Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/14 E. 2023/1447 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/14 Esas
KARAR NO: 2023/1447 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2017/499 E. – 2020/309 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli) Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 18/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alanında başarılı bir web tasarımcısı olduğunu, davalı şirketin 29 Mayıs 2015 tarihinde şirket için internet sitesi tasarlamasını talep ettiğini, müvekkilinin söz konusu tasarımı 4.250,00 TL karşılığında yapmayı kabul ettiğini, 1.000,00 TL’yi ön ödeme olarak kabul ettiğini, müvekkilinin internet sitesinin tasarım çalışmasına ivedilikle başladığını, belli bir aşamaya geldikten sonra tasarımın tamamlanması için gerekli fotoğraf ve yazıların davalı tarafından zamanında teslim edilmediğini, bu nedenle yapılan web sitesi tasarım çalışmasının tamamlanamayacak bir noktaya geldiğini, bu nedenle müvekkilinin sürüncemede kalan çalışmasından etkilendiğini ve başka projelere başlamasına engel olduğunu, bu süreçte müvekkilinin 17 Eylül 2015 günü önceden aldığı 1.000,00 TL’yi davalı şirkete iade edip projeyi bitirme kararını aldığını, davalı şirketin bugüne kadar müvekkili tarafından hazırlanan tasarımları müvekkilinin rızası olmaksızın kullandığını ve kullanmaya devam ettiğini, bu haksız kullanımın tespiti için İstanbul 15.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/123 D.İş sayılı dosyasında delil tespiti talep edildiğini, alınan bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra davalı şirketin kendileri ile iletişime geçerek müvekkiline 6.000,00 TL ödemeyi kabul ettiklerine bildirdiğini ancak davalının müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkili tarafından tasarlanan eserin (web tasarımının) onun rızası hilafına haksız ve kötü niyetli olarak davalı şirket tarafından kullanılmasından dolayı müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığından bahisle dava konusu internet sitesinin yargılama süresince yayınının tedbiren durdurulmasına, tecavüzün men’ine, davalının haksız eylemleri nedeni ile 06.04.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte mali hakların ihlali fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mahkemece tespit edilecek tutarın üç katına kadar maddi tazminat için 1.000,00 TL ve manevi zararının tazmini için 10.000,00 TL tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, 09.02.2020 kayıt tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 2.000,00 TL arttırarak toplam 3.000,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin internet sitesi yapılması için davacının 29.05.2015 tarihinde müvekkiline teklif mektubu gönderdiğini, davacının 4.250,00 TL karşılığında gerekli bilgi ve belgelerin kendisine ulaşmasını müteakip 35 gün içerisinde tasarı tamamlayacağını belirttiğini, davacının talep ettiği ve internet sitesi için gerekli tüm bilgi ve belgelerin davacıya tedarik edilmiş olmasına rağmen davacının 35 günlük bitirme süresi içerisinde tasarımı tamamlayamadığını ve tasarımı istenildiği gibi yapmadığını, talep edilen düzeltme isteklerini makul süreler içerisinde gerçekleştirmediğini, 17.09.2015 tarihinde kendisine yapılan 1.000,00 TL tutarındaki avans ödemesini iade ederek haklı bir sebep belirtmeksizin projeyi tek taraflı olarak sonlandırdığını, projenin devam ettiği süreçte davacının tasarımı kontrol etmesi, görmesi için müvekkiline sağladığı linkin davacının iddia ettiği www…..com.tr/… linki olmadığını, bahse konu linkin www….com/… olduğunu ve davacının projeyi sonlandırdığında bu linki de erişime kapattığını, erişime kapalı olan internet sitesi için davacının oluşturduğu kodlara ulaşmanın mümkün olmadığını, ayrıca davacının internet sitesi içeriğinin FSEK kapsamında eser olarak kabul edilemeyeceğini, projenin sonlandırılmasından sonra müvekkilinin hali hazırda hizmet almaya devam ettiği … Sanayi Limited Şirketi ile anlaştığını ve internet sitesinin mevcuttaki kodlarının bu firma tarafından yazıldığını, davacının tasarımının standart yöntemde olduğunu ve yazılım kodlarının elde etmenin ya da herhangi bir değişiklik ve düzenleme yapmanın mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih ve 2017/499 Esas – 2020/309 Karar sayılı kararıyla; “Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davaya konu web sitesinin FSEK m.6/11 anlamında veri tabanı sayılabileceği, davalının izinsiz kullanımının FSEK 21 ve 22 çerçevesinde işleme ve çoğaltma hakkının ihlali olduğu, davacının maddi tazminat talebinin FSEK 70 çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat talebi yönünden dosya kapsamında kişilik hakkı ihlaline ya da FSEK kapsamında manevi hak ihlaline ilişkin bir delil bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile, davacının eser niteliğindeki site tasarımının davalı şirketçe kullanılması ve davacının mali hak ihlali nedeniyle vaki tecavüzün menine, FSEK m.70/2 uyarınca belirlenen 3.000,00 TL rayiç bedelin tespit tarihi olan 06/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Gerekçe yönünden de mahkeme kararını istinaf ettiklerini, zira FSEK 68.madde hükmü ile de açık olduğu üzere “sözleşme dışı” hak ihlallerinde işbu maddenin uygulanmasına dair maddede herhangi bir hüküm bulunmadığını, bu sebeple de; müvekkil lehine hükmedilmesi gereken maddi tazminat miktarının FSEK hükmü gereğince 3 katı tutarında olması gerektiğini,Mahkemenin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, Yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere manevi tazminat talep edilebilmesi için hak ihlali yeterli olup karşı tarafın kusuru ya da başkaca bir ispat yükünün bulunmadığını, dosyada mahkeme hükmü ile hak ihlalinin sabit olduğunu, bu sebeple de; müvekkil davacı yararına manevi tazminata da hükmedilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacının hazırlamış olduğu internet sitesi ve davacının dava dışı … şirketiyle anlaşması sonucu ortaya çıkan internet