Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1452 E. 2022/2099 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1452 Esas
KARAR NO: 2022/2099
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2022
NUMARASI: 2021/97 2022/675
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, bono bedelinin 65.000 USD olarak düzenlenmesine rağmen önüne “1” rakamı getirilerek senedin 165.000 USD’ye dönüştürüldüğünü ve 85.000 USD üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının müvekkilinden takip öncesinde 80.000 USD aldığını kabul ettiğini, müvekkilince 65.000 USD bedel ile icra masraflarını ödemek zorunda kaldığını belirterek bono nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip baskısı altında ödenen 176.630,00 TL ile icra dosyasına ödenen 5.863,10 TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin 19/03/2010 tarihli sözleşme nedeniyle 125.000,00 TL USD alacaklı olduğunu, müvekkilinin davacıya elden borç verdiğini, bu nedenle senedin 165.000 USD olarak düzenlendiğini, zaten senedin yazı kısmında bedelin “yüz alt beş bin USD” yazdığını, dolayısıyla yazılı bedele itibar edilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, davacının takibe konu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN I. KARARI: Dairemizin 08/11/2019 tarihil 2017/2814 Esas, 2019/2408 Karar sayılı ilamıyla mahkemece istirdadına karar verilen miktarın ne olduğunun belirtilmediğini, bu durumun infazda duraksamaya yol açacağı gerekçeleri ile davalı vekilinin esasa dair yönler incelenmeksizin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN II. KARARI:Mahkemece 22/06/2020 tarihli kararı ile, toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
DAİREMİZ II. KARARI: Dairemizin 21/01/2021 tarihli ilamı ile; “…mahkemece gerek icra hukuk mahkemesindeki gerekse hazırlık soruşturmasındaki raporlara dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı, bu durumda mahkemece ileri sürülen tahrifat iddiası yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, icra hukuk mahkemesindeki ve hazırlık soruşturmasındaki raporlara dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, sair istinaf talepleri yönünden ise bu aşamada inceleme yapılmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİNİN III. KARARI;İlk derece mahkemesince30/05/2022 tarihli karar ile; “Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, ilgili icra dosyasına dayalı olarak davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine, davalıya ödenilen bedellerin istirdatına karar verilmesi talebine ilişkindir. Mahkememizce ilgili BAM bozma ilamı dikkate alınarak dosya İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen raporda özetle; ilgili senette rakamla miktar belirtir bölümde yüzbinler basamağında yer alan ” 1 ” rakamının konum, ebat, satır hizası ve kalem baskı derecesi bakımından farklılıklar arz ettiğinden söz konusu ” 1 ” rakamının bulunduğu konuma optik ve spektroskopik olarak ayırt edilemeyen bir kalem ile ilave edilmiş olduğu, senette rakamla miktar belirtir bölümde bulunan ” USD ” ibaresinde yer alan ” D ” harfinin optik ve spektroskopik olarak ayırt edilemeyen bir kalem ile ” A ” harfinin üzerine yazılmış olduğu, İnceleme konusu senette yazıyla miktar belirtir bölümde yer alan ” yüz ” ibaresi mürekkep renk tonu ve kalem baskı derecesi (fulaj) bakımından farklılıklar arz ettiğinden buluduğu konuma sonradan ilave edilmiş olduğu, senet ön yüzdeki diğer yazı ve rakamlar optik ve spektroskopik olarak ayırt edilemeyen kalemlerle yazılmış olduğu, İnceleme konusu senedin iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığı hususunun mahkemece yorumlanmasının daha uygun olacağı kanaatine varıldığının tespit edildiğinin bildirildiği, ATK tarafından tanzim edilen raporda davaya konu hususlar gerekçeli ,bilimsel olarak açıklanmış, raporun mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak davalı …’un 30/05/2022 tarihli duruşmada senette yer alan düzeltmelerin kendisi tarafından yapıldığının ikrar edildiği , bono bedeli 65.000 Amerikan Doları olarak düzenlendiği hususu mahkememizce kabul edilerek , davalı tarafça bono nedeniyle 80.000,00 USD ‘nin de takipten önce ödendiği beyan edildiğinden, davanın kabulüne, buna göre davacının Bursa … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasında takibe konu bonoya dayalı olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine, 176.630,00 TL bedelin ödeme tarihi olan 17/04/2014 tarihinden itibaren ve 5.863,10 TL tahsil harcının ödeme tarihi olan 17/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel Mahkeme tarafından dava konusu bono ile ilgili herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın dosya kapsamında Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/704 Esas sayılı ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/19639 Soruşturma No’lu dosyasından alınan bilirkişi raporlarında dava konusu bonoda yazı ile yazılan kısımların sonradan doldurulduğuna ilişkin bir tespit olmamasına ve “bono bedelinin hem yazı hem de rakamla gösterilipte iki bedel arasındaki fark bulunursa yazı ile gösterilen bedel üstün tutulur” görüşünü kabul etmesine rağmen sadece yorum yolu ile objektiflikten uzak bir şekilde bonoda “yazı ile yazılan” kısımların sonradan doldurulduğu şeklinde gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili ile davacı ve dava dışı diğer borçlu … 2010 yılında haricen adi ortaklık kurduğunu, bu ortaklık nedeniyle müvekkili, davacı borçluya ve dava dışı diğer borçlu …’a … çerçeve 1996 model brode makinası almaları için 125.000-USD borç para vermişdiğini, bu borç nedeniyle taraflar arasında 19.03.2010 tarihli sözleşme imzalandığını, ayrıca müvekkili tarafından davalıya başkaca ayrıca ortaklık kapsamında müvekkilinin defalarca kere hem banka yoluyla hem de elden borç para verdiğini, dosyaya ibraz edilen banka dekontlarından da görüleceği üzere taraflar arasında para alışverişinin olduğunu, müvekkilinin 19.03.2010 tarihli sözleşmede belirtilen rakam dışında da davacıya para verdiğini ve davacı adına işlem yaptığının sabit olduğunu, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/19639 Soruşturma No’lu dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacı – borçlu yanın dosya kapsamında yer alan anlatımlarının gerçekleri yansıtmadığını, sebepsiz zenginleşme amacı bulunduğunu, yasal mesnedi bulunmayan ve hukuki dayanaktan yoksun işbu istirdat davasının reddi gerekirken davanın kabulüne ilişkin karar usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER:Davalı tarafından davacı ve … aleyhine takip ve dava konusu bonoya dayalı olarak Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 05/12/2013 tarihinde 85.000 USD’si asıl alacak olmak üzere toplam 96.786,67 USD’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı bononun 19/03/2010 tanzim, 19/03/2012 vade, 165.000 USD bedelli, keşidecisinin davacı ve dava dışı …, lehtarının ise davalı olduğu, 05/12/2013 günlü haciz ve muhafaza tutanağı içeriğinde her iki borçlunun da “alacaklı ile ortak makine aldık ve birinci makineye alacaklı ortak olduğu, makinenin fiyatı 125.000 dolardır. Bunun 62.500 dolarını alacaklı verdi. Biz de kendisine 65.000 dolarlık senet verdik ve bu senedin karşılığında 40.000 TL ödemede bulundum. 32.000 TL borcum kaldı. Ancak alacaklıya ortak olduğumuz makineyi satalım dedim. Alacaklı buna kızmış olacak ki elinde bulunan senedi 165.000 dolar olarak tanzim edip bu kararı aldırmış, bu nedenle borca itiraz ediyoruz” şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.Bursa 4.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/704 esas, 2014/259 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacıların … ve …, davalının ise … olduğu, davacı tarafın senedin 65.000,00 USD iken tahrif edildiğini iddia ederek 85.000 USD asıl alacağa ve faize itiraz ettikleri, takibin kısmen iptalini istedikleri, yargılama sırasında grafoloji uzmanından rapor alındığı, rapor içeriğinde takip konusu senedin orjinalinde “65.000” olan değerin önüne “1” rakamı getirilerek “165.000” değerine dönüştürüldüğü, davacıların 65.000 USD borçlarını kabul ettikleri gerekçeleriyle davanın kabulüne, icra takibinde istenen 85.000 USD asıl alacak miktarından 20.000 USD’lik bölümün de faizin 2.865,31 USD’lik kısımlarının iptaline karar verilmiş, karar Yargıtay 12 . HD tarafından onanmış ve karar düzeltme isteğinin de aynı daire tarafından reddedildiği görülmüştür. Konuyla ilgili olarak bonoda sahtecilik, dolandırıcılık ve yalan beyan suçlarıyla ilgili olarak yapılan hazırlık soruşturması sırasında davalının 11/04/2014 tarihli hazırlık ifadesinde … ve …’a borç olarak 165.000 ABD doları verdiğini, karşılığında bonoyu imzalı şeklinde aldığını, bu kişilerle resmi veya gayrı resmi ortaklığı bulunmadığını, bugüne kadar elden 80.000 USD ödedikleri, geriye kalan 85.000 USD’yi ödemeyince 85.000 USD üzerinden avukatın marifetiyle icraya verdiği, suçlamaları kabul etmediği yolunda beyanda bulunduğu, hazırlık soruşturması sırasında Bursa Polis Kriminal Laboratuvarınca düzenlenen uzmanlık raporunda, senedin rakamla belirtilen bölümünde bulunan “165.000” rakamındaki en başta bulunan 1 rakamının mevcut yerine sonradan ilave yoluyla tahrifen yazılmış olduğu, aldatma kabiliyetinin haiz olduğu, değerin