Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1416 E. 2022/1998 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1416 Esas
KARAR NO: 2022/1998 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2022
NUMARASI: 2019/529 E. – 2022/379 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 25/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğün … Esas sayılı dosyası ile … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Aleyhine icra takibi yapıldığını, müvekkilinin oğlu …’in iş yerinde haciz ve muhafaza işlemi yapıldığını, …’in borca kefil olduğunu, …’ in borcu ödediğini, ancak davalı yanca Ümraniye İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile …’in ev adresine hacze gidildiğini, haciz sırasında kendisini avukat olarak tanıtan …’ın müvekkilinden ve eşinden 1.000-TL alarak muhafaza işleminden vazgeçtiğini, bu durumun haciz tutanağında talep açılarak yapıldığını, ve İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan takibe konu bononun bu esnada okuma yazma bilmeyen müvekkiline karalatıldığını, bononun üzerine 10.000-TL yazıldığını, bu durumla ilgili Ümraniye Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, imzanın müvekkiline ait olmadığını beyanla müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin iptalini, dava sonuçlanıncaya kadar da ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasını ve %40’tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, talep ile dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, müvekkili ile abisi ve babasının Ambalaj adlı işletmeyi beraber çalıştırdıklarını, davaya konu icra takibine konu bononun davacının iş yerine ait borçlarından dolayı takip yapıldığını, davacının okuma yazma bilmediği iddiasıyla İstanbul 14 İcra Hukuk Mahkemesinde de icra takibinin iptali talebiyle, senetteki imzanın davacıya ait olduğunu, davacının icra takibini e-devlet şifresi ile yapmış olduğu sorgulamada öğrendiğini beyan ettiğini, okuma yazma bilmeyen birisinin bunu yapamayacağını, davacının imzaladığı şeyin senet olup olmadığını bilip ya da bilmediği ile ilgi yemin teklif ettiklerini beyanla öncelikle usüli itirazlarla ilgili davanın reddini, esas yönünden de davanın reddini ve %40’tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, talep etmiştir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.05.2019 tarihli, 2017/239 E. – 2019/799 K.sayılı kararıyla; davanın 20.02.2019 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay içerisinde davanın yenilenmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dairemiz, 25/10/2019 tarih, 2019/2284 E.-2019/2258 K. Sayılı ilamıyla, “davacı vekili Av. …’un 05.07.2018 tarihli dilekçesiyle vekillik görevinden istifa ettiği, istifa dilekçesinin, davacının dava dilekçesine yazılı yazılı adresine tebliğ çıkarıldığı,…tebligatın usulsüz olduğu, davacı asil’in vekilinin istifa ettiğinden ve duruşma gününden haberdar olduğunun kabul edilemeyeceği, kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2022 tarihli 2019/529 E. – 2022/379 K. sayılı kararıyla; “…yargılama sırasında, toplanan deliller, tanık beyanı, soruşturma dosyası ve alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu, davaya konu senedin haciz esnasında düzenlendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, bu hususun tanık beyanı ile de sabit olduğu, davacı tarafça, okuma yazma bilmemesi nedeniyle imza atamadığı, parmak izi kullandığı iddia edilmiş ise de, dosyaya celp edilen, imza örneklerinin bulunduğu evrak asıllarında davacının imzalarının bulunduğu, senet üzerindeki atılan imzaya itiraz edilmesi nedeniyle, davacının huzurda alınan ıslak imza örnekleri, imza örneklerinin bulunduğu evrak asılları ile dava konusu senet aslındaki imzalarının karşılaştırılması suretiyle, senette bulunan, imzanın, davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda yapılan incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dava konusu senet üzerindeki, imzanın davacı eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davacının, eyleminin TBK’nun 195 vd. maddesi kapsamında borcun üstlenilmesi mahiyetinde olduğu ve borçlanma edimini kendi serbest iradesi ile yaptığı, davaya konu senedi borçlu olarak imzaladığı, senedin haciz tehdidi altında verildiğinin yorumlanamayacağı, kaldı ki haciz tehdidi iddiasının