Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/104 E. 2023/1718 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/104 Esas
KARAR NO: 2023/1718
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2017/316E, 2020/395K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/156 esas sayılı dosyası ile … ve dahili davalı olarak …San ve Tic. Ltd. Şti aleyhine tecavüzün men’i, ref’i ve tazminat talepli dava açıldığını, yargılama sonucunda davalı … açısından davanın husumetten reddine, dahili davalı açısından davanın kabulüne karar verildiği, Yargıtay incelemesinden geçen kararın bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı doğrultusunda davacıya … hakkında dava açıp açmayacağı, açılması halinde de birleştirme olup olmayacağı hususlarında süre verilmesine rağmen davanın açılmadığını ve sonuç olarak davanın usulden reddine karar verildiği, bu nedenle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, … ibaresinin müvekkili şirketin ticaret unvanında yer aldığı gibi müvekkili adına tescil edilen çok sayıda markanın esas unsurunu oluşturduğunu, müvekkili şirketin 1964 yılından bu yana gerek ulusal gerekse de uluslararası alanda kalitesinden ödün vermeksizin ve kalitesini dünya standartları ile birlikte en üst seviyeye getirme amacını ve müşteri memnuniyetini ilke edinerek, dünya çapında mağazaları olan global bir şirket haline geldiğini, … markasının şirket ortaklarının isimlerinden ilham ile oluşturulduğunu, özgün bir marka olduğunu, … ibaresinin tek başına bir anlam ifade etmemekle birlikte müvekkili tarafından oluşturulmak ve yoğun emekler neticesinde marka haline getirildiğini, TPMK nezdinde müvekkili şirket adına … numarası ile tanınmış marka olarak tescil ettirildiğini, … markasının 45 sınıfın tamamında da korunması için TPMK’ya … başvuru numarası ile başvuru yapıldığını, tescil başvurusunun kısmen kabul edildiğini, buna itiraz ettiklerini, ancak üçüncü kişiler tarafından müvekkili şirketin başvurusuna itiraz edildiğini, bu itirazların reddedildiğini ve 30/10/2014 tarihinde tescil kararı verildiğini, ancak dava süreçleri devam ettiğindin markanın henüz kesinleşmediğini, davalı yanın müvekkili adına tescilli markasını seyahat acentesi olarak kullandığı işyerinde, iş yeri unvanı olarak … ve … adı ile kullandığını, tabela, kart adres, broşür ve faturalarında da bulundurmak suretiyle müvekkilinin marka tescili ile korunan haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerde bulunduğunu, bu durumun İstanbul Kapatılan 3. FSHHM’nin 2014/156 esas sayılı dosyası ile de tespit ettirildiğini, davalının yanın kullanmış olduğu markanın yazılış biçimi, fonetiği ve harflerinin de tamamen müvekkili adına tescilli … ve … markalarının yazılış biçiminde olduğunu, davalıya kullanımların sonlandırılması için noter kanalıyla ihtarname gönderdiklerini, ancak davalının kullanımlarına son vermediğini iddia ederek, belirsiz alacak davası olarak ikame ettikleri iş bu dava ile, davalının müvekkilinin … markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, men’ine, ref’ine, davalının haksız kullanımlarına son verilmesine ve tüm resmi kayıtlarda, tüm yazılı ve basılı evrakları ile tabela, reklam, kartvizit, katalog, poşet ambalaj malzemesi, internet sitesi, tanıtıcı doküman ve sair tüm alanlarda kullanılan … ibaresinin terkinine, markanın haksız olarak kullanıldığı mezkur belge ve materyallerin imhasına, fazlaya ilişin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.*Davacı vekili ıslah dilekçesinde, 10.000 TL olarak talep ettikleri maddi tazminat miktarını 90.000 TL arttırarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, 100.