Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/137 E. 2022/423 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/137 Esas
KARAR NO: 2022/423
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2021/170 2021/184
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirketin yetkilileri Suriye iç harbinden kaçarak Türkiye’ye iltica eden, Suriye’deki tatlıcılık, restaurant ve unlu mamüller sektöründe temayüz etmiş … markasına dair sınai beceri ve kapasitesini Türkiye’ye taşıyarak 2016 yılından itibaren aynı isimle tüzel kişilik üzerinden müseccel markasıyla İstanbul’da Doğu Akdeniz tatlarını tüketicinin hizmetine arz etmiş ve bu bağlamda yirmiden fazla şubeyi tüketicilerin hizmetine sunduğunu, davalı …’ın ise müvekkil şirketin Suriye tatlıları üzerinde temayüz etmiş haklı şöhreti sebebiyle 17.1.2019 tarihinde müvekkil şirketin müseccel markası üzerinden Almanya Federal Devleti coğrafi sınırları üzerinden tek satıcılık sözleşmesi akdetmiş olup müvekkil şirketin hizmet yelpazesine vakıftır. Yine yakın zamanda haricen öğrendiğimiz üzere, şüpheli … müvekkil şirketin İstanbul sathında yirmi şubeyle Suriye Tatlılarını yerli ve Arap tüketiciye sunmasından kaynaklı rant değerini düşünmüş olacak ki müvekkil şirketin müseccel markası sallouraoğlu markasını birebir taklit ederek … gıda sanayi ve dıi ticaret limited şirketi’ni kurmuş ve sicile 17.7.2020 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin tescilli markası … ibaresinden mülhem kullandığı … tatlı veya … gibi benzer şekilde iltibasa sebebiyet verecek şekilde kullanan davalıların “… mah. … cad. no:… bayrampaşa istanbul” adresindeki ticari işletmesinde vergi levhaları ve marka tescil belgeleri de tahkik edilmek suretiyle … veya … ibaresinin reklam panoları ve tüketiciye arz edilen poşet, eşantiyon, karton ve sair ambalajlarda kullanılıp kullanılmadığının fotoğraf ve sair kayıt cihazlarıyla , tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı özelliğe sahip markasal kullanımlarının olup olmadığını ve keza … veya … ibaresinin sosyal medyada web sitesi, twitter, facebook, instagram veya sair başka mecralarda tanıtım ve kayıtlarının olup olmadığı yine zomato.com sitesinde bu işletmeye atfen herhangi bir yorum olup olmadığının, adreste de keşfen inceleme yapmak suretiyle bilirkişi raporuyla tespitine; tedbir talebimizin kabulünü, müvekkil şirket markası ile iltibaslı eşyaların tanıtımının , sergilenmesinin yasaklanmasını ve iş bu mallara el konulmasını ve toplatılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde, “Davacı haksız iddialarla zenginleşmeye çalışmaktadır. İltibas nedeniyle markaya tecavüz suçunda korunan amaç, tescilli marka ile aynı veya benzer olan mal ve/veya hizmetlerdeki kullanılan işaretlerin, tüketici üzerinde yanılgı oluşturması ihtimali karşısında, bir zarar doğmasının engellenmesidir. Ayrıntılı açıkladığımız üzere tüketici kitleleri bile aynı olamayan taraflar arasında bu şekilde bir zarar meydana gelmesi mümkün değildir. Zira Almanya’da hiçbir mağazası olmayan davacının Almanya’da herhangi bir bilinirliğinin olması söz konusu bile değildir. Bu sebeple müvekkil Almanya’da davacının hiçbir olmayan ününden faydalanamaz. -Kabul anlamına gelmemekle birlikte- Bunu istese bile yapamaz. Yine şöyle ki; Müvekkil şirkete ait Facebook sayfasında 2019 yılına ait videolarda müvekkil her zaman … adını kullanmıştır. Davacı tarafından ticari ilişki içerisindeyken bu duruma ilişkin herhangi bir beyanda bulunmaması kötü niyetli olduğunun en net göstergesidir. Bunun yanından dünyanın her yanında … veya … adının Suriye ve Suriyeliler için tatlı ile özdeş olduğunu bilmesine rağmen sanki sadece kendisine aitmiş gibi davranması yine kötü niyet göstergesidir. Son olarak davacı Türkiye satış yapan bir şirkettir. Müvekkilin Türkiye’de sadece imalathanesi vardır. Hatta dosya kapsamında incelemeye giden bilirkişi …’nin bir tabelaya sahip olmadığını bildirmiştir. Sadece Almanya’da satış yapan bir şirket olan müvekkil nasıl sadece Türkiye’de satış yapan davacının sözde var olan bilinirliğinden faydalanabilir? Davacı taraf dünyada Suriye tatlısı satıp adını … yapan yüzlerce tatlıcıdan biridir. Bu