Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/123 E. 2022/119 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/123 Esas
KARAR NO: 2022/119 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2021
NUMARASI: 2021/266 E. – 2021/863 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete ait işyerlerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden hacze gelindiğini ancak, takip dosyasındaki borçlu şirketin … Ltd. Şti. olduğunu, müvekkilinin borçlu olmamasına rağmen haciz baskısı altında 24/02/2021 tarihli protokolle 450.000 TL bedelli senet verildiğini, akabinde icra tehdidinden kaçınmak amacıyla 540.000 TL ödeme yapıldığını, asıl borçlu şirketin müvekkili şirketle hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek 540.000 TL’nin davalıdan istirdatına, davalının tazminata mahkumiyetin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E (eski esas …) sayılı dosyası borçlusu … Ltd. Şti.aleyhine haciz işlemi uygulanmak üzere gidilen adreslerde, davacı şirket ve dava dışı … tarafından dosya borcunun üstlenilerek borca istinaden protokol düzenlendiğini ve 25/02/2021 tediye tarihli 450.000 TL bedelli senet verildiğini, işbu bononun vadesi geldiğinde tam bedelin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E dosyası ile 400.000 TL üzerinden takibe geçildiğini; eldeki istirdat davasında davacının aktif dava ehliyeti ve taraf sıfatının bulunmadığını, takibin dava dışı şirket aleyhine başlatıldığını ve haciz işlemine girişildiğini, davacının haciz baskısı altında olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacının tazminata mahkumiyetini istemiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli 2021/266 E.- 2021/863 K.sayılı kararıyla; “…Dava konusu bonoya ilişkin yapılan ödeme İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyanın takip borçlusu olan dava dışı 3.kişinin borcunu ifa niteliğinde olup, bu durumda borçtan kurtulan dava dışı takip borçlusu şirkettir. Menfi tespit ve istirdat davası önceki icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerekmekte olup, davacılık sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip ve dava konusu borcun 3.kişi (eldeki davda davacı) tarafından ödenmiş olması bu durumu değiştirmez. Borcu ödeyen 3.kişi davacı, takip alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Müvekkili şirketin dosya borçlusu olmadığını, müvekkiline ait, … Caddesi No:… Karaköy / İstanbul ve … Mahallesi … caddesi No:… Gebze / Kocaeli adresinde bulunan … Limited Şirketi ünvanlı iş yerlerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına istinaden davalı vekili tarafından eş zamanlı olarak hacze gelinerek müvekkili şirket yetkilisine, mahalde bulunan menkullerin muhafaza altına alınacağının söylendiğini, müvekkilinin yanında nakliyeciler aranarak mahalle gelmelerinin söylendiğini, ayrıca Emniyetten polis memurlarının da çağrıldığını, Söz konusu hacizler sırasında yine tutanaklardan belli olacağı üzere Müvekkili şirkete ait vergi levhası, ticaret sicil gazetesi, imza sirküleri icra takibi işlemlerini yapan memurlara ibraz edildiğini, söz konusu haciz tutanakları iyi incelendiğinde Müvekkiline ait iş yerlerinde söz konusu … İcra Müdürlüğünün borçlusuna ait hiç bir evrak vs. bulunamadığı ve illiyet bağı olduğuna dair bir ibarenin de yazılmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde takibe konu borçlu şirketin … Limited Şirketi olduğunu, yalnızca isim benzerliği sebebiyle müvekkiline ait iş yerlerine haciz işlemi tatbik edilmiş olduğunu, müvekkil şirketin dosya borçlusu olmadığının açıkça görüldüğünü, müvekkilinin gerek çevre esnafa gerekse müşterileri nazarında prestij kaybı yaşayacağını düşünerek o anki panik halinde eklerde sundukları 24.02.2021 tarihli protokolde belirtilen 450.000 TL bedelli 25.02.2021 tevdiye tarihli ekte sunulu senedi haciz mahallinde, icra memuru huzurunda imzalandığını, daha sonra davalı vekili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile borçlusu Müvekkil Şirket olarak görülen İcra dosyasıyla birlikte fiili haciz yapıldığını ve müvekkilinin icra tehdidinden kaçınmak amacıyla 540.000 TL’yi davalı vekili hesabına ödediğini, kararın hukuki bir dayanağının olmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap ve katılma yollu istinaf dilekçesinde; Davacı tarafından imzalanan protokol ile borcun üstlenilmiş olduğunu, ödeme aracı olarak davaya konu bono ve protokollerin yapıldığını, bu davaya konu bonodan dolayı davacının borçlu olduğununu, borçlu olmadıkları yönündeki itirazlarının ve yaptıkları ödemelerin iadesi taleplerinin mesnetsiz olduğunu beyanla davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, mahkeme kararında davanın reddi yönünden hesaplanan vekalet ücretinin hatalı olduğundan, harca esas değer üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini beyanla mahkeme kararının bu yönden kaldırılarak düzeltilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … A.Ş., borçlunun … Ltd. Şti. Olduğu, takibin borçlusu … Ltd. Şti., lehtarı … A.