Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1193 E. 2022/1601 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1193 Esas
KARAR NO: 2022/1601
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/130
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin iştigal konusu davaya konu “…” ibaresi ve markasını TPE nezdinde 09/11/2016 tarihinden itibaren … tescil numarasında hizmet sınıfı olarak tescil ettirildiğini, söz konusu müvekkiline ait markanın müvekkilinin rızası olmadan ve benzer hali ile muhatap tarafından oluşturmuş oldukları internet sitelerinde, basılı evraklarında, tüm tanıtımlarında, afiş ve panolarda ve özellikle marka arama sonuç listelerinde kullanılmaya başlanıldığının görüldüğünü ve tespit edildiğini, ayrıca müvekkilinin tescilli markasına ve bu hususun davalı tarafından bilinmesine rağmen, … tescil numaralı markanın haksız olarak tescillendiğini, dava konusu “…” ibareli markanın ilk kez müvekkilince oluşturulduğunu, davalının müvekkilinin markasından haberdar olmasına rağmen, müvekkilinin marka hakkından haksız bir şekilde faydalandığını, davalılar tarafından, Türkiye sınırları içerisinde, dava konusu markanın, marka hakkını ihlal edecek şekilde kullanıldığının ya da kullanılması için ciddi ve etkin çalışmaların yapıldığının Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/117 değişik iş ve Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/116 değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle, hükümsüzlüğü talep olunan dava konusu … tescil numaralı markanın müvekkiline karşı kullanımının ihtiyaten durdurulmasına, ayrıca markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla dava kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin TPE nezdinde hizmet markası olarak tescilli olan “…” markasının öncelikle web sitesi ve benzeri alanlarda davalılar tarafından aynen kullanılması sebebi ile iltibas oluşturması karşısında bu eylemlerin marka tecavüzü ve haksız rekabeti sebebiyle ihtiyati tedbir kararı verilerek hizmet markasına vaki tecavüzün ve kullanımının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KISMEN KABUL KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/130 Esas ve 01/06/2022 tarihli ara kararı ile; “Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi ile belirlenmiştir. Buna göre ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Somut olayda, davalı …’ye ait markanın hükümsüzlüğü talebi nazara alınarak; HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile SMK’nın 159. madde koşulları oluştuğundan 5.000,00 TL nakdi veya banka teminat mektubu karşılığı, davalı …’ye ait … sayılı markanın 3.kişilere devrinin önlenmesi açısından TPMK sicil kaydına tedbir konulmasına karar vermek gerekmiştir. Ayrıca hükümsüzlük davasının açılmış olması ve mevcut delil durumu karşısında, 45.000,00 TL teminat karşılığında davalının 2019/27091 sayılı markalardan doğan haklarını davacıya karşı ileri sürmesinin dava sonuna kadar tedbiren engellenmesine karar vermek gerekmiştir. Esas dosyadaki sair ihtiyati tedbir talebi ve Mahkememiz 2022/117 değişik iş dosyasındaki tedbir talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; incelenen değişik iş dosyalarında davalılardan … A.Ş.’nin karşı taraf olarak yer almadığı, hakkında herhangi bir delil tespiti yapılmadığı, ilgili incelenen internet adreslerinin davalılara ait olup olmadığı hususunun tespitinin yapılamadığı, mahallinde tecavüz oluşturduğu beyan olunan kullanımların ise dava dışı … ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait olduğu, bu itibarla tedbir için gereken yaklaşık ispatın gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin sair ihtiyati tedbir taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: Davalı … vekili 18/07/2022 tarihli dilekçesi ve duruşmada alınan beyanında; davacı yanın iddialarının hukuki temelden yoksun olduğunu, tamamen gerçek dışı ve afaki iddialardan ibaret olduğunu, davacının 09/11/2016 tarihinde adına tescilini bir şekilde gerçekleştirdiği “…” ibaresini sadece “ŞEKİL” (logo) yönünden tescilini sağladığını, “…” markasının tamamen müvekkili … tarafından yaratıldığını ve tanıtıldığını,davacı yanın, bu durumu bilmesine rağmen, müvekkili tarafından yaratılan ve tanıtılan “…” markasına “… ŞEKİL” ibaresini ekleyerek İstanbul Boğaz Köprüsünü şekil yönünden kendi adına 09/11/2016 tarihinde tescil ettirdiğini, davacının işbu haksız tescilinden yaklaşık 2 yıl önce “…” markasının müvekkili tarafından yaratıldığını, gerek ulusal gerekse de uluslararası ölçekte tanıtılarak marka haline getirildiğini, davacı tarafın adına tescil ettirdiği işaret ve ismin coğrafi addan ibaret