kelimeyi kendisine sahiplemeye çalışması ve üzerinden kar elde etmek istemesi kabul edilemez. Müvekkilin sadece Facebook sayfasında yer alan videolarda bile sürekli … adı sürekli etiketlidir. Davacının Almanya’da herhangi bir mağazası yoktur ve Alman halkının davacıdan haberi bile yoktur. Yukarıda tanımda yer aldığını gibi tüketici üzerinde yanılgı oluşturma durumu söz konusu değildir. Yukarıda da ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere haksız ve kötü niyetli hareket eden davacı tarafın tedbir taleplerinin reddi gerekmektedir. ” şeklindeki beyanı ile tedbir talebinin reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre 22/10/2021 tarihli duruşmalı inceleme sonunda; “HMK 389.maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki genelde geçici hukuki korumalara, özelde ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacize karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Geçici hukuki korumalarda bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine, tüm delillerin incelenmesine yeterli bir zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddiasının yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir. Zira kesin hukuki koruma zaten deliller toplanıp yargılama sonuçlandırıldıktan sonra haklılık durumuna göre sağlanacaktır. Dolayısıyla geçici hukuki korumanın önemi ve amacı verilecek bir tedbir kararı ile gerçekleştirilmiş olacaktır. Tüm dosya kapsamı ve sunulan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, talep edenin marka tescil tarihleri ve kullanım durumu karşı tarafın kullanılan ürün ambalaj ve tasarım kullanımına yönelik gerçek hak sahipliğine ilişkin iddiaları dikkate alındığında yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı, ihtiyati tedbire konu talebin yargılamayı gerektirdiği” gerekçeleriyle yasal şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; … markasının 2012 yılından itibaren müvekkilinin tescilli markası olduğunu, müvekkili ile davalılardan … arasında 17/01/2019 da müvekkili şirketin markası üzerinden Almanya’da tek satıcılık sözleşmesi akdedildiğini ancak davalının sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle sözleşmenin feshedildiğini, bunun üzerine davalı tarafın 13/07/2020 tarihinde kötü niyetli olarak … markasını tescil ettirdiği, bu durumun kötü niyetli gösterdiğini, davalıların daha önceden bu şekilde bir markasının olmadığı, bu konuda dosyaya sunulmuş tek bir delil bulunmadığını, buna rağmen tedbir talebinin reddinin doğru olmadığını, davalının Almanya’da olduğunu iddia etmekte ise de, markayı taşıyan ürünlerin Türkiye’de üretildiğinin https://www…com/ internet adresinden anlaşıldığı, yine bilirkişi raporunda davalıların kullanımının müvekkilinin markalarıyla karıştırma ihtimali doğuracağının tespit edildiğini, davalıların markayı tescilli halinden uzaklaşarak müvekkiline ait markaya karıştırılma riski doğacak şekilde kullandığını ayrıca davalının ticari sunum şeklinin de müvekkilinin taklidi olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, ayrıca bilirkişi raporu ile tam ispat külfetinin de yerine getirildiğini bildirmiştir. … tescil numaralı … ibareli markanın 04/03/2016 dan itibaren 29,30,35 ve 43.sınıflarda tescilli olduğu görülmüştür. 02/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Aleyhine tespit istenilene ait işletmede tespit esnasında çalışanların Türkçe bilmemeleri nedeniyle tarafımıza herhangi bir vergi levhası sunulmamış keza işletme içinde tespit amacıyla gezilirken tarafımızca da işletmeye dair bir belgeye rastlanmamıştır. Lakin, tespit esnasında işletme de tespit edilen ve görselleri çekilerek numuneleri alınan kutularda yer alan adresin tespit talep edilen karşı taraf adresiyle aynı olduğu, sonrasında karşı tarafa ait internet sitesi kontrol edildiğinde adres bilgilerinin aynı şekilde yer aldığı ve itede mesafeli satış sözleşmesinde karşı tarafın Satıcı/Firma olarak ticaret ünvanı yer aldığından, tespite konu adreste karşı taraf olan … DIŞ TİC.LTD.