Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1169 E. 2022/1476 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1169 Esas
KARAR NO: 2022/1476
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/05/2022
NUMARASI: 2022/97 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin elektrik aboneliği dolayısıyla …’a borcu bulunduğunu, davalının da … da ve adliyede tanıdıkları bulunduğunu belirterek müvekkilinden para istediğini, müvekkilinin parası olmadığını belirtmesi üzerine müvekkilinden bir adet 40.000-TL lik bono aldığını, ancak bu bononun davalı tarafından yırtılarak çöpe atıldığını, bu arada müvekkilinin davalıya parça parça ödemeler yaptığını, bilahare davalının müvekkili aleyhine bonolara dayalı olarak icra takibi başlattığını, bonolardaki imzaların müvekkilinin eli ürünü olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ayrıca tedbir kararı verilerek, icra takibinin durdurulmasını, kabul edilmediği takdirde icra dosyasına para yatması durumunda yatan paranın iş bu dava dosyası sonuçlanıncaya kadar alacaklı tarafa ödenmemesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının borcu ödememek için bu davayı açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 11/02/2022 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, takibin durdurulması talebinin reddine, vezneye yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yolunda tedbir kararı verildiği görülmüştür. Davalı vekili 21/02/2022 tarihli itiraz dilekçesinde; mahkemece verilen 11/02/2022 tarihli ara kararın müvekkil alacaklıyı hak kaybına uğratmak adına talep edilen ihtiyati tedbir kararı olduğunu tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre 13/05/2022 tarihinde duruşmalı yapılan inceleme sonunda; “İİK ‘nun 72/3. Maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15 den aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebileceği belirtilmiştir. Yukarıda anılan menfi tespit davalarına ilişkin yasal düzenlemeler de nazara alındığında ve menfi tespit davalarında HMK.nun 389. Ve devamı maddelerine göre özel hüküm niteliğinde olan İİK.nun 72. Maddesi uygulanması gerektiğinden; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtmiş olduğu davaya konu bonolara dayanan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konulduğu anlaşılmakla mahkememizce verilen İİK 72/3 maddesinden kaynaklanan ihtiyati tedbire ilişkin karara davalı tarafından yapılan itirazın yerinde görülmemesi” gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi ihtimalinin varlığının gerektiğini, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin söz konusu olması gerektiğini, buna göre maddede sayılan bu iki hususun hem ihtiyati tedbir verilmesi için varlığı gereken şartlardan olduğunu, hem de bu kararın gerekçesi olduğunu, bu şartların varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, ancak yerel mahkeme tarafından, söz konusu kararın bu şartları taşıdığına ilişkin bir gerekçe kurulmadığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, davacının işbu davayı tamamen borçtan kaçma maksadıyla açtığını, davaya konu icra dosyalarının usul ve yasaya uygun olarak açıldığını, icra dosyasının kesinleştiğini ve senetlerin icra müdürlüğü kasasına teslim edildiğini, müvekkilin alacaklı olarak mağduriyetini gidermek adına açmış olduğu icra takibine ihtiyati tedbir kararı uygulanması ise müvekkili ağır hak ve menfaat kaybına uğrattığını, müvekkilin alacağını devlet eliyle tahsil etmek istemesi alacaklı olarak haklarını korumak istemesinden kaynaklanmakta olup işbu takip neticesinde de müvekkil alacağını korumak mecburiyetinde olduğunu, zira bir alacaklının alacağını devlet organlarıyla usul ve yasaya uygun olarak tahsil etmek istemesinin hukuka uygun olduğunu, davacı-borçlu tarafça sunulan herhangi bir dekont ya da ödeme belgesinin de olmadığını, hal böyleyken, tamamı ile soyut beyanlara dayalı ikame edilen işbu dava neticesinde davacı talebi doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine 3 adet bonoya dayalı olarak toplam 91.488,61-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı bonoların 22.470-TL, 11.850-TL ve 40.000-TL bedelli oldukları, keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalı olduğu, senetlerin nakden kaydıyla düzenlendiği, tanzim ve vade tarihlerinin birbirlerinden farklı olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına yöneliktir. Mahkemece icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve mahkemenin de bu karara yönelik itirazı reddettiği, kararın davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda davacı tarafın takip dayanağı bonolardaki imzasını inkar ettiği ve mahkemece İİK’nın 72/3 maddesi kapsamında bu aşamada ihtiyati tedbir kararı vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığı görülmekle, davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.22/09/2022