Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1084 E. 2022/1265 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1084 Esas
KARAR NO: 2022/1265
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2021
NUMARASI: 2018/51 E. – 2021/651 K.
DAVA: Menfi Tespit-İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ: 12/01/2018
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 10/04/2018
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA TALEP: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından İstanbul 5. ATM’nin 2018/5 D.İş dosyası ile “19.12.2017 keşide tarihli 145.000-TL bedelli, … Kozyatağı şubesine ait … nolu keşidecesi davacı müvekkili … A.Ş olan çeke “istinaden ihtiyati haciz kararı alınmış ve akabinde İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden diğer takip borçları ile birlikte müvekkil şirketlere karşı anılan çeke ve ihtiyati haciz kararına dayanarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, işbu takip dosyası kapsamında alınan ihtiyati haciz kararını uygulamaya geçilmiş ve müvekkillere ait menkullere, gayrimenkullere ve banka hesaplarına haciz konulduğu, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine konu çek , müvekkil … A.Ş tarafından diğer müvekkil … Tic. A.Ş firması adına keşide edilerek, aralarındaki ticari ilişkiye istinaden verildiği, akabinde söz konusu çek, davacı … Tic. A.Ş yetkilisinin ofis olarak kullanığı evinde 30/09/2017 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayı neticesinde müvekkili şirkete ait bir çok değerli eşya ve işbu dava konusu çek de çalındığını, bu sürece ilişkin gerekli hukuki süreç başlatıldığı, ödeme yasağı kararı alındığı ve savcılık şikayetleri yapıldığını, bu nedenle ilk cirosunun sahte olması sebebiyle ciro silsilesi kopuk olan çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiği de gözetilerek müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığına karar verilmesi gerektiğini, arz ve izah edilen sebepler ile davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına ödenecek tutarın ya da depo edilecek teminat mektubunun davalı alacaklıya ödenmemesi ve paraya çevrilmemesi yolunda İİK 72/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalılara alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP: Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı keşideci yanca her ne kadar takibe konu çekin diğer davacı … Tic. A.Ş’ye teslim edildikten sonra çalındığı ve sahte imza ile 3.kişi eline geçtiği iddiası , işbu iddianın düzgün ciro silsilesi ile çeki devir alan iyi niyetli müvekkiline karşı ileri sürülebilmesi mümkün olmadığını, çekin çalıntı olduğu iddiası davacı keşideci tarafından ileri sürülemeyeceği gibi yine keşideci tarafından çekte yer alan imzaya ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürülmediğinden “imzaların istiklali prensibi” gereğince keşidecinin çekten doğan sorumluluğunun devam ettiği, işbu sebeple huzurdaki davanın keşideci yönünden tefrik edilerek reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar tarafından huzurdaki dava kötü niyetli olarak ikame edildiğinden İİK 72.maddesi gereğince %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP: Birleşen İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/325 esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul 5.ATM’nin 2018/5 D.İş sayılı dosyası üzerinden 19/12/2017 keşide tarihli, 145.000-TL bedelli … Kozyatağı Şubesine ait … numaralı keşidecisi … A.Ş lehtarı … Tic. A.Ş olan çeke ilişkin haciz kararı aldırarak İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe konularak İstanbul 16.ATM’nin 2018/51 esas sayılı dosyası üzeriden menfi tespit davacı açıldığını, bu kapsamda öncelikle huzurdaki davanın İstanbul 16.ATM’nin 2018/51 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ederek, dava takibe konu çekin iptali ile çekin müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Birleşen İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/325 esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin meşru hamil olduğunu, kötü niyetinin ispatlanması gerektiğini, ciro silsilesinin düzgün olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2018/51 Esas): İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.10.2021 tarih ve 2018/51 Esas – 2021/651 Karar sayılı kararıyla; “…imza inkarı mutlak def’ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebileceği, mahkememizce ve yukarıda anılan icra hukuk mahkemesince alınan bilirkişi raporları uyarınca çekte 1.ciranta … Tic. A.Ş’ye atfen kaşe üzerine atılmış imzanın mevcut mukayese imzalara kıyasla şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığının belirlendiği görülmekle davacı … yönünden asıl davanın kabulüne ve davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davacı keşideci … A.Ş kendi imzasına itiraz etmemiş ve ilk ciranta olan diğer davalının imzasının sahteliğine dayanarak işbu davayı ikame etmiş ise de; imzaların istiklali prensibi gereği kendi imzasından ve borcundan dolayı sorumluluğu devam edeceğinden davacı … A.Ş yönünden asıl davanın reddine karar verilmiştir. Birleşen davada; davaya konu çek üzerinde Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.10.2017 tarihli tedbir kararı ile ödemeden men yasağının işlendiği, çekin davalı tarafından bankaya sorulduğu 19.12.2017 tarihinde tedbir kararı nedeniyle işlem yapılamadığının muhatap bankaca çeke şerh düşüldüğü, takibin tedbir kararının öğrenildiği bu tarihten sonra yapılması nedeniyle davalı tarafın çekin davacının rızası dışında çıktığını bilebilecek durumda olduğu anlaşılmakla, birleşen davanın kabulüne ve çekin istirdadına.” karar verilmiştir.
