Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1205 E. 2023/1623 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1205 Esas
KARAR NO: 2023/1623
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2022
NUMARASI: 2021/102 2022/213
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili aleyhine davalı … tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile 22.07.2020 tarihinde 1.500.000,00 TL bedeli icra takibi başlatıldığını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinde dayanak olarak; 08.05.2018 tanzim, 01.06.2020 vade tarihli, keşidecisi … Taş. San. Tic. Ltd. Şti. ile … olan, 3.163.000,00 TL bedelli ve bedeli nakden yazılı olan senedin gösterildiğini, müvekkilinin davalı …’ı tanımadığını, hayatında hiç görmediğini, ticari ve insani hiçbir diyaloğunun olmadığını, müvekkilinin inşaat malzemelerini temin ve tedarik eden, bu nitelikte işler yapan büyük bir iş adamı olduğunu, müvekkilinin ödeme emri ekindeki senedi incelediğinde senedin müvekkili tarafından dava dışı olan … Tur. Tekstil Gıda San ve Ltd. Şti şirket ile 08.05.2018 tarihinde yaptığı 6 maddelik protokole istinaden keşide ettiği 3.163.000,00 TL’ lik teminat senedi olduğunu gördüğünü, söz konusu senedin lehtar kısmının boş olarak düzenlendiğini, protokolün tarafı olan … İnşaat yetkilileri ve avukatı tarafından müvekkile imzalatıldığını, senedin hiçbir şekilde icraya konu edilemeyeceği hususunda dava dışı protokolün diğer tarafı olan … yetkilileri ve avukatlarınca taahhüt edildiğinden müvekkilinin de bu hususa güvenerek işbu teminat senedini … yetkililerine ve avukatlarına verdiğini, … İnşaat firması yetkilileri ve avukatının davalı … ile fikir ve eylem birliği içerisinde birlikte hareket ederek müvekkilinden haksız kazanç sağlama için senedi teminat senedi diye müvekkilinden aldıklarını, teminat senedinin müvekkilinin tanımadığı lehtar … adına yazılarak icraya konulduğunu, dava dışı … İnşaatın yetkilileri ve avukatına ulaştığını, dava dışı şirket ve avukatının müvekkiline yanlışlıkla senedin icraya konulduğunu senedi icradan geri alıp iade edeceklerini söyleyerek müvekkilini oyaladıklarını, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığında suç duyurusunda bulunulduğunu, …’ a böyle bir senedi tanzim edip verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının lehtar olarak yazıldığını, müvekkili ile temel ilişki içerisinde bulunan kişi olarak göründüğünü, senette bedel olarak 3.163.000 TL yazdığını, bu bedelli bir senedin müvekkili tarafından davalıya verilmiş ise icra takibinin 1.500.000,00 TL üzerinden yapıldığını, bu durumda müvekkilinden bakiye tutarın tahsil edilmiş olmasının gerekeceğini, olaya bakıldığında bu durumda meselenin bir mizansen olduğu, ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, 10.000 TL’ yi aşan her türlü tahsilatların banka, özel finans kurum veya PTT aracılığıyla yapılması zorunluluğu olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra Dosyasında müvekkilinin davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatina mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tüm iddialarını reddettiklerini, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davacının tüm iddilarını senet ile ispat etmesi gerektiğini, mücerretlik ilkesi gereği senedin ödenip ödenmeyeceğinin senedin verilmesine neden olan temel ilişkiden bağımsız olarak düzenlendiğini, şayet senet bedeli ödenmiş ise yine senet ile ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın teminat senedi iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu protokolde açıkça teminat senedi verildiğine dair bir ibare bulunmadığını, teminat