Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/113 E. 2023/1588 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/113 Esas
KARAR NO: 2023/1588
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2021
NUMARASI: 2017/79 2021/197
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19.sınıf mal ve hizmetlerde “…” markasının 30/01/2006 tarihinde tescil edildiğini, davalının aynı marka başvurusunun itiraz üzerine reddedildiğini, davalının da davacı gibi granit alanında faaliyet gösterdiğini, aynı markayı web sitesinde ve ürünlerinde kullandığını, ayrıca ticaret ünvanında “…” ibaresini de esas unsur olarak kullandığını, bu durumun SMK ve TTK hükümlerine göre marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalıya markaya tecavüz ve haksız rekabet eylemlerini durdurması için ihtar gönderildiğini ileri sürerek, davalının davacının marka hakkına tecavüzünün önlenmesine ve menine, internet alan adının terkinine, davacıya ait markanın yer aldığı davalının tabelalarının sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve her türlü ürünlerin toplatılmasına, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle tirajı en yüksek 3 gazeteden biri ile ilanına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca hesaplanacak 1.000,00 TL maddi tazminatın ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL itibar tazminatının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin … markasını 2005 yılından bugüne kadar fiili olarak markasal kullandığını, ayrıca 03/08/2005 tarihinden itibaren ticaret ünvanı olarak kullandığını, davalı şirketin bu isimle faaliyette bulunmuş ve tanınmış olduğunu, bilahare şirket merkezi ve ünvanını değiştirdiğini, …com.tr alan adının 25/08/2005 tarihinde tahsis edildiğini, sözkonusu tahsisin hala devam ettiğini, davalının önceye dayalı hak sahibi olduğunu, bu markayı ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren olduğunu, bu nedenle davacının markası tescilli olsa bile davacının davalının bu ibareyi kullanmasının engellenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, davacı adına tescilli … tescil numaralı “…+Şekil” markasının tescil kapsamında olan 19. sınıftaki mal ve hizmetleri için markanın kelime unsuru olan “…” markasını aynen ticari faaliyetlerinde ve dava dışı şirkete ait internet sitesinin içeriğinde ticari etki yaratacak şekilde kullandığı, davalı adına yargılama sırasında tescil edilen … tescil numaralı “…+Şekil” markasının davaya konu emtia yönünden tescilinin bulunmadığı, davalının ticaret unvanındaki “…” ibaresini davacının marka tescil tarihinden çok sonra kullanmaya başladığı, olduğu, … alan adının davalı şirkete ait olmadığı, davacının “…” markasını davalıdan daha önce kullanmaya başladığı, davalının bu markayı kullandığı mal ve hizmetler için marka üzerinde hiç bir yasal hakkı bulunmadığı, bu nedenle davalının eyleminin davacının marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, itibar tazminatı koşullarının oluşmadığı, tazminat hesaplamasıyla ilgili alınan raporda, davalının markayı kullanmaya başladığının tespit edildiği 2013 yılından dava tarihine kadar olan dönemde tecavüz konu olan ürünlerin satışından 1.986.499,07 TL gelir elde ettiğinin tespit edildiği, elde edilen bu gelirin tamamının dava konusu markadan kaynaklanmış olamayacağından TBK’nun 50. maddesi uyarınca maddi tazminatın takdirinin gerektiği gerekçesiyle, davalının davacıya ait … tescil numaralı “…+ŞEKİL” markasıyla ilgili iltibasa yol açacak şekilde “…” ibaresinin davacının markasının tescilli olduğu 19. sınıftaki mal ve hizmetleri için kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği davacının marka hakkına tecavüzünün önlenmesine ve men’ ine, davalının ticaret unvanından kaynaklanan kullanım hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafça “…” ibaresinin markasal olarak kullanıldığı tecavüze konu olan ve davacının markasının tescili kapsamında kalan “kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı sıva, beton, blok mermer, doğal taş mermer, granit vb,” ürünlerin, bu ürünlerle ilgili tabela, reklam vasıtası ve basılı evrakın toplatılmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, 500.000-TL maddi tazminatın ve 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar kesinleştiğinde kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’ de yayın yapan tırajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, “…” alan adının terkini talebinin husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinde ve yargılama sırasındaki bir kısım beyanlarını tekrar ederek; -Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında davacı tarafından seçilen “tecavüz edenin elde ettiği net kazancın SMK m.151/f. 2 /b. 3 hükmü uyarınca davalının net karı olan 1.986.499,07 TL olduğunu, -Tazminat miktarının yaklaşık ¾’lük kısmının reddedilmesinde bu oranın neye göre belirlendiğinin de belirtilmediğini, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; -Markasal kullanım nedeniyle müvekkilinin öncelik hakkı bulunduğunu,-Davacının markasını tescilli olduğu mal ve hizmetlerde 5 yıldan bu yana kullanmadığını,-Tazminat şartlarının oluşmadığını,-Asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla yasa hükmü uyarınca mahkemece bir tazminata hükmedilecek dahi olsa bu doğrudan doğruya müvekkilin elde ettiği net kazanç tutarında olamayıp, markanın müvekkili şirketin kazancına olan etkisi nispetinde tazminata hükmedilebileceğini, müvekkilinin defterlerinin incelenmemesi nedeniyle inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini,-Davacının 12 yıl süre sessiz kalarak hak kaybına uğradığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı adına tescilli “…” markasına tecavüzünün tespiti ve men’i, tescilli marka hakkını ihlal eden “http://…” internet alan adından terkini ve ile maddi, manevi tazminat ve itibar tazminatı davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı şirketin 2003 yılında kurulduğu, 2004 yılında “…” alan adını kullanmaya başladığı,19.sınıftaki mal ve hizmetler yönden 2006 yılından itibaren “…” markasının tescil başvurusunu yaptığı, 2009 yılında kurulan davalı şirketin ticaret unvanına “…” ibaresini 2012 yılında eklediği, davalı adına kayıtlı olmamakla birlikte davalı tarafından fiilen kullanılan www…com.tr alan adının 2005 yılında alındığı, 2005 yılında kurulan ve unvanında “….” ibaresini içeren ve daha sonra üçe bölünen dava dışı bir şirketin ortaklarından birinin 2012 yılına kadar davalı şirkette ortak olarak yer almasının, davalı şirkete markasal kullanım ve öncelik hakkı vermeyeceği, davalının öncelik hakkı iddiasını ispat edemediği, davalının davacıya ait … tescil numaralı “…+ŞEKİL” markasıyla ilgili iltibasa yol açacak şekilde “…” ibaresini ve farklı sınıflarda adına tescilli … no’lu “…+Şekil” markasını, davacı markasının tescilli olduğu 19. sınıftaki mal ve hizmetleri için kullanmak suretiyle markaya tecavüz eylemlerini gerçekleştirdiği, somut olayda maddi ve manevi tazminat kollarının oluştuğu, davalının elde ettiği tüm gelirin davaya konu markasal kullanımdan meydana gelmemesi ve markasal kullanımdan elde edilen gelirin tam olarak tespitinin mümkün olmaması nedeniyle, maddi tazminat miktarının tayininde TBK’nın 50.maddesinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının markasını 5 yıldır kullanmadığı ve davalının kullanımına sessiz kaldığı şeklindeki davaya cevap dilekçesinde yer almayan, dolayısıyla yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceği, anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yönünden alınması gereken 269,85- TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yönünden alınması gereken 34.223,31 TL harçtan peşin alınan 8.556,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.667,01‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapıldığı anlaşılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olarak toplam 74,50 TL posta masrafının 1/2 oranında 37,25‬TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2023