DAİREMİZİN GERİ ÇEVİRME KARARI: Kararın davalı … vekili ile katılma yoluyla davacı … Satış Mağazaları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 22.03.2022 tarih ve 2022/461 Esas – 2022/498 Karar sayılı ilamıyla; “Hükme karşı istinaf talebinde bulunan davalı … vekiline gerekçeli kararın 02/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin istinaf dilekçesini UYAP üzerinden 17/01/2022 tarihinde, yani süresi geçtikten sonra sunduğu, ayrıca davalı … vekilince asıl dava yönünden istinaf harcının ikmal edilmediği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin de katılma yoluyla istinaf talebinde bulunduğu görülmüş olup istinaf talepleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine” karar verilerek dosya mahkemesine iade edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAF DEĞERLENDİRME KARARI: Dairemizce dosyanın ilk derece mahkemesine iade edilmesinden sonra İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2022 tarih, 2018/51 Esas – 2021/651 Karar sayılı kararıyla; “Mahkememizce verilen 2018/51 E- 2021/651 K. Sayılı 05/10/2021 tarihli kararın davalı … vekili ile davacı vekiline 02/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin mahkemeye UYAP sistemi üzerinden sunduğu 17/01/2022 tarihli dilekçe ile kararı istinaf ettiği, davalı vekilinin istinaf talebini UYAP sistemi üzerinden sunması nedeniyle iki haftalık istinaf süresinin 16/01/2022 tarihinde saat 00:00 da sona erdiği, istinaf dilekçesinin bu süre geçtikten sonra 17/01/2022 tarihinde mahkemeye sunulduğu, yine davalı vekilince asıl dava yönünden harçların verilen kesin sürede ikmal edilmediği, davacı … A.Ş vekilinin ise davalı vekilinin istinaf talebinden sonra asıl dava yönünden katılma yoluyla istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin süresinden sonra sunulan istinaf dilekçesinin reddine ve davacı … A.Ş vekilinin katılma yoluyla istinaf talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı … A.Ş. vekilinin, istinaf talebinin değerlendirilmesi (reddi) kararının tebliğinden itibaren bir haftalık yasal süre geçtikten sonra istinaf dilekçesi verdiği görülmüştür. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; “Tarafımızca asıl davada sadece davacı … yönünden verilen vekalet ücretlerini istinaf ettiklerini, birleşen çek istirdatı davasını da istinaf ettiklerini, Asıl dava dosyasının tarafımıza istinaf harç ve giderlerinin ödenmesi için muhtıra gönderilmesine rağmen tarafımızca harcın ikmal edilmediğini, bu nedenle davacı … A.Ş.’nin katılma yoluyla kararı istinaf edebilmesinin mümkün olmadığını, Birleşen dava dosyasında; tarafımıza gerekçeli karar 02.01.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 16.01.2022 tarihinde itiraz son gün olmakla beraber bu tarih Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle tarafımızca 17.01.2022 tarihinde itiraz edildiğini, dolayısıyla yasal süre içerisinde istinafın bulunduğunu, Müvekkilin çeki ‘ciro’ yoluyla iktisap etmiş olup, muntazam ciro silsilesine göre müvekkil çekin meşru hamili olduğu için ona karşı senedin rıza dışında elden çıktığı iddiasının ileri sürülemeyeceğini, Müvekkil şekli anlamda meşru cilo silsilesine (muntazam) dayanarak çeki iktisap ettiğinden bu durum davalı müvekkilin iyi niyetli hamil olduğunu ispatlar nitelikte olduğunu, TTK’nın 792. maddesi uyarınca davalı müvekkilin çeki kötüniyetli iktisap ettiğini ve iktisabında ağır kusurlu bulunduğunun ispatlanamamış olmasından dolayı birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Çekin son hamili davalının çekte dördüncü sıradaki ciranta olduğu, davacı lehtar adına yapılmış sahte cirodan sonra çekin iki ayrı ciranta tarafından ciro edildiği ve muntazam ciro silsilesine göre son olarak müvekkilin elinde bulunduğu, çekteki davacı lehtar imzasının sahte olmasının tek başına müvekkilin çeki kötüniyetle iktisap ettiği sonucunu doğurmayacağı, müvekkilin kötüniyetli olduğunu ispat yükünün davacıda olduğu ve davacı tarafından bu hususun ispat edilemediği anlaşılmakla müvekkilin meşru hamil olduğunun kabulüyle, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulünün doğru olmadığını, Çek üzerindeki imzainzu keşideci … A.