Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1449 E. 2022/2091 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1449 Esas
KARAR NO: 2022/2091
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2022
NUMARASI: 2021/380 2022/468
DAVANIN KONUSU: Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ: 09/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; davalılardan … Bankası AŞ tarafından müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlatıldığını, takip konusu çek üzerindeki ciro ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, konu ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını belirterek müvekkilinin icra dosyasından davalılara borçlu olmadığının tespitine, dava sırasında ödeme yapılması durumunda bedelinin davalılardan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekili; müvekkilinin dava konusu çeki diğer davalı …Ltd şirketinden aralarındaki ferdi sözleşmesi uyarınca alacağına karşılık alındığını, çek aslının icra dosyasında bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; toplanan delillere göre, davanın imza inkarına dayalı olması nedeniyle çek aslı üzerinde imza incelemesi yaptırılmasının zorunlu olduğu, icra müdürlüğünün cevabi yazısına göre çek aslının davalı bankada olduğunun anlaşıldığı, çek aslının sunulması için davalı alacaklıya çıkarılan meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen çek aslının ibraz edilmediği, hernekadar davalı banka vekilince çek aslının icra dairesinde olduğuna dair yazı sunulmuş ise de; bu yazının 03.11.2016 tarihli olduğu, icra dairesinin çek aslının kendilerinde olmadığına dair mahkemeye gönderdiği yazının ise 12.07.2017 tarihli olduğu, buna göre yeni tarihli yazıya itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebinin reddine karar verilmiş, kararı davalı … Bankası AŞ vekili istinaf etmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemiz 29/04/2021 tarihli, 201/2732E-2021/952K. Sayılı kararı ile; “…Somut dava bakımından ispat külfeti davalı bankada olmakla birlikte davalı banka vekili çek aslının icra hukuk mahkemesi tarafından icra müdürlüğüne iade edildiğine dair yazı gönderildiğini belirtip konuyla ilgili yazı sunduğu da gözetilerek mahkemece öncelikle bu yazının gönderildiği belirtilen İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesi’nden araştırma yapılarak çek aslının icra müdürlüğüne iade edilip edilmediği üzerinde durulması çek aslının icra müdürlüğüne iade edildiğinin anlaşılması halinde ise, icra müdürlüğünden istenilmesi ve imza konusunda inceleme yaptırılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, davalı bankanın vekilinin avukatlık ortaklığı olup ortaklık tarafından beş ayrı avukata yetki belgesi düzenlendiği, bu avukatlardan biri olarak Av. …’ın istifa ettiği, diğerlerinin ise istifa etmediği halde çek aslının sunulmasına dair ihtiharatlı davetiyenin de davalı bankaya çıkarılması usule aykırıdır. Yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davalı banka vekilinin istinaf talebinin kabulü…” şeklinde karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince; “…dava konusu çekteki ciro imzasının davacının eli ürünü olmadığı, somut olayın özelliğine göre davalı takibinde haksız ise de, kötüniyetli kabul edilemeyeceğinden yasanın aradığı kötüniyet tazminatı şartları oluşmadığı; aynı zamanda davacının kötü niyet tazminatı talebinin davalılardan … ve … yönünden davanın husumetten reddedilmesi nedeniyle şartları oluşmadığından reddine, 1-Davacının icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik davasının davalılardan … ve … yönünden davaya konu takipte alacaklı sıfatları bulunmadığından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Davacının davalılardan … Bankası A.Ş. Yönünden kabulü ile 24/05/2014 keşide tarihli 65.807,00TL bedelli …bank Özel B. Batı/İstanbul Şubesi’ne ait keşidecisi …, Lehtarı davacı … olan, … nolu çekin konu edildiği İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinden dolayı davacının davalı … Bankası A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine, 3-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin davalılardan … ve … yönünden davanın husumetten reddedilmesi nedeniyle şartları oluşmadığından reddine, 4-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin davalılardan … Bankası A.Ş. Yönünden davalının kötü niyeti tespit edilemediğinden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda her ne kadar dava konusu çekteki mizanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de raporda grafoloji biliminin gerekliliklerine uygun hareket edilmediğini, bu haliyle raporun objektif denetiminin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun yargıtay denetimine elverişli olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, mukayese belge olarak davacı tarafından kamu kurumlarına ibraz edilen belgelerin, Nüfus Müdürlükleri, Evlendirme Dairesi, Muhtarlık, Belediye, Yüksek Seçim Kurulu gibi kurumlardan getirtilecek belge asılları üzerinde imza incelemesi yapılması gerekirken buna uygun hareket edilmediğini, mukayese imzaların tamamının fotokopi belgelerden oluştuğunu, ıslak imzalı mukayese belgeler üzerinde inceleme