Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1227 E. 2022/2085 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1227 Esas
KARAR NO: 2022/2085
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2022
NUMARASI: 2021/498 2022/350
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … arasında gaz ekipmanları satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu ekipmanların depolama işlemlerinin ekte görülen ardiye faturası ve gümrük beyannamesi ile de sabit olduğu üzere davalı tarafından yerine getirildiğini, davalı yanın yükleme esnasında kompresörü düşürüp hasara uğramasına neden olduğunu, 06/01/2015 tarihli hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, bu durum sonucunda müvekkili ile dava dışı … arasındaki sözleşmenin gereklerinin zamanın yerine getirilememesi tehlikesinin doğduğunu, şirketin hasarlı ürünün yerine yenisinin ithalatı işlemlerine başlamasına rağmen gecikme olmasını engelleyemediğini, … tarafından 18/05/2015 tarihli fatura kesildiğini, fatura bedelinin ödendiğini, alacağın tahsili için müracaat edilmesine rağmen netice elde edilememesi nedeniyle İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı yanın dava dışı şirkete ödediği gecikme cezasından davalının sorumlu olduğunu, takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, yasal yükümlülük bulunmadığı halde yapılan keyfi ödemenin müvekkile rücu edilemeyeceğini, müvekkile rücu edilebilmesi için öncelikle yapılan ödemenin hukuka uygun olmasının gerektiğini, davacı yanın hukuka uygun cezai şart ödemesi yaptığının kabulü için dava dışı şirketin sözleşme konusunu ihtirazi kayıtla teslim almasının gerektiğini, cezai şartın fahiş olduğunu, cezai şart ödemesine KDV tahakkuk ettirilemeyeceğini, icra inkar tazminatı talep edilmesinin de mümkün olmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 14/05/2018 tarih ve 2016/692 Esas 2018/501 Karar sayılı kararında; “Davacı ve dava dışı … arasında imzalanan sözleşmenin 11.maddesinde belirlenen sürede istasyonun kurulumu ve devreye alınması işleminin gerçekleştirilmemesi halinde her gün için 5000,00 TL ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu düzenleme, 6098 sayılı TBK’nın 179/II. hükmünde ifade edilen “ifaya ekli cezai şart” niteliğindedir. Bu cezanın talep edilebilmesi eser teslim alınırken anılan cezayı isteme hakkının saklı tutulması veya sözleşmede ihtarazı kayda gerek olmaksızın cezai şart istenebileceğine dair bir hüküm bulunması gerekir. Sözleşmede ihtirazi kayda gerek olmaksızın cezai şart istenebileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı ve dava dışı … arasında tanzim olunan 04/05/2015 tarihli mahsuplaşma-ibralaşma başlıklı belgeye göre “…satıcı firmanın antrepodan kaynaklı 06/01/2015 tarihinde kompresörün düşmesi ile oluşan zaman kaybı kabul edilmemiş, bu gecikmeden kaynaklanan 10 günlük cezai şart tarafların karşılıklı mutabakatı ile uygulanmıştır” denilmek suretiyle toplam 59.000,00 TL cezai şart davacı alacağından mahsup edilmiştir. Bu belgenin tanzim tarihi olan 04/05/2015 tarihinden önce davacı ve dava dışı … arasında gecikme bildirimi ya da teslim sırasında ihtirazi kayıt bulunmamaktadır. İhtirazi kayıt ileri sürülmeksizin cezai şart talep edilemeyeceğinden davacının dava dışı şirkete ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapılan cezai şart ödemesini rücuen davalıdan talep edemeyeceği açıktır. Bu sebeplerle davanın reddine karar verilmiştir.” şeklinde davanın reddine karar verilmiştir.- DAİREMİZİN 28/05/2021 tarih ve 2018/2948 Esas 2021/1081 Karar sayılı ilamı ile; “…Davalının kusuru nedeni ile satışı yapılan emtiada zarar oluştuğu ve bu zarardan dolayı alıcıya geç teslimat yapıldığı, davacı satıcının dava dışı alıcıya “gecikme cezası” ödediği anlaşılmaktadır.Davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkisi ise ” saklama sözleşmesi” ” ardiye” ilişkisidir. Dolayısı ile eldeki davanın bu sözleşmenin hukuki düzenlemelerine göre çözümü gerekmektedir.Bizzat davalı yanca tutulan hasar tespit tutanaklarına göre hasarın ardiye içinde iç nakil sırasında oluştuğu, emtianın yere düşürüldüğü anlaşılmaktadır.Mahkemece sonuca etkisi