Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1118 E. 2022/1806 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1118 Esas
KARAR NO: 2022/1806 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2022
NUMARASI: 2020/517 E., 2022/340 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla , HMK 353. ve 356. Maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müvekkilinin 2005 yılında ehliyetini kaybettiğini 16/09/2011 tarihinde Jandarma karakolundan müvekkilinin aranarak kendisine ait bilgileri taşıyan sahte sürücü belgesi taşıyan birinin kazaya karıştığı bilgisinin verildiğini, kazaya karışan dava dışı sanık …’un 2011 yılı içerisinde rent a car dan müvekkilinin adını taşıyan sahte sürücü belgesini kullanarak araç kiraladığını , bunun karşılığında da davalıya vermeyi taahhüt ettiği bonoyu müvekkilinin sahte imzasını atarak tanzim etmiş olduğunu, müvekkili adına sahte yazı ve imza ile tanzim edilen bonodan dolayı icra takibinde alacaklı gözüken davalıya müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmadığını, icra takibinin teminatsız şekilde tedbiren durdurulmasını talep ettiklerini, davalının dayanağı olan bonoda müvekkilinin sahte olarak yazılan adının yanında bir yer ismi yazılmadığını bu nedenle de takip dayanağı evrakın bono hükmünde olmadığını,ayrıca Gaziosmanpaşa …İcra Dairesinin … sayılı dosyasında uzun yıllarca hiçbir işlem yapılmadığından dosyanın işlemden kaldırılmış olduğunu ,sonrasında icra takibinin yenilenerek dosyanın … Esas numarasını aldığını ,dosyanın işlemden kaldırılmış olduğu dönemde bononun 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, ayrıca davalının bono niteliğine haiz olmayan bir senedi kambiyo senetlerine özgü takip ile icraya koyarak kötü niyetini ispatladığını beyanla, Gaziosmanpaşa … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasına dayanağı olan 08/08/2011 tarihli , 16.500,00 TL bedelli bono üzerinde HMK m.209/1 uyarınca takibin yargılama süresince tedbiren teminatsız olarak durdurulmasını , müvekkilinin davalıya 08/08/2011 tarihli , 16.500,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini, 08/08/2011 tarihli, 16.500,00 TL bedelli sahte senedin müvekkil yönünden iptalini, icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davalının alacağın %20sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmasına rağmen davaya süresi içerisinde cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/04/2022 T. 2020/517 E. 2022/340 K. sayılı kararıyla ; “ Davanın kabulü ile,1-Davacının Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına dayanak teşkil eden 08/08/2011 düzenleme tarihli , 16.500,00 TL bedelli senetten ötürü davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ,2-Şartları oluşmadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminat isteminin reddine,3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanuna gereğince alınması gereken 1.127,11 TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 281,78 TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 845,33 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına ,4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 1.640,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar vermiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Davacının 2011 yılından beri takipten haberdar olduğunu , müvekkilinin olayda bir kusuru olmadığını , müvekkilinin araç kiralama işi yaptığını ve üçüncü kişinin davacının kimliğiyle araç kiraladığını kaza nedeniyle öğrendiğini, suçlunun belli olduğunu bu nedenle de müvekkilinin vekalet ücreti ve masraflardan sorumlu tutulamayacağını , yerel mahkemenin müvekkili aleyhine verdiği vekalet ücreti ve mahkeme masrafına ilişkin bölümün ortadan kaldırılmasına karar verilmesini , masraflarla vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; Davalı tarafın müvekkilin mağduru olduğu suça konu olaylardan haberdar olmasına rağmen icra takibinden feragat etmediğini
haksız takibi sürdüren kendileri olmasına rağmen istinaf talebinde yargılama giderlerinden sorumlu olmamaları gerektiğini iddia ettiklerini , akıl ve mantık ile bağdaşmayan istinaf istemlerinde kötü niyetli olduklarını HMK gereği kötü niyetli istinaf eden davalı aleyhine idari para cezasına hükmedilmesi gerektiğini, takibe konu bononun kambiyo niteliğine özgü şartlara haiz olmamasından dolayı da müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını beyanla , davalı tarafın haksız ve kötü niyetli istinaf talebinin reddine, HMK m.351 atfı uyarınca HMK m. 329 hükümleri uyarınca davalının haksız ve kötü niyetli istinaf başvuru sebebiyle öngörülen yaptırımlara tabi tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabülüne kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Karar, vekilince vekalet ücreti ve mahkeme masrafları yönünden istinafa getirilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde ; müvekkilinin olayda bir kusurunun bulunmadığını , üçüncü kişinin davacının kimliğiyle araç kiraladığını kaza nedeniyle öğrendiğini , suçlunun belli olduğunu beyanla yerel mahkemenin müvekkili aleyhine verdiği vekalet ücreti ve mahkeme masrafına ilişkin bölümün ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı kanun ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen Ek 1. Maddede de öngörülen yeniden değerlendirme oranı da dikkate alındığında 2022 yılı için 8.000,00 TL olduğundan , dava değerinin kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmıştır. İstinafa konu edilen miktarın 7.586,06 TL olması nedeniyle , 20/04/2022 Tarihli mahkeme kararı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi HMK’nun 352. Maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde ; HMK m.351 atfı uyarınca HMK m. 329 hükümleri uyarınca davalının haksız ve kötü niyetli istinaf başvurusu sebebiyle öngörülen yaptırımlara tabi tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacının istinafa cevap dilekçesindeki talebi yönünden inceleme yapılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 351. Maddesinde “İstinaf başvurusunun kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa, bölge adliye mahkemesince, 329 uncu madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 329. Maddesinde ise ; “ (1) Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur. (2) Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, bundan başka beş yüz Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda , dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelenmiş , yapılan inceleme sonunda davalının istinaf başvurusunda kötü niyetli olduğu ispatlanamamıştır. İş bu nedenle de davacının , davalının haksız ve kötü niyetli istinaf başvurusu sebebiyle yaptırıma tabi tutulması yönündeki talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 ile 352. Maddeleri gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin USULDEN REDDİNE ,2-Davacı vekilinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 329. Maddesi uyarınca davalının haksız ve kötü niyetli istinaf başvurusu sebebiyle yaptırıma tabi tutulması yönündeki talebinin REDDİNE ,3-Davalının istinafında haksız olduğu ve istinafın usulden reddi de göz önüne alınarak, yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının mahsubu ile, yatırılan 201,07 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde karar kesinleşince ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair , dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 31/10/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.