olarak verilmiş olunan senedin vadesi, miktarı ve tanzim tarihinin de yer almadığını, sözleşmede senete yapılan atıfta senedin, keşide tarihi vade tarihi ve miktarının belli olması gerektiğini ancak dosyada icraya konulmuş senedin teminat senedi olduğuna dair bir sözleşme ya da protokol bulunmadığını, dosyaya sunulan protokolün içeriğinde de senedin teminat senedi olduğuna dair bir beyan bulunmadığını, protokolün tarafları bağlar bir protokol olmadığını, 1. ve 2. sayfalarındaki imzaların sahte olduğunu, davacı tarafın dosyaya kimler tarafından tam olarak hazırlandığı ve imza altına alındığı belli olmayan bir protokolü sunduğunu, söz konusu protokolün bir tarafının davadışı … Teks. Gıda San Ve Tic. Ltd. Şti iken diğer tarafının ise davadışı … Taş. Dan Tic. Ltd. Şti. Olduğunu, … Şti. kısmında kaşe ve imza bulunurken protokolün diğer tarafı olan … Taş. Dan Tic. Ltd. Şti.’nin imzası ve kaşesi bulunmadığını, protokolün, davacı tarafından imza edildiğini ancak davacının, söz konusu şirketin yetkilisi olmadığı gibi şirket kaşesinin de protokole vurulmadığını, hal böyle olunca ortada tarafları bağlar bir protokolün de bulunmadığını, …Tur. Teks. Gıda San Ve Tic. Ltd. Şti yetkilileri ile yapmış oldukları görüşmede dosyaya sunulmuş olunan protokolün 1. ve 2. sayfalarındaki imzanın kendilerine ait olmadığını, sadece 3. sayfadaki imzanın kendilerine ait olduğunu söylediklerini, davacı tarafın, protokolün ilk 2 sayfasını davadışı … Gıda San Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi …’nun imzasını taklit ederek hazırlayıp dosyaya sunduğunu, davacı taraf sahte evrak tanzim edip mahkeme dosyasına sunduğunu ve bu şekilde lehine karar verilmesini sağlamaya çalıştığını, İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/254 Esas sayılı dosyasında icra dosyası hakkında şikayette bulunduğunu ve bu davada kendisinin senedin kefili olduğunu, senette asil olan … Taş. Dan Tic. Ltd. Şti’nin yetkilisinin imzasının bulunmadığını, asilin imzasının bulunmadığı senedin geçersiz olacağını ve bu nedenle senedi kefil olarak imzalayan kendilerinin de geçersiz senetten dolayı borçlu olamayacakları iddiasında bulunduğunu, davacı tarafın, İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/254 Esas sayılı dosyasında, senedi keşide eden şirket yetkilisinin imza eksikliğini kendi lehine kullanırken, işbu davada ise bu sefer, şirket yetkilisi tarafından imza edilmemiş olunan protokolü kendi lehine delil olarak kullandığını, ancak bunun mümkün olmadığını, davacının işine geldiğinde senetteki imza eksikliği savunması yaparak borç inkarında bulunduğunu, işine gelince de eksik imza eksikliği olan protokolü borcu inkarda kullandığını, her iki mahkemedeki savunmalarının bütünüyle çelişkili ve birbirine zıt olduğunu, İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/254 Esas sayılı dosyasında davacının, senet miktarını ve senet borcunu bütünüyle kabul ettiğini, işbu davada da davacının senet üzerinde tahrifat yapıldığına dair bir iddiası ya da senet üzerindeki ödeme tarihine ve miktara itirazı bulunmadığını, davacı tarafın esasen senedi kabul ettiğini, müvekkilinin dava konusu senedi alacağın temliki sözleşmesi ile aldığını, senedi davadışı 3. kişi olan …’ndan alacağı temliki sözleşmesi ile devraldığını, senet kısmınında lehdar kısmı boş olduğundan lehdar kısmına müvekkilinin adı ve soyadının yazılarak evrak doldurulup icraya konulduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre, boş olarak tanzim edilen senet üzerinde sonradan lehdar olarak kimin yazıldığının bir önemi olmadığını, neticede ortada sadece bir senet söz konusu olup, borçlunun senet