Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1073 E. 2022/1283 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1073 Esas
KARAR NO : 2022/1283
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2022
NUMARASI: 2021/183 E. – 2022/113 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında; SGK kayıtlarında misafir işyeri siciliyle faaliyette bulundukları adrese (… Mh. … Sk. … … Blok … Kayapınar/Diyarbakır adresindeki) 05.02.2020 tarihinde tebliğ edilen … haciz ihbarnamesinin bizzat iş bu icra dosya borçlusu …’a teslim edildiğini, yine aynı adrese 13.03.2020 tarihinde tebliğ edilen … haciz ihbarnamesinin müvekkili şirket çalışanı dahi olmayan …’e teslim edildiğini, bu sebeple her iki tebligatın da usulsüz olduğunu, müvekkili şirkete yapılan biri hariç tüm tebligatların usulsüz olduğunu,18.03.2020 tarihli maaş haczine cevap veren üçüncü şahıs olarak 24.03.2020 tarihinde Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nde …’a iadeli taahhütlü posta yoluyla teslim edilen yazılı beyanlarının Diyarbakır İcra Müdürlüğünce hukuka aykırı olarak işleme alınmadığından müvekkili şirketin işbu icra dosyasına borçlu olarak kaydedilip sonrasında da üzerine haksız ve hukuksuz olarak uygulanan haciz işlemlerinin öncelikle teminatsız, ancak mümkün olmaz ise; mahkemece takdir edilecek teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı ile kaldırılmasını, yargılama sonucu davanın kabulü ile müvekkili şirket üzerindeki tüm haciz işlemlerinin iptali ile davacı müvekkilinin davalı tarafa karşı borcu bulunmadığının tespiti ve %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden arabululucuk başvuru şartı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davacının tebligatların usulüne uygun yapılmadığına ilişkin itirazlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek; haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine, davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/183 E. – 2022/113 K. sayılı kararıyla; “Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, İİK. 89/3. maddesi gereği 3. kişi tarafından açılan Menfi Tespit davası olduğu, İİK’nun 89. maddesi uyarınca açılacak menfi tespit davalarının 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede açılması gerektiği, mahkememizce UYAP sureti celp olunan Diyarbakır … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile Diyarbakır 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/877 Esas-2020/931 Karar sayılı dosyaları incelendiğinde; davacı yanın … haciz ihbarnamesinin 20.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise; İİK’nun 89. Maddesinde düzenlenen 15 günlük süre dolduktan sonra 11/03/2021tarihinde açıldığı, yasada öngörülen iş sürenin de hak düşürücü süre mahiyetinde olduğu ve her aşamada resen dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından ve davacı yanın ıslaha yönelik talebine de az yukarıda yazılı gerekçelerle itibar edilmediğinden, davanın İİK 89.maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde açılmadığı anlaşıldığından hak düşürücü süre yönünden usulden reddine ve davanın usulden (süreden) reddi nedeniyle, davalı aleyhine İİK 89/3 maddesinde öngörülen tazminata hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Yerel mahkeme tarafından iş bu davanın İİK 89/3 maddesi gereği 3. kişiler tarafındn açılan menfi tespit davası olduğu ve davanın 15 günlük hak düşürüü sürede açılmadığı yönündeki gerekçesi haksız ve hukuka aykırıdır. iş bu dava İİK 72. maddesine göre açılmış bir menfi tespit davası olup dava süresinde açılmıştır, Müvekkil şirketin dava dışı asıl takip borçlusu …’ın işvereni olduğunu, müvekkilin tebligat adresinin İstanbul olduğunu, dosya borçlusu ile müvekkil şirket arasında işçi – işveren ilişkisi olduğunun bilinmesine rağmen kötü niyetli olarak müvekkil şirkete İİK 89. maddesine göre haciz ihbarnameleri gönderildiğini, Davalı takip alacaklısının