Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1272 E. 2022/1472 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1272 Esas
KARAR NO: 2022/1472
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2022
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin hali hazırda “…” ibareli tescilli markalara sahip olduğunu, söz konusu markalarına konu ürünü “…” ismi ile lanse edildiğini, Türkiye genelinde gribe karşı enfeksiyon blokeri pastil olarak tanıtıldığı ve satışa sunulduğunu, markaların esas faaliyet alanlarının 05 ve 10. sınıflarında yer alan emtialar üzerinde olduğunu, davalı şirket tarafından üretilip satışa sunulmakta olan “…” ibareli ürünün, müvekkiline ait tescilli markalar ile iltibas yaratacak derecede benzerlik içerdiğini, davalı şirket tarafından … numaralı marka başvurusunda bulunulduğunu, müvekkili tarafından itiraz edilmesi üzerine marka başvurusunun reddedildiğini, davalıya ait … numaralı marka başvurusuna itiraz edildiğini ve marka başvurusunun reddedildiğini, davalıya ait … numaralı marka başvurusuna itiraz edildiğini ve markanın kısmen reddine karar verildiğini, davalı yana ait … numaralı marka başvurusuna itiraz edildiğini ve itirazın inceleme aşamasında olduğunu, davalı şirkete ait markalarda “…” ibaresinin baskın unsur olduğunu, “…” ibaresinin ise tali unsur görünümünde olduğunu ancak piyasadaki ürün ambalajında başvuru yapıldığı hali ile dahi kullanılmadığını, markasal kullanımının … olduğunu, https://www…/… internet adresinde ve eczanelerde satışa sunulan ürünlerin, müvekkiline ait marka ile iltibas yaratacak derecede benzerlik içerdiğini, davalının “…” ibaresini içeren kullanımının, müvekkilinin “…” ibareli markalarına tecavüz oluşturduğu ve kötü niyetli olduğunu, davalının müvekkiline ait ürünün ayırt edilemeyecek derecede benzerini satışa sunma şeklindeki fiillerinin haksız rekabet fiilini de oluşturduğunu, davalıca piyasaya sunulan ürünün, müvekkilinin markasının itibarını zedelediğini, öncelikle davalıya tebligat yapılmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle davalı şirketin 6769, 6102 ve 6100 Sayılı Kanunlarda yer alan düzenlemeler gereğince, müvekkilinin tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin ivedilikle önlenmesini ve durdurulmasını, bu kapsamda tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulmasını ve bunların saklanmasını, davalının ürünlerini satışa sunduğu web sitesinden veya başkaca mecralardan ürünlerin kaldırılmasını, yapılacak yargılama sonunda davalının fiillerinin, müvekkilinin tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitini, davalının, müvekkilinin tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasını ve önlenmesini, tecavüz oluşturan tüm kullanımların önlenmesini, ürünlerin toplatılmasını, tabelaların kaldırılmasını, ticari evrakların toplanmasını, davalı yanın ürünlerini satışa sunduğu web sayfasında ve başkaca mecralarda yer alan görsellerin kaldırılmasını, davalının fiillerinin, TTK gereğince haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile önlenmesini, tescilli markalardan doğan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile davanın kabulüne dair verilen kararın masrafları davalı yanca karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması için ülke çapında yayın yapan gazetelerden birinde ilanını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından yapılan kullanımın markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığı, kullanımın dürüst kullanım kapsamında kaldığını, herhangi bir iltibas olasığının bulunmadığını, tedbir kararının uygulanmasının hukuka aykırı olup, müvekkiline zarar vereceğini bildirerek davanın reddini istemiş, karşı davasında ise davacının … ve … kelimelerini marka olarak tescil ettirdiğini, bu şekilde bir tescilin açıkça kanuna aykırı olduğunu belirterek davacı-karşı davalının markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN TEDBİR KARARI: İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/569 E.11/04/2022 tarihli ara kararı ile;”..1-6100 sayılı HMK’nun 389-390. maddeleri ile 6769 sayılı SMK’nun 159. maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN TAKDİREN 200.000 TL (ikiyüzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜNE 2- TPMK nezdinde … ANONİM ŞİRKETİ adına tescilli “…” ibareli markalarla iltibasa/karışıklığa yol açan davalı tarafça üretilen veya ithal edilen ürünlere Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil bulundukları yerlerde el konulmasına, el konulan ürünlerin bu aşamada masrafı … ANONİM ŞİRKETİ tarafından karşılanmak üzere yediemine tevdiine, 3-TPMK nezdinde … ANONİM ŞİRKETİ adına tescilli “…” ibareli markalara tecavüz teşkil eden davalıya ait ürün görsellerinin satışa sunulduğu web sitelerinden ve sair mecralardan kaldırılmasına, her türlü reklam yayının durdurulmasına, 4-HMK’nın 393/2 maddesi gereğince bu tedbirin İstanbul Nöbetçi İcra Dairesi aracılığıyla infazına, infazda terettüde mahal vermemek için bilirkişi kurulu kök/ek raporunun karara eklenmesine, 5-HMK ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 7251 Sayılı Kanununun 393/1 maddesi gereği bu kararın, tedbir isteyen tarafa tebliğinden itibaren 1 hafta içinde teminat yatırılmadığı takdirde