bedelini ödediği takdirde senet borcundan kurtulacağını ve ikinci bir ödeme tehlikesi ile karşı karşıya kalmayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…1- Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 01.06.2020 vade tarihli 3.163.000,00TL bono nedeniyle İstanbul Anadolu …icra Müdürlü’nün … E sayılı dosyasında 1.500.000,00TL için başlatılan asıl alacak yönünden 1.300.000,00TL asıl alacak, 37.271,40 TL işlemiş faiz ve 4.440,00 TL komisyon alacağı yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, 2-Davacı lehine Kötüniyet Tazminatının 1.300.000,00 TL’nin %20 oranında KABULÜNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin kötüniyet tazminatı yönünden kısa kararı ile gerekçeli kararının hüküm fıkrasının çelişkili olduğunu, Müvekkilinin senedi davadışı 3. Kişi olan …’ndan alacağı temliki sözleşmesi ile devraldığını, senet kısmınında lehdar kısmı boş olduğundan lehdar kısmına müvekkilimin adı ve soyadı yazılarak evrak doldurulup, icraya konduğunu, tarafların aralarında yapmış oldukları alacağın temliği sözleşmesine göre alacağın tamamı tahsil amacıyla temlik edildiğini, alacak tahsil olduğunda müvekkilim alacağın 200.000 TL’sini kendisine alıp, bakiye kısmı davadışı 3. Kişi olan …’na vereceği hususunda anlaştıklarını, davacının keşidecisi olduğu senet lehdar kısmı boş olarak davadışı 3. Kişi …’na verildiğini, Sunulan Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere, lehtar kısmı boş olarak verilmiş olunan senede sözleşme dışında bir 3. kişinin yazılmasını bononun geçerliliğine bir etkisi bulunmadığını, Davacının dava dilekçesinde takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasında iken senet lehtarının müvekkilim olmadığını iddia ederken karar duruşmasında iddiasını değiştirerek müvekkilinin alacağın sadece 200.000 TL’sini temlik aldığını bu nedenle sadece 200.000 TL’den sorumlu olacakları iddiasında bulunduğunu, iddianın değiştirilmesine ve genişletilmesine muvafakat etmediklerini, ıslah da yapılmadığını, HMK 141 md aykırılık oluştuğunu, Davacının dosyaya sunmuş olduğu protokolde teminat senedi verildiğine dair bir ibare bulunmadığını, davacı iddiasını ispatlayamamışken davanın kısmen kabulünün yerinde olmadığını, Davadışı 3. Kişi … dosyada mübrez protokolden de anlaşıldığı üzere alacağının tahsil amacıyla alacağın tamamını müvekkiline temlik ettiğini, Alacağın tamamı tahsil olunca müvekkilinin 200.000 TL’yi alacağına karşılık alıp, bakiyesini …’na vereceğini, ancak bunun iç ilişki olduğunu, müvekkilinini dosyanın tamamını tahsil edip, …’na dilerse hiç parada vermeyebileceğini, kararın hatalı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir. -Davalı vekili istinaf süresinden sonra dilekçesi ile ek istinaf sebeplerine ilişkin beyanda bulunuştur.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davaya konu 3.163.000,00 TL bedelli, 08/05/2018 keşide, 01/06/2020 vade tarihli nakden kaydı olan bonoda davalı …’ın lehtar olduğu, keşideci ve kefilin … Ltd. Şti. ve … olduğu, davalı yanca başlatılan takibin ise iş bu bonoya dayalı 1.500.000,00 TL alacağın ferileri ile tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür. Dava konusu senette nakden kaydı mevcuttur. Davacı iddiasında senedin dava dışı … ile aralarındaki protokol gereği teminat senedi olarak düzenlendiğini, … şirketi ile davalının birlikte hareket ettiklerini, senedin sonradan akde aykırı doldurulduğunu ve davalıya borcu olmadığını ileri sürmüş olmakla senede karşı iddiasını ispat yükü davacı taraftadır. Ancak delil olarak dayanılan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/36938 soruşturma numaralı dosyasında