Ş,tarafından itiraz edilmediğini, imzaların istikbali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olup, başkasının imzalarının sahte olması imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, kendi imzasını inkar etmeyen keşidecinin, yetkili hamil müvekkile karşı sorumluluğunun devam ettiğini, Müvekkil çeki ticaret gereği elde ettikten sonra keşide tarihinde bankaya gittiğinde tedbirden dolayı işlem yapılamadığını, bu durumda müvekkil çeki iktisap ederken değil, çekin tahsilatını yaparken elden çıktığını öğrendiğini, Çeki elinde bulunduran meşru hamilin çeki edinme nedenini ispatlamakla yükümlü olmadığını, bu hususta davacının hamilin kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiğini ve ağır kusurlu (bilebilecek) bulunduğunu kesin ve inandırıcı delillerle ispat etmesi gerektiğini, aksi düşüncenin kabulü çekin mücerretlik vasfını ortadan kaldıracağını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının açıklanan şekilde kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, asıl davada menfi tespit, birleşen davada ise çekin istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, 05.10.2021 tarihli kararla; “…ASIL DAVADA, alınan bilirkişi raporları uyarınca çekte birinci ciranta … Tic.A.Ş’ye atfen kaşe üzerine atılmış imzanın davacı şirket yetkilisi eli ürünü olmadığı anlaşıldığından davacı … yönünden asıl davanın kabulüne; Davacı keşideci … A.Ş. kendi imzasına itiraz etmediğinden davacı … A.Ş yönünden asıl davanın reddine, BİRLEŞEN DAVADA; takibin tedbir kararının öğrenildiği tarihten sonra yapılması nedeniyle davalı tarafın çekin davacının rızası dışında çıktığını bilebilecek durumda olduğu anlaşılmakla, birleşen davanın kabulüne ve çekin istirdadına.” karar verilmiştir. Kararın davalı … vekili ile katılma yoluyla davacı … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 22.03.2022 tarihli ilamıyla; istinaf sürelerinin ve harçların yatırılma durumlarının gözetilerek tarafların istinaf taleplerinin değerlendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine” karar verilerek dosya mahkemesine iade edilmiştir. İlk derece mahkemesinin 31/03/2022 tarihli kararıyla; “…davalı … vekilinin süresinden sonra sunulan istinaf dilekçesinin reddine ve davacı … A.Ş vekilinin katılma yoluyla istinaf talebinin reddine” karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararının davacı … A.Ş vekiline 09.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafı için 26.04.2022 tarihinde dilekçe verildiği, istinaf dilekçesinin reddi kararlarına karşı HMK.346/2 maddesi gereğince bir hafta içinde istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, davacı … A.Ş. vekili tarafından bu süre geçirildikten sonra verilen istinaf dilekçesinin süresinde olmadığı; kaldı ki, asıl davadaki davalı … istinafının da geçerli olmaması nedeniyle davacının katılma yoluyla istinafının da incelenemeyeceği ve bu konudaki ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşıldığından, davacı … A.Ş. vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin 31/03/2022 tarihli kararının davalı … vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf edildiği görülmüştür. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı … vekiline mahkemenin 05.10.2021 tarihli kararının 02.