduğu ahlaka ve hukuka aykırı eklemelerle hem söz konusu belgede yer alan ödemelerle İcraya konu senet arasında illiyet bağı kurmaya çalıştığını hem de borcun büyük bir kısmını ödenmiş göstererek müvekkilini kötü niyetli göstererek borçtan kurtulmaya çalıştığını, davanın reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline, davacı hakkında % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 12/12/2016 tarih ve 2014/725 Esas 2016/743 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin 17/11/2020 tarih ve 2017/6254 Esas 2020/1934 Karar sayılı ilamında; ” Davacının delil olarak sunduğu; kasa defter örneğinin grafolog bilirkişi incelemesinde 21.03.2013 tarihli 13000 USD bedelli, 23.04.2013 Tarihli 12.500USD bedelli yazıların başına “1” rakamının sonradan eklendiği tespit edilmiştir. Bu durumda senette yapılan tahrifatların hiç yapılmamış gibi değerlendirme yapılması ve 12.500 ve 13.000USD lik ödemelerin 2500USD ve 3000 USD olarak değerlendirilmesi gereklidir. Davalı ödemelerin başka bir borca ilişkin olduğunu iddia etmiş ise de; bu hususta delil sunmamıştır. Bu durumda senet vade tarihinden sonraki ödemelerin senede ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece; dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek 43.000USD asıl alacağın bononun vade tarihinden ödeme tarihleri dikkate alınarak icra takip tarihine kadar dönem için işlemiş temerrüt faizinin bulunması ile birlikte icra dosyası harç, vekalet ücreti gibi giderleri için dosya kapak hesabı yaptırılarak dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti ile, halen borç var ise harçlandırılan taleple bağlı kalınarak bu borç miktarı üzerinden davanın reddine, bakiyesi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” şeklindeki gerekçe ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “….Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı takip dosyasından takip tarihi itibari ile takip talebinde belirtilen asıl alacağa ilişkin 26.366,21 TL ve faize ilişkin 827,38 TL talep yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Haksız yere takip konusu yapılan asıl alacağa ilişkin 26.366,21 TL ve faize ilişkin 827,38 TL’nin toplamı olan 27.139,59 TL’nin %20 si olan 5.438,71 TL’nin İ.İ.K 72/5 md gereği davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Dosyamızdan takip dosyasına yönelik herhangi bir tedbir kararı verilmediğinden, davalı vekilinin reddedilen dava değerine ilişkin kötü niyet tazminatı talebinin İ.İ.K 72/4 md gereği reddine,..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkeme davacının reddedilen davası açısından devam eden icra takibi açısından hesaplama yaparken dolar kurunu takibin açıldığı tarihteki kur üzeürnden hesaplamış olup söz konusu hesaplama tekniğinin hukuka aykırı ve adaletten uzak olduğunu, söz konusu takibin dolar/döviz takibi olup söz konusu hesaplamanın bugün ki kur üzerinden yada borcun ödeneceği tarihteki kur üzerinden yapılması gerektiğini, takip talebinde de görüleceği üzere takibe dayanak para birimi dolar olup şuan ki dolar kuru düşünüldüğünde ortaya çıkan rakam ile mahkemenin hesapladığı rakam arasında fahiş farklar oluştuğunu,davacının tüm taleplerinin dayanağını oluşturan belgenin kötü niyetli davacı tarafından üzerinde tahrifat yapılmış olan ve söz konusu 31/12/2012 vade tarihli senet borcuyla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan bir belge olup delil başlangıcı niteliği dahi taşımadığını, söz konusu belgede öncelikle “31/12/2012 vadeli senede karşılık yapılan ödemeler” adı altındaki kısımın sonradan eklendiğini, söz konusu belgede yer alan ödemeler icra takibine konu senede binaen yapılmış ödemeler olmayıp davacı söz konusu ödemeleri takip konusu senede ait ödemeler gibi göstermek adına sonradan böyle bir ekleme yaptığını, davacı ile müvekkil arasındaki alacak borç ilişkisi sadece bu senette yazılı olandan ibaret olmadığını, söz konusu belgenin müvekkile daha önce yapılan ödemeleri gösterir belge olduğunu, davacının söz konusu belgesinde yer alan sıra no kısmında 23/4 yazan 12.500 $ olarak gösterilen ödeme 2.500 $ olup davacı tarafından ön tarafına 1 rakamı eklenerek 10.000$ bir artış sağladığını, yine aynı belgede sıra no kısmında 21/3 yazan 13.000 $ olarak gösterilen ödeme 3.000 $ olup davacı tarafından ön tarafına 1 rakamı eklenerek 10.000 $ bir artış sağlandığını, tüm bu