Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/126 E. 2023/1600 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/126 Esas
KARAR NO: 2023/1600
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2021
NUMARASI: 2017/751 – 2021/6
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … markasının müvekkilinin tanınmış markası olduğunu, müvekkilinin tesciller ile de korunan … markaları ve … ürününe ait ticari takdim şeklinin, davalı dahil pek çok firma tarafından taklit edildiğini, müvekkilinin … ürününü yeşil bir kapak ve mavi bir şişeden oluşan özgün iç ambalaj ile birlikte piyasaya sunduğunu, ambalajın müvekkilinin … sayılı tescili ile de korunmakta olduğunu, tüketici nezdinde de sıkı sıkıya müvekkili ile bağdaştırıldığını, davalının etiketsiz olarak üretip satışa sunduğu mentollü merhemin müvekkiline ait ürününe ait ticari takdim şeklini taklit etmek suretiyle üretip/ürettirip satarak müvekkilinin faaliyetleri ve iş mahsulleri ile iltibas yarattığı, bu surette haksız rekabette ve markaya tecavüzde bulunduğunu, çekilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davalının eyleminin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’i ve 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının “…” ve “…” ambalaj ile birlikte sözcük markalarına dayanmakta olduğunu, davacının ambalaj markası olarak ürünün tüketiciye sunum şekli olan karton kutuyu değil bu karton kutunun içindeki ürünün saklandığı plastik kutu tasarımım dava konusu ettiğini ancak davacının bu kutuya ilişkin ne bir (üç boyutlu) kutu markası ne de bir tasarım tescil belgesi bulunmadığını, davacının kutu şeklinin ayırt edici hiçbir özelliği olmayıp normal bir kutu olduğu sadece renklerin davacıya inhisarı hak tanımadığını, davacının karton kutunun içinde yer alan tüketici tarafından alırken görülmeyen ve sadece eczanelerde satılan bîr ürün ile ilgili olarak tüketicinin, tüketiciye ürün dahi sunmayan müvekkili yerine davacıyı algılamasının mümkün olmadığını, savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı adına tescilli … numaralı marka bakımından, davalı yana ait plastik kavanozun marka hakkına tecavüz oluşturmadığı, her ne kadar anılan markada dava konusu ürün ambalajı görseline yer verilmişse de bu görselin ayrıntılı olmadığı ve markada yer alan başkaca unsurların esas unsur olduğu, davalı tarafça üretilen ürünün, gerek ürün gövdesi gerek kapağın dışı gerekse içi yönünden davacıya ait ürünle benzer olduğu, davalı tarafa ait ürün gövdesinde kullanılan rengin de davacı yana ait ürün gövdesinde kullanılan renk ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve bu bakımdan tarafların ürünleri arasında iltibasın ve haksız rekabetin mevcut olduğu, davacı ürününün, iltibas teşkil eden plastik kavanoz haricinde aynca karton kutunun içerisinde ve eczanede ayrı bir stantta satışa arz edilmesinin haksız rekabet hâlinî ortadan kaldırmadığı, TTK 56.madde hükmünün atfıyla TBK 58.madde hükmü gereğince davacının kişilik haklarının zarara uğradığını ispat etmesi gerektiği, ancak bu durumun sabit olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, marka hakkına tecavüz şartları oluşmadığından bu yöndeki talebin reddine, manevi tazminat talebinin reddine, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; -Başvurulan ilk 2. heyet raporunun fahiş eksiklikler içermesi nedeniyle, 3.bir heyetten rapor alındığı, ancak son rapora itibar edilmeyip, 2. rapora itibar edildiğini, – İki tescilde de ortak korunan unsurun kavanoz şekli olduğunu, müvekkilinin söz konusu kavanoz şeklini ilk yıllardan beri marka olarak benimsemiş olduğunu, mavi kavanoz-yeşil kapaktan oluşan … markası üzerindeki hakların tescile dayandığını, -İlk Derece Mahkemesi nezdininde 2018/449 E. – 2019/304 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile müvekkilinin … ürününü yeşil bir kapak ve mavi bir şişeden oluşan özgün iç ambalaj ile birlikte piyasaya sunulan iç ambalajın marka hakkının ihlali sayıldığını, -Haksız kullanımın sonlandırılması yönünde hüküm kurulmuş olmakla birlikte, hükmün netice-i talebinde belirtildiği şekilde Internet üzerindeki kullanımın engellenmesini sağlayacak nitelikte olmadığını, -Davalı tarafın haksız kullanımı sebebiyle müvekkilinin kişilik hakları zedelenmiş olduğunun açık olduğunu, -Davalı lehine hükmolunan vekalet ücreti hesaplamasının AAÜT hükümleri uyarınca hatalı yapıldığını, -Davalının gerekçeli karar ile haksız rekabet teşkil ettiği hüküm altına alınan taklit ürünlerin kullanımına devam etmemesi yönünde halihazırda hiçbir engel bulunmadığından ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; -Davalının davacı markaları ile iltibas yaratacak hiçbir ürünü piyasaya sürmediğini, dava konusu kavanozların harcı alem olduğu, davalı tekeline bırakabilecek özellikte bir tasarım olmadığını, -Davacı tarafla özdeşleşen bir ibarenin ya da ayırt edici işaretin ürünle birlikte kullanılmak suretiyle iş ürünleri ve buradan hareketle her iki ürünü pazarlayan firmalar arasında iltibasa yol açılması gerektiği, farklı sektörlerdeki farklı faaliyette bulunan taraflar arasında TTK 55 m. anlamında bir haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı adına tescilli “…” markasına ait, yeşil kapak ve mavi şişeden oluşan ticari takdim şeklinin davalı tarafından taklit edildiği iddiasına dayalı olarak açılan, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, ile manevi tazminat istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının ürün ambalajı ile davacının ürün ambalajının ayırt edilemeyecek kadar benzer olması nedeniyle tarafların ürünleri arasında iltibasın ve haksız rekabetin mevcut olduğu, markaya tecavüzün söz konusu olmadığı, manevi tazminat şartlarının da gerçekleşmediği anlaşılmakla, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı yönünden alınması gereken 269,85- TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yönünden alınması gereken 269,85- TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapıldığı anlaşılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olarak toplam 127,50 TL posta masrafının 1/2 oranında 63,75TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2023