olmayacak şekilde ardiyecinin kusurunun bulunup bulunmadığı yönünde rapor ve ek rapor alınmıştır.Yine mahkemece davacı ve davalı arasındaki sözleşmeye göre cezai şart talep edilmediği için ihtirazı kayıt konulup konulmama hususu incelenmiş ise de; dava bir tazminat davası olup, ardiyecinin kusuru nedeni ile oluşan zarar talep edilmektedir.Davacının ileri sürdüğü zarar; dava dışı şirkete hasarlı malın yenisinin getirtilmesi nedeni ile geç teslimden kaynaklanan ceza ödemesinin rücu istemidir.Olayın saklama sözleşmesinde, saklayanın eşyayı koruma yükümlülüğüne göre değerlendirilmesi ve varsa bu sözleşmenin ayıplı ifasından kaynaklanan zararının giderilmesi gerekmektedir.Mahkemece bu yönde inceleme yapılmadığı gibi, davacının zarar kalemi olarak öne sürdüğü faturanın davacı yanca ödenip ödenmediği hususunda araştırma yapılmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile hüküm kurulduğu görülmekle, davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına… ” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”…. davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişki ” saklama sözleşmesi” ” ardiye” ilişkisidir. Bu kapsamda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/2948 Esas 2021/1081 Karar kapsamı da dosyada alına ek bilirkişi raporunda dava dışı sigortalı … Ltd. Şti. ile davalı … Ltd. Şti. arasında Antrepo Sözleşmesinin kurulduğunun (31.12.2014 tarih ve … no.lu … Bey.), emtia/eşyanın alıcısı sigortalı tarafından fiili ithalat işlemleri tamamlanarak davalıya ait genel antrepodan çekilmesi, araca yükleme aşamasından forkliften düşerek hasar gördüğü, hasara ilişkin davalı … görevlilerince hasar tespit tutanağı düzenlendiği, dolayısıyla meydana gelen hasarın davalı antrepo işletmesinin kabulünde olduğu, ekspertiz raporu tespitleri sonuç bölümünde, sigortalının ithal ettiği 1 adet CNG kompresör ünitesinin ithalat işlemeleri bittikten sonra antrepoda yüklenmesi esnasında düşürülmesi sonucu hasarlandığı, uluslararası karayolu taşımayı takiben eşya sahibinın bir Antrepa Beyannamesi tahtında davalıya ait antrepoya eşyalarını eksiksiz ve tam olarak teslim etmiş olduğu, (818 sayılı TBK m.473 vd. TBK m.571 vd.) davalı …Ltd. Şti.’ye ait 06.01.2015 tarih, … no.lu fatura ile ardiye ücretini dava dışı sigortalının davalı antrepo işletmesine ödediği tespit edilmiş olup, antrepo rejimi ile uluslararası karayolu ile taşınan eşya antrepoya alındığına göre sözleşme hükmünün kurulmuş, artık eşyanın uluslararası taşımadan kaynaklı CMR Konvansiyonu kapsamında süreci bitmiş bulunduğu bu kapsamda TBK m.561’md kapsamında “Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstendiği sözleşmedir.” hükmü uyarınca antrepodan malın çekilmesi aşamasında zarar meydana geldiği davalı tarafın eşyaya karşı özen borcunu göstermeyerek edimini ifa etmediği meydana gelen zararın oluşumunda davalı …Ltd. Şti.’nin adamının ifa sorumlusunun eylemi nedeniyle TBK m.66 uyarınca hata ve kusurlu olduğu anlaşılmakla bu kapsamda davacının sözleşmenin ayıplı ifadan kaynaklı takibe ve davaya konu zararını talep edebileceği anlaşılmakla açılan davanın Kabulüne; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişilerin uyuşmazlık konularını gidere bir inceleme yapmadan rapor düzenlediklerini, Mahkemenin davaya konu miktarın ödenip ödenip ödenmediği hususunda bir inceleme yaptırtmadığını, davacının sadece ibraname sunduğunu, ödeme dekontu, muhasebe kayıtlarının örneğini sunmadığını, bilirkişi heyetinde mali müşavir olmadığını, davacının ticari defterlerinin incelenmediğini, somut davanın açılması için öncelikle cezai şartın ödenmesi ve müvekkilinin cezai şarttan sorumlu olduğunun tespitinin gerektiğini, istinaf mahkemesinin de kararın da faturanın ödenip ödenmediğine değindiğini,Müvekkilinin hasarlanan emtia bedelini ödediğini ve davacının zararını tazmin ettiğini, emtialardan bir tanesinin forkliftten düşürülerek hasarlandığını, müvekkilininin zararı giderdiğini, özen yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahsedilemeyeceğini, taraflar arasında cezai şart kararlaştırılmadığını, davacının üçüncü kişi ile aarasındaki cezai şart anlaşmasını