ancak dosya borçlusu yönünden oluşacağından, üçüncü kişi olan davacının, haciz tehdidi altında olduğunun da kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, davacının davasının reddine, 06/04/2012 tarihli ihtiyati tedbir kararının uygulandığı, davaya konu takibin 6352 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği 05/07/2012 tarihinden önce 31/03/2012 tarihinde açıldığı” gerekçesiyle; “Davacının davasının reddine; -Davalının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile, reddedilen 10.000-TL.’nın %40’ı olan 4.000-TL.’nın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı tarafça müvekkilinin oğlu …’in ortağı olduğu şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğün’ün … Esas sayılı dosyası ile … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Aleyhine icra takibi yapıldığını, müvekkilinin oğlu …’in iş yerinde haciz ve muhafaza işlemi yapıldığını, …’in borca kefil olduğunu, …’ in borcu ödediğini, ancak davalı yanca Ümraniye İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile …’in ev adresine hacze gidildiğini, …’in şirket borcuna kefil olduğunu ve ödediğini, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/367 Esas sayılı dosyası ile haricen yapılan ödemelerin … dosyasına yansıtılmaması nedeniyle, yapılan fazla ödemenin istirdadı davası açtığını, mahkemenin davanın reddi kararının Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18/10/2018 tarihli 2018/1145 E-2018/5081 K sayılı kararıyla, takip tarihi itibarıyla borcun 11.000 TL olduğu, ancak takipten sonra yapılan 8.654,00 TL ödemenin takip dosyasına yansıtılmadığının ileri sürüldüğü, asıl alacağın menfi tespit dava tarihine kadar ulaştığı miktar hesaplanarak, dava tarihine kadar geçerli ödemelerin önce takipten sonra işleyecek faizden, sonra asıl alacaktan düşülerek, davacının gerçek borç miktarı bulunduktan sonra aradaki fark yönünden borçlu olmadığına karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmediğinden bahisle kararın bozulduğunu, müvekkilinin oğlu tarafından bononun imzalatılmasına gerekçe gösterilen borcun ödendiğini, harici ödemelerin bildirilmediğini, … Esas sayılı menfi tespit davası açıldıktan sonra 06/02/2012 tarihinde davalının haksız ve kötüniyetli olarak …’in ev adresine hacze gelindiğini, icra tehdidi altında okuma yazma bilmeyen müvekkilinden 10.000 TL bedelli bono aldıklarını ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla icra takibine konu ettiklerini. -Davanın sadece imzaya itiraz davası olmadığını, mahkemenin TBK’nun 195 vd. maddesi kapsamında borcun üstlenilmesi mahiyetinde olduğunu belirtmesine rağmen, mahkemece İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Nolu takip dosyası ve İstanbul 7 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/367 Esas sayılı dosyasıyla açılan istirdat dava dosyasının incelenmediğini, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir borç alacak ilişkisinin bulunmadığını.-Davaya konu takip borcunun, tedbir kararı verilmemesi nedeniyle, 20/06/2022 tarihinde icra dosyasına ödendiği için davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne, %20’den az olmamak üzere, davalının müvekkiline tazminat ve para cezası ödemeye mahkum edilmesine, davalıya ödemek zorunda kaldığı tutarların ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul …İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosya örneğinin incelenmesinde, alacaklısı (lehdar) davalı, borçlusu davacı olan, 07/02/2012 tanzim, 13/02/2012 ödeme tarihli, 10.000-TL. bedelli senede dayanarak, davalı tarafından, davacı aleyhine, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı görülmüştür. İstanbul 14.İcra Hukuk Mah. 05/11/2012 tarih, 2012/394 E.