Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/103 E. 2023/1486 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/103 Esas
KARAR NO: 2023/1486
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2021
NUMARASI: 2018/1165 2021/650
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin davalıya 27/07/2018 tarihinde 30/10/2018 vadeli 30.000-TL tutarlı çek verip, karşılığında 26.991,38-TL aldığını, davalının işlem karşılığında müvekkiline bono metni olan bir sözleşme imzalattığını, davalının çekin keşidecisi olan şirketin konkordato geçici mühlet kararı alması nedeniyle çekin günü eklenmeksizin davalı tarafından sözleşme ekinde alınan boş bono üzerine 1.000.000 TL yazılarak, bakiyesi 30.000 TL üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, akabinde ödeme emri tebliğ edilmeden müvekkili tarafından 24/10/2018 tarihinde 30.000-TL transfer edildiğini, ihtiyati haciz esnasında da 2.000-TL daha ödeme yapıldığını, mevcut borç için yukarıda ifade edilen bonoya ilişkin takip süreci devam ederken teslim edilen çekin iade edileceği ifade edildiği halde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, bu takip başlatıldığında dosya borcunun kalan kısmının yaklaşık 2.000,00 TL civarında olduğunu, davalı taraf her ne kadar tahsilde tekerrür olmamak üzere takip yapsa da alacağı olmadığı bir çeki takibe koyarak haksız menfaat temin etmeye çalıştığını, müvekkili ile … şirketine de takip yapıldığını, cebri icra tehdidi altında bu firmadan toplamda 38.000-TL tahsilat yapıldığını, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, hesaplamanın doğru yapılarak fazla ödenen paranın faizi ile birlikte istirdadına, haksız ve kötü niyet tazminatına hüküm kurulmasına, karar verilmesini talep dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ödeme aracı olarak verdiği çeklerin ödenmesinin riskli hale geldiğinden akdedilen sözleşmenin feshi ile ek ödeme aracı olarak verilen bononun icra takibine konu edildiğini, davacının temlik ettiği alacağın ödemesini sağlamakla mükellef olduğunu ve davacı ile ada faktoring sözleşmenin 19.maddesine göre müşteri ve borçlulardan birinin ödeme güçlüğü içerisine düşmesinin müvekkilinin kullandırdığı finansmanı geri çağırma hakkı tanıdığını, davacı tarafından yapılan ödemenin müvekkilince kabul edildiğini, bu hususta herhangi bir itilaf bulunmadığını, davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip kapak hesabının 20.489,00 TL olduğunu, borçlu tarafından 24.10.2018 tarihinde yapılan 30.000-TL ödemenin 20.849,38-TL’sinin bu dosya borcundan kalan kısmının ise dayanağı bono olan İstanbul … İcra müdürlüğü … E sayılı dosya borcuna mahsup edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyaya konu çekin keşidecisi tarafından dosya borcunun tamamının ödendiğini ve alınan ödemelerle ilgili fazla tahsil edildiği tespit edilen 7.030,00 TL nin davacı hesabına iade edildiğini savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, davacı ile davalı arasında faktoring sözleşmesi akdedildiği, bu kapsamda davacının davalıya … Bankası Opera/Ankara Şubesine ait 30/10/2018 tarihli … seri nolu 30.000,00-TL bedelli çek verdiği, davalının çekin ödenmesinin riskli hale gelmesi nedeniyle faktoring sözleşmesini feshederek ek ödeme aracı olarak verilen bononun takibe konulduğu, çeke ilişkin olarak davacının davalıya ödeme yaptığını iddia ettiği, davalının da 30.000,00-TL tutarlı ödemeyi kabul ettiği, ödemenin bir kısmının İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı dosya borcuna, kalan kısmının ise … E sayılı takip dosyasındaki borca mahsup edildiğinin belirtildiği, ancak davacı ödemenin hangi borca yapıldığını açıklama kısmında belirttiğinden ödemeye ilişkin olarak davalı tarafından 20.849,38-TL tutarındaki kısmı İstanbul … İcra Dairesinin … E.sayılı dosya borcu için yapıldığını sayması mümkün olmadığı, yine mevcut belgelere göre davacının … esas sayılı dosya için 2.000,00-TL daha ödeme yaptığı, İstanbul … İcra Dairesinin … E.sayılı dosyasının çeke istinaden, İstanbul … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasının ise teminat olarak alınan bonoya istinaden başlatıldığı, dava konusu takiplere konu borçlar bağlantılı olduğundan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davacının fazladan 24.600,25-TL ödeme yaptığı anlaşıldığı gerekçesiyle, davacının dava konusu İstanbul … İcra Dairesinin … E ve … E. sayılı dosyasında takibe dayanak senet ve çeklerden dolayı takip konusu yapılan tutarlar yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine ve fazla ödenen 24.600,25-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek %19,50 avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; -Hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğu, -Davacının ödeme aracı olarak verdiği çeklerin ödenmesi riskili hale geldiğinden, akdedilen sözleşmenin feshi ile ek ödeme aracı olarak verilen bononun icra takibine konu edilmmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığını,-Davacı tarafından yapılan ödeme taraflarınca kabul edilmekte olup, yapılan ödemeden sonra halen daha kalan bakiye alacak bulunması nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takibi başlatıldığını,-Borçlu tarafından fazla tahsil edildiği tespit edilen 7.030,-TL borçlu hesabına iade edildiğini, yalnızca bu hususun bile borçludan fazla tahsilat yapılmadığını ispatlamakta iken yerel mahkemece davanın kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,-Müvekkilinin alacağının tamamını tahsil etmeden çekin iade edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının iddiası gerçeği yansıtmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının icra dosya numarasını belirterek yaptığı ödemenin başka bir icra dosyasına mahsup edilmesinin mümkün olmadığı, bilirkişi raporunda davacının davalıya fazladan 24.600,25-TL ödeme yaptığının tespit edildiği, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.680,44 TL harçtan, peşin alınan 454,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.226,09‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/10/2023