Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1197 E. 2022/1766 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1197 Esas
KARAR NO: 2022/1766 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/46 E. SAYILI ARA KARAR
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP; Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde; müvekkilinin … sektöründe uzun yıllardır çalışmakta olduğunu, müvekkilinin bu faaliyetlerini TPMK nezdinde … ve … sayı ile tescilli “…” ibareli markası ile gerçekleştirdiğini, ancak hal böyle iken, davalı şirketin müvekkili şirkete ait markasını haksız bir şekilde kullandığını ve taklit ürünlerin satışını kendilerine ait olan www…com internet sitesi üzerinde “…” ifadesi ile yaptığını, davalının bu eyleminin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı şirketin adresinde bulunan “…” markalı taklit rulmanlara tedbiren el konulması talep etmiştir. Tedbir mürafa duruşmasında ve cevap dilekçesinde aleyhine tedbir istenen davalı vekili; dava konusu … markasının Romanya ülkesinde tanınmış bir … markası olduğunu, markanın asıl sahibinin Romanya devletine ait şirket kuruluşu olup, 1960’lı yıllarda Romanya’da tescil edildiğini,markanın 1986 yılında Türkiye’de tescil edildiğini, 1996 yılında da yenilendiğini, sonrasında şirket ve marka bölünerek … şirketine geçtiğini, markanın bu şirket üzerine tescilli olduğunu, müvekkilinin de bu Romanya şirketinin yetkili distribütörü olduğunu, distribütör sıfatıyla Türkiye’ye … markalı …ları ithal ederek ithal ettiği ürünleri Türkiye’de iç piyasaya sattığını, davacı tarafın usulsüz olarak aynı markayı kendi adına tescil ettirip, ardından aynı markanın renklerini değiştirerek kendi adına tescil ettirdiğini, ondan sonrasında da asıl “…” markasının sahte olduğunu iddia ettiğini, davacının marka tescilinin kötü niyetli olduğunu beyan ederek, tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 31/05/2022 tarihli 2022/46 E. sayılı ara kararıyla; “…Aleyhine tedbir istenen vekilince dosyaya ibraz edilen delil ve belgelere göre davalı kullanımının dava dışı Romanya Şirketiyle olan distribütörlük sözleşmesine dayalı olup, Türkiye ‘de ilk kullanım ve davalının ilk kullanım tarihi gözetildiğinde sessiz kalma yoluyla hak kaybı olup olmadığının, gerçek hak sahipliğinin yapılacak yargılama sonucu belirlenmesi mümkün olacağından davacının ihtiyati tedbir talebinin, SMK 159 ile HMK 389 ve devamı maddelerinde aranan koşullar oluşmadığından bu aşamada reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; … sektöründe tescilli olan markaların ilk defa, müvekkili şirket tarafından kullanıldığını ve tanıtıldığını, müvekkilinin bu markayla anılır hale geldiğini, davalının markayı haksız şekilde kullandığını, kendi internet sitesinde “… Türkiye Distribütörü” ifadesine yer verdiğini, … vekili aracılığıyla 2014 yılından beri … şirketi ile distribütörlük sözleşmesi yaptığı iddiasını ileri sürmüşse de, Ticaret Sicil Gazetesinden, davalı şirketin 09/02/2017 tarihinde kurulduğunun anlaşıldığını, …’ın … Ltd. Şti. Yetkilisi olduğunu, dava dışı şirket tarafından açılan marka hükümsüzlüğü davasının Bakırköy 1. FSHHM’nin 2017/248 E sayılı davasında reddine karar verildiğini, müvekkilinin de 2017/219 E sayılı dosyası ile tecavüzden kaynaklanan dava açtığını, hükümsüzlük davasının reddine, müvekkilinin açtığı davanın kabulüne karar verildiğini, danışıklı şekilde … şirketinin kurularak marka ihlaline bu şirket üzerinden devam edildiğini, müvekkilinin markanın kullanımına göz yumduğuna ilişkin iddianın yerinde olmadığını, … şirketinin müvekkilinin tescilli markasını tasarım olarak tescil ettirmesi karşısında açılan tasarımın hükümsüzlüğü davasında, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2020/52 E-2021/106 K sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilerek kesinleştiğini, tedbir talebinin reddi kararının hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılarak, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, Paris Sözleşmesinin 1.mükerrer 6.maddesi ve Dünya Ticaret Örgütü Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS) 16/2 maddesi kapsamında incelenerek ülkeselliğin “tescilli marka” bakımından değil, “tanınmışlık” bakımından değerlendirilmesi gerektiğini, tanınmış … markasının asıl sahibinin … şirketi olduğunu, aralarındaki ticari ilişkinin ortada olduğunu beyan ettiği, cevap dilekçesindeki açıklamalarını tekrarla, istinaf başvurusunun reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER; Davacı adına 03/07/2008 başvuru tarihli … başvuru numaralı 07/35. Sınıflarda … şekil markası, 09/12/2010 başvuru tarihli, … başvuru numaralı 07/35. Sınıflarda … şekil markasının tescilli ve koruma altında olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 14/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; “İncelenen …com alan adlı internet sitesinde, dosyaya sunulu Fiyat Listesinde ve 01.04.2022 günü davalıya ait … Cad. … Kat: … No: … Başakşehir/İstanbul adresli işyerinde yapılan incelemede tespit edilen rulmanlarda, davacı adına 7. sınıfta …lar emtiasını kapsar şekilde tescilli … no.lu markanın aynen yer aldığı tespit edilmiştir. Tespit edilen … kutuları, ambalajları ve görsellerinde …, .., …, www…ro internet sitesi vs. ibarelerin yazılı olduğu da görülmüştür. Yine internet sitesinde ve fiyat listesinde de, Romanya firmasına ait açıklama ve ibareler yer almakta, fiyat listesinde ayrıca …’nin Türkiye distribütörü olduğu bilgisi de verilmektedir. Yerinde incelemede, davalı şirket adına işyerinde bulunan …, beyanında, “Markamız … no. ile tescillidir, tasarımımız … no. ile tescillidir. Markanın gerçek sahibi … ve … şirketleri ile şirketimiz arasında 2014 yılından beri davaya konu edilen ürünün Türkiye distribütörlüğü her yıl yenilenerek devam etmektedir. Markanın Türkiye distribütörüyüz. Kullanımımız hukuka uygundur. İlgili tüm belgelerimiz avukatımız tarafından dosyaya sunulacaktır. Beyaz Tower’daki adresten yaklaşık 5 yıl önce taşındık.” demiştir.Davacının … ibareli tescilli markalarının, adreste beyanda bulunan …’ın belirttiği 2015 tarihli tasarım ve marka tescillerinden daha önceki tarihli oldukları, bunlardan … no.lu logo tasarımının davacının tescilli markası karşısında kötü niyetle tescil ettirildiği ve davacı tarafından daha önceden kamuya sunulmuş olduğu gerekçeleri ile Mahkeme’nin 20.04.2021 tarih ve 2020/52 E., 2021/106 K. sayılı kararı ile hükümsüz kılındığı ve kararın kesinleştiği ” belirtilmiştir. Davalı tarafça dosyaya, Romanya merkezli … şirketi ile …Ltd. Şirketi arasında yapılan 20/09/2021 tarihli Satış-Satın Alma Sözleşmesi ibraz ettiği, sözleşmede … şirketinin … şirketinin ana hissedarı olduğu, davalı şirketin teslim koşullarını yerine getirmesi halinde distribütör olarak atandığının yazıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça dosyaya … şirketi tarafından düzenlenen, 18/02/2022 tarihli distribütörlük sertifikası örneği ile Romanya/Braşov merkezli … Şirketi adına 07. sınıfta 17/01/1996 başvuru tarihli … başvuru numaralı … şekil markasının belge örneğinin sunulduğu, tescilin geçersiz olduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile tedbir talepli davada, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı adına TPMK nezdinde 03/07/2008 başvuru tarihli … başvuru numaralı 07/35. Sınıflarda … şekil markası, 09/12/2010 başvuru tarihli, … başvuru numaralı 07/35. Sınıflarda … şekil markasının tescilli ve koruma altında olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin, Romanya menşeli dava dışı şirketin yurt dışında tescilli ve tanınmış olduğunu, yıllardır … ibareli markasının Türkiye’de kullanıldığını ileri sürdüğü, kendisinin de bu şirketin distribütörü olduğunu ve yurt dışından ithal ettiği, … markalı ürünleri satışa arz ettiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı adına tescilli markaların bulunduğu, davalı taraf savunmalarının da yargılamayı gerektirdiği göz önüne alınarak, tarafların menfaatleri arasındaki dengenin sağlanabilmesi ve marka sahibi davacının olası zararlarının önüne geçilebilmesi yönünden, bu aşamada davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, 6769 Sayılı SMK 159/2-c maddesi gereğince, ters teminat tedbirine hükmedilerek, davalı tarafa süre verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmakla, tedbir talebinin tümüyle reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği üzere, tedbir talebinin kısmen kabulü yönünde karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 31/05/2022 tarihli 2022/46 E. Sayılı tedbir red kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde davacı vekilinin tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,5-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 260,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 480,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/10/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.