Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1432 E. 2022/1525 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1432 Esas
KARAR NO: 2022/1525 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2022
NUMARASI: 2019/370 E. – 2022/400 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu olan çekte keşideci sıfatına haiz olarak … San. Ve Tic. A.Ş. göründüğünü, işbu şirketin 5/12/2015 tarihinde … ve … tarafından kurulduğunu ve yönetildiğini, ortaklığın, müvekkilinden tamamen habersiz olarak … tarafından sahte ve hukuka aykırı işlemler yapılmaya başlanmasıyla çekilmez hale geldiğini ve sonunda müvekkilinin 11/10/2018 tarihinde söz konusu şirketle resmi ve fiili olarak ilişiğini tamamen kestiğini, bu süreçten sonra şirketin tek ortaklı hale geldiğini ve faaliyetini sürdürmeye devam ettiğini, işbu çekin keşide edildiği tarih itibariyle Ticaret Sicil Gazetesi’nden de doğrulanacağı üzere şirketi temsile yetkili iki kişi bulunmakta olduğunu, bu nedenle şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunmak için TTK 370. Maddesi “Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir.” gereği hem müvekkilinin hem de … ‘un keşideci sıfatıyla kambiyo senedinde imzası bulunması gerektiğini, buna karşılık; yargılama konusu çek ile benzer nitelikte birçok evrak müvekkilinin hiçbir haberi olmaksızın …tarafından müvekkili adına imzalandığını ve yalnızca kendi çıkarları için kullanıldığını, müvekkilinin söz konusu sahteliği yukarıda da değinildiği üzere şahsına karşı başlatılmış olan yargılama sonucunda öğrendiğini, bu nedenle söz konusu çek üzerindeki imzaya açıkça itiraz ettiklerini, imzanın, bilirkişi marifetiyle incelenmesi ve karşılaştırılması sonucunda söz konusu çek üzerine atılı imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşılacağını, dava konusu çekin, şirket yetkililerinden …’ın imzasını içermediğinden kambiyo vasfına haiz olmayıp sakat doğduğunu, müvekkilinin zarar gördüğünü ve ticari itibarının zedelendiğini, müvekkilinin mağduriyetlerinden birinin de yargılamaya konu olan çek olduğunu beyanla, yargılama konusu çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespitini, davalı taraf imzanın müvekkiline ait olmadığını bilmesine rağmen takip başlatmakta ve şikayet davası açmakta kötü niyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibi … SAN. VE TİC. A.Ş.’ye karşı başlatıldığını, icra takibinin tek borçlusunun şirket olduğunu, cebr-i icra ve haciz işlemleri de sadece borçlu şirkete karşı yapıldığını, çek üzerindeki keşidecinin de .. Şirketi olduğunu, davacı …’a karşı müvekkili tarafından açılmış her hangi bir icra takibi bulunmadığını, bu nedenle dava konusu çek ve icra takibinden dolayı müvekkiline karşı açılan işbu menfi tespit davasının husumet yokluğundan reddi gerektiğini, çek üzerinde o dönemde şirketin yetkilisi olarak hem davacının hem de …’un imzası bulunduğunu, çek tüm yasal unsurları taşıdığını ve kambiyo senedi vasfına haiz olduğunu, çekin konusu olduğu İstanbul … İcra Dairesi … E. sayılı icra dosyasında takip borçlu şirkete usulüne uygun tebligat yapılarak kesinleştiğini ve borçlu tarafından herhangi bir imzaya ya da borca itiraz yapılmadığını, şirket yetkilisinin şifahi görüşmelerde şirketin borcunu kabul ettiğini, ancak borç için herhangi bir ödeme yapılmadığını, süresinde ileri sürülmeyen imzaya itirazın ise bu aşamada ileri sürülmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin ve davacının yetkilisi olduğu şirket arasında ticari alım-satım-hizmet ilişkisi bulunmadığını, müvekkili … (… AYDINLATMA) tarafından davacının yetkilisi olduğu … şirketinin inşaatını üstlendiği projeye bir takım işler yapıldığını, dava konusu çekin de bu işler karşılığı müvekkiline keşide edildiğini, işbu yapılan işlere ilişkin faturaları da dilekçe ekinde dosyaya sunduklarını, ticari defterlerin incelemesi neticesinde bu hususların açıklığa kavuşacağını, aynı mahiyette başka çekler de bulunduğunu, işbu çeklerin ibraz edildiklerinde banka tarafından ödemelerinin yapıldığını ancak keşide edilen dava konusu çek ilgili bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız çıktığını, dilekçe ekinde sunulan tüm çeklerde dava konusu çekte olduğu gibi borçlu şirketin iki yetkilisinin de imzasının bulunduğunu, beyanla, müvekkiline karşı açılan haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle husumet yokluğu sebebiyle usulden ve esastan reddine, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli 2019/370 E.