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” ibareli markasının 07/05/2008 tarihinde tescil edildiğini, iş bu davada hem hak düşürücü sürenin hem de zamanaşımı oluştuğunu, müvekkilinin …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin tamamını 2009 yılında devir aldığını, şirketin tamamen devralınmadan önce 07/05/2008 tarihinde … başvuru numarası ile “… ” ibareli markası ile TPMK’ye başvurduğunu ve 29/06/2009 yılında onaylandığını ve koruma tarihi 07/05/2008 olarak kayıt altına alındığını, markanın oluşumunun şirketin faaliyet alanının İngilizce karşılığı olan kelimelerin ilk harfleri ile kurucu ortağı olan …’ın isminin ilk iki harfi ve soyadının ilk iki harfinin birleştirilmesinden oluşturulmuş bir marka olduğunu, müvekkili firmanın şirketin tamamını devralmadan önce ilk sahipleri tarafından oluşturulan ve kullanılan … markasının davacı şirketin markasıyla veya onu taklit edip tanınmasından faydalanmak amacıyla oluşturulmuş bir marka olmadığını, müvekkilinin şirketi devralmadan önce şirketin unvan olarak … markasını kullanmakta olduğunu, bu tarihlerde davacının markasının tanınmış marka statüsünde dahi olmama ihtimalinin olduğunu, şirketin daha önce kullandığı ismi marka olarak 2008 yılında tescil ettirdiğini, İstanbul Kapatılan 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2008/96 esas sayılı dosyası ile davalı … davalı olduğu ve müvekkili firmanın da sonradan dahili davalı olarak eklendiği, müvekkili firmaya tebligat yapılmadığını bu nedenle müvekkilinin haberdar olmadığı için herhangi bir savunma yapamaya imkan bulamadığını, kararın müvekkili firma aleyhine çıktığını, davacının kararı icraya koyması sonucu davadan haberdar olduğunu ve kararı temyiz ettiğini, müvekkili lehine kararın bozulduğunu, sonrasında yapılan yargılamada müvekkilinin davada hasım olmaması sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiğini, müvekkili firmanın … markasını ticari unvanı olarak kullanmadığını, ilk gündün itibaren TPMK nezdinde kendi adına tescilli olan … markasını kullandığını, müvekkilinin faaliyet gösterdiği ticari alan olan seyahat acenteliğinin davacı tarafın faaliyet gösterdiği ticari alanlardan biri olmadığı gibi verdiği hizmetin de herhangi bir aynılığı veya yakınlığının olmadığını, gerek tarafların birbirlerinden farklı alanlarda faaliyet göstermelerinin ve gerekse de kullanılan markanın bir bütün olarak yazılış ve kullanılış şeklinin, ortada herhangi bir marka hakkına tecavüzün olmadığının en açık göstergesi olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı kullanımlarının (tescil harici kullanımdan kaynaklı davalı markasına yaklaşmak suretiyle meydana gelen kullanımlar yönünden) markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, bu kapsamda davalıya ait iş yerinde davacının tescilli markasını “…” ibaresini ön plana çıkarmak suretiyle tescilden farklı olarak yer alan kullanımlarının tabela, reklam, kartvizit, katalog vs tanıtım malzemesinin ve materyalin toplatılarak yeddi emine tevdine, karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, infazda bilirkişi raporunun dikkate alınmasına, hüküm eki sayılmasına,2-Yine davalıya ait www….com adlı site içerisinde yer alan ve davalının tescil kapsamında kalmayan davacının tescilli markaları ile iltibasa sebebiyet verdiği değerlendirilen “…” ibaresini içeren içeriklerin kaldırılmasına, aksi takdirde siteye erişimin engellenmesine, 3-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, takdiren 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,4-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,5-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına,” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Maddi tazminatın 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname m.66/2-c uyarınca hesaplanması talep edildiğini, İstanbul Ticaret Odası tarafından ise “davaya konu olan markanın cirosunun %15’i oranında rakamın emsal lisans bedeli olarak tespit edilebileceği” yönünde görüş