yapılmadığını, mukayese imzaların hangi nedenle aynı kişinin eli ürünü olup olmadığının grafoloji biliminin görüntüleme teknikleriyle araştırılmadığını, bu nedenlerle inceleme konusu imza ile mukayeseye esas imzalar arasında objektif bir değerlendirmenin bulunmadığını, çekteki imzanın kendilerine ait olmadığını ispat yükünün davacıya ait olduğunu, müvekkili bankanın çekin iyiniyetli son hamili olduğunu, bu bağlamda çekteki davacı imzasının sahte yada gerçek olup olmadığını bilmesinin imkansız olduğunu, yerel mahkemece verilen kararın hukuka ev usule aykırı olduğunu ve kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLER: Davalı banka tarafından; dava konusu çek’e dayalı olarak davacı ve diğer davalılar aleyhine toplam 78.331,97 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip konusu çekin 24.05.2014 tarihli 65.807,00 TL bedelli keşidecisinin dava dışı …, lehdar cirantanın davacı, sonraki cirantaların diğer davalılar, hamilin ise davalı … Bankası olduğu, çekin 27.05.2014 tarihinde ibraz edildiği, ödeme yasağı kararı gereğince işlem yapılmadığının şerh edildiği, dava dilekçesine ekli belge fotokopilerinden anlaşılmıştır. Mahkemece, çek aslının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasından istendiği, icra müdürlüğünün verdiği cevabi yazıda; çek aslının takip sırasında icra kasasına alınmadığından gönderilemediğinin bildirildiği görülmüştür. Mahkemece, 06.10.2017 tarihli duruşmanın 9 nolu ara kararıyla; davalı … AŞ ye çek aslının ibrazı için meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, tebligatın 13.10.2017 tarihinde davalı bankaya teblig edildiği, davalı banka vekilince ara karardan dönülmesinin istendiği ve çek aslının icra müdürlüğünde olduğundan bahisle oradan istenmesinin talep edildiği, görülmüştür. Davalı vekilinin, ara karardan dönülmesine ilişkin beyan dilekçesi ekinde İstanbul 14.İ.H. Mahkemesinin 2016/5 E.sayılı dosyasından, İstanbul …İ.Müdürlüğüne 03.11.2016 da gönderilen davaya konu takip dosyasının dayanağı çek aslının iade edildiğinin belirtildiğine dair fotokopi belge sunulduğu görülmüştür. Av…. tarafından 18.07.2017 tarihli dilekçe ile müvekkilinin talimatı üzerine görevden istinafa ettiklerine dair bildirimde bulunulduğu görülmüştür. Davalı bankanın, vekil olarak … & … Ortaklığını vekil tayin ettiği, cevap vermek için süre uzatım dilekçesine ekli vekaletin ekinde yer alan yetki belgesi içeriğinde de ortaklığa ait avukatlar tarafından 5 ayrı avukata yetki belgesi düzenlendiği, bu avukatlardan birinin de istinafa dilekçesi sunulan Av…. olduğu görülmüştür. Dairemiz kaldırma kararı sonrası 28.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda; “İnceleme konusu … Özel B. Batı İstanbul Şubesinin, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 24.05 2014 olan …-… emrine düzenlenmiş 65.807 TL bedelli, … sayılı, … ‘a atfen atılmış keşideci imzasını içeren çekin arka yüzündeki birinci ciroya ait “…” başlıklı kaşe izleri üzerine …”a atfen atılmış olan ciro imzasının, mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran davacı …”ın eli ürünü olmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İstanbul C.Başsavcılığının 2017/156195 Soruşturma sayılı hazırlık evrakının derdest olduğu hususunun 08/06/2022 tarihli mahkemeye gönderilen cevabi yazıda belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu çekteki ciranta imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ilk olarak davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda dava konusu çek aslının bulunarak inceleme yapılması gerekirken yargılamanın bu yönden eksik bırakılmasının doğru olmadığından bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiği, dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan araştırmada çek aslına ulaşıldığı ve üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bu rapora dayalı olarak davanın kabulüne dair karar verildiği, kararın da davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinafı hükme esas alınan bilirkişi raporundaki mukayeselerin fotokopi belgelerden oluştuğu, bu haliyle incelemenin yeterli olmadığı, ayrıca raporda grafoloji biliminin gereklerine uyulmadığı hususlarına yöneliktir. Bilirkişi raporu incelendiğinde incelemenin konu ile ilgili teknik araç ve gereçler kullanılarak yapıldığı, bu bakımdan grafolojik inceleme yönteminde usule aykırılık bulunmadığı ancak mukayese belgelerin fotokopi olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması doğru değil ise de davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı süresinde itiraz etmediği, bu hususu ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında ileri sürmediği, HMK’nın 357/1 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen hususların istinaf mahkemesinde ileri sürülemeyeceği söz konusu hususun re’sen gözetilmesi gereken hususlardan da olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.350,85 TL harçtan peşin alınan (80,70+1257,01)=1337,71TL harcın mahsubu ile bakiye 4013,14TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf aşamasında davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 93 TL posta ve telgraf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.09/12/2022