- 2022/400 K.sayılı kararıyla; “…mahkememizce her ne kadar davacının imza örneklerinin toplanmasına ve çek üzerinde imza incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ise de, eldeki davanın İstanbul 24. İcra Ceza Mahkemesinin 2018/534 esas sayılı dosyası ile verilen kesin süreye istinaden açıldığı, davacının ilgili dosyada da imza itirazında bulunduğu, dava konusu çekin tetkikinde, çek üzerinde keşideci sıfatıyla atılan imzaların dava dışı … A.Ş.’yi temsilen atıldıkları, çek üzerinde davacının şahsen borçlandığına ilişkin bir imza mevcut olmadığı gibi davacı tarafça bu hususun dava sebebi olarak da gösterilmediği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/2009 Esas, 2021/2030 Karar sayılı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5943 Esas, 2021/4502 Karar sayılı emsal ilamları nazara alındığında, dava konusu çek üzerinde davacının şahsı adına atılmış herhangi bir imza bulunmadığından ve dava konusu çek sebebiyle davacı aleyhine başlatılmış bir icra takibi mevcut olmadığından huzurdaki davanın açılmasında davacının aktif husumet ehliyetinin eksik olduğu anlaşıldığından, imza incelemesi yaptırılmasına ilişkin ara karardan rücu edilerek davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, dava menfi tespit istemine ilişkin olmayıp sahteliğin tespiti talebinden ibaret olduğundan ve davanın esastan değil husumetten reddine karar verildiğinden davalı lehine tazminata hükmedilemeyeceğine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin davayı usulden reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme gerekçeli kararında; davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddedildiğinin belirtildiğini, oysa menfi tespit davası açabilmek için müvekkili aleyhine bir icra takibi başlatılmış olması şartı söz konusu olmadığını, huzurdaki davanın icra takibi başlatılmadan da yapılabileceğini İİK’nın 72/1 maddesinde, borçlunun icra takibinden önce de menfi tespit davası açabileceğinin düzenlendiğini. -Dava konusu çeklerdeki imzaların müvekkilinden habersiz olarak ve müvekkili adına …tarafından atıldığını, bu durum sebebiyle müvekkilinin iflas eşiğine geldiğini. -Davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğunu, yalnızca sahteliğin tespiti talebine ilişkin olmadığını. -İstanbul 24.İcra Ceza Mahkemesinin 2018/534 sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak, davanın esasına girilmesi gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; menfi tespit davasının açılabilmesi için borçlu sıfatını haiz olmak gerektiğini, davanın aktif husumet yokluğundan reddedildiğini, borçlu sıfatının … A.Ş.’ye ait olduğunu, mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının ve takibe dayanak … Bankası Göztepe Şubesine ait … seri numaralı,10/08/2018 keşide tarihli 166.000 TL bedelli, keşidecisi … A.Ş., lehtarı … Dek. Ürün-… olan çekin lehtar ciranta tarafından bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız kaşesi basıldığı, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde alacaklı … tarafından, borçlu … Şirketi aleyhine takip yapıldığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından, davanın HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına dayanak … Bankası Göztepe Şubesine ait 10/08/2018 keşide tarihli 166.000 TL bedelli çek örneğinden, davacının çek üzerinde şahsi imzasının bulunmadığı, keşideci imzası olarak … Tic. A.Ş.’nin kaşe ve üzerinde şirket yetkilileri adına imzaların bulunduğu, takip borçlusu olarak keşideci şirketin gösterildiği, davacının çekten dolayı borçlu sıfatı bulunmadığından, aktif husumet ehliyetinin ve dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, ilk derece mahkemesince davanın usulden reddi kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken harç peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu işbu kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Temyiz yolu açık olmak üzere 23/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.