-2012/1048 K. sayılı ilam örneğinden; davacı … tarafından, davalı … aleyhine açılan davada, davacı tarafça İstanbul …İcra Dairesinin … E. sayılı icra dosyasında, takibe konu senedi haciz tutanağı zannederek karaladığı iddiasının ileri sürüldüğü, mahkemece “…imzaya açıkça itiraz olmadığından ve diğer iddiaları da dinlenemeyeceğinden…davanın reddine…” karar verildiği ve kararın 16/11/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İstanbul CBS 2015/18605 Soruşturma sayılı dosyasında 04/05/2016 tarih ve 2016/42216 K. Sayılı takipsizlik kararından; müşteki … tarafından yapılan şikayet üzerine, şüpheli … aleyhine, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan yapılan soruşturmada, “..olayda dolandırıcılık suçunun unsurlarının bulunmadığı…” gerekçesiyle şüpheli hakkında KYOK kararı verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece dinlenen davacı tanığı …’in; “…Ben davalı tarafı tanımam. Kaynımın evine haciz geldiği sırada gördüm. Olay 9,10 yıl önce gerçekleşti. Ben kaynımın evinin bir alt katında oturuyorum. Olay günü bir anda insanlar geldi. Kapıyı açtırdılar. Kaynım bu sırada yurtdışındaydı. Haciz geldiğini anladık , eşyaları toplamaya başladılar. Bu arada evde bulunan çocuklar ağlamaya başladı. Bu arada evde bulunan kayınpederim davacı … çocukların ağlamasına dayanamadı, ne gerekiyorsa yaparım, dedi. Orada senet imzalattılar. … senedi imzaladı. İmzalarken de ben gördüm. Çünkü yanımda imzaladı. Bununla ilgili herhangi bir kağıt vermediler. Ben o sırada eşyaları veremeyeceğimi söyledim, benden 2.000TL yol parası istediler. Ben de komşularımdan alıp verdim” şeklinde ifade verdiği, davacı vekilinin sorusu üzerine; ” Kayınpederim …’in okuma yazması yoktur” dediği, davalı vekilinin sorusu üzerine; “Kayınpederim …’in senet imzalayıp imzalamadığı konusunda bilgi sahibi olup olmadığı konusunda bilgim yoktur, benim de yoktur….Yukarıda senet olduğunu söyledim ancak senet olup olmadığı konusunda bir bilgim yoktur. Kayınpederim okuldan mezun olmamıştır, araba ehliyeti olup olmadığını bilmiyorum, kendisinin arabası vardır ancak kendisi kullanmamaktadır, önceden de kullanmıyordu, torunları kullanıyordu. Yukarıda beyan ettiğim Ne olursa yaparım, demek ile, 10.000-TL borcun altına imza atarım, demek istedi. Dosyanın içinde mevcut olan imzalı belgeleri nasıl attığı hususunda bilgim yoktur” beyanında bulunduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi Adli Tıp Adli Belge İnceleme Uzmanı Uzm. Dr. … tarafından hazırlanan 04/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…Alacaklısı …, Vade tarihi 13.02.2012, Düzenlenme tarihi 07.02.2012 olan, 10.000 TL bedelli, Borçlusu … adına imzalı senet aslındaki imzaların karşılaştırma belgelerindeki …’e ait imzalara kıyasla;- … eli ürünü olduğunun…” beyan edildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkeme kararının gerekçesinde; “davaya konu senedin haciz esnasında düzenlendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı”, “dava konusu senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davacının, eyleminin TBK’nun 195 vd. maddesi kapsamında borcun üstlenilmesi mahiyetinde olduğu ve borçlanma edimini kendi serbest iradesi ile yaptığı, davaya konu senedi borçlu olarak imzaladığı” gerekçesiyle borçlu olduğundan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, mahkemenin yukarıda aktarılan, “davacının eyleminin TBK 195 vd. Maddesi gereğince borcun üstlenilmesi mahiyetinde olduğu” yönündeki kabulüne itirazının bulunmadığı ancak, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından hacze gelindiği sırada dosya borcu ödendiği için, üstlenme anında ortada borç bulunmadığından üstlenilen borcun da sona ereceğini, mahkemece davanın imzaya itiraz davası gibi görülmesinin menfi tespit talebi hakkında inceleme yapılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Mahkemenin kabulüne göre, davacı tarafça bononun imzalandığı haciz sırasında iradesinin fesada uğradığı ispat edilememiş ise de, bononun düzenlenme gerekçesi olan asıl ilişkinin sona erdiği oranda davanın da kısmen ya da tamamen kabulü gerekebileceğinden, Mahkemece İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Nolu takip dosyası ve İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/367 Esas sayılı dosyasıyla açılan istirdat dava dosyası da getirtilerek, ödemeye ilişkin deliller değerlendirilerek, davaya konu bononun tanzim tarihinde icra dosyasındaki takip dayanağı borcun ödenip ödenmediği, asıl borçludan kısmi tahsilatlar yapılıp yapılmadığının araştırılarak sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın bononun tanzim tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Nolu takip dosyasına konu borç miktarının tespiti ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 31/05/2022 tarihli 2019/529 E. – 2022/379 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 125,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.