Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1209 E. 2022/2082 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1209 Esas
KARAR NO: 2022/2082 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
NUMARASI: 2021/428 E. – 2021/908 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ticari ilişki sonucunda … tic. Ltd. Şti tarafından keşide edilen toplam 18 adet çekin çalınarak müvekkili şirket adına sahte ciro imzası atılması suretiyle tedavüle çıkarıldığı, bu konuda Ankara CBS soruşturma yürütüldüğünü, davaya konu çekin davalı şirket tarafından tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, imza inkarı nedeniyle İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/967 Esas sayılı dosyasında takibin iptali davası açıldığını, davalının haciz yoluyla alacağını tahsil ettiği, çalıntı çek olduğundan davalının yetkili hamil ve iyiniyetli 3. Kişi olarak kabul edilemeyeceğini, sahte cirolanmış çeki elinde bulundurmakla ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğunu, bu durumun Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 maddesine aykırı olduğunu belirterek, alınan çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ödenen 40.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının başvurusu üzerine İstanbul 2 İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/967 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen kararın kesinleştiğini, davacının borçlu olmadığının tespit edildiği, bu nedenle yeniden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilince yapılan işlemin 6361 sayılı kanuna uygun olduğunu, davacının temlik ilişkisinde taraf olmayıp, müvekkilinin TTK nın 790.maddesi uyarınca; yetkili hamil olduğunu, TTK nın 792.maddesi gereğince ağır kusur veya kötüniyetin varlığı halinde çeki geri vermekte yükümlü olup, müvekkilinin en hafif kusuru yada kötü niyetinin söz konusu olmadığını, davacının yetkili hamil olduğunu, ve müvekkilinin kusurunu kanıtlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 12.07.2018 tarihli 2014/165 E. – 2018/803 K. sayılı kararıyla; “…Davacının anılan çekten dolayı davalıya borçlu bulunmadığı sonucuna varıldığı, davacının çekin lehdarı ve yetkili hamili olmakla; bu çekten doğan alacak hakkının da davacıya ait olduğunun kabul edilmesi gerektiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında takip alacaklısı olan davalı tarafından çek bedelinin tahsil edildiği , davalının yetkili hamil olarak kabul edilmediğinden çek bedelinin tahsiline de hakkı bulunmadığı, bu ödemenin yetkili hamil sıfatıyla davacıya yapılması gerektiği sonucuna varıldığı ve davalı tarafından tahsil edilen 40.000,00 TL çek bedelinin davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesi gerektiği” gerekçesiyle; davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu olan 40.000,00 TL bedelli 23/11/2012 keşide tarihli, … çek numaralı, … çek hesap numaralı … Ankara Ostim şubesinden keşide edilen çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve çek bedeli olan 40.000,00 TL bedelinin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davacı yararına davalıdan istirdadına, karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.Dairemizin 08/06/2021 tarihli 2018/3086 E. – 2021/1169 K.sayılı ilamıyla; “…faktoring Şirketlerinin imtiyazlı kuruluşlar olduğunu da dikkate alarak, yukarıda yazılı mevzuat hükümlerinden kaynaklanan yükümlülükler yerine getirilerek, gerçekleştirilmiş Faktoring işlemi gereğince, davaya konu çekin iktisap edilip edilmediğini inceleyerek, davalı şirketin ağır kusurlu, kötüniyetli sayılıp sayılamayacağını değerlendirmeksizin, gerekirse davalı defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerekirken, davalı savunması üzerinde durmaksızın eksik inceleme ile karar vermesi yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere, kararı veren mahkemeye gönderilmesine” karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI(Kaldırma sonrası): İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2021 tarihli 2021/428 E. – 2021/908 K. sayılı kararıyla; “…dava konusu ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu olan … Ankara Ostim Şubesine ait, … seri nolu, 23/11/2011 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli çekte davacı şirket adına atılan 1. Ciranta imzasının şirket yetkilisi …’nin eli ürünü olmadığının belirlendiği, davacı vekilinin bu çeklerin şirket merkezinden yapılan hırsızlık sonucunda çalınmak suretiyle elden çıkarıldığını, sahte ciro imzası atılarak tedavüle sunulduğunu ileri sürdüğü, çek aslının incelenmesinde davacının “lehtar” sıfatının bulunduğunun anlaşıldığı,…, sahtelik iddiası mutlak defi olarak keşideci dışında tüm cirantalara karşı ileri sürülebileceği… Çek bedelinin istirdatı talebinin incelenmesinde, davacının çekin rızası dışında elinden çıktığını ispat ettikten sonra, davalının çeki kötüniyetli ve kusurlu olarak iktisap ettiğinin ispatı gerektiği.. lehtar tarafından yapılmış bir ödeme olmadıkça davacı lehtarın davalıdan istirdat talebine hakkı yoktur. Başka bir anlatımla istirdat ancak ödeme yapan tarafça istenebileceği (Aynı yönde Yargıtay 19.HD E.2016/5003, K. 2016/15759, T. 13.12.2016) Dava konusu çekteki görünürdeki şekli ciro silsilesine göre davalının yetkili hamil konumunda olduğu, çek bedelinin de keşideci tarafından takip dosyasına ödendiğinin anlaşıldığı, çek bedeli lehtar değilde, keşideci tarafından ödendiğinden davacı lehtarın bedelin istirdadını talep etmeye hakkı bulunmadığı ve istirdatın ancak ödeme yapan tarafça istenebileceği” gerekçesiyle; davacının menfi tespit davasının kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına konu olan 40.000,00 TL bedelli 23/11/2012 keşide tarihli … çek numaralı, … çek hesap numaralı … Ankara Ostim Şubesine ait çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının çek bedelinin istirdadı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, davacının borçlu olmadığının tespiti davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından başlatılan takibe İstanbul 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/967 E. Sayılı dosyasıyla imza itirazında bulunduğunu, yapılan yargılama neticesi takibin iptaline karar verilerek kararın kesinleştiğini, böylece davacının borçlu olmadığının kesinleşmiş kararla tespit edildiğini, icra dosyasındaki borcun dava açılmadan önce keşideci … Ltd. Şti. tarafından ödendiğini, davacı aleyhine yürüyen, borçlu olduğu iddia olunan herhangi bir takibinde söz konusu olmadığını, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini. – Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslîlik–ferîlik ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi durumunda davaların yığılması söz konusu olduğunu, görünüşte tek dava, gerçekte ise her talep için ayrı dava bulunduğundan her bir talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacının reddedilen istirdat talebi yönünden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine, bu talebin kabul edilmemesi halinde menfi tespit davasının esastan reddine, istirdat talebi yönünden lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; keşidecisi dava dışı … Ltd. Şti, lehtarı davacı, çekin arkasında sırasıyla davacı şirket adına kaşe ve imza, dava dışı …Ltd. Şti., … Ltd. Şti ve … Anonim Şirketi tarafından “… Bankası A.Ş. Zincirlikuyu Ticari Ş Emrine Ödeyiniz” şeklinde ciro edilen ve 23/11/2012 tarihinde bankaya ibrazı ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/234 Esas sayılı dosyasından tedbir kararı bulunması nedeniyle işlem yapılmadığı anlaşılan, olan 40.000,00 TL bedelli, 23/11/2012 keşide tarihli, … A.Ş Ostim Şubesinden keşide edilen … seri nolu “Çek” dayanak alınarak, davacı şirket ve dava dışı keşideci ile cirantalar hakkında davalı şirket tarafından toplam 44.507,74 TL tutarındaki varlığı ileri sürülen alacağın ödetilmesi istemiyle, kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu tespit olunmuştur. Dosya kapsamında İ.Ü.Adli Tıp Enstitüsü Emekli Öğr. Üyesi bilirkişi tarafından düzenlenen 24/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; çek arkasındaki davacı şirket kaşesi üzerine atılı ciro imzasının, şirketin bu tarihteki imza yetkilisi …’nin mevcut imza örnekleri ile göstermiş olduğu farklılıklar nedeniyle kendisinin eli ürünü olmadığı belirlenmiştir.İstanbul 2 İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/967 Esas 2014/430 karar sayılı kararı ile; dava konusu çekte davacının imza itirazının kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği, kesinleştiği belirlenmiştir. İcra Hukuk Mahkemesince alınan 02/05/2014 tarihli Grafolog bilirkişi raporunda davacı şirket adına atılan ciranta imzasının şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığından imza itirazının kabulüne, takibin davacı … Makine Şirketi yönünden durdurulmasına karar verilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu çekin çalınması nedeniyle rızası dışında elinden çıktığını, çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürerek, çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çek bedelinin istirdadını talep etmiş, mahkemece 12/07/2018 tarihli ilk kararla davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 08/06/2021 tarihli kararıyla, eksik inceleme nedeniyle mahkeme kararının kaldırılması üzerine yapılan yargılama sonunda, mahkemece menfi tespit talebinin kabulüne, istirdat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Dairemizce istinaf incelemesi, HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı tarafın menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını ve reddine karar verilen istirdat davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davacı tarafça takibe konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla, İstanbul 2 İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/967 Esas sayılı dosyasında dava açtığı anlaşılıyorsa da, İcra Mahkemelerinin kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, verilen kararın takip hukuku ile ilgili olduğu, İcra Mahkemesinde açılan davada takibin durdurulması kararı verildiği, oysa davacının menfi tespit davasında, takibe konu çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitinin talep edildiği anlaşılmakla, davacı tarafın menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmıştır.Davalı vekili davacının davada menfi tespit ve istirdat talep ettiğini, istirdat talebinin reddine karar verilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüşse de, davacının davada, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına konu çekin çalınması nedeniyle elinden çıktığını, imzanın müvekkiline ait olmadığını çekten dolayı davalıya borçlu bulunmadığını, ödenen çek bedelinin kendisine verilmesi gerektiğini ileri sürdüğü ve istirdat talebinin feri talep mahiyetinde bulunduğu, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü şekilde, HMK 110. Madde gereğince talep yığılması ve ayrı ayrı davalar bulunmadığı, reddine karar verilen istirdat talebi yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.732,40 TL nispi harçtan, peşin alınan 603,00 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 2.129,40 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/12/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.