ya da teminat yatırılsa bile aynı süre içinde kararın infazı için ilgili icra dairesine başvurulmadığı takdirde, tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağının talep eden tarafa ihtarına, 6-HMK 398/1 maddesi gereği ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kişi/kişilerin, altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağı hususunun ihtarına…” şeklinde karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: Davalı-karşı davacı vekili, tedbir kararının kanunun amacına uygun düşmediğini, müvekkilinin büyük maddi ve itibari kayıplarına yol açtığını, dava konusu ürünlerin bozulabilir nitelikte olup, tedbir sonrası kullanılmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte teminat miktarının da oldukça düşük olduğunu bildirerek mahkemece verilen ihtiyadi tedbir kararının kaldırılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde teminat miktarının hakkaniyet oluşturacak şekilde belirlenerek tedbir ilamının icrasının tedbir kararının kesinleşmesine kadar durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/569 E. 24/05/2022 tarihli ara kararı ile,(duruşmalı yapılan inceleme sonunda) “…Dava dilekçesi, cevap-karşı dava dilekçesi, asıl ve karşı davada cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri, TPMK kayıtları, bilirkişi kurulu kök-ek raporu ve bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalı – karşı davacı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde teminat miktarının hakkaniyet oluşturacak şekilde belirlenerek tedbir ilamının icrasının tedbir kararının kesinleşmesine kadar durdurulmasına ilikin talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı-Karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; verilen tedbir kararının müvekkili açısından imkansız zararlar doğuracağını, söz konusu ürünlerin ülke çapında bilinen büyük marketler ve her yerindeki eczaneler aracılığıyla tüketiciye ulaştırıldığını, tedbir kararının müvekkilinin itibarını azaltacağını ve iflasına yol açacağını ayrıca dava konusu ürünlerin bozulabilir nitelikte olup tedbir kararı osnrası kullanılmasının mümkün olmadığını, kararın dosyanın esasına ilişkin bir kabul kararı niteliğinde olup kanun koyucunun amacı dışında olduğunu, tüm bu riskler karşısında hükmedilen teminat miktarının da oldukça düşük olduğu, bilirkişi raporlarının açık eksikler içerdiğini ve hükme elverişli olmadığını, karıştırılma ihtimaline ilişkin incelemenin hatalı yapıldığını, ürünlerin hali hazırda eczanelerde satılmakta olup alıcı ile eczacılık mesleğini icra eden kişilerin bulunduğunu, dolayısıyla ürünü almak isteyen tüketicinin oldukça dikkatli inceleme yapacağını davacının ürünlerinin müvekkilinin ürünlerinin aksine daha canlı renkler ve karmaşık şekiller içerdiğini, ayrıca bilirkişilerin değerlendirmede dikkate alınması gereken hususları eksik değerlendirdiklerini, … ibaresinin bir bitki adı olup ayırt edici olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmediğini, delil tespiti işlemi olmaksızın bilirkişi incelemesi yapılmasının usule aykırı olduğunu, ihtiyati tedbirin şartlarının gerçekleşmediğini, tedbir talebinin reddi gerektiğini, aksi halde teminata hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER: TPMK’dan celp edilen davalı – karşı davacıya ait … numaralı … ibareli markanın 5,30,32,35. Sınıflarda, … numaralı … ibareli markanın 5,30,32,35. Sınıflarda, … numaralı … ibareli marka için 3,5,29,30 ve 35. Sınıflarda başvurularının yapıldığı, … tescil numaralı hünnap … ibareli markanın 30 ve 35. Sınıflarda 25/06/2019 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Davacı-karşı davalı tarafından 14/02/2022 tarihli dilekçe ile bir kısım markaların tescil belgelerinin sunulduğu görülmüştür. 14/01/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı markası ile davalı yanın markasal kullanımlarının bütün halinde bıraktıkları genel intibaının ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimaline sebebiyet vereceği, davalı yanın kullanımları, davacı yanın “…” esas unsurlu markaları ile benzerlik arz ettiği değerlendirildiğinde nihai tüketici nezdinde iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğu ve açıklanan gerekçeler ile haksız rekabetin varlığından bahsedilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 03/03/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Asıl dava ile ilgili olarak kök rapordaki görüşlerin değiştirilmesini gerektirir herhangi bir durumun olmadığı, karşı dava bakımından davacı/karşı davalı yana ait dava konusu … ibareli markaların SMK’nın 5/1-c hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün durdurulması, önlenmesi, karşı dava ise, hükümsüzlük talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına yöneliktir.İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda alınan bilirkişi raporları içeriği de gözetildiğinde ihtiyati tedbire itirazın reddedilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan hükmedilen teminat miktarı da dosya kapsamı itibariyle yeterli görülmekle davalı-karşı davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı/Karşı Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı/Karşı Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.22/09/2022