Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1036 E. 2022/1545 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1036 Esas
KARAR NO: 2022/1545
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/65Esas, 18.03.2022 tarihli ara karar
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesi ile, müvekkilinin 01.09.2014 tarihinde yaptığı başvuru ile TPMK’na “…” ibaresini … tescil numarasıyla marka olarak tescil ettirdiğini, devamla 03.09.2014 tarihinde … adından gerçek kişilere ait ticari işletmesini Türk Ticaret Kanunu’na uygun olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin uzun yıllardır ev ürünleri ve züccaciye alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin tescilli markasını 2014 yılından bu yana kullandığını, bu marka ile pazar payı oluşturduğunu, bu markanın tanınmış bir marka olduğunu, davalının 17.03.2021 tarihinde müvekkili ile aynı faaliyette bulunmak suretiyle müvekkilinin markasının sadece son harfini değiştirerek “…” ibaresiyle marka başvurusunda bulunduğunu ve … tescil numarasıyla söz konusu markayı tescil ettirdiğini, müvekkilinin 7 yılı aşkın süredir kendi emekleriyle var ettiği markayı davalının yalnızca markanın son harfini değiştirmek suretiyle kullanması ve bu marka ile satış yapıyor olması müvekkilinin ticari hayatı için ciddi bir tehlike arz etmeye başladığını, davalı “…” ibaresini marka olarak hizmetlerinde, online satış mağazalarında hala kullanmakta olup müvekkilini iltibas tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını, davalının hukuka aykırı şekilde davrandığını, müvekkilinin marka hakkına saldırıda bulunulduğunu, davalının müvekkilinin ürün görselleri ile satış yapıldığını bu sebeplerle; davalının “…” ibareli markasının müvekkilinin tescilli markasına iltibas meydana getirecek şekilde benzediğinden bu durumun haksız rekabet nedeniyle müvekkilin tescilli markasına tecavüz oluşturduğunun tespitine, ihtiyati tedbir yolu ile davalının müvekkilin tescilli markasını ve ürün fotoğraflarını kullandığından, ürünlerinin toplatılmasına ve satışın dava sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesinde; dava dilekçesine ekli belgelere göre davalının kullanımına dair yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden davacının ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine..” şeklinde karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarlayarak müvekkilinin … ibaresini 01.09.2014 tarihindeki başvuru ile marka olarak tescil ettirdiğini, 2014’ten itibaren kullanmakta olduğunu, markanın tanınmış marka haline geldiğini, Davalının online satış mağazalarında müvekkiline ait ürün ürün fotoğraflarını kullanarak ve müvekkilinin markasın ile aynı isim benzerliğine sahip markası ile müvekkilinin tanınmışlığını kullanarak satış yapmakta olduğunu, Davalının 17.03.2021’de “…” ibaresini marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin markasının sadece son harfinin değiştirilerek kullanılmasının ticari hayat için tehlike oluşturduğunu, Tescilli markanın aynı veya benzerinin aynı mal ve hizmetler için kullanılamayacağının açık olduğunu, marka hakkına saldırı oluşturduğunu, …, …, …, … gibi online alışveriş sitelerinde … ibaresi ile satış yapıldığını, müvekkilinin ürün görselleri ile satış yapan davalının iltibas tehlikesini artırdığını ve müvekkilinin itibarını zedelediğini, hangi kalitede ürün satışı yapıldığı ve nasıl hizmet verdiğinin müvekkili tarafından bilinmediğini, kalitesiz ürün satışının yapılmasının müvekkilinin itibarını zedeleyeceğini, haksız rekabet oluştuğunu belirterek kararın kaldırılmasını, dava sonuna kadar satışın durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün meni ve tazminat istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen somut uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik 18.03.2022 tarihli ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. -Dosyada mevcut marka kayıtlarına göre; … ibareli marka 21 nolu emtia sınıfında 01.09.2014’ten itibaren … adına tescillidir. … ibareli marka 7,8,11,,12, 21, 24, 35 nolu emti sınıfında 17.03.2021’den itibaren davalı …AŞ adına tescillidir. -Davacı vekili dava dilekçesi ekinde; … ve … ibarelerinin bulunduğu internet satışlarına ilişkin görselllerin çıktısını sunmuştur. Somut uyuşmazlıkta; dosyada mevcut delil durumu itibarı ile davalının kullanımı, görsellerin aidiyeti yönünden yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından bu aşamada ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 29/09/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.