Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/112 E. 2023/1596 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/112 Esas
KARAR NO: 2023/1596
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2021
NUMARASI: 2021/53 2021/204
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/11/2011 tarihinde kurulan müvekkilinin, 2011 ve 2013 yıllarında kuantum asıl unsurlu alan adlarını alarak kullanmaya devam ettiği, ayrıca kuruluşuyla eş zamanlı olarak “…” ibaresini “…” şeklinde logosuyla birlikte fiilen markasal olarak kullanmaya başladığını, davalının 13/03/2013’te tescil edilerek kurulduğu,nu 39 uncu sınıfta … sayılı “… + ŞEKİL” ve … sayılı “… + ŞEKİL” marka başvurularını yaptığını, davalının gönderdiği 24/04/2015 tarihli ihtarname ile müvekkilinin unvanında ve ticari faaliyetinde “…” ibaresini kullanmak suretiyle marka hakkına tecavüz ve iltibasta bulunmakla itham ettiği, müvekkilinin de 08/05/2015 tarihli cevabi ihtarname ile “…” ibaresi üzerinde öncelik hakkı bulunduğunu dile getirdiği ve davalıdan kendi unvan ve alan adlarından “…” ibaresini kaldırmasını ve marka başvurularını geri çekmesini talep ettiğini, davalının verilen süre içinde talepleri yerine getirmediğini ileri sürerek, “…” ibaresinin ve “…” şeklinin davalıca sonraki haksız unvan, alan adı ve marka tescili ve başvurusunun davacının unvanına, alan adına ve fiili markasal kullanımına iltibası, haksız rekabet ve tecavüz oluşturduğunun tespiti ile bu tecavüzün önlenmesine, tecavüzün men’ine, ref’ine ve kal’ine karar verilmesine, davalının tescilli markası ile marka başvurusunun hükümsüzlüğüne ve hükmün ilanına karar verilmesine, davalının ünvanındaki “…” ibaresinin silinmesine, davalının com. uzantılı alan adına Türkiye’de erişimin yasaklanmasına ve engellenmesine karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tescilli bir markasının bulunmadığının, müvekkilinin ise 39 uncu sınıfta tescilli … sayılı “…” markasının sahibi olduğu ve işbu markasını yasal zeminde kullandığı; tescilli bir markanın kullanımının tecavüz teşkil etmeyeceği; davacının davalı markasını bilebilecek durumda ve bilmesi gerekirken sessiz kaldığı, tescil sürecinde markaya itiraz etmediği, aynı sektörde bulunmalarına rağmen hukuki yaptırımlarda bulunabilme hakkını kullanmadığı, gelinen noktada davacının sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının kullandığı ibare “…” iken davalının markasının “…” ibareli olduğu ve bu markaların fonetik, renk, yazım şekli ve tertip tarzı bakımından ayırt edici nitelikte olup halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunularak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince Dairemizin 2018/922 E.2021/505 K.sayılı kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda; raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için yeniden rapor alındığı, davacının tescilsiz kullanım yoluyla hak elde ettiğini ispatlayamadığı, dava tarihi itibariyle tescilli olmayan … başvurusu no’lu “…” ibaresine ilişkin, davacının markanın hükümsüzlüğünü talep hakkı bulunmadığı, her ne kadar davacı, davalının marka kullanımlarının kendisine ait marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia etmişse de, davalının tescilli markasını kullandığı, kötü niyetli markayı tescil ettirdiğinin ispatlanamadığı, davacının alan adı tescillerinin davalıdan önce olduğu, davacı şirketin ticaret sicile tescil tarihi itibarıyla “…” ibaresi üzerinde hak sahibi olduğu, aynı sektörde faaliyet gösteren ve fiilen de karışıklığa neden olduğu, mail yazışmaları ile ispatlanan, davalının ticaret unvanından “…” ibaresinden terkinini talep etmekte davacının haklı olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile; davalının … sayılı markasının hükümsüzlüğüne ilişkin dava zamansız açıldığından usulden reddine, davalının … tescil numaralı markasının hükümsüzlüğü davasının reddine, davacının markasına tecavüz edildiğinin ve haksız rekabette bulunulduğunun tespiti ve önlenmesi davasının esastan reddine, davalının … alan adlı internet sitesine erişiminin engellenmesine, davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin terkinine, ticaret unvanın terkinine ilişkin hükmün kesinleştiğinde TTK’ nun 52/2 maddesi uyarınca masrafı davalı taraftan alınarak tirajı yüksek 5 gazeteden birinde ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; -Bilirkişi incelemesine ilişkin ara karardan rücu taleplerinin kabul edilmediğini, rapora itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini,-Markasal kullanıma ilişkin hükme esas alına bilirkişi raporunun eksik olduğunu,-Müvekkilinin … ibaresi ve … şekli üzerindeki markasal kullanımının 20/03/2012 tarihli faturada mevcut olduğunu, fiili markasal kullanımda öncelik hakkının müvekkilinde olduğunu, -Yargılama sırasında tescil işlemi gerçekleşen … sayılı (… + ŞEKİL) markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, yeniden dava açılmasının usul ekonomisi ile bağdaşmayacağını, -Davalı lehine 3 ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.-Davalı vekili istinaf dilekçesinde; -Davacının tescil edildiği şekilde faaliyet göstermediğini, şahıs firması olan davacının isimi ile tanındığını, ticaret unvanının terkinine dair kararın hukuka uygun olmadığını, bu konuda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu,-Davacının kullanımı ile müvekkilinin alan adı arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, internet alan adına ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, davalıya ait … numaralı markaların hükümsüzlüğü ile davacının marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, davalının ticaret unvanının terkini, alan adına erişimim engellenmesi davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden rapor alındığı, davacının eskiye dayalı markasal kullanım iddiasını ispatlayamadığı, dava tarihinde tescil edilmemiş marka hakkında hükümsüzlük iddiası ilri sürülemeyeceği, ticaret unvanı ve internet alan adlarında davacının hak sahibi olduğu, birbirinden farklı talepler yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yönünden alınması gereken 269,85- TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yönünden alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapıldığı anlaşılan posta, tebligat, müzekkere ücreti olarak toplam 27,50TL posta masrafının 1/2 oranında 13,75TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapıldığı anlaşılan posta, tebligat, müzekkere ücreti olarak toplam 44,00TL posta masrafının 1/2 oranında 20,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.