olduğunu, SMK’nın 5-b ve c maddesine göre marka olarak tescil edilemeyeceğini, markanın hükümsüz olduğunu, davacı yanın, müvekkiline ait markanın kendi markası ile iltibasa mahal vermek sureti ile haksız rekabete yol açtığını ve mağdur edildiği yönündeki iddiasının hiçbir yasal dayanağı olmadığını, gerçeklikle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacının tescilli markasının herhangi bir ayırt ediciliği olmayan coğrafi işaret ve tanımlayıcı vasıfta olduğunu, SMK madde 5 anlamında mutlak tescil engeli olduğunu, davacının davaya konu dayanak markasının herhangi bir ticari faaliyeti olmadığını, bu nedenle haksız rekabet koşullarının oluşmadığını, davacının ticari faaliyeti bulunmaması gözetilerek davaya dayanak yapmış olduğu marka için kullanılmama defini ileri sürdüklerini, tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN KISMEN KABUL KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/130 Esas ve 01/08/2022 tarihli ara kararı ile; “Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nın 389. Maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olup, dosyanın Mahkememizce yapılan 19/07/2022 tarihli tedbire itiraz duruşmasında, taraf vekillerince dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde, dava, davalı … adına kayıtlı 2019/27091 tescil nolu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi, davacıya karşı ileri sürülmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olup, söz konusu hükümsüzlüğü talep edilen markaların davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiği, yerleşmiş istinaf uygulamalarının da (İst. BAM 16. HD., 17/11/2020 tarih, 2020/1877-2020/1919; İstanbul BAM. 16. HD. 07/12/2018 tarih, 2018/3590Esas, 2018/2636 Karar) aynı mahiyette olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin mahkememizce verilmiş devrin önlenmesine yönelik tedbire ilişkin itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı …, karşı dava olarak davacı adına kayıtlı 2016/89469 markanın hükümsüzlüğü talebinde bulunduğu, işbu dosyanın derdest olması karşısında tarafların hak ve menfaatlerinin dengelenmesi, olası hükümsüzlük halinde, kararın geçmişe etkili mahiyeti nedeni ile aleyhine tedbir kararı verilen tarafın zararlarının önüne geçilmesi, buna mukabil, tescilli sınai hak sahibi tarafın bu tescilden kaynaklı haklarının korunması gayesi ile 45 bin TL karşı teminat ile davaya konu tescilli markanın davacı tarafa karşı kullanılmaması yönünde verilmiş tedbirin kaldırılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava konusu ‘…’ ibareli markanın ilk kez müvekkilce oluşturulduğunu, 09.11.2016 tarihi … Başvuru no gereğince 35/44 hizmet sınıfı olarak tescil ettirildiğini, Markanın farklı bir firmanın yetkilisi olan davalılarca haksız şekilde kullanılması ile markanın kendisince tasarlanan ve kullanılan marka ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olmasının müvekkili mağdur ettiğini, Her ne kadar davalı adına 2019/27091 Başvuru No ile Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 44.sınıfında “…” olarak davalının haksız olarak tescilli markası bulunsa da işbu hükümsüzlüğe konu “..’ unsurunu da ihtiva ediyor olması, gerekse de SMK’nın 155. Maddesi kapsamında ilgili markanın eski tarihli marka sahibi olan müvekkilime karşı savunma argümanı olarak ileri sürülemeyeceğini, Google Arama motorunda, davalılar tarafından haksız şekilde kullandığı ve müvekkilime ait olan markanın reklamı yayımlanmakta olup, müvekkilimin markası ve ticaret unvanı arandığında da davalıya ait reklam ve internet sitesi yayımlandığından bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, Davalılar tarafından, dava konusu markanın marka hakkını ihlal edecek şekilde kullanıldığının ya da kullanılması için ciddi ve etkin çalışmaların yapıldığı tespit edildiğinden tedbir ve tespit talebi ile Bakırköy 2. Fikri Sınai Haklar Mahkemesinde 2022/117 D. İş ve Bakırköy 1. Fikri Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2022/116 D. İş sayılı dosyalarının açıldığını, işbu davalarda aldırılan bilirkişi raporlarında, müvekkilimin tescilli markasından kaynaklanan hakları ihlal edildiğinin tespit edildiğini,Nitekim, müvekkile ait markanın ayırt edilemeyecek ve tescil edilen şekli ile iltimas yaratmak suretiyle haksız olarak kullanılmaya devam edilmekle birlikte davalı …, tefhimden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde 45.000-TL lik karşı teminatı yatırmadığından, davaya konu tescilli markanın davacı müvekkilime karşı kullanılmaması yönünden yapmış olduğu itirazın reddi, bu yöndeki tedbirlerin kaldırılmamasının gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istenmiştir.