sitesinin yazılım kodları hiçbir şekilde birbiriyle benzerlik göstermediğini, benzerlik gösterdiği iddia edilen ara yüzde yer alan görsellerin biçim, şekil, düzen vb. ayarlamalara davalının karar verdiğini, yani davacının kendisinden hiçbir şey katmadığını,Davacının davalıya sağlamış olduğu internet sitesi uzantısının Bilirkişi Raporu’nda belirtilen (www…com/…) uzantısı değil daha önce de belirtmiş olduğumuz üzere, (www…com/…) uzantısı olduğunu Web sitelerinin içerisindeki metinler, görüntüler ve videolar, sahibinin hususiyetini taşıması ve FSEK’te sayılan eser türlerinden birisi olması halinde eser olarak kabul edilebileceğini; davacının sadece kod yazılımları sahibinin hususiyetini taşıyorken, ara yüzde yer alan her türlü düzenleme davalının talep ve yönlendirmeleriyle oluştuğundan, davacının değil davalının hususiyetini taşıdığını, Belirtilen sebeple, internet sitesinin değil yazılan kodların koruma altında olacağı ve bu doğrultuda davalının mevcut internet sitesinde kullanılan kodların ve/veya kodlama sisteminin tamamen farklı olması sebebiyle, hiçbir şekilde davacının fikri ve sınai haklarını ihlal etmediğini,İnternet sitesi tasarımı ve veri tabanı birbirinden farklı olduğunu, internet sayfası tasarımının bir kod yazılımından bir de ara yüzden oluştuğunu, söz konusu yazılım veri tabanı üzerinde saklandığını, yani internet sitesi tasarımının bir veri tabanı olarak değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
G E R E K Ç E:Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün men’i, ref’i ve maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davacının eser niteliğindeki site tasarımının davalı şirketçe kullanılması ve davacının mali hak ihlali nedeniyle vaki tecavüzün menine, -FSEK m.70/2 uyarınca belirlenen 3.000,00 TL rayiç bedelin tespit tarihi olan 06/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, -Manevi tazminat isteminin şartları oluşmadığından bu yöndeki talebin reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama, bilirkişi incelemesi ve toplanan tüm deliler ile; davaya konu web sitesinin FSEK m.6/11 anlamında veri tabanı sayılabileceği ve bu nedenle FSEK korumasından yararlanacağı, davadan önce alınan tespit raporu ve mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan 02.08.2018 tarihli ve 31.10.2019 tarihli bilirkişi raporları ile davalının izinsiz kullanımının FSEK 21 ve 22 çerçevesinde işleme ve çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olduğu anlaşıldığından; mahkemece, vaki tecavüzün men’ine karar verilmesinde ve davacının maddi tazminat talebinin FSEK 70 çerçevesinde değerlendirilerek, belirlenen rayiç değeri üzerinden maddi tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı taraf “davaya konu internet sitesi arayüzünde yer alan görsellerin davalının talimatları ile oluşturulduğu, davacının kendisinden bir şey katmadığını” iddia etmiş ise de; bu husus deliller ile ispat edilmediğinden mahkemece bu savunmaya itibar edilmemesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Davacının hak sahibi olduğu eser niteliğindeki web tasarımlarının davalı tarafça haksız olarak kullanılması şeklindeki eser sahipliğinden doğan haklara tecavüzün tespit edilmiş olması karşısında, davacı lehine manevi tazminatın şartlarının bulunduğu gözetilmeksizin, mahkemece yerinde olmayan gerekçe ile davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan; davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 13/10/2020 tarihli 2017/499 E. – 2020/309 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,a-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davacının eser niteliğindeki site tasarımının davalı şirketçe kullanılması ve davacının mali hak ihlali nedeniyle vaki tecavüzün menine,b-FSEK m.70/2 uyarınca belirlenen 3.000,00 TL rayiç bedelin tespit tarihi olan 06/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,c-Davacının, manevi tazminat isteminin somut olayın özellikleri özetilerek kısmen kabulü ile 3.000 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 06/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-İlk derece yargılaması yönünden; a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 409,86 TL nispi harçtan peşin alınan 186,86 TL harç ile 54,41 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 168,59 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen mali hak ihlaline dayalı tecavüzün men’i talebi yönünden (hüküm bu yönüyle korunduğundan ilk derece mahkemesi karar tarihindeki) AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,c-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 3.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,ç-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 3.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,d-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden (davacının reddolunan manevi tazminat talebi) yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 3.000,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,e-Davacı tarafından yapılan: 2.700,00 TL bilirkişi ücreti, 588,00TL posta gideri olmak üzere toplam 3.288,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.742,64 TL ile 236,33 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.978,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,f-Davalı tarafından yapılan 650,00 TL bilirkişi ücretinden ibaret yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 305,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden davalı yandan alınması gereken 204,93 TL nispi harçtan peşin alınan 59,30 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 145,63 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,c-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, ile 62,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 224,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Gerek ilk derece gerekse İstinaf yargılaması yönünden artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 18/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.