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 17.01.2022 tarihinde istinaf dilekçesinin verildiği, iki haftalık yasal istinaf süresinin aşıldığı ancak son günün hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle istinaf başvurusunun süresinde kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ancak davalı vekilinin, mahkemenin asıl ve birleşen dava yönünden eksik istinaf harçlarının ikmali için çıkardığı muhtıranın davalı vekiline tebliğine rağmen, asıl dava yönünden harçların yatırılmadığı, birleşen dava yönünden harcın ikmal edildiği görülmekle; ilk derece mahkemesinin 31.03.2022 tarihli davalının istinaf talebinin reddine dair kararının asıl dava yönünden isabetli olduğu, ancak birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun geçerli olmasına rağmen birleşen dava yönünden de istinaf talebinin reddine karar verilmesi hatalı olduğundan; ilk derece mahkemesinin davalı … vekilinin birleşen (İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/325 Esas) davaya yönelik istinaf dilekçesinin reddi kararının kaldırılarak, birleşen dosya ile sınırlı olmak üzere esastan istinaf incelemesi yapılmıştır. Birleşen davanın dava konusu 19.12.2017 keşide tarihli ve 145.000,00 TL tutarlı çekin istirdadı istemine yönelik olduğu, davacı … Tic.A.Ş.’nin çekin lehtarı ve birinci cirantası , davalı …’nin ise çekin hamili durumunda oldukları, davacı … A.Ş’nin çekin keşidecisi olduğu ve keşideci imzasının bu davacının kabulünde olduğu, buna göre imzaların istiklali ilkesi gereğince davacı keşideci … A.Ş.’nin çekteki sorumluluğunun devam ettiği, çekteki ciro silsilesinin görüşüşte düzgün olduğu, davalı hamil …’nin şekli anlamda meşru düzgün cilo silsilesine dayanarak çeki iktisap ettiğinin ve iyi niyetli hamil olduğunun aksinin çekin istirdadını isteyen davacı … Tic.A.Ş. tarafından ispat edilmesi gerektiği, kötüniyet ve ağır kusurun çekin tahsili aşamasında değil davalı hamil tarafından iktisabı anında olması gerektiği, TTK’nın 792. maddesi uyarınca davalının çeki kötüniyetli iktisap ettiğini ve iktisabında ağır kusurlu bulunduğunun ispatlanamamış olması nedeniyle mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı … vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması kaldırılması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA: 1-Davalı …’nin asıl davaya yönelik istinaf isteminin reddine, 2-Davacı … Anonim Şirketi’nin asıl davadaki katılma yoluyla istinaf isteminin reddine,
BİRLEŞEN DAVADA: 3-Davalı …’nin birleşen dosya yönünden mahkemenin ek kararına yönelik istinaf isteminin kabulüyle, mahkemenin 31.02.2022 tarihli ek kararının bu davalıyla ve birleşen dosya ile sınırlı olarak kaldırılmasına, 4-Birleşen dosya yönünden; A) Birleşen davanın reddine, B) Şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına, C) Birleşen dava yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 2.476,24 TL harçtan mahsubu ile artan 2.395,54 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı … Tic. A.Ş’ye iadesine, Ç) Birleşen davada davacı … Tic. A.Ş tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, D) Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 17.725,00 vekalet ücretinin davacı … Tic.A.Ş.’den alınarak bu davalıya verilmesine,
İSTİNAF YARGILAMASI YÖNÜNDEN; 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı …’ye iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden davacı … Anonim Şirketi’nden alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan toplam 5.510,00 TL harçtan mahsubu ile artan 5.429,30 TL harcın talebi halinde davacı … Anonim Şirketi’ne verilmesine, 7- İstinaf aşamasında davacı … Anonim Şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 8-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının birleşen dosya davacısı … Anonim Şirketi’nden alınarak davalı …’ye verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/07/2022