Ş. Olan ve alacaklı Bankaya ciro edilen, toplam 850.500,00 TL bedelli 11 adet bonoya dayanan kambiyo senetlerine özgü takip olduğu, takibin 08/06/2015 tarihinde başlatıldığı, alacaklı … A.Ş. Tarafından 19/02/2021 tarihinde takibin yenilendiği, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/76 D.İş sayılı dosyasından, … A.Ş. Tarafından 850.500 TL bedelli senetlere dayanarak 16/02/2021 tarihli ihtiyati haciz kararı alınarak borçlu şirketin “… Cad. No:… Karaköy İstanbul” adresine 24/02/2021 tarihinde hacze gelindiği, haciz sırasında hazır bulunan 3. Şahıs …’ın adresin borçlu şirkete ait olmadığını, … Limited Şirketi’ne ait olduğunu ve yetkilisinin o anda adreste bulunmadığını beyan ettiği, alacaklı vekilinin borçlu ile anlaşma imkanı bulunduğunu beyanla, işlem yapmadıklarını beyan ettiği anlaşılmıştır. Gebze İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, 24/02/2021 tarihinde davacı adresine hacze gidildiği, 3. Şahıs sıfatıyla … imzasının alındığı anlaşılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … A.Ş. Tarafından 01/03/2021 tarihinde, borçlular … Limited Şirketi ve … aleyhine, 24/02/2021 tanzim, 25/02/2021 ödeme tarihli, 450.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak, 400.000 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 403.009,75 TL alacağın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde sunulan, 24/02/2021 tarihli protokolde, alacaklı vekili ile borçlu olarak davacı şirket kaşe ve yetkili imzası ile, borçlu … isim ve imzasının bulunduğu, davalı şirkete İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı İcra dosyasına binaen 24/02/2021 tanzim, 25/02/2021 ödeme tarihli, 450.000 TL bedelli bononun verildiği, alınan bononun vadesinde ve tutarında ödenmesi halinde tahsil harcı borçluya ait olmak üzere dosyadan borcunun kalmayacağı, bono ödenmezse tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takibine konulacağı, açık icra takibinden devam etme hakkının alacaklı tarafça saklı tutulduğunu, “Yapılan protokolle alınan bono miktarınca, borcun borçlu tarafça kabul edildiğinin, yapılan protokolün alınan bononun ödeme kayıt ve şartlarını değil, ödeme şeklini belirleyen işlemlerden olduğunu, ve sözleşme serbestisi içerisinde imzalandığını, tarafların kabul ve beyan ettiklerine dair kayıt içerdiği anlaşılmıştır. Borcunun borçlu taraflarca kabul edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde; 24/02/2021 tarihli 50.000 TL bedelli ödeme dekontu, 02/03/2021 tarihli 390.000 TL bedelli ödeme dekontu ve 02/03/2021 tarihli ödeme dekontu ibraz ettiği, son dekont da “İst .. İcra … E ve İst … İcra … E borçları ödemesi” açıklamasının bulunduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İstirdat talepli davada, ilk derece mahkemesince, menfi tespit ve istirdat davasının önceki icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacılık sıfatının takip borçlusuna ait olduğu, borcu ödeyen 3.kişi davacının, takip alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, davalı vekili de katılma yoluyla istinaf başvurusu dilekçesi ibraz etmiştir. Üçüncü kişi davacı vekilinin dava dilekçesinde, borçlusu olmadığı icra dosyasından iki ayrı adresine hacze gelinerek, haciz ve muhafaza tehdidi altında protokol ve senet imzaladıklarını, 450.000 TL bedelli senedin takibe konulduğunu, 540.000 TL ödeme yaptıklarını beyanla, ödedikleri paranın istirdadını talep ettiği anlaşılmakla, dava İİK’nun 72.maddesine dayalı olarak açılmış istirdat davası niteliğinde olmayıp, üçüncü şahıs tarafından açılan istirdat davası olup, mahkemece davanın davacı sıfatı bulunmadığından bahisle reddine karar verilmesi yerinde değildir. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından ihtiyati haciz kararı alınarak davacının iki ayrı adresine aynı gün hacze gidildiği, protokolün de aynı tarihte yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece davası tarafça sunulan deliller incelenerek protokol ve bononun haciz ve muhafaza tehdidi altında düzenlenip düzenlenmesinin ve davacı tarafın fazla ödeme yapıldığına dair iddiasının değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın davacının yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyasının yargılamaya devam olunmak üzere, mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebebi kabul edilerek, mahkeme kararının kaldırılarak, dosya mahkemesine gönderildiğinden, vekalet ücretine yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 11/11/2021 tarihli 2021/266 E. – 2021/863 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı vekilinin katılmalı istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafın istinaf talebi kabul edildiğinden, davalı tarafın ise istinaf talebi bu aşamada incelenmediğinden istinaf peşin harçlarının talepleri halinde taraflara iadesine, 6-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 113,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 56,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/02/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.