bildirildiğini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde “emsal lisans bedelinin dava tarihi itibariyle 47.395.624,05-TL olabileceği” belirtildiğini, davalının ticari defter ve kayıtları incelenerek “emsal lisans bedelinin dava tarihi itibariyle 144.383,22-TL olabileceği” kanaati bildirildiğini, her ne kadar müvekkili şirket markası halihazırda 39. ve 41. sınıflarda kullanılmasa da müvekkil şirket, davalı şirket ile yahut aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirket ile lisans sözleşmesi akdederek “…” markasının 39.ve 41. sınıflarda kullanılmasını sağlayabileceğini, ilk derece mahkemesinin maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair gerekçesi aynı karar içeriğindeki marka hakkına tecavüzün tespiti kararının gerekçesinin çeliştiğini, Markanın tanınmış marka olduğunu, tecavüzün tespit edildiğini, bilirkişi tarafından hesaplanan maddi tazminat bedeline mahkeme tarafından makul bir pay daha eklenmesi gerektiğini, hükmolunan maddi tazminatın yerinde olmadığını, haksız kazanç oluşacağını, maddi tazminat isteminin tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İstanbul 3. FSHM’nin 2014/156 esas 2014/294 karar sayılı (bozma öncesi 2008/96 esas 2012/195 karar) davanın usulden reddine ilişkin verilen 25/12/2014 tarihli kararın 25/05/2015 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden kararda herhangi bir belirleme yapmadığını, kararda bozma doğrultusunda … San. Ve Tic. Ltd. Şti. hakkında davanın usulden reddedildiğini, Müvekkilinin 2008 yılında tescil ettirdiği markasına karşı 2016 yılında dava açılmış olmasını, zaman aşımı süresi yönünden, dosyanın 2014 yılında kesinleştiğini illeri sürerek yanlış değerlendirme yapılmasının yerinde olmadığını, zira müvekkili hakkında açılmış dava olmadığını, Bilirkişi kök raporunda müvekkil firmanın İnternet ortamında … ibaresini büyük ve renklendirerek kullanmasını, … ibaresinin münhasıran kullanıldığını, … nin neredeyse herkes tarafından bilindiği algısını yaratarak müvekkilin … markasının bütün olarak kullanıldığını göz ardı edilerek rapor düzenlendiğini,müvekkili tarafından … ibaresinin renklendirilerek veya ayrı olarak kullanılmadığını, … ibaresinin büyük puntolar ile yazılmadığını, bilirkişinin yanlış tespitlerini kabul ettiğini ve düzeltme yoluna gittiğğni ancak aleyhte rapor kanaatini değiştirmediğini, markanın karıştırma ihtimalinin ortalama bir tüketici açısından mümkün olmadığını, Davacı taraf … ibaresini bütün kullanımlarında ilk kelime olarak kullanmış ve değişik yazı şekillerini kullanmışken muvekkilini … ibaresini ayrı olarak kullanmadığı gibi bitişik olarak … olarak kullandığını, Tanınmış markanın oluşumu ve tanınmış markanın tanınmışlığından faydalanmak ve haksız kazanç elde etmek, Tanınmış markanın itibarının zedelenmesi olgularının çok somut olarak ispatlanması gerekirken, yerel mahkeme bu hususta herhangi bir tespitte bulunmadığını, Markanın iyi niyetli olarak tescil kapsamında kullanılmasının maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine engel olacağını, mahkemenin, başkaca herhangi bir araştırma yapmaksızın davacı tarafın tanınmışlığını TPE kayıtlarını baz alarak kabul etmesi ve müvekkilinin apayrı bir sektörde faaliyet gösteren ve görsellerinde farklı bir tema ve görüntü kullanmasına rağmen ” Tanınmış Markaya Tecavüz” olarak değerlendirme yapmasının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, 2012/11972 tescil nolu “…” ibareli markanın 20 ve 21.sınıf emtialarında 06/03/2013 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 35.sınıf emtialarında 04/06/2013 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 05, 08, 21 ve 25.sınıf emtialarında 08/04/2005 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 35.sınıf emtialarında 26/03/2009 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 05, 06, 20, 21 