ŞTİ’nin faaliyette bulunduğu ve imalat yeri olduğu değerlendirilmektedir. İşletmeden alınan numune kutu arkasında yer alan adresin; “…” ve Tel numarasının +… olduğu, www…com internet adresinin yer aldığı tespit edilmiştir. ve Instagram sayfasında belirtilen https://www….com/ adresi https://www….com/… adresleri kontrol edildiğinde, işletmeden alınan numune kutular arkasında yer alan Almanya adresi laubergstr …” +…-… telefon numarası, www….com internet adresinin aynı olduğu tespit edilmiş olmakla, ilgili internet siteleri ve sosyal medya hesaplarının karşı taraf olan … DIŞ TİC.LTD.ŞTİ’ye ait ya da onunla bağlantılı olabileceği değerlendirilmektedir. Aleyhine tespit istenilene ait işletmede yer alan ve numuneleri alınan kutularda, “…” şeklinde bir kullanıma ise rastlanmadığı, Dosyada yer alan “Distribütörlük Sözleşmesi’ne göre Talepte Bulunan tarafından Karşı taraf olarak yer alan …’a Almanya sınırları içinde “…” markalarının satışı için yetki verilmiş olduğu, keza dosyada yer alan İTO sicil kaydına göre … tarafından diğer karşı taraf olarak yer alan … Dış Tic. Ltd Şti’nin 17/07/2020 tarihinde odaya kaydının … “…” olarak yapıldığı, tespit talep edenin markalarında … ibaresi, Arapça yazı ve 1870 tarihi ile birlikte yıldız işaretlerinin kullanılmakta olduğu, asıl unsuru “…” ibaresi ve “…” oluşturduğu, 1870 tarihi ve yıldız işaretlerinin ise yan unsurlar olarak markaya bir bütün olarak ayırtedicilik kattıkları görülmektedir. Aleyhine tespit istenilen işletmede yer alan kutularda ve ilgili internet sitelerinde kullanılan “…-…”‘markasında, esas unsurun “…” ibaresi olduğu, … ibaresinin “…” anlamına geldiği ve yardımcı unsur olduğu, markanın tescil edilmiş halinde başkaca bir ibarenin ya da şeklin yer almadığı, lakin karşı tarafın fiili kullanımında talepte bulunanın markasında yer alan “…”, “…”, “…” tarihinin “birebir ayniyet teşkil edecek şekilde kullanılmakta olduğu’ hatta söz konusu ibarelerin, talepte bulunanın markasında yer aldığı haliyle, “birebir ayniyet teşkil edecek şekilde” aynı formda, renkte ve yazı düzeninde kullanılmakta olduğu” talepte bulunan tarafından dosyaya sunulan ürün numuneleri ile karşı taraf işletmeden alınan ürün numuneleri karşılaştırıldığında, kutu formlarının da neredeyse birebir aynı ölçülerde ve renkte olduğunun görüldüğü, kutu üzerinde markaların konumlandırılış biçimlerinin de neredeyse birebir aynı olduğu, karşı tarafın, kendisine ait markanın mevcut tescilli halinden uzaklaşarak, tespit talep edene ait markada yer alan unsurları, birebir aynı şekilde kullanımı eyleminin, tarafların emtiaları, faaliyet alanları ve müşteri kitlesinin benzerliği hususu da dikkate alındığında, talepte bulunana ait markalarla karıştırılma riski doğuracağı, tespit edildiği” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Talep, delil tespiti ve ihtiyati tedbire ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Tespit işlemi sırasında alınan bilirkişi raporunda karşı tarafın kendisine ait markanın mevcut tescilli halinden uzaklaşarak tespit talep edene ait markada yer alan unsurları birebir aynı şekilde kullanması eyleminin markaların karıştırılması riskini doğuracağı yolunda görüş bildirdiği görülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Somut olay bakımından yapılan değerlendirmede alınan bilirkişi raporu da dikkate alındığında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Dosya içeriğinden karşı tarafın da … şeklinde markasının bulunduğu beyan edilmekle davalının tescilli markasını kullanma hakları saklı kalmak kaydıyla tedbir talebinin kısmen kabülü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, talep eden vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü, kısmen reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Talep eden vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 2.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/07/2021 tarih, 2021/170 E – 2021/184 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul kısmen reddi şeklinde karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde talep eden tarafa iadesine, 5-İstinaf aşamasında talep eden tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 51-TL posta masrafı olmak üzere toplam 213,10-TL’nin karşı taraftan alınarak talep edene verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/03/2022