yazı ile belirtilen kısmında tahrifatı gösterir bir bulgu tespit edilemediği, senedin ön yüzünde bulunan yazıların tek bir şahıs elinden çıktığı yolunda görüş bildirildiği ve hazırlık soruşturması sonunda söz konusu uzmanlık raporu gerekçe yapılarak, ayrıca TTK’nın 676/1 maddesi uyarınca yazı ile rakam arasında farklılık bulunması halinde yazıya itibar edilmesi gerektiği gerekçeleriyle şüphelinin eyleminin suç teşkil etmediği, diğer suçlar yönünden ise kovuşturmayı gerektirir delil bulunmadığı gerekçeleriyle takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.19/03/2010 tarihli sözleşme başlıklı adi yazılı belge fotokopisinin incelenmesinde; … ve … tarafından 1996 model brode makinesinin 125.000 USD’ye alındığının belirtildiği görülmüştür.Dava dilekçesine ekli belge başlıklı belge fotokopisinin incelenmesinde; icra dosyası borcuna mahsuben 176.630,00 TL’nin borçlu tarafından ödendiği, durumun icra dosyasına bildirileceğinin belirtildiği ve belgenin 17/04/2014 tarihinde imzalandığı görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 22/04/2022 tarihli Adli Tıp Raporu’nda; İnceleme konusu senette rakamla miktar belirtir bölümde yüzbinler basamağında yer alan ” 1 ” rakamı konum, ebat, satır hizası ve kalem baskı derecesi bakımından farklılıklar arz ettiğinden söz konusu ” 1 ” rakamının bulunduğu konuma optik ve spektroskopik olarak ayırt edilemeyen bir kalem ile ilave edilmiş olduğu, Söz konusu senette rakamla miktar belirtir bölümde bulunan ” USD ” ibaresinde yer alan ” D ” harfinin optik ve spektroskopik olarak ayırt edilemeyen bir kalem ile ” A ” harfinin üzerine yazılmış olduğu,6.3. İnceleme konusu senette yazıyla miktar belirtir bölümde yer alan ” yüz ” ibaresi mürekkep renk tonu ve kalem baskı derecesi (fulaj) bakımından farklılıklar arz ettiğinden buluduğu konuma sonradan ilave edilmiş olduğu, 6.4. Söz konusu senet ön yüzdeki diğer yazı ve rakamlar optik ve spektroskopik olarak ayırt edilemeyen kalemlerle yazılmış olduğu,6.5. İnceleme konusu senedin iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığı hususunun; olayın gelişimi, belgenin mevcut durumu, ibraz ve kabul koşulları, ilgili mevzuat ve tüm adli soruşturma kapsamı birlikte değerlendirilerek mahkemece yorumlanmasının daha uygun olacağı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Davalı vekilince Adli Tıp Kurulu raporuna itiraz edildiği ve yeniden bilirkişi raporu alınmasının istenildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan istirdat davasıdır.Davacı taraf davalının takibe dayanak yaptığı bonunun başlangıçta 65.000,00 USD için düzenlemiş iken rakam hanesinin “1” rakamı getirilerek senedin 165.000,00 uSD’ye dönüştürüldüğünü ve 85.000,00 USD üzerinden takip başlatıldığı iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Mahkemece ilk olarak davanın kabulüne karar verilmiş, dairemizce kararın HMK’nın 297. Maddesine uygun olmadığı gerekçesi ile bu kararın kaldırıldığı, mahkemenin vermiş olduğu ikinci kararın ise gerek icra hukuk mahkemesindeki gerekse hazırlık soruşturmasındaki raporların hükme esas alınmasının doğru olmadığı, mahkemenin kendisinin bilirkişi incelemesi yaptırarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesinin kararının kaldırıldığı ve HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine iade edildiği, dairemiz kaldırma kaldırma kararından sonra mahkemenin Adli Tıp Kurumundan 22/04/2022 tarihli raporu aldığı ve bu rapora dayalı olarak yazılı şekilde karar verdiği, kararın davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır.Adli Tıp Kurumundan alınan rapor içeriğinden de anlaşılacağı üzere takibe konu bononun bedel hanesinin rakam bölümündeki “1” rakamının bulunduğu konuma optik ve spektroskopik olarak ayırt edilemeyen bir kalem ile ilave edilmiş olduğu, senedin bedelinin yazı ile belirtilen bölümündeki “yüz” ibaresinin ise mürekkep renk tonu ve kalem baskı derecesi bakımından farklılıklar arz ettiğinden bulunduğu konuma sonradan ilave edilmiş olduğunun bildirildiği, buna göre söz konusu bononun başlangıçta 65.000,00 USD için düzenlenmiş iken sonradan 165.000,00 USD olarak tahrif edilmiş olduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan davalı taraf hazırlık soruşturmasında elden 80.000,00 USD tahsilat yaptığını, beyan etmiştir. Buna göre davacı tarafın davalı tarafa fazladan icra dosyasına mahsuben 176.630,00TL ödemiş olduğu, anlaşılmakla mahkemece yazılı şekilde bir karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 12.065,60TL istinaf harcından peşin alınan 3.016,40TL harcın mahsubu ile bakiye 9.049,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2022