hususların imza incelemesi ile ortaya çıktığını, davacı yapmış olduğu ahlaka ve hukuka aykırı eklemelerle hem söz konusu belgede yer alan ödemelerle icraya konu senet arasında illiyet bağı kurmaya çalışmakta hem de borcun büyük bir kısmını ödenmiş göstererek müvekkili kötü niyetli göstererek borçtan kurtulmaya çalıştığını, Mahkemenin tüm bu hususları dikkate almaksızın davayı kısmen kabul ettiğini, üstüne üslükde hesaplamayı o zaman ki kur üzerinden yaptığını, Mahkemenin yapması gereken dolar cinsinden borcu belirlemek olup bunun dışına çıkarak kuruda 10 yıl öncesinin kuru üzerinden/ takibin açıldığı tarihteki kur üzerinden yapmış olmasının hakkaniyet dengesini kötü niyetli davalı lehine bozmuş üstelik lehlerine de reddedilen dava üzerinden lehlerine kötü niyet tazminatına hükmetmemiş olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyada; alacaklı … tarafından … aleyhine 77.223,70TL asıl alacak, 3.586,67TL faiz, 129,00TL komisyon, 313,05TL ih masrafı+vekalet ki toplam; 81.252,42TL alacağın asıl alacağa takipten itibaren %13,75 faizi ile tahsili için kambiyo senedine dayalı ilamsız takip başlatmıştır. Takibe konu 43.000USD’lik bonoda keşideci …, lehtar …, tanzim tarihi.17.05.2012, vade tarhi. 31.12.2012’dir. Davacının delil olarak sunduğu sözleşmede; taraflar …, … ve … olup sözleşmeye göre 89.930 Dolar alacağımızın tahsilatı … tarafından yapıldıkça taraflar arasında eşit oranda paylaşılacaktır. Kasada bulunan 21.000Dolar taraflar arasında eşit oranda paylaşılacaktır…. …’e alacağının karşılığı olan 43000DOlar karşılığında … tarafından 31.12.2012 vade tarihli senet verilecek…. Senetler vadesi gelinceye kadar kullanılmayacak, tahsilatların vade gelmeden gerçekleşmesi halinde ve … ile …’ın alacaklarını alması sonucunda senetler …’a iade edilecektir….” şeklindedir. Davacının delil olarak sunduğu kasa defter fotokopisinde ; 31.12.2012 vadeli senede karşılık yapılan ödemeler başlığı ile; Halile ödenen 2500 USD Halile ödene 12500 USD, Ödeme 10000TL 5500USd, Ödeme Halile 2500 USd , Halile ödeme 13000USD yazılı olup karşılarında imza mevcuttur.Davalı yanca kabul edilen ödemeler; 13.07.2012 tarihli 5.500USD, 01.01.2013 Tarihli 2500USd ve 21.01.2013 tarihli 3000USD bedelli ödemelerdir. Grafolojik rapora göre; davacının iddiasına konu 13000USD ve 12500USD bedelli ödemelere ilişkin 1 rakamı sonradan eklenmiştir.Kaldırma kararımızdan sonra mahkemece alınan Raporda; davacının davalıya toplam borcu dava tarihi itibariyle 50.618,57 + 5.818,04 = 56.436,61 TL olarak hesaplanmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekilinin istinaf istemleri; mahkemenin hesaplama yaparken takibin açıldığı tarih üzerindeki kuru dikkate almasının yerinde olmadığı, hesaplamanın bugünki kur üzerinden yapılması gerektiği, davacının kötüniyetli olarak tahrifat yaptığı, ödemelerin icra takibine binaen yapılan ödemeler olmadığı, kötüniyet tazminatına hükmetmemesinin yerinde olmadığına yöneliktir. Davaya konu takip dosyası incelendiğinde; takibin dayanağı olarak 43.000USD bedelli bono gösterilmiş ise de; takibin Türk lirası üzerinden başlatıldığı, davalının 77.223,70Tl asıl alacak ve ferileri toplamı 81.252,42TL nin %13,75 yıllık faizi ile tahsilini talep ettiği görülmektedir. Takip, Türk lirası üzerinden başlatıldığından güncel kurun esas alınması istemi yerinde görülmediği gibi mahkemece USD ile yapılan kısmi ödemelerinin, ödendiği tarihlerdeki kur üzerinden TL’ye çevrilerek hesaplama yapılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.Davalı vekili, ödemelerin takibe konu senede ilişkin olmadığını ileri sürmüşse de 29.04.2014 havale tarihli dilekçesinde; 13.07.2012 tarihli 5.500USD, 01.01.2013 Tarihli 2500USD ve 21.01.2013 tarihli 3000USD bedelli ödemelerin senede ilişkin olduğunu kabul edildiği gibi, Dairemizin kaldırma kararında belirtildiği üzere diğer ödemelerin senede ilişkin olmadığı hususunda delil sunmadığından ödemelerin takip konusu senede ilişkin olduğunun kabulü yerindedir. Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla koşulları oluşmayan kötüniyet tazminat isteminin reddi kararında da usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1857,59 TL harçtan, peşin yatırılan 650,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1207,59TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 08/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.