müvekkilini bağlamadığını, Bam kararında belirtilen ayıplı ifa nedeni ile oluşan zararın giderildiğini, cezai şartın ayıplı ifa nedeni ile oluşan bir zarar olmadığını, Davacının sunduğu sözleşmenin adi yazılı olup cezai şartın ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, sözleşmenin her zaman düzenlenebileceğini, hasardan önce sözleşmenin düzenlenmiş olduğunu ispatlayan bir delil olmadığını, bozmadan sonra kararın gereğinin yerine getirilmediğini,Uyuşmazlığın kusur oranına değil, cezai şart ve KDV’nin istenip istenemeyeceğine ilişkin olduğunu, KDV itirazı yönünden raporlarda inceleme yer almadığı gibi mahkemenin de bu konuda değerlendirme yapmadığını,Davacının davalı şirkete rücu edebilmesi için öncelikle ödemenin hukuka uygun olması gerektiğini, Y:23HD, 2013/6814, 2014/3439K sayılı ilamının bu yönde olduğunu, Davacının hukuka uygun bir cezai şart ödemesi yaptığının kabulü için dava dışı şirketin sözleşme konusunu ihtirazi kayıtla teslim alması gerektiğini, akdi halde borçlu bulunmadığı miktarın keyfi ödemesi olacağını, müvekkiline rücu edilemeyeceği gibi fahiş cezai şarttan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, TBK 179/II md ifaya eklenen cezai şarta ilişkin olup tarafları bağlayacağını, 04.05.2015 Tarihli mahsuplaşma ibra başlıklı belgede ihtirazi kayıt yer almadığını, Yargıtay kararlarına göre ihtirazi kayıt ileri sürülmediğinden cezai şartın talep edilemeyeceğini, Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, davacı tarafça davalı aleyhine 59.000,00 TL’nin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin ekinde 50.000+KDV olmak üzere 59.000TL bedelli “sözleşmeye istinaden ceza tutarı” açıklamalı dava dışı … tarafından davacı aleyhine tanzim olunan faturanın yer aldığı görülmektedir.Hasar dosyasına göre; İtalya’dan ithal edilen 1 adet CNG kompersör ünitesinin ithal işlemleri bittikten sonra antrepoda yüklenmesi esnasında düşürülmesi sonucu hasarlandığı tespit edilmiş olup eki dekont örneğine göre hasar bedeli sigorta şirketi tarafından davacıya ödenmiştir.Davacı ve dava dışı Yeypaş arasında imzalanan sözleşmenin 11/3 md; “Belirlenen sürede istasyonun kurulumu ve devreye alınması işlemi satıcı tarafından gerçekleştirilmemesi halinde satıcı alıcıya hergün için 5000Tl tutarında tazminat ödemeyi kabul eder. Tarafların bu durumlarda fesih hakkını kullanmamış olması bu hakkından vazgeçtiği anlamına gelmez” şeklindedir. Davacı ve dava dışı Yeypaş arasında tanzim olunan 04/05/2015 tarihli mahsuplaşma-ibralaşma başlıklı belgeye göre “…satıcı firmanın antrepodan kaynaklı 06/01/2015 tarihinde kompresörün düşmesi ile oluşan zaman kaybı kabul edilmemiş, bu gecikmeden kaynaklanan 10 günlük cezai şart tarafların karşılıklı mutabakatı ile uygulanmıştır” denilmek suretiyle toplam 59.000,00TL cezai şart davacı alacağından mahsup edilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı öncesinde rapor sunan bilirkişiler Lojistik ve Taşımacılık Uzmanı bilirkişi … ve Makine Mühendisi bilirkişi …’ten ek rapor alınmış olup raporda özetle; kök raporda detayları ile açıklandığı üzere uyuşmazlığa konu davada somut olay bakımından; dava dışı sigortalı … Ltd. Şti. ile davalı … Ltd. Şti. arasında Antrepo Sözleşmesinin kurulduğunun (31.12.2014 tarih ve … no.lu … Bey.), emtia/eşyanın alıcısı sigortalı tarafından fiili ithalat işlemleri tamamlanarak davalıya ait Genel Antrepodan çekilmesi, araca yükleme aşamasından forkliften düşerek hasar gördüğünün, hasara ilişkin davalı … görevlilerince Hasar Tespit Tutanağı düzenlendiğinin, dolayısıyla meydana gelen hasarın davalı antrepo işletmesinin kabulünde olduğunun, Ekspertiz Raporu tespitleri SONUÇ bölümünde, sigortalının ithal ettiği 1 adet CNG kompresör ünitesinin ithalat işlemeleri bittikten sonra antrepoda yüklenmesi esnasında düşürülmesi sonucu hasarlandığının tespit edilmiş olduğunu, emtianın genel antrepoda bulunması durumunda, emtia/eşyanın saklanması dolayısıyla antrepo sahibi (işletmesi) ile kimin antrepo sözleşmesinin kurulduğunun önem taşıdığını, somut olayda uluslararası karayolu taşımayı takiben eşya sahibinın bir Antrepa Beyannamesi tahtında davalıya ait antrepoya