DELİLLER: *Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/117 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda; “Aleyhinde tespit istenen www…..com alan adlı web sitesinde ve www…..com web sitesinden link ile ulaşılan; Https://www….com/…// adresli Linkedin sosyal medya hesabında, https://www….com/…/ adresli Instagram sosyal medya hesabında https://tr….com/… adresli … hesabında, https://www…. adresli Youtube sosyal medya hesabında, https://… Twitter sosyal medya hesabında dosyaya konu “… markasının; “…” ibaresi içeriğinde, “… – …” ibareli görseli içeriğinde, … ” ibareli görseli içeriğinde, “…” ibareli görseli içeriğinde, “… – …” ibareli görseli içeriğinde, markasal kullanımlarının yer aldığı, Google ve Yahoo Arama Motoruna “…” ibaresi aratılmış olup, gelen sonuç ekranında aleyhinde tespit talep edilen www…com alan adlı web sitesinin reklamlı olarak yayınlandığına ilişkin kayıtlara rastlanmadığı, ancak reklamsız alanda ilk sırada yer aldığı tespit edildiği, aleyhinde tespit talep edilen https://www…. / alan adının yapılan Whois sorgusunda alan adının 27.06.2015 tarihinde tescil ettirildiği, alan adı sahiplik bilgilerinin gizlilik özelliği ile kayıt ettirildiği, bu nedenle alan adı sahiplik bilgilerine halka açık verilerden tespit edilemediği, her ne kadar aleyhine tespit talep olunanlardan … adına Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 44. Sınıfında … kod numaralı, “…” ibareli görselini ihtiva eden markanın tescilli olduğu Türk Patent ve Marka Kurumu online sistemi üzerinden yapılan inceleme çerçevesinde tespit olunabilmekde ise de, gerek tespit edilen kullanımların yalnızca ilgili ibare üzerinden değil tespit talep eden yana ait tescilli görselini ihtiva eden görselde yer aldığı üzere “…” unsurunu da ihtiva ediyor olması, gerekse de SMK’nın 155. Maddesi kapsamında ilgili markanın eski tarihli marka sahibi olan tespit talep eden yana karşı savunma argümanı olarak ileri sürülemeyecek olması nedeni ile tespit edilen kullanımlara dayanak olarak gösterilemeyeceği, her ne kadar aleyhine tespit talep edilenlerden … San. ve Tic. A.Ş.’nin yetkilisi olduğunu beyan eden … adına tescilli markalar mevcut ise de ilgili markaların ihtilaf konusu faaliyetlerin gerçekleştirildiği 44. Sınıfta yer alan “tıbbi hizmetler, güzellik hizmetleri” bakımından tescilli olmadığı, bu çerçevede ilgili marka tescillerinin sahibine tespit edilen ticari faaliyetler bakımından koruma sağlamayacağı, yine her ne kadar aleyhine tespit talep edilenlerden … San. ve Tic. A.Ş.’nin yetkilisi olan … talep eden yana ait markanın gerçek hak sahibi olduğunu iddia etmiş ise de ilgili husus bakımından heyetimizce bu aşamada herhangi bir inceleme yapılamadığı, gerek internet üzerinden yapılan incelemeler neticesinde tespit edilen, gerekse de tespit gerçekleştirilen mahallerde tespit edilen kullanımların tespit talep eden yana ait … kod numaralı, “… … şekil” ibareli, görselini ihtiva eden Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 35. ve 44. Sınıflarında (Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri. dahil olmak üzere ) tescilli markadan kaynaklanan hakları ihlal eder mahiyette olduğu” hususları tespit ve rapor edilmiştir. *Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/116 D. İş sayılı dosyasında; talep eden …i vekili tarafından, karşı taraflar … ve … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine delil tespiti talebinde bulunulduğu, tespit sonucu bilirkişi raporunun alındığı ve ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi amacıyla duruşmanın 28/06/2022 tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Talep, marka hakkına tecavüzün tespiti ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin 01/06/2022 tarihli ara kararıyla, “…-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile; -Davacı vekilinin, davalı … adına tescilli markanın3.şahıslara devrinin önlenmesi talebi yönünden takdiren 5.000,00 TL teminat ile kabulüne; -Davacı vekilinin, davalı adına tescilli markanın davacı tarafa karşı kullanılmaması yönünden, takdiren 45.000,00 TL teminat ile kabulüne; davalı …’nin … tescil numaralı markadan doğan haklarını davacıya karşı ileri sürmesinin dava sonuna kadar tedbiren engellenmesine, -Davacı vekilinin esas dosyadaki sair ihtiyati tedbir talebi ve Mahkememiz 2022/117 değişik iş dosyasındaki tedbir talebinin reddine.” karar verilmiştir. Karar ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, mahkemenin 01.06.2022 tarihli ara kararında talebin reddedilen kısmı için, “İncelenen değişik iş dosyalarında davalılardan … A.Ş.’nin karşı taraf olarak yer almadığı, hakkında herhangi bir delil tespiti yapılmadığı, ilgili incelenen internet adreslerinin davalılara ait olup olmadığı hususunun tespitinin yapılamadığı, mahallinde tecavüz oluşturduğu beyan olunan kullanımların ise dava dışı … ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait olduğu, bu itibarla tedbir için gereken yaklaşık ispatın gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin sair ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesine yer verildiği; mahkeme gerekçesinin bu aşamadaki dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.05/10/2022