Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1261 E. 2022/1479 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1261 Esas
KARAR NO: 2022/1479
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/06/2022
NUMARASI: 2022/165 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı … tescil numaralı markanın gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, ancak davalının müekkilininden izin almaksızın bu markayı kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin … markasının Hindistan ve Pakistan’da tanınmış bir marka olduğunu ayrıca Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede de tescilli ve/veya tescil başvurusuna konu olduğunu, davalının kötü niyetli olarak söz konusu marka başvurusunu yaptığnı, ayrıca davalının … ve … sayılı marka tescil başvurularının müvekkilinin itirazı üzerine kötü niyetle yapıldığı gerekçesiyle reddedildiğini, ayrıca dava konusu bu markanın kullanılmaması sebebiyle de iptali gerektiğini belirterek markanın hükümsüzlüğüne ve iptaline ayrıca üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve bu markadan kaynaklı hakların kullanımının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili müvekkilinin 2013 yılında kurulduğunu ve 21/04/2014 tarihinde marka başvurusunda bulunduğunu tescilin ise 13/03/2015 tarihinde gerçekleştiğini, müvekkilinin … ile yapılan iş birliği sonucunda kurulduğunu ve bu firmaya ait formülleri kullanarak üretim yaptığını, bu kuruluşun ortağının müvekkili şirketin ortakları arasında yer aldığını … markasının müvekkilinden önce Türkiye ve çevresinde tanınan bir marka olmadığını, müvekkilinin faaliyetleri sonucu tanınmışlık düzeyine ulaştırığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/165 E. 10/06/2022 tarihli ara kararı ile; “…Dava dilekçesindeki açıklamalar ve davanın niteliğine göre davacının dava konusu markanın 3.kişilere devrinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davalı adına tescilli ise … tescil numaralı markanın 3.kişilere devrinin önlenmesi açısından takdiren teminatsız olarak TPMK sicil kaydına tedbir konulmasına, bu markadan kaynaklı hakların kullanımının durdurulmasına ilişkin talebin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki açıklamaların ve ekinde yer alan delilerin dava konusu markanın davalı adına tescilinin hukuka aykırı olduğunu ispat ettiğini, davalının marka tescilinin kötü niyetli olduğunu, SMK’nun 162. Maddesine göre hükümsüzlük kararlarının kesinleşmedikçe icra edilemediğini, bu davaların da birkaç yıl sürdüğünü, dolayısıyla müvekkilinin telafisi güç hatta imkansız zararlara uğramasına yol açtığını, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilmesinde zorunluluk bulunduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan marka tescil belgesi fotokopisinden … tescil numaralı … 13/03/2015 tarihinde 5. Sınıfta davalı adına tescil edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü ve kullanmama sebebiyle iptali talebine ilişkindir Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddedilen kısmına yöneliktir. Davacı taraf hem dava konusu markanın devrinin önlenmesi hem de markadan kaynaklı hakların kullanımının durdurulması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiş, mahkemece markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmiş, sair tedbir talebinin ise reddedildiği görülmüştür. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir. HMK’nun 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Somut olay bakımından dosya içeriği ve sunulan deliller değerlendirildiğinde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, henüz bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği kanaatine varılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/09/2022