eşyalarını eksiksiz ve tam olarak teslim etmiş olduğunu, bu konuda taraflar arasında çekişme bulunmadığını, burada eşya sahibinin Antrepo Sözleşmesinin tarafı olduğunu, sözleşmesel sorumluluğun antrepo sahibi (işletmesi) ile eşya sahibi arasında olduğunu, antrepo sahibinin (işletmesi) eşya sahibine karşı eşyayı muhafaza etme, başka eşyalar ile karıştırmama, gerekli özeni gösterme ve eşyayı aldığı hali ile iade etme borcu altında olduğunu, eşya sahibinin ise antrepo ücretini ve saklanmasının sebebiyet verdiği bütün masrafları da ödemekle yükümlü olduğunu, (818 sayılı TBK m.473 vd. TBK m.571 vd.) nitekim dosyada mübrez davalı …Ltd. Şti.’ye ait 06.01.2015 tarih, … no.lu fatura ile ardiye ücretini dava dışı sigortalının davalı antrepo işletmesine ödediğinin tespit edildiğini, antrepo rejimi ile uluslararası karayolu ile taşınan eşya antrepoya alındığına göre sözleşme hükmünün kurulmuş, artık eşyanın uluslararası taşımadan kaynaklı CMR Konvansiyonu kapsamında süreci bitmiş bulunduğu gözetildiğinde, TBK m.561’de “Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstendiği sözleşmedir.” hükmü uyarınca somut olayda antrepodan malın çekilmesi aşamasında zarar meydana geldiği dikkate alınarak ulusal sorumluluk düzenlemeleri yasal çerçeve olarak dikkate alınması yani uygulanması gerektiği, sonuç olarak; davalı antrepo sahibinin (işletmesi) eşyayı koruma yükümlülüğü uyarınca hareket etmediğini, TBK m.561 uyarınca eşyaya karşı özen borcunu göstermeyerek edimini ifa etmediğini, meydana gelen zararın oluşumunda davalı …Ltd. Şti.’nin adamının ifa sorumlusunun eylemi nedeniyle TBK m.66 uyarınca hata ve kusurlu olduğunu, ancak tam kusura ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğu yönünden görüş belirtmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dairemizin kararında; “…mahkemece davacı ve davalı arasındaki sözleşmeye göre cezai şart talep edilmediği için ihtirazı kayıt konulup konulmama hususu incelenmiş ise de; dava bir tazminat davası olup, ardiyecinin kusuru nedeni ile oluşan zarar talep edilmektedir.Davacının ileri sürdüğü zarar; dava dışı şirkete hasarlı malın yenisinin getirtilmesi nedeni ile geç teslimden kaynaklanan ceza ödemesinin rücu istemidir.Olayın saklama sözleşmesinde, saklayanın eşyayı koruma yükümlülüğüne göre değerlendirilmesi ve varsa bu sözleşmenin ayıplı ifasından kaynaklanan zararının giderilmesi gerekmektedir.Mahkemece bu yönde inceleme yapılmadığı gibi, davacının zarar kalemi olarak öne sürdüğü faturanın davacı yanca ödenip ödenmediği hususunda araştırma yapılmadığı” şeklindeki gerekçe ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; ilk derece mahkemesince kararın gereğinin tam olarak yerine getirilmediği görülmektedir. Davacı, Dairemizin kararından sonra ödeme iddiası yönünden delil olarak; mahsuplaşma, ibralaşma metni, muavin defter kayıtları, fatura, tahsilat makbuzu ve çek fotokopisi sunmuş ise de ilgili evraklar Dairemiz kararından önce de dava dilekçesi ekinde dosyada mevcut olup davalı yan ödemenin ispat edilemediğini, ticari defterlerin incelenmediğini ileri sürmüştür. Bu durumda öncelikle kaldırma kararında değinildiği üzere ödemenin yapılıp yapılmadığının tespiti için davacının ticari defter, kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde usulüne uygun bilirkişi raporu alınması ve davalının cezai şarta KDV eklenemeyeceğine ilişkin itirazları üzerinde durularak karar verilmesi gerekirken bedelin ödenip ödenmediği tespit edilmeden ve kaldırma kararının gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi yerinde görülmemiş, davalının istinaf isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenle davalının istinafının kısmen kabulüne, sair hususların ve önceki kararımızda incelenen hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/498 Esas, 2022/350 Karar sayılı, 12.04.2022 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 220,70-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 108,10-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 328,80-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 08/12/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.