müvekkile maaş haciz müzekkeresi tebliği sonrasında kötü niyetle hareket ederek müvekkil şirkete ulaşmayacağını öngörerek haciz ihbarnamelerini gönderdiğini, 89/2 haciz ihbarnamesinin müvekkil şirket çalışanı dahi olmayan …’e teslim edildiğini, akabinde haberdar olunamayan ve itiraz edilemeyen haciz ihbarnameleri sonucu davacı müvekkilin borçlu durumuna düşürüldüğünü, İcra Müdürlüğü tarafından hatalı adrese yapılan tebligatlar dikkate alınmadan ve yine maaş haciz müzekkerelerinin şirkete değil borçlunun kendisine tebliğ edildiği hususu incelenmeden müvekkil şirketin icra dosyasına borçlu olarak kaydedilmesi ve hakkında haciz işlemi uygulanması hakka, hukuka ve özellikle de İİK hükümlerine aykırı olduğunu, İİK 72. maddesi gereği menfi tespit davası açma şartlarının oluştuğunu, ayrıca üçüncü kişinin genel menfi tespit davası açamayacağı yolunda herhangi bir yasal düzenleme de bulunmadığını, bu nedenle haciz ihbarnameleri sonucu borçlu durumuna düşürülen üçüncü kişinin İİK’nun 72. maddesindeki genel hükümden yararlanamamasının yasanın amacına uygun düşmeyeceğini, alacağın tümünün müvekkil şirketten tahsil edilmesinin açıkça hukuka aykırı olacağını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava; üçüncü kişinin açtığı İİK 89/3.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle bu ihbarnamelere itiraz edilemediğini, takip borçlusuna ve takip alacaklısına borcunun olmadığını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…davanın İİK. 89/3. maddesi gereği üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davası olduğu, İİK’nun 89. maddesi uyarınca açılacak menfi tespit davalarının 3.haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede açılması gerektiği, 89/3 haciz ihbarnamesinin davacıya 20.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 15 günlük süre dolduktan sonra 11/03/2021tarihinde açıldığı, yasada öngörülen işbu sürenin hak düşürücü süre olduğu, davacının ıslaha yönelik talebine itibar edilmediğinden, davanın hak düşürücü süre yönünden usulden reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın İİK 89/3 maddesi uyarınca açılmış olan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, İİK 89. maddesi uyarınca birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine 7 gün içerisinde itiraz edilmemesi sebebiyle borç zimmetinde sayılan üçüncü kişi İİK 89/3. maddesi gereğince üçüncü haciz ihbarnamesine karşı 15 günlük süre içinde menfi tespit davası açtığı takdirde bu davada üçüncü kişi takip borçlusuna borçlu olmadığını ispata mecbur olduğu, İİK.89/1 haciz ihbarnamesinin 05.02.2020 tarihinde, İİK.89/2 haciz ihbarnamesinin 13.03.2020 tarihinde, İİK.89/3 haciz ihbarnamesinin davacının iki ayrı adresine 17.08.2020 ve 20.08.2020 tarihlerinde davacıya tebliğ edildiği, davacının tebliğlerin usulsuz olduğu yönünde Diyarbakır 1.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/877 Esas – 2020/931 Karar sayılı dosyası ile açtığı davanın reddedildiği ve hükmün istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, işbu davanın 11/03/2021 tarihinde açıldığı ve buna göre davanın 15 günlük hak düşürücü sürede açılmadığı anlaşıldığından; ilk derece mahkemesi tarafından davanın süre yönünden reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacı şirketin haciz ihbarnamelerine konu Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tarafı olmadığı, dosya borçlusu …’ın davacı şirkette çalıştığı, takip alacaklısı davalının talebi üzerine davacıya haciz ihbarnameleri gönderildiği ve yasal süresi içinde itiraz etmeyen davacının haciz ihbarnamesi kapsamındaki borçtan sorumlu tutulduğu olayda davacının açtığı menfi tespit davasının İİK.89/3 maddesi kapsamında olduğunun ve ıslah yoluyla davanın İİK 72 maddesi kapsamındaki menfi tespit davası olarak görülemeyeceği yönündeki ilk derece mahkemesi kararı da yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/07/2022