davalı, dava dışı …’na 150.000TL borç verdiğini, …’nun ise dava konusu senedi alacağın temliki hükümlerine göre temlik ettiğini, senedin 1.500.000TL üzerinden takibe konulduğunu, 200.000TL’sini kendisinin alacağını bakiyenin ise …’na verileceğini beyan etmiş olmakla davalının soruşturma beyanının değerlendirilmesi gerekir. Davalının bonoyu temlik aldığını beyan ettiği …’nun soruşturmadaki beyanında; … şirketinin yetkilisi olduğunu, dava dışı faktoring şirketine verilen ve arkasında … veya … imzası olan çeklerin ödenmediğini, 08.05.2018 Tarihinde protokol yapmak için … ile biraraya geldiklerini, 7 milyon değerindeki dükkanların davacıya devredilmesi bakiyesi için ise davacının para vermesi için anlaştıklarını, senet ve protokol düzenlendiğini, …’nın protokoldeki çekler dışından 3.163.000TL bedelli senedi verdiğini, senedin teminat senedi olmadığı için protokole eklenmediğini, dükkanların devredildiğini, senedin ödenmediğini, senedi tahsil ederken başka alacaklıların alacağına haciz koyabileceğinden senede …’ın adını yazarak icraya koymasını istediğini belirtmiştir. Davacının delil olarak sunduğu 08.05.2018 Tarihli protokol suretinde …Şti’ne atfen kaşe ve imza, …şti’ne atfen imza bulunmaktadır. Protokole göre …Şti’nin protokolde belirtilen çeklerin tamamını … İnşaat’a hatır çeki olarak teslim ettiği, belirtilen çeklerin tamamının ödemesini iş bu protokol ile …Şti’ nin üstlendiği, ödemeler karşılığında gayrimenkullerin devredildiği, ödemeler yapıldığı takdirde ibra etmiş sayılacakları, çeklerin tamamının bedeli ödenmediği takdirde …’nun … inşaattan devraldığı dükkan bedeli olan 3.163.000TL alacaklı olacağı düzenlenmiş olup çek listesi protokole eklenmiştir. Dava konusu bono da protokol gibi 08.05.2018 tanzim tarihli olup bedeli 3.163.000TL’dir. Dosyada mevcut delil durumu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2020/8512 Esas, 2022/3803 Karar sayılı, 12/05/2022 tarihli ilamına konu; “Dava, murisin imzaladığı bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Senette lehdar sıfatını taşıyan … 23.10.2014 tarihli emniyet ifadesinde murisle yaptığı hisse alımına yönelik görüşmeler sonucu 24.500,00TL nakit para verilmesi karşılığında gayrimenkul hissesinin devrini mümkün kılmak maksadıyla 100.000,00TL tutarındaki bononun muris tarafından keşide edilerek kendisine verildiğini beyan etmekle senet toplamı kadar olmasa da 24.500,00TL tutarın karşılıklı akdi ilişki çerçevesinde verildiği gözetilerek bu tutar üzerinden davanın reddi, aşan tutar yönünden kabulü gerekirken tamamı yönünden kabul kararı verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir ” şeklindeki benzer kararı da dikkate alındığında davalının ifadesinin kabule esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Sonuç olarak; somut uyuşmazlıkta davalının soruşturma ifadesi, protokol sureti, soruşturma dosyası kapsamına göre davalının senedi 200.000TL’ lik alacağına karşılık dava dışı …’ndan aldığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olduğu gibi gerekçeli kararın hüküm fıkrasında kötüniyet tazminatına ilişkin kısa kararda sehven yapılan maddi hatanın düzeltildiği de dikkate alındığında davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 91.652,30-TL harçtan, peşin alınan 22.914,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 68.738,30-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 292,50-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Karar kesin nitelikte olmadığından teminatın iadesi hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince değerlendirme yapılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/11/2023