ve 25.sınıf emtialarında 28/04/2005 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “… ” ibareli markanın 14, 18, 25 ve 35.sınıf emtialarında 06/02/2008 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 24, 25, 28 ve 35.sınıf emtialarında 04/06/2013 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu ” …” ibareli markanın 05, 08, 21 ve 25.sınıf emtialarında 03/10/2006 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 25.sınıf emtialarında 29/05/2008 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 25.sınıf emtialarında 14/04/2008 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 05, 08, 11, 14, 16, 20 ve 21.sınıf emtialarında 08/04/2005 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 03, 09, 14, 18, 24, 25 ve 99.sınıf emtialarında 31/12/1993 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 03, 08, 09, 14, 18, 21, 24, 25, 26 ve 34.sınıf emtialarında 20/09/2006 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 05 ve 25.sınıf emtialarında 25/08/2006 tarihinde tescil edildiği ve … Anonim Şirketi adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.Davalının … nolu “…” ibareli markası 39 sınıfta 07.05.2008 tarihli başvuruya istinaden 29.06.2009 da, .. nolu “… tatil, uçak bileti, vize hepsi için gelin bize” ibareli markası ise 20.11.2015, 22.11.2016 da 39, 41 sınıflarda davalı adına tescil edilmiştir. İstanbul 3. FSHM’nin 2014/156 esas 2014/294 karar (bozma öncesi 2008/96 esas 2012/195 karar) sayılı dosyasında davacı tarafça “… ibareli kullanımların haksız olduğu gerekçesi ile … aleyhine açılan davanın esatan reddine, dahili davalı ….ŞTİ yönünden açılan davanın ise dahili davalı yolu ile davaya dahil etme mümkün olmadığından usulden reddine ilişkin 25/12/2014’te karar verilmiş, kararın 25/05/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.Mahkemece alınan 06/12/2017 tarihli raporda bilirkişiler marka vekili … ve Öğr üyesi … raporlarında; davacı tarafa ait … markasının tescilli ve tanınmış olduğu ve kullanıldığı, davalı taraf adına … numara ile “…” markasının 39.snıfta ve … numara ile “… tatil, uçak bileti, vize, hepsi için gelin bize!” markasının 39 ve 41.sınıflarda tescilli olduğu, seyahat alanında kullanıldığı, davalının internet kullanımında … ibaresinin renklendirerek önplana çıkardığı, mice ibaresini küçük yazdığı, davalının tescilli markaları ile internette kullandığı markasının davacının tescilli tanınmış … markası ile benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı, 6769 sayılı SMK kapsamında düzenlenen marka hakkına tecavüz hükümlerine aykırı bir fiil işlenmiş olduğu ve haksız rekabet oluşturduğu, hususlarında görüşlerini bildirdikleri anlaşılmıştır. 25/06/2018 tarihli ek raporda özetle; davacı tarafa ait 29/03/1993 başvuru tarihli … tescil nolu “…” markasının davalının tescilli markalarından “…” markasının 07/05/2008 başvuru tarihinden önce TPMK nezdinde 22/07/1997 tarihli ilan ile tanınmış marka statüsüne alındığı, davalının www…com adresinde yapılan incelemelerde “…” ibaresinin aynı punto karakterinde ve boyutta yazılmış olduğu, google araştırma motorunda “…” olarak yapılan araştırmada, “…” ibaresinin aynı büyüklükte bitişik nizamda ve “…” ibaresinden punto olarak daha küçük yazıldığı, davalının markasında yer alan “mice” ibaresinin, turizm-seyahat sektöründe markayı diğer markalardan ayırmaya yarayan ayırt ediciliği kuvvetli bir ibare olmadığı, markanın ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğu, ancak bu ibarenin de … isminin kısaltılmışı şeklinde bir algı oluşturmadığı, davacının tescilli tanınmış ve … markası ile benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı ve haksız rekabet oluşturduğu, hususlarında kök raporda sundukları görüşlerini muhafaza ettikleri belirtilmiştir. Mali müşavir bilirkişiden alınan 07/08/2019 tarihli raporda, davacı ile davalı şirket arasında bir lisans sözleşmesinin akdedilmediği, İstanbul Ticaret Odası tarafından davaya konu olan markanın cirosunun %15’i oranında rakamın emsal lisans bedeli olarak tespit edilebileceğinin bildirildiği, davacı şirkete ait 2016-2017-2018 kurumlar vergisi beyannamelerinin incelenmesi neticesinde emsal lisans bedelinin dava tarihi itibariyle 47.395.624,05 TL olarak hesaplandığı, hususlarında tespitler bildirilmiştir.Mali müşavir bilirkişiden alınan 20/03/2020 tarihli ek raporda, davalı şirketin 2009-2010-2011-2012-2013-2018 yıllarına ait ticari defterlerini ibraz etmediği, davalı şirketin ilgili yıllara ait kurumlar vergisi beyannamesinin istenildiği ve hesaplamaların bu yönde yapılabildiği, emsal lisans bedelinin İTO tarafından %15 olarak bildirildiği ve 2016 yılı için 150.035,79 TL olarak hesaplandığı, davalı şirketin ilgili yıllara ait kurumlar vergisi beyannameleri 2019 yılı geçici vergi beyannamesinin incelenmesi neticesinde 10 yıllık lisans kullanım bedelinin ortalamasının dikkate alınması durumunda 144.383,22 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir. İstanbul Ticaret Odası Firma Sicil bilgilerinde, … sicil nolu …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 31/08/1994 tarihinde odaya kayıtlı olduğu, web adresinin www….com olduğu, 79.11.01 nace kodunda kayıtlı olduğu, eski ortaklar listesinde 8 kişinin mevcut olduğu ve bunlardan birinin … olduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE Dava, markaya tecavüzün tespiti, meni refi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekili zamanaşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin istinaf sebepleri ileri sürmüş ise de; davacı yanca markanın haksız kullanımı nedeni ile davalı şirket ortağına dava açıldığı, yargılama sırasında davanın davalı şirkete yöneltildiği, her ne kadar davalı şirket yönünden dava usulden reddedilmiş ise de; davalının kullanımı devam ettiği gibi davacının da sessiz kaldığından söz edilemeyeceği dikkate alındığında usule ilişkin istinafın reddi gerekmiştir.Somut uyuşmazlıkta davacının “…” markasının 22.07.1997’de TPE nezdinde tanınmış marka olarak kabul edildiği, davalının “…” ibareli markasal kullanımları davacının markalarının tescil sınıfı dışında ise de; davacının dava dilekçesi ekindeki deliler, kök bilirkişi raporu ve İstanbul 3.FSHHM 2014/156 esas 2014/294 karar sayılı dosyada alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre davalının internet kullanımında … ibaresini renklendirerek önplana çıkardığı, mice ibaresinin küçük yazıldığının belirlendiği, ek rapordaki tespitlere göre … ibaresinin davalının markasının turizm sektörünün alt kategorisinde bir sektör olup markaya ayırt edicilik katan bir ibare olmadığı, davacının … markasının davalı kullanımından çok önce tanınmış marka olarak kabul edildiği dikkate alındığında mahkemenin dava tarihini dikkate alarak markanın tescilli olduğu hali dışındaki kullanımlar yönünden markaya tecavüz iddiasına dayalı taleplerin kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacı vekilininin maddi tazminata ilişkin, davalı vekilinin maddi ve manevi tazminata ilişkin istinaf istemleri incelendiğinde; davacının maddi tazminat isteminin KHK 66.1.c. Maddesi gereğince lisans bedeline dayandığı, emsal lisans sözleşmesi sunulmadığı, davalının tescil dışı marka kullanımının davacının marka sınıfında olmadığı dikkate alındığında mahkemece TBK 50 md gereğince maddi tazminat takdiri yerinde olduğu gibi hükmolunan maddi ve manevi tazminat mevcut dosya kapsamına uygun olduğundan bu husustaki istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenle taraf vekillerinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,-Alınması gereken